Dini Hikayeler
Pages: 1
Keramete inanmayan alim By: sidretül münteha Date: 02 Kasým 2010, 15:28:26
KERAMETE ÝNANMAYAN ÂLÝM


Kanuni Sultan Süleyman devrinde Ýstanbul’da Arabzade adýyla meþhur bir âlim vardý. büyük camilerde verdiði vaazlara bütün Ýstanbul halký büyük raðbet gösterirdi. Arabzade, devrinin bütün ilimlerine vakýf olduðu halde, tasavvufa ve keramete inanmaz dý. Kanuni’nin baþveziri Rüstem Paþa, keramete inanmayan bu Arabzade’yi Mýsýr Baþmüderris liðine tayin ettirmek istedi. Diðer taraftan Ýstanbul ulemasý Padiþaha müracaat ederek, Arabzade’nin itikadýnýn bozuk olduðunu, Akaid kitaplarýnda “Evliyanýn kerameti haktýr” dediði halde buna inanmadýðýný, “Ben ömrümde büyük günah iþlemedim. Ýyilerin keramet göstermesi icabetseydi, benim keramet göstermem lazýmdý.” Ýddiasýnda bulunduðunu hatýrlattýlar. Padiþah:-Mýsýr Ulemasýnýn ta’n-ü teþdidine kendimizi hedef kýlmayalým. Fakat bu, yeni baþveziri min ilk isteðidir. Onu kýrmayalým. Dilerim Allah’tan ki, Mýsýr’a ulaþamasýn da bizi din büyükleri nin ithamýndan mahfuz kýlsýn! Diye dua etti.Arabzade, kýsa bir müddet sonra, yanýna aldýðý muini ile bir gemiye binerek Mýsýr’a doðru yola çýktý. Kaptan köþkünün yanýnda hususi olarak hazýrlanan yerde yolculara vaaz ederek yoluna devam etti. Gemi bir müddet yol aldýktan sonra Girit’e uðradý. Bu duraklamadan istifade eden yolcular, adada kerameti herkes tarafýndan bilinen bir veliyi ziyarete gittiler. Geminin bir köþesinde tek baþýna bekleyen Arazade, yardýmcýsýna bir altýn vererek:-Git þu altýný, o veli olduðu zannedilene ver de, Mýsýr’a sað salim ulaþmamýz için bize dua etsin...der.Ziyaretçilerin en sonuncusunu bekleyen müderris yardýmcýsý, elini öptüðü velinin minderinin dibine, Arabzade’nin verdiði altýný býrakýrken, baþmüderrisin Mýsýr’a sað salim  ulaþmasý için dua istediðini sözlerine ilave eder. Bir eli ile altýný geri iten veli zat, ellerini kaldýrýr, fakat duasý þu olur:-Arabzade’nin ruhuna Fatiha!...Hemen gemiye dönen müderris yardýmcýsý, durumu anlatýr. Buna kahkaha ile gülen Arabzade:-Ýþte, der, veli dediðin böyle olur, gönderdiðimiz bir altýný az bulduðu için ruhumuza Fatiha okuyor.Ertesi gün Mýsýr’a doðru yola devam eden gemide, Arabzade yine dersine baþlar. Fakat ne gariptir ki, Nuh aleyhisselam tufanýndan bahseder:-Ýþte, der, o zaman gökte mendil büyüklüðünde bir bulut meydana geldi. Ne oldu ise o buluttan oldu. Bir anda ortalýk karardý.Arabzade bu tasviri yaparken, hadise aynen zuhur etti. bir anda ortalýk karardý. Gemide kimse kimseyi göremez oldu. Müthiþ bir fýrtýna ortalýðý allak bullak etti. saðanak halinde yaðan yaðmurla birlikte dað gibi dalgalar koparan bir rüzgar çýktý. Gemiyi bir saða bir sola sallaya sallaya içindekileri adeta bayýlttý. Neden sonra yaðmur dindi, rüzgar durdu. Gökyüzü aydýnlandý. Kendilerine gelen yolcular, ne var ne yok diye birbirlerini soruþturma ya baþladýlar. Herþeyin yerli yerinde tamam, fakat kaptan köþkünün yanýndaki Arabzade’ nin hususi makamýnýn, keramete bir türlü inanmayan Arabzade ile birlikte yerinde olmadýðýný müþahede ettiler.


Vehbi tülek


radyobeyan