Hangi babalar sevilir? By: sidretül münteha Date: 03 Kasým 2010, 18:37:57
Hangi Babalar Sevilir?
Baþlýðý þöyle de ifade edebilirdik: Siz olsanýz, babanýzýn nasýl olmasýný isterdiniz?
Haydi beraberce düþünelim:
“Hoþgörülü”olmasýný isterdik. Bizi, hatalarýmýz sebebiyle durmadan azarlamayan, eksiklerimizi yüzümüze vurmayan, bazen alttan alan, görmezden gelen, ama bizi ciddi yanlýþlara sürükleyebilen hatalarýmýzda ise müsamahasýz ve dikkatli…
Bu kadar hoþgörülü olmasý için “bizi anlamasýný”, “dünyanýn gerçeklerine, hayatýn gidiþâtýna vâkýf olmasýný” ve “çocuklarýn ve gençlerin psikolojisinden haberdar olmasýný” isterdik. Mesela baþkasýyla bizi kýyaslamamasýný isterdik. Çünkü biz, tek baþýmýza bir ferdiz. Her insanýn bir benzeri daha olmadýðý gibi, biz de baþkasýyla kýyaslanamayacak kadar “tek”iz; bizim de üstün yönlerimiz olabileceði gibi eksik ve hatalarýmýz var. Bizi, biz olarak tanýsýn, bilsin. Bizi anlasýn ve bizimle iftihar etsin.
"Fedâkâr”olmasýný isterdik. Evini, âilesini, çocuklarýný her þeyin üstünde tutsun; bize ekmek getirmek için gösterdiði fedakârlýðý bize vakit ayýrarak da göstersin. Bizimle gezsin, oynasýn, eðlensin. Bizimle bazen çocuk olsun.
“Âilesini kanatlarý altýna alýp onu kötülüklerden korusun.”isterdik. Sýrtýmýzý verdiðimizde bir daða dayandýðýmýz hissedelim, isterdik. Baþkasýna yukarýdan bakmak için deðil, güvende olduðumuzu hissetmek için… Onun sevgi ve büyüklüðünün bizi, sokakta uluyan köpekten, semadaki gök gürültüsünden, sýnýftaki haþarý çocuktan, kötülerin musallat olmasýndan, aç kalmaktan, kimsesiz kalmaktan koruduðunu hissetmek isterdiz. O varsa bize bir þey olmaz duygusuydu bu… Korkusuz, güçlü ve yiðit bir babaya sahip olmak gibi bir þey iþte…
Babamýzýn bizi “sevmesini, ancak sevdiðini göstermesini” isterdik. Eski babalar gibi, çocuðu uyuduktan sonra yanýna gidip öpen deðil de, ayný Peygamber Efendimiz gibi kucaðýna alýp öpen, bineðine bindirip gezdiren bir baba isterdik. Bizi sahiplenen, seven, sevdiðini göstermekten utanmayan bir baba…
Sonra babamýzýn “muzip” olmasýný isterdik, ciddî, ama muzip… Zaman zaman espriler yapan, fýkralar anlatan, bilmeceler soran bir baba… Çocukla çocuk olmasýný bilen bir baba… Hep somurtan, hep kurum satan bir baba deðil asla!.. Gülen, gülümseten bir baba!..
“Çocuklarýna karþý eþit davranan”bir baba olmasý da þarttýr, birine aldýðýný diðerinden esirgeyen, birini sevip diðerine durmadan kýzan baba istemeyiz biz… O zaten “sevmeyi de kýzmayý da iyi bilir”. Sevgisiyle þýmartmaz, kýzmasýyla küstürmez.
Biz, “hayatý bizimle paylaþan” bir babamýz olmasýný isterdik; ufuk açan, güzel bir muallim olan, dertlerimizi dinleyen, bizimle birlikte çözümler üreten, hayata hazýrlayan, ama her þeyden önce gerçek hayatý, ebedî hayatý öðreten baba…
Biz, “sözünde duran” bir baba isterdik; geçiþtirme vaatlerle çocuðunu avutmak yerine, söz verdiðinde onda çakýlý kalan babalar isterdik.
Sonra “içkisi, kumarý, uyuþturucusu, çalmasý-çýrpmasý olmayan tertemiz babalar” isterdik bir de… Temiz olmak, temiz kalmak için…
“Allah’ý bilen, âhireti bilen”bir baba isterdik; çünkü onlarý bilen kendisini de, bizi de bilirdi. Ona yaklaþmak için gayret eder, kulluðunu unutmaz ve bize de unutturmazdý.
Bilmiyorum, çok þeyler mi istedik?!
Peki, siz babanýzdan neler isterdiniz?
Fatma Nur Cihan