Amel ve Sorumluluk By: reyyan Date: 01 Kasým 2010, 21:30:34
Amel ve Sorumluluk
M. Sâmi Ramazanoðlu
Allah Teâlâ buyuruyor:
«Ýbrahim, Ýslam ümmetinden olmayý oðullarýna vasiyet etti. Yakub da onu vasiyet ederek: "Oðullarým! Allah, sizin için bu dini seçti. O halde sizler sadece müslümanlar olarak can verin" dedi.»
«Yoksa siz ey Yahudiler, Yakub'a ölüm geldiði vakit siz orada hazýr mý idiniz? Hayýr! O oðullarýna: "Benim ölümümden sonra neye ibadet edeceksiniz?" dediði zaman onlar: "Senin ilahýna, babalarýn Ýbrahim'in, Ýsmail'in, Ýshak'ýn bir tek ilahý olan Rabbü'l-Alemin'e ibadet edeceðiz. Biz O'na teslim olduk artýk" demiþlerdi.
Ýþte onlar bir ümmetti, gelip geçtiler. Onlarýn kazandýðý kendilerinin, sizin kazandýðýnýz da sizindir.
(Yahudi ve Hýristiyanlar, Müslümanlara:) "Yahudi veya Nasrani olun ki doðru yolu bulmuþ olasýnýz!" dediler. Habibim de ki: "Bilakis! Biz hanîf: Hiç puta tapmamýþ muvahhid, müslim Ýbrahim'in dinindeyiz. O asla müþriklerden de deðildi."
Ey mü'minler deyin ki: "Biz Allah'a, bize inzal olunan Kur'an-ý Kerime, Ýbrahim'e, Ýsmail'e, Ýshak'a, Yakub'a ve torunlarýna indirilenlere, Musa'ya ve Ýsa'ya verilenlere ve bütün Peygamberlere Rabbleri tarafýndan verilen kitap ve ayetlere iman ettik. Onlardan hiç birini kimine inanmak, kimini inkar etmek suretiyle diðerinden ayýrt etmeyiz. Biz Allah'a teslim olmuþ müslümanlarýz."
Artýk eðer onlar da sizin bu iman ettiðiniz gibi iman ederlerse doðru yolu bulmuþ olurlar. Þayet yüz çevirirlerse onlar sizden kopup ayrýlmýþlardýr. Habibim bu takdirde onlara karþý Allah sana kafidir. O dualarý kabul eden, her þeyi hakkýyla bilendir.
Allah'ýn boyasý Sana kafîdir. Boyasý Allah'dan daha güzel olan kimdir? Biz O'na kulluk edenleriz.
Habibim de ki: "Siz bizimle Allah hakkýnda çekiþiyor musunuz? Halbuki O bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim yaptýklarýmýz bize, sizin yaptýklarýnýz da size ait. Biz O'na, O'nun istediðinden baþka her þeyi terk ederek baðlanmýþýz."
Yoksa siz: "Ýbrahim, Ýsmail, Ýshak, Yakub ve oðullarý muhakkak surette Yahudi, yahut Hýristiyanlar idi" mi diyorsunuz? De ki: "Bunu siz mi daha iyi bilirsiniz, yoksa Allah mý? Allah'dan gelen apaçýk bir durumu yanýnda saklayandan, gizleyenden daha zalim kim olabilir? Allah sizin yapmakta olduklarýnýzdan asla gafil deðildir."
Ýþte onlar bir ümmetti, gelip geçtiler. O ümmetlerin kazandýklarý kendilerinin, sizin kazandýðýnýz da kendinizindir. Siz onlarýn yaptýklarýndan mes'ul olmayacaksýnýz.» (Bakara: 132-141)
Ýbn-i Abbas -radýyallahu anhüma- demiþtir ki:
«Kebairin en büyüðü Allah'a þirk koþmak, yalan þahitliði yapmak ve açýkta bulunan bir hakikati gizlemeðe çalýþmaktýr. Bunlarý yapan kimse bizzat kalbiyle de günah ve zulüm iþlemiþ olur.
Yukarýdaki ayet-i celîlelerde beyan buyrulduðuna göre hiç bir kimse diðerinin amelinden hesaba çekilmeyecektir. Herkes kendi amelinden hesaba çekilecektir ve kendi amelinin karþýlýðýný görecektir. Bu husustaki ayet-i celîle hem bu sûrede hem de diðer sûrelerde tekrar edilmiþtir. Geçmiþ babalarýyla, dedeleriyle iftihar ve onlarýn yaptýklarýndan kendine pay çýkarmak da bir faide vermeyecektir. Ayet-i celîlede:
«Artýk Sur nefholununca onlarýn arasýnda nesep diye bir þey kalmaz.» (Mü'minun: 101) buyrulmuþtur.
Rivayet edilir ki Harun Reþîd hacdan döndüðünde Kûfe'de bir müddet kaldý idiler. Bir gün dýþarý çýktýðýnda Behlûl onun geçeceði yol üzerinde durup yüksek sesle üç defa «Harun!» diye çaðýrdý. Harun sese teaccüb ederek dönüp kim olduðunu sordu. Dediler ki «Þu mecnun Behlül». Harun perdenin kaldýrýlmasýný emretti. Halife perde arkasýndan konuþurdu. Ona sordu:
-Beni tanýmadýn mý?
-Tanýmaz olur muyum.
- Pekiyi ben kimim!
- Sen o kimsesin ki meþrýkda birisi zulmetse, maðribde bir baþkasý bir iþ yapsa, Allah bundan seni kýyamet gününde mes'ul tutacaktýr.
Bu sözü düyunca Harun aðladý. Behlûl'e:
- Benim halimi nasýl görüyorsun? diye sordu. Behlûl:
- Halini Allah'ýn kitabýna arz ediyorum, görüyorum ki «Ýyiler muhakkak surette Naim cennetindeler, kötüler de þüphesiz cahîm içindeler.» (Ýnfitar: 13-14)
- Pek iyi bizim amellerimiz ne merkezde?
- «Allah ancak muttakilerin amelini kabul eder.» (Maide:27)
- Rasûlullah -sallallahü aleyhi ve sellem-'e yakýnlýðýmýz ne derecede?
- «Artýk Sûra nefholunduðu zaman onlarýn arasýnda nesep diye bir þey kalmaz.» (Mü'minûn: 101)
-Bize Rasûlullah'ýn þefaati yok mu idi?
- «O günde Rahman'ýn izin verdikleri ve sözlerinden razý olduklarý müstesna, kimseye þefaat faide vermez.» (Taha: 159) Salih ameller iþlemen lâzým, amellerinde de ihlâslý bulunman gerek. Allah onu kabul eder, baþka bir þeyi kabul etmez.
Hadîs-i þerifte: «Amellerinizi ancak Allah'ýn rýzasýný kazanmak için yapýnýz. Çünkü Allah amellerinizden ancak halis olanlarý kabul eder.» buyrulmuþtur.
radyobeyan