Abdullahi ensari By: sidretül münteha Date: 31 Ekim 2010, 17:57:42
ABDULLAH-I ENSÂRÎ
Abdullah-i Ensârî hazretleri Evliyânýn meþhûrlarýndan ve Hanbelî mezhebinin büyük fýkýh âlimlerindendir. Kerâmetleri pek çoktur. Vâzlarýnda Ehl-i sünneti müdâfaa eder, mezhebsizlik ve bid'atlerin kötülüðünü anlatýrdý. Allahü teâlâya kavuþmak yolunda yürümek isteyenlerin, evliyâya ve hakîkî din âlimlerine çok baðlý olmasýný isterdi. Bu yolda ilerleten vâsýtalarýn, onlara olan tam muhabbet ve baðlýlýk oduðunu söylerdi. O büyüklere dil uzatanlarýn zavallýlýklarýný her defâsýnda ifâde eder ve; "Yâ Rabbî! Dostlarýný öyle yaptýn ki, onlarý tanýyan sana kavuþuyor ve sana kavuþmayan onlarý tanýyamýyor. Yâ Rabbî! Her kimi felâkete düþürmek istersen, onu dostlarýnýn, evliyânýn ve gerçek Ýslâm âlimlerinin üzerine atarsýn." buyurmuþtur.
Þöyle anlatmýþtýr:
Bir zaman bir arkadaþ ile Basra'ya gittim. Altý gün geçtiði hâlde, hiç bir þey yemedik. Yedinci gün bir kimse gelip bize birer altýn hediyye etti. Ben de o altýný arkadaþýma verdim. Gidip yiyecek bir þeyler getirdi. Berâberce yedik. Sonra yolumuza devâm ettik. Deniz kýyýsýna geldik. Kalan bir altýný gemiciye verip gemiye bindik. Gemide, köþede kendi hâlinde oturan biri vardý. Namaz vakitlerinde kalkar, namazdan sonra tekrar kendi hâlinde oturmaya devâm ederdi. Kendisine yaklaþýp, bir ihtiyâcý olursa yardýmcý olabileceðimizi söyledik. "Olduðu zaman söylerim." dedi. Bir gün bize; "Ben, yarýn öðle namazýndan sonra vefât edeceðim. Gemiciye, sizi sâhile çýkarmasýný söyleyiniz. Elbiselerimden bir þey isterse veriniz. Dýþarý çýktýðýnýz zaman bir aðaçlýk görürsünüz. Orada, büyük bir aðacýn altýnda, benim kefenlenme ve defin iþlerim için herþeyi hazýrlanmýþ bulursunuz. Ýþlerimi tamamlayýp, beni oraya defnediniz. Benim bu yamalý elbisemi de kaybetmeyiniz. Hille'ye gittiðiniz zaman, zarîf bir genç, sizden bu yamalý elbiseyi ister. Ona veriniz." dedi.
Hakîkaten de ertesi günü öðle namazýndan sonra vefât etti. Bundan sonra biz dediklerini aynen yaptýk. Her þey tam anlattýðý gibi oluyordu. Hille'ye vardýðýmýzda, târif ettiði genç karþýmýza çýkýp; "Emâneti veriniz." dedi. Biz, yanýmýzdaki emâneti kendisine teslim ettik ve; "Allah rýzâsý için bize izâh eder misin? O zât kimdi? Sen kimsin? Bu olanlar nedir?" dedik.
"O bir derviþ idi. Mirâs býrakacak bir malý vardý. Kendisine bir vâris taleb etti. Beni gösterdiler. Siz, bir mikdâr bekleyin. Ben hemen geliyorum." dedi. Gidip biraz sonra geldi. Kendi elbiselerini çýkarmýþ bizim getirdiðimiz elbiseleri giymiþ idi. Kendi elbiselerini bize verip; "Bunlar sizindir." dedi ve gitti.
Vehbi tülek