Resimli Konular
Pages: 1
Dhoruba By: ezelinur Date: 02 Kasým 2010, 07:50:49

“Geride kalanlara yazýlmýþ bir türkünün ve türkü kahramaný Dhoruba’ nýn ve nice Dhoruba’ larýn hikayesi”

Otobüsten indi, yeni evine: “Merhaba.” dedi, ürkek bir sesle. Vakit: Akþam vakti. Havada þehri aydýnlatan sokak lambalarý dýþýnda pek fazla aydýnlýk kalmamýþtý karanlýðý ýþýtmak namýna. Ara ara geçen birkaç araç, tek tük insan manzaralarý… Hepsi bu kadardý. Þehir iyiden iyiye sessizleþmiþti de. Bugün o da sessizdi zaten. Þehrin kalabalýklarý, çýðýrtkanlýklarý olsa da farketmezdi onun için. Baba ocaðýndan kalkmýþ tanýmadýðý insanlarýn yaþadýðý bir bilinmezler þehrine gelmiþti. Tezler öne sürüp saaatlerce tartýþtýðý, bir ekmeði bilmem kaç parçaya bölüp paylaþtýðý, yeri geldiðinde en güzel tebessüm çiçeklerine boy verdiði, yeri geldiðinde dert limanýna demir attýðýnda can simidi uzatan dostlarýndan uzaktý artýk. Bunlar sükûtu için yeter de artardý bile ve nitekim de öyle oluyordu.

Devir teknoloji devri olup; çevresindeki hemen herkes bir telefon kadar uzaðýnda olsa da yine yalnýz hissediyordu kendini. Evet, yalnýzdý, bir baþýna; bencileyin baþlý baþýna. Derinden bir “of” çekti karþýdaki daðý inletircesine, türkü misali. Hatýralar canlanýyordu gözünde:  Annesinin en sevdiði yemekleri yaptýðý günler, hayatýmýn en güzel renklerinden biri dediði amcasý; zeytin gözlü akþamlara anlam yüklemek için, katran çalan gecelere son vermek için saaatlerce kafa patlattýðý, sabahladýðý mahalle tayfasý ve daha niceleri… Bir sevdasý vardý her biriyle; hatta kavilleþmiþti birkaç tanesi ile: “Adýmýzý çaða þahid yazdýracaðýz.” diye. Ne kutlu bir amaç, ne kutlu bir muraddý bu. Ama þimdi; evet þimdi, þimdi ne olacaktý? Ayrýlýk murada engel olabilecek miydi?

Acý bir sancý saplandý yüreðine. Hatta bir deðil; birkaç acý, bir ok gibi. Korku, endiþe, tereddüt ve daha bilemediði nice nice adýný sadece duygu ile sýnýrlandýramayacaðý hissiyat ya da en kestirme adýyla adý konulamayan þeyler vardý yürek denizinin derinliklerinde. Yalnýzlýk limaný, baþ baþa kalýnmýþlýk rýhtýmýnda bunlarý yaþarken, karlý bir havada biraz olsun içleri ýsýtan güneþ misali, depreþimlerine bir ümit meþ’alesi olabilecek bir mýsra geldi hatrýna:

“madem ki ayrýlýða hüküm giymiþ bu yürek
artýk ölmek için yaþamak gerek”


Bu mýsradan sonra tatlý bir tebessüm belirdi yüzünde “oh be “ dercesine. Ýyi ki gelmiþti aklýna bu yürekli mýsra. Zira zihni bir dostun yapabileceði en güzel güzelliklerden birini sunmuþtu gövdesinde hayat bulduðu dostuna. Yine gülümsedi: “Allah razý olsun zihnim, kara gün dostum.”

Kaç kez okumuþtu bu mýsranýn yazýlmýþ olduðu þiiri; ancak bu kadar anlamlý, bu kadar rahatlatýcý gelmemiþti. Salt bir tasavvufî duyuþun örneði gibi görünen bir mýsra aslýnda çok çok derin anlamlar taþýyordu ya da ona öyle geliyordu. Zaten þimdi baþkalarýna nasýl geleceði de çok umrunda deðildi. Bu mýsra onun için bir ümit pýnarý, nefes almakta zorlandýðý vakit alacaðý oksijen tüpüydü artýk. Bu geceden itibaren bu mýsrayý “geride kalanlarýn türküsü”  ilân etmiþti. Kollarýný semaya uçurup aristokrat bir fermanla geride kalanlarýn türküsünü haykýrdý:

“madem ki ayrýlýða hüküm giymiþ bu yürek
artýk ölmek için yaþamak gerek”


Ýçi biraz rahatlamýþtý ya da o rahatladýðýný sanýyordu; ama hem bedenen hem zihnen bugünlük bu kadardý,bu kadarý  yeterliydi.Yeni yalnýzlýk girdaplarýna girmeyi, yeni düþünümlere dalmayý göze almadý, almak istemedi.  Þimdi kalkýp da mýsranýn felsefî tahlilini yapmanýn hiç de gereði yoktu. Bazen bazý þeyleri dogmalaþtýrmak da gerekiyordu, kopmayan, çürümeyen, eskimeyen eskimezliði ile. Kim bilir ilerleyen günler daha neleri doðuracaktý. Belki  bugün bir deryaysa yarýn bir okyanus olup çaðlayacaktý.

Ayaða kalktý. Çantasýndan eþofmanlarýný, yastýk kýlýfýný ve çarþafýný çýkardýktan sonra ellerini baþýna baðlamýþ vaziyette yataðýna uzandý ve :

“Ey yüreðimin ince nakýþý! Biraz da kendine aðla. Aðla ki aðlayýþlarýn yeni gülüþlere yelken açsýn.” diye kendi kendine söylenirken aydýnlýk bir sabahýn umuduyla gözlerini kapadý. Gözlerinin kapanmasýndan arta kalan ise  geride kalanlara yakýlmýþ bir türkü; masumane bir gencin masumane çýrpýnýþýydý. Bir çýrýpýnýþ ki adý yarýna umut, yetim bebelere ilaç; unutulmuþlarýn hatýrlanmasýna bir katký payý olacak bir Dhoruba çýrpýnýþý…


radyobeyan