Hz. Peygamber e muhabbetle itaat By: sumeyye Date: 01 Kasým 2010, 17:36:54
Hazret-i Peygamber’e Muhabbetle Ýtaat
Muhabbet-i Rasûlullâh’ý yaþamayanlar, gerçek muhabbetin tadýný alamazlar. Bezm-i Âlem Vâlide Sultan, Cenâb-ý Hakk’ýn, bu âlemi nûr-i Muhammedî muhabbeti sebebiyle yarattýðýný ne güzel ifâde eder:
Muhabbetten Muhammed oldu hâsýl,
Muhammed’siz muhabbetten ne hâsýl…
***
Muhabbetin derecesi, eserinde tecellî eder. Peygamber Efendimiz’e olan muhabbetimiz, sünnet-i seniyyenin rûhâniyeti ile yaþayabildiðimiz nisbettedir.
***
Bir insan, Kur’ân-ý Kerîm ve Sünnet-i Seniyyeye tâbî olmadan, Gönlü Rasûlullâh Efendimiz’in rûhâniyetiyle dolmadan ve O’nun örnek hayatýyla istikâmetlenmeden kâmil bir mü’min olamaz.
***
Bugün nâil olduðumuz îman topluluðu, asr-ý saâdetin kudsî mîrâsýnýn bereketidir. Bizler, artýk sahâbî olma imkânýna sâhip deðiliz. Ancak âyet-i kerîmede buyrulduðu üzere “onlara güzellikle tâbî olan” mü’minlerden olup Hak Teâlâ’nýn rýzâsýna nâil olma imkânýmýz bâkîdir.
***
Allâh ve Rasûlü’ne olan muhabbetimizi bütün fânî muhabbetlerin üstünde tutmalý ve son nefesimize kadar bunu devam ettirme vecdi içinde olmalýyýz.
***
Allâh Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-; Nebî, Rasûl, Habîbullah, Fahr-i Âlem, Rasûl-i Ekrem gibi hürmetkâr ve muhabbet dolu ifâdelerle yâd edilmeli, ism-i þerîfi her zikredildiði anda O’na tam bir teslîmiyetle salât ü selâm getirilmelidir.
***
Bir mü’min kulun gönlü, Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e ne kadar muhabbetle dolarsa, o kadar azâb-ý ilâhîden uzaklaþmýþ olur. Bu, Cenâb-ý Hakk’ýn yüce bir vaadidir. Âyet-i kerîmede buyrulur:
“(Ey Rasûlüm!) Sen onlarýn içinde iken Allâh, onlara azâb edecek deðildir!..” (el-Enfâl, 33)
***
Gönüller muhabbet-i Rasûlullâh’ta ne mertebeye vasýl olursa, dünyâda nâil olunacak huzur ve saâdet; âhirette ulaþýlacak makam, o nisbette yüce olur.
***
Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, yaratýlýþtaki fânî muhabbetleri tekâmül ettirerek ulvîleþtiren ilâhî muhabbetin tecellî merkezidir.
***
Muhakkak ki mü’min, Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- karþýsýnda ilâhî ürperiþlerini ve bediî duygularýný hissettiði, rûhunu nefsâniyete âit bütün çizgi ve görüntülerden boþalttýðý vakit, O’nunla aynîleþme, O’nun muhabbetinden hisse alma yolundadýr.
***
Hazret-i Mevlânâ -kuddise sirruh- buyurur:
“Ýki dünyâ bir gönül için yaratýlmýþtýr! «Sen olmasaydýn, Sen olmasaydýn bu kâinâtý yaratmazdým!..» ifâdesinin mânâsýný iyi düþün!”
***
Önceleri bir hristiyan iken, hakîkat-i Muhammediyye’yi idrâkin hazzýna ererek gözü yaþlý, gönlü duygulu bir mü’min ve baðrý yanýk bir Peygamber âþýðý hâline gelen Yaman Dede Allâh Rasûlü’ne olan hasretini ne güzel ifâde eder:
Susuz kalsam yanan çöllerde cân versem elem duymam,
Yanardaðlar yanar baðrýmda ummanlarda nem duymam,
Alevler yaðsa göklerden ve ben messeylesem duymam,
Cemâlinle ferah-nâk et ki yandým yâ Rasûlallâh!..
Osman Nuri Topbas