Dini makale ve yazýlar
Pages: 1
Kendini Aldatma By: reyyan Date: 01 Kasým 2010, 16:22:20
Kendini Aldatma

M. Sâmi Ramazanoðlu


Allah Teâlâ buyuruyor:

"Onlar Allah'a ve îman edenlere kendilerince hud'a, yani hîle yapýyorlar. Halbuki kendilerinden baþkasýný aldatmýyorlar. Fakat bunu idrak etmiyorlar ki!" (Bakara suresi; 9)

Þekâvet üzere, mecbûl bulunanlar zâhirde Allah'ý aldatmaða, O'na hîle ve hud'a yapmaða çalýþýrlar. Fakat yapdýklarý hilelerin kendi baþlarýna geçeceðini düþünemezler. Çünkü türlü türlü þehvetlerle gözleri dönmüþ ve yapdýklarý iþin neticesini düþünmekden ve görmekden kendi kendilerini mahrum etmiþlerdir.

Âl-i Ýmran sûresinde bunlar hakkýnda:

"Kadýnlara, oðullara, yýðýn yýðýn biriktirilmiþ altun ve gümüþe, salma güzel atlara ve (deve, sýðýr, koyun, keçi gibi) hayvanlara ve ekinlere olan ihtiraslý þehvet sevgisi insanlara tezyin olundu. Bunlar dünyâ hayatýnýn metâýdýr. Nihâyet dönülüb varýlacak yerlerin en güzeli ise Allah'ýn indindedir." (Al-i Ýmran;14)

Onlarýn gözünde böyle basit dünyâlýk þeyler tezyîn olununca, Allah'ýn va'dettiði ebedî ve sermedî güzellikleri göremeyerek bunlara aldandýlar. Allah'dan mahrum oldular. Uhrevî saadetin te'minine çalýþmadýlar, asýl aldananlar bunlar oldular. Ne Allah'ý aldatabildiler, ne de îman edenleri:

"Allah onlara hud'a ederken, onlar kendilerince Allah'a hud'a yapdýklarýný zannediyorlar." (Nisa;142)

Bunlar îman etme imkânlarý var iken iman etmeyip ateþi hakettiler. Hîle yoluyla nifaklarýný izhâra baþladýlar ve nifak ayaðýyla ateþin en alt derecesine indiler. Ýmana gelmek isti'dadlarýný kendi elleriyle ibtal etdiler ve mekirleri kendilerini helâk etdi. Bunu da bilmediler. Kendilerini bu iþlere sürükleyen sebep kalblerinin hasta olmasý idi. Kalbleri hasta olanlar ise sýrr-ý kader'i anlamakdan uzak olup Allah'ý aldatmaða teþebbüs edecek dereceye düþen kimselerdir.

Bu âyet-i celîlenin tefsirinde denilmiþtir ki: Allah bunlara amellerine göre muâmele eder. Onlar ateþe atýlýrlar ve uzun seneler boyunca orada azâb olunurlar. Sonra Rahman'dan yardým isterler. Onlara denilir ki: "Ýþte þu kapýlar sizin için açýlmýþtýr!" Hemen o kapýlara koþarlar, tam çýkacaklarý zaman yüzlerine kapanýr ve þeytanlarýyle baþ baþa kalacaklarý kuyularýna, derekelerine geri döndürülürler.

Cenâb-ý Hak bunlar hakkýnda:

"O fâsýklara gelince onlarýn varacaklarý yer ateþdir. Onlar oradan her çýkmak istedikce oraya döndürülürler ve kendilerine: "Yalanlamakda olduðunuz bu ateþ azâbýný tadýn bakýlým" denilir." (Secde suresi; 2)

Hadîs-i Þerifte:

"Kýyamet gününde, insanlardan bir gurubun Cennet'e girmesi emredilecek, Cennet'e yaklaþýp kokusunu alacaklar, nihâyet, cennet köþklerine ve Allah'ýn Cennet ehli için hazýrlamýþ bulunduðu nimetlere nazar edince, onlarý Cennet'den geri çevirin, Cennet'de onlarýn hiç bir nasibi yoktur diye nida edilecektir. Bunun üzerine onlar da hasret ve nedâmetle geri döneceklerdir ki, ne öncekiler, ne de sonrakiler böyle bir nedametle geri dönmemiþlerdir.

Cennet'den geri çevrilen bu insanlar diyecekler ki:

-Ey Rabbimiz! Keþke velî kullarýn için hazýrladýðýn nimetleri bize göstermeden bizi Cehennem'e soksaydýn.

Cenâb-ý Allah da:

-Bunu ben size kasden yaptým. Siz, insanlardan uzak, benimle baþbaþa kaldýðýnýzda benim ta'zim ettiklerime karþý gelir, insanlarla bir arada bulunduðunuzda onlara mütevazi ve ihlaslý gözükür, riyâkârlýk yapardýnýz, kalblerinizde sakladýðýnýz küfrün aksini dýþa vururdunuz, dünyâdan korktunuz, ona deðer verdiniz. Benden korkmadýnýz. Ýnsanlarý üstün tuttunuz, bana saygý göstermediniz, onlar için terkettiðinizi, benim için terketmediniz. Onun için bugün sizi, Cennet mükâfatýmdan mahrûm ederek, elem verici azâbýmý tattýracaðým dedi" buyurulmuþtur.

Büyükler demiþlerdir ki: Hakîki îman, Allah'ýn hâs kullarýnýn kalblerinde ilka etdiði nurdan hâsýl olur. Onlarýn Allah'a ve âhiret gününe îmanlarý bu nûr iledir. Allah'ýn verdiði nur ile âhireti müþâhede ederler ve þuhûdî iman ile îman ederler. Bakdýðýna ve inandýðýna Allah'ýn nûruyle bakmayan kimse âlem-i gaybý müþahede edemez, gaybý bilmediði için Allah'a da îman edemez, ahîret gününe de îman edemez. Çünkü onlar kalýn gaflet hicablarý ile hicabda kalmýþlar, nefsin ve þeytanýn maðlûbu ve periþaný olmuþlardýr.

Ayet-i Celile'de:

"Onlar sâdece kendilerini aldatýrlar, fakat bunun farkýna varmazlar" buyurulmaktadýr.

Yani onlar, yalnýz kendilerini aldatýrlar ama, gaflet ve dalâlete saplandýklarýndan bunu hissedemezler. Allah'ý ve mü'minleri aldatmaya çalýþmalarýnýn vebâli ve zararý o kadar açýk bir þekilde bu münafýklara dönecektir ki, bunu ancak duyma âzâlarý körelmiþ kimseler anlayamazlar.


radyobeyan