Resimli Konular
Pages: 1
Emaneti terk etmeyin By: ezelinur Date: 04 Kasým 2010, 08:10:25


Dr. Emin Þimþek Bey’in Kamerun ile ilgili hatýralarýný aktarmaya devam ediyorum:

Onbir sene önce Kamerun’a gelen öðretmen arkadaþlarýmýz, binbir zahmet ve sýkýntý sonrasý Kamerun’da Türk okulu açmaya muvaffak olmuþlardý. Aslýnda bu eðitime adanmýþ ruhlar biz doktorlar için bir öncü kuvvet olmuþlardý. Afrika’ya giderken onlar, biz doktorlar gibi 15 günlüðüne deðil, dönmemek üzere gidiyorlardý. Kamerun’a gelen doktorlarý da baðýrlarýna basmýþlar, son güne kadar hastanede birlikte olmuþlardý. Doktorlarýn dönme vakti gelmiþ, son gece evlerinde aðýrlama yarýþýna gitmiþlerdi. Bir grubumuz Kamerun’daki okullarýn birinde idarecilik yapan Süleyman Hoca’nýn evine misafir olduk. Evinde kendisine þu soruyu sorduk: “Hocam, yurtdýþýna çýkýþ hikâyeniz nasýl oldu? Biz doktor camiamýza örnek olmasý açýsýndan anlatýr mýsýnýz?” Israrlarýmýz sonrasý hikâyesini þöyle anlattý:

“Türkiye’den ilk defa Afganistan’a oradan sýrasýyla Pakistan, Nijerya ve Kamerun’a geldim. Afganistan’a gitmemiz istendiðinde iç savaþýn þiddetli olmasý hasebiyle önce Ýran’daki Afganistan Büyükelçiliði’ne gittik. Savaþta yaralanan, eli ayaðý kopmuþ insanlar getiriliyordu. Biz Afganistan’a vize istediðimizi söylediðimizde, Afgan büyükelçi, “Siz aklýnýzý yitirdiniz herhalde, burada sakat ve ölenleri görmüyor musunuz? Savaþan bir ülkede ne yapacaksýnýz?” diyerek bizleri azarladý. ‘Herhalde nasip deðil’ düþüncesiyle Türkiye’ye geri döndük. Bir yandan acaba tekrar gidip Afganistan’a gitmeyi denesek mi diyor, diðer yandan savaþ olmasý hasebiyle inþALLAH engelden dolayý mazur olduðumuz için gidemedik diye teselli buluyorduk. Bir gün düz yolda giderken aniden ayaðým kayarak yere düþtüm. Anladým ki; manevi bir uyarý aldým ve vazife mahallim olan Afganistan’a gitmem gerekiyordu. Tekrar Afganistan Büyükelçiliði’ne giderek zor da olsa vizemi aldým. Afganistan’a gittiðimiz o yýllarda, kurþun izi olmayan bir tane bina yoktu. Ýç savaþa raðmen ALLAH’ýn lütfuyla okulumuzu açmýþtýk ve eðitime savaþa raðmen devam ediyorduk. Bir gün Taliban askerleri, bizi Müslüman kabul etmediklerinden okulumuza füze atar ile saldýrdýlar, füze okul duvarýna deðdi ama patlamadý, tekrar attýlar, yine patlamadý. Bu kýzgýnlýkla okulu bastýlar, bütün öðretmen ve öðrencileri tek hizaya sokup adeta bizi esir aldýlar. Baþlarýndaki komutan okuldaki bütün bilgisayar ve teknolojik cihazlarý kýrdýrýyor, diðer yandan elindeki telsizden sanki bir haber bekliyordu. Sonra öðreneceðim üzere, bizi öldürmek emrini merkezden almayý beklerken telsizin arýzalanmasý dolayýsýyla bu haberin ulaþmadýðýný kendisi bizi tanýdýktan altý ay sonra okulumuzu ziyaretinde dile getirdi…”

Doktor arkadaþlar, “Hocam, peki bu savaþ ortamýnda bir süreliðine Türkiye’ye dönsek, ortam müsaitleþtiðinde geri gelsek þeklinde mülahazaya kapýldýðýnýz oldu mu?” diye sorduk. Süleyman Hocamýz þu þekilde cevap verdi: “Ýçimizde bu þekilde bir düþüncenin oluþtuðu bir sýrada, bir arkadaþýmýz rüyasýnda Efendimiz’in (sas) yanýnda iki mühim zat ile birlikte: “Emaneti terk etmeyin…” uyarýsýný bize aktardý ve þunlarý söyledi: “Ellerinde iki sayfa kâðýt vardý. Birinci sayfada isimlerinin baþ harfleri yazýlý olanlar inþALLAH ALLAH’ýn rýzasýný kazandýlar!.. Onlara müjdeler olsun! Ýkinci sayfadakiler hizmetlerine ve namazlarýna biraz daha dikkat ederlerse inþALLAH onlar da kazanacaklar!” dediler.

 
Abdullah Aymaz


radyobeyan