Dini makale ve yazýlar
Pages: 1
Allah Bize Yeter By: reyyan Date: 31 Ekim 2010, 18:31:44
Allah Bize Yeter

Kâmil Yeþil


Allah'a inanýyor olmak herhangi bir ilâha inanmaya benzemez. Çünkü Allah herhangi bir "ilâh" deðildir. Hiçbir ilâhýn vasfý kendinden menkûl deðildir. Varsa vasýflarý, onlar, onu ilâh kabul edenlerce yüklenmiþtir.

Sadece Cenâb-ý Hak vardýr kendi vasýflarýný bildiren. Ve o vasýflarla Allah, diðer ilâhlardan kendini ayýrmýþtýr. Biz kullar Cenâb-ý Hakk'ýn vasýflarýný zikrederken O'na yeni bir isim takmýþ olmayýz. O'nu kendini tanýttýðý gibi kabul etmiþ oluruz. Ýman veya Kelime-i Tevhid de budur.

Cenâb-ý Hakk c.c. 99 Esmâ'ül Hüsnâ sahibi olarak tanýtýr kendini ve bizim de öyle inanmamýzý ister. 99 Esmâ'ül Hüsnâ O'na aittir ve bu mânâlar O'nun için mutlaktýr. Buna göre Allah c.c. kendisinden baþka ibadet edilecek hiçbir ilâhýn olmadýðý Allah'týr. Rahmân'dýr ve Rahim'dir. Mülkün yegâne sahibidir. Zâtý, sýfatlarý bütün ayýp ve noksanlardan arýnmýþtýr. Yegâne galip O'dur. Dilediðini ýslâh eder, dilediðini kahreder. O'ndan baþka yaratýcý, yok edici, rýzýk verici, sûret verici, baðýþlayýcý yoktur. Çünkü EN BÜYÜK O'dur. Herþeyi O BÝLÝR, O GÖRÜR, O ÝÞÝTÝR. Ýlmi kendi gibi ezelî ve ebedidir. Hüküm O'nundur ve Hak'týr.. Bütün yaratýlmýþlar O'na dönecektir ve HESAP GÜNÜNÜN SAHÝBÝ, Âdil Hâkim O'dur. O gün cezalandýrýrsa, bu, adaletinin gereði; affederse Rahmâniyyetinin Rahim oluþunun, lâtîfiyyetinin gereðidir. Ama O'ndan asla bir haksýzlýk, zulüm sadýr olmamýþtýr, olmayacaktýr. Çünkü o zulmü kendine haram kýlmýþtýr.

O'na ait olan bu vasýflardan, yaratýlmýþlarýn en þereflisi olan Âdem ve âdemoðlu nasipsiz deðildir. Hatta bu vasýflara mukayyet-sýnýrlý-mânâda sahip olduðu için eþref-i mahlûkat olmuþtur. Yani insanýn þerefi, izzeti Allah'tan vasýflar taþýmakta olduðu için vardýr.

Bu anlamda insan da mukayyet mânâda terbiye edici, rýzýk verici, bilici, görücü, iþitici, hakem, icat edici, baðýþlayýcý, cezalandýrýcýdýr. "Allah c.c. Âdem'i kendi suretinde yarattý " müteþabih hadisinin mânâsý da bu olsa gerektir.

O, c.c. Yer-gök ve ikisinin arasýnda yarattýðý her varlýðý bir ölçü, bir denge ve adalet üzre yaratmýþtýr. Kurulduðundan beri evren bu denge üzerindedir. Rabbimiz bu dengenin iç dinamiklerde de olmasýný istemiþ, insanlar ve diðer varlýklar (melekler-cinler-hayvanlar) arasýnda nasýl bir adâlet-ölçü-gözetmiþse insanýn da adalet ölçülerine uymasýný emretmiþtir.

Adâletin ilk basamaðý imandýr. O, c.c. þirkin büyük bir zulüm olduðunu, müþrikliði ve müþrikleri asla baðýþlamayacaðýný ilân etmiþtir. Kiþi, 99 Esmâ'ül Hüsna'yý kavrayýp inanarak þirkten kurtulabilir ancak. Çünkü þirk; bu vasýflarý Cenâb-ý Hakk'tan eksiltme, ilâve etme, yanlýþ anlayýp inanma veya tamemen reddetmedir.

Günümüz insaný (yani müslümanlar) yaþayarak görüp anladýklar ki, þirki kabul etmeyen sadece Allah deðildir. Bazý monarklar, monarklarý ve kurumlarý ilâhlaþtýranlar da prensiplerine vazgeçilmezlerine karþý suç iþleyenleri, suçlu kabul ettikleri kiþileri affetmeyi düþünmediklerini ve onlarýn affedilmemesi gerektiðini ifade etmektedirler. Referans olarak kabul edilen düþüncelerin eleþtirilmesine, istiskaline, baþka referanslarla karþýlaþtýrýlmasýna izin vermeyen, bunu affedilmez suç kabul edenler; mesele dine, imana, dini sorumluluða gelince ayný ölçüyü, dengeyi, adaleti gözetmiyorlar... Çünkü onlar için herkese göre geçerli bir adalet anlayýþýndan bahsedemiyoruz.

Adaletin yegane ölçüsü Kur'ân-ý Kerim'dir. Çünkü adâlet; insanlarýn hevâsýna, yanýlmasýna, bilgisizliðine, zalimliliðine (insafýna) býrakýlmayacak kadar önemlidir.

Adâlet duygusu insanýn doðuþtan-fýtrattan getirdiði bir duygu olsa bile; elinde ölçüsü olmayan veya ölçüye uymayan kiþi adâlet adýna zulum iþler. Zulüm ise karanlýktýr. Zâlimler bu karanlýkta boðulmuþlar ve boðulmayý beklemektedirler. Çünkü zalimler sadece kendilerini deðil, hatta daha çok baþka insanlarý zulmete, haksýzlýða sürüklerler.

Adalet duygusunun olduðu yerde insanîlik vardýr. Ve kiþi (mü'min) zalimiyet ile mazlumiyet ikileminde kaldýðýnda mazlumluðu seçer, zalim olmayý deðil. Hâbil gibi öldürülmeyi seçer; Kabil gibi katilliði deðil... Habil günümüzde kimdir? Filistin'dir Habil, Cezayir halkýdýr, Irak halkýdýr, Afganistan, Kosova, Bosna halkýdýr... Okula alýnmayan, örtüsüne el uzatýlan, sokakta dövülen, hakkýnda soruþturma açýlan, görevden uzaklaþtýrýlan, uzaklaþtýrýlmayla tehdit edilen mütedeyyin müslümandýr. Öðrencidir, memurdur, öðretmendir.

Global dünyada yeraltý ve yerüstü kaynaklarý sömürülen, çatýþtýrýlan, kobay olarak kullanýlan, aþaðýlanan müslüman ülkelerin halklarýna yapýlan bu zulümler yetmiyormuþ gibi kendi yöneticilerince, yemesi, içmesi, giysisi, okulu, sokaðý zulüm haline getirilen kiþiler olan müslümanlar yine de haksýzlýk etmekten, baþkalarýna zulmetmekten alýkoyuyorlar kendilerini. Çünkü El-adl olan Allah c.c "Bir kavme olan hýncýnýz sizi adaletsizliðe sevketmesin" emrini vermiþtir.

Müslümanlar, Avrupa Ýnsan Haklarý mahkemesi'ne ve diðer insanî kuruluþlara bir Hýlf'ul Fü'dûl gözüyle bakýp onlardan zulmün giderilmesini bekliyorlar. Nefislerine (þirk koþarak) zulmeden kiþilerden adalet beklemenin paradoksu bir yana; zalimin karþýsýnda susan dilsiz þeytandýr öbür yana. Halbuki geçmiþ kültüründe eþitlik olan Batý'nýn karþýsýna "adalet" ilkesi ile çýkan müslümanlardý.

"Adalet mülkün temelidir" diyen Hz. Ömer'in bir ismi de "Fâruk" idi ve haklý ile haksýzý, adâlet ile zulmü farkeden, farkettiren kiþi olmak ona alem olmuþtu.

Þimdi kalbimizde imanýmýz var.

Zalimin zulmü varsa bizim de Allahýmýz var.

VE ALLAH c.c. BÝZE YETER.


radyobeyan