Zulmiye Camii Olur mu? By: reyyan Date: 04 Kasým 2010, 11:28:39
Zulmiye Camii Olur mu?
Prof. Dr. Abdulkerim Abdulkadiroðlu
Cami, Ýslâm'da toplu ibadetlerin yapýldýðý mekanlar için kullanýlan bir tabir olup, çoðulu cevâmî'dir. Camilere "Beytullah-Allah evleri" denir ve buralar harem kabul edilir. Camilerde ibadet yapýlýr; Kur'an, evrad ve ezkâr okunur; dolayýsýyla sevap kazanýlýr. Zulm (ya da zulüm) den gelen Zulmiyye, zulüm ile ilgili ve baðlantýlý demektir. Hiç bu Allah evlerinde zulüm olur mu?
Safranbolu'nun merkezinde Hacý Halil veya Çeþme Mahallesi'nde kâin söz konusu bu cami Halvetî Tarikatý baðlantýlý bir dergâh-camidir. Bu yazýda caminin mimarî özelliklerinden söz etmeyeeceðim.
Helvetîlik'in dört ana kolundan biri olan Cemaliyye'den þu'belenen büyük kol Þa'bâniyye'den gelen Çerkeþiyye'nin iki alt kolundan biri olan Haliliyye'nin þeyhi (Geredeli) Þeyh Halil Efendi'nin halifeleri arasýnda bulunan ve her ikisi de Safranbolulu olan zâtlardan Yazýköylü Mehmed Emin (Mahlasý Þükrî) Efendi'nin hayatta iken þeyhlik görevi yaptýðý yer burasýdýr.
Camii ziyaretimizde kapý üzerinde Zulmiye Camii-1884 levhasýný görünce þaþýrmýþ ve zihnimden þunlarý geçirmiþtim. Cami içindeki halvet odalarýna çile çýkarmak veya i'tikâf için girenlerin bu þahsi tercihlerini bir çeþit zulüm olarak deðerlendiren bazýlarý, keyfiyeti halk arasýnda yayýp, Zulmiye Camii denmesini netice veren bir sonuç almýþ olabilirler.
Safranbolu Müftülüðü'nden temin edilen cami karteksinde de adý Zulmiye Camii olarak geçmektedir ve yaptýraný Gazi Süleyman Paþa, mimarý ise Mehmed Mahzi Efendi denilmektedir.
Herþeyden önce bir camiye Zulmiye Camii denebilir mi? Bunun cevabýný ne mahalli çalýþmalarda, ne de müftülük kayýtlarýnda bulabildik. Kitâbede bu ma'bede Hamidiyye nâmýnýn verildiði, ayrýca Ýhsaniyye olarak da anýldýðý zikredilmektedir. Bânisi olarak yazýlý Gazi Süleyman Paþa'nýn adý bile yoktur.
Ahmed Gökoðlu da bânisinden söz etmemekte, sadece Hattat Mehmed Mahzi demektedir. Aslýnda Mehmed Mahfî olmasý gerekirken hatalý okunuþ Mahzî, takibeden yýllar içindeki çalýþmalarda da tekrarlanmýþtýr. Ýkinci bir hatâ da, Mehmed Mahzi mimar gösterilmiþtir ki kültür dili Osmanlýca'yý bilmeyenlerin hatasýdýr. Mehmed Mahfi, Þevkî'ye ait bir tarih manzumesini taþ üzerine yazan, belki de iþleyen bir taþ ustasýdýr. Bu hatalý okuyuþ, muhtemelen ilk yayýn olan Ahmed Gökoðlu'nun eseri ile baþlamýþ, daha sonra tekerrür ettirilmiþtir. Bir de halk arasýnda Mecid ya da Mescid Camii denilmektedir. Mecid camii denilince Sultan Abdûlmecid adýný çaðrýþtýrmakta ise de, mescid denince önceleri cum'a ve bayram namazlarý kýlýnmayan bir dergâh mescidi iken, sonradan minber konulmasý ile bu toplu namazlarýn da edâ edildiði bir mekân olmasýnýn halk aðzýnda kazandýðý yeni isim gibi düþünülebilir. Nitekim bu konuda Safranbolu üzerine araþtýrmalar ve yayýnlarý bulunan Hulusi Yazýcýoðlu Bey, eski yýllarda müþterek imzalý bir kitaplarý da bulunan merhum Mustafa Al'dan duyduklarýný þöyle nakletmektedir:
Mescid, camiye tahvil edilirken halktan zorla para toplandýðý için zulümden, Zulmiyye denilmiþtir. Bu son tamir 1975 - 1980 yýllarýna rastlamaktadýr. Safranbolu'da malmüdürlüðü yapmýþ ve o mahallede ikâmet etmiþ Mecid Efendi adýndan hareketle Mecid Camii denilmiþ olabilir.
Ýþin daha da mühimi, camide kocaman bir Sultan 2.Mahmud tuðrasýnýn bulunmasýdýr ki, deðiþik zamanlarda tamirler görmüþ bu mabedin ilk inþâsý tarihinin Sultan 2.Mahmud döneminde olmasýdýr. Camiye Hamidiyye veya Ýhsaniyye Camii denmesi düþünülebilirse de, bu belgeye göre Sultan 2.Mahmud veya Mahmudiyye Camii denmesi en mâkul olanýdýr. Kitâbede adý geçen Hamidiyye nâmýnýn verilmesi, tamirlerden biri esnasýnda Sultan Abdulhamid'in maddi yardýmýnýn olduðunu hatýrlatmaktadýr; fakat tuðrasý bulunan padiþahýn adýnýn caminin gerçek adý olmasý akla mantýða ve tarihî gerçeklere daha uygundur.
Sultan 2.Mahmud bu camii niçin yaptýrmýþ olabilir? Bu soru üzerinde durulmasý gerekir ve elimizde son derece muknî belgeler vardýr. Bilindiði üzere sözkonusu cami bir dergâh-camidir ve ittisalindeki türbede, burada þeyhlik yapmýþ Halvetî/Þa'bânî halifelerinden Yazýköylü Hacý Emin Efendi yatmaktadýr. Yanýnda oðlu Þeyh Mehmed Efendi, diðer bir oðlu Þeyh Ahmed Efendi ve Þeyh Ahmed Efendi'nin torunu Þeyh Muharrem Efendiler'in sandukalarý vardýr. Bahçe kýsmýnda bulunan 3 adet mezar Þeyh Hacý Mehmed Efendi Kerimesi, ve Þeyh Abdulkerim Efendi Zevcesi Atiyye Haným'a, Sallamacýoðlu Mehmed Emin Efendi mahdumu Þevket Efendi (1321 veya 1323)'ye ve Þeyh Hacý Mehmed Emin Efendi Mahdumu Mehmed Efendi (1340)'ye aittir.
Sultan 2. Mahmud'un Halvetîliðe karþý sempatisi vardýr ve bu tarikatýn þeyhlerine deðer vermektedir. ...ÝKÝ VESÝKA baþlýklý yazýmda, padiþahýn emrine cevap olmak üzere Þeyh Mustafa Çerkeþî'nin verdiði cevabý ve bundan meydana gelen Risâle fi-Tahkiki't-tasavvuf Risâlesini neþretmiþtim. Çerkeþî'nin bu cevabýný takip eden yýllarda Þeyh Mustafa Efendi'nin Halifesi ve Haliliyye Þûbesi'nin kurucusu Geredeli Þeyh Halil Efendi'yi Ýstanbul'a davet etmiþtir. Halil Efendi, ümmî bilinmesine raðmen "Ameller niyete göredir." hadisine, padiþahýn ve Ýstanbul ulemâsýnýn huzurunda ârifâne ve muknî cevap vererek takdir toplamýþ, hürmet görmüþtür. Ýþte bu Halil Efendi'nin iki büyük halifesinden biri yukarýda temas edilen Yazýköyle H.Emin Efendi, diðeri ise Ýstanbul-Fatih/Sofular Ekmel Tekkesi Þeyhliði Yapmýþ ve büyük takdir toplamýþ, dönemin iki þeyhülislâmý Arif Hikmet Efendi ile Mehmed Sa'ddedin Efendi'nin müntesibi olduklarý Þeyh Ömeru'l-Fuâdî-i Sânî'dir.
Þeyh Halil Efendi, Ýstanbul'da itibar görüp takdir ve hürmet toplayýnca, padiþahtan buraya bir dergâh caminin yapýlmasýný isteyebilir, ya da Sultan arzusunu sormuþ olabilir. Neticede halifesi olan Yazýköylü Emin Efendi burada icrâ-ý faaliyet edecektir. Tuðra bunun en büyük belgesidir. Böylece þimdiye kadar hiç temas edilmeyen bir konuya açýklýk kazandýrdýðýmýzý söyleyebiliriz.
Caminin giriþ kapýsý üzerinde bulunan taþa iþlenmiþ manzumenin þairi Þevki Efendi'nin, Kastamonu'da Þa'bân-ý Velî Dergâhý'nda 16 ncý sýrada post-niþînlik görevine oturarak altýbuçuk yýl süreyle bu görevi îfâ eden ve 13 Þevval 1314 / 17 Mart 1897 Çarþamba günü dünyasýný deðiþtiren þâir ve dîvan Sahîbi Þeyh Ýbrahim Þevki Efendi olmalýdýr. Dîvaný üzerinde bir çalýþma yaptýðýmýz adý geçen þeyhin dîvanýnda bu manzume yoktur; fakat tarih itibariyle uygun düþmektedir. Bir de, o dönemde ve bu muhitte Þevkî mahlaslý baþka bir þâir de yoktur. Ancak bu tarih aþaðýda açýklanacaðý üzere tamir tarihi olmalýdýr. Ahmed Gökoðlu'nun eserine metnini aldýðý kitâbede, fotografta görünen kitâbenin üzerinde bir beyit daha vardýr. Kapý üzerindeki taþ iþçiliðinde bulunmayan bu beyitin ve tamamýnýn nereden alýndýðýna temas edilmemektedir. Merhum Ahmed Gökoðlu' nun incelediði, þu anda meçhûlümüz olan bir baþka metin olmalýdýr.
Sonuç olarak Zulmiye Camii 1884 levhasý kesinlikle ve âcilen deðiþtirilmelidir. Yerine, kitâbeye göre Hamidiyye veya Ýhsaniyye Camii denilebilirse de Sultan 2. Mahmud veya Mahmudiyye Camii denmesi daha ma'kuldûr ve kadirþinaslýk olur. Buna göre kitâbedeki tarih inþa deðil tamir tarihidir. Böyle yazýlabilir. Sultan 2. Mahmud'un tuðrasýnýn altýndaki tarih 1251 / 1835 olduðuna göre, önce Ýnþa tarihi 1251 / 1835, altýna da Tamir tarihi 1301 / 1884 yazýlmasý en doðru olanýdýr.
Yanlýþlar Düzeltilmeli
NOT: Yaklaþýk 10 yýl önce Kütahya Merkezinde bulunan ve bir alay konusu kabul edilebilecek bir isimlendirme olan Alo Paþa Camii hakkýnda da bir yazý yazmýþ ve Diyanet Ýþleri Baþkan Yardýmcýsý Sayýn Sami Uslu Bey ile bizzat görüþerek Ali Paþa Camii þeklinde deðiþtirilmesi ricasýnda bulunmuþtum ve talimatý ile bunda muvaffak olmuþtum. Baþkanlýðýn Safranbolu ile ilgili bu deðiþikliði de süratle yapacaðýna inanýyorum. Aslýnda Türkiye sathýndaki bütün camilere ait karteksler üzerinde ciddi bir inceleme yapýlmalý ve görülen hatalar düzeltilmeli; hatta bu konuda bir komisyon kurulmalýdýr.
Þu iki camiye ait yanlýþ bilgilerde bizi haklý çýkaracaktýr. Eminönün'de bulunan Hidayet Camii'nin kapýsýnda Hidayet Camii 1992 yazýlýdýr. Ben 50 yýldýr bu camii biliyorum. Üsküdar Bülbülderesi'ne giderken yol üzerinde bir mescid var. Kapýsýnda da þöyle bir kitabe: Serçe Hatun Mescidi.
Bu cami H. Harun Ekþi tarafýndan 1998 yýlýnda inþa edilmiþtir. Yýllar sonra bu yanlýþ bilgiler ve tarihler kayýtlara geçecek. Nitekim Diyanet'teki kartekslerin pek çoðu saðlýklý deðildir. Bunlarý görecek müftü, müfettiþ, merkez yetkilisi yok mudur?
KAYNAKLAR: 1. Abdulkerim Abdulkadiroðlu, Halvetîlik'in Þa'bâniyye Kolu, Þeyh Þa'bân-ý Veli ve Külliyesi, Ankara 1991, s. 106-107. 2. Ayný yazar, "Þeriat Ülemasý ile Tarikat Meþayýhý ihtilafý ve Tekke ve Zaviyelere Tayinler Hakkýnda Ýki Vesika", Kültürümüzden Esintiler, Ankara 1997, s.285-308. 3. Ayný yazar, "Osmanlý Döneminde Geredeli Âlimler, Mutasavvýflar, Þâirler ve Diðerleri", Sempozyum Bildirisi, henüz baskýsý tamamlanmadý. (Bkz. Aziz Þeyh Halil Efendi). 4. Ahmet Gökoðlu, Paphlagonia, c.1, Kastamonu 1952, s.249. Mescid (Hamidiye) Camisi; s.321 (Hacý Emin Efendi Türbesi) 5. Abdulkerim Abdulkadiroðlu ve Ülkü Ayan Özsoy, Safranbolu Meþhurlarý, baskýsý yapýlýyor. "Safranbolu Mutasavvýflarý" kýsmý.
radyobeyan