Dini makale ve yazýlar
Pages: 1
Kalbini ve elbiseni temizle By: ezelinur Date: 31 Ekim 2010, 10:13:00
Kalbini ve elbiseni temizle

Dikkat edilirse din -ilmihal- kitaplarý temizlik bölümüyle baþlar. Biz buna taharet demiþiz. Çünkü Ýslam'da birçok ibadete baþlamak için önkoþul bedeni ve elbiseyi temizlemektir. Siz abdest almadan, elbisenizi temizlemeden namaz kýlamazsýnýz. Kâbe'yi tavaf edemezsiniz. Bu dýþ dünyanýn temizliði için önkoþuldur. Ýç âlemin temizliði içinde, önkoþul, niyettir. Yani sýrf Allah rýzasý için ve sadece O'ndan rýza almak amacýyla içten yönelmektir. Niyetin yeri ise kalptir. Dil onun tercümanýdýr. Kalpte ise takva aranýr. Yani arýnmak sadece O'nun sevgisini kazanmaktýr.

Hz. Peygamber (sav) bunu þöyle formüle eder:

“Allah güzeldir, güzeli sever. Temizdir, temizi sever. Ýyidir, iyiyi sever. Durudur, duruluðu sever. Öyleyse evlerinizi temizleyiniz.”

Mesajlar oldukça belirgindir. Üstünüzü temizleyin, ellerinizi, yüzünüzü, kollarýnýzý, ayaklarýnýzý, gözünüzü, aðzýnýzýn içini temizleyin. Nasýl temizleyelim. Suyla yýkayarak yani gusül ve abdest alarak. Bizim kitaplarýmýzda yazýlan budur. Ama mesele sadece bu mudur? Sanmýyorum. Çünkü “Ellerinizi yýkayýn” buyrulurken ellerinizle temiz rýzýk kazanýn denmiþ olmuyor mu? Eller, sermaye edinmede mecazi anlam taþýr. Ellerimizle ticaret yapar, ellerimizle kazanýrýz. El emeði deriz ya. Ýþte günde beþ vakit namaz için dirseklerine kadar kollarýnýzý ellerinizle beraber yýkayýn derken bu anlama iþaret edilir. Suyla yýkayýn ama kirli eller ile, baþkasýnýn hakkýný gasp eden ellerle, baþkasýna zulmetmiþ ellerle divana -huzura- durmayýn demektedir aslýnda.

Yüzünüzü yýkayýn derken de anlatýlan budur. Allah'ýn huzuruna varabilecek temiz bir yüzle divana durun. Ayaklarýnýzý yýkayýn derken de anlam aynýdýr aslýnda, harama gitmemiþ, zulme koþturmamýþ, zalime dayanak olmamýþ bir sabit ayakla huzura varýn.

Þimdi Hz. Peygamber'in (sav) þu uygulamalarýna bir de bu pencereden bakalým:

Saçýný tarardý. Güzel koku sürünürdü. Her ibadet öncesi veya her uykudan kalktýktan sonra diþini temizlerdi. Medine'nin ilk yýllarýnda yaðlý yemeklerden sonra mutlaka namaz abdestini tazelerdi, temiz elbise giyerdi. Secde ettiði yerin temiz olmasýna dikkat ederdi. Sürekli Cebrail'le (as) görüþtüðünden veya insanlarla muhatap olduðundan dolayý çið soðan yemezdi, mescide tükürük gibi iðrendirici ve kirletici atýklarý býrakmaktan þiddetle sakýndýrýrdý.

Cuma günü yýkanmayý -guslü- emrederdi. Koltuk altýný ve diðer bölgelerdeki kýllarý gidermeyi emrederdi. Týrnaklarýný uzatmaz, kýsa kestirirdi. Yerdeki kalýntýlarý, çöpleri kaldýrmayý emreder, hatta bazen ibadet olduðunu söylerdi.

Ýnsanlarýn geçiþini engelleyecek þekilde yol üzerinde oturmayý yasaklardý. Akarsuya abdest dökmeyi yasaklardý. Yolculuk esnasýnda -yaþadýðý dönemin þartlarýný düþününüz- gölgeliklerde aðaç, altlarýnda abdest dökmeyi yasaklardý.

Camide yer ayýrtmayý yasaklardý. Kim erken gelirse en ön safta oturma hakkýna sahipti. Camide insanlarýn övülmesini veya yerilmesini -kiþilik haklarýna tecavüzü- yasaklardý. Camide ticaret yapmayý yasaklardý. Camiler çalýntý-buluntu yeri deðil, Allah'ý anma yeridir, buyururdu.

Camide þiir okunmasýndan hoþlanmazdý. Çünkü þiirler çoðu kez abartý, mecaz veya dolaylý mesaj taþýr. O ise sadelikten, anlaþýlýr olmaktan ve pratiðe uygulanabilir hitabetten hoþlanýrdý. Kendi huzurunda þiir okunmasýndan ise rahatsýz olmazdý.

En tabii bir fiziksel ihtiyaç olan hapþýrmayý bile Allah'a hamdetmek ve karþýlýklý dua için vesile bilirdi. Hapþýrana “Elhamdulillah de” buyururdu. Bu sözcüðü duyana ise “Yerhamukellah (Allah sana merhamet etsin, seni baðýþlasýn) de” buyururdu. Böylece kötü bir insan hapþýrýrsa bu uðursuzluk getirir, iyi bir insan hapþýrýrsa bu uður getirir diyen cahili Arap geleneðini yýkýyordu. Hem de insanlar arasýnda dua alýþveriþini yayýyordu.

Peygamberimizin (sav) uygulamalarýnýn sadece bir kýsmýndan örnekler verdim. Bu örneklerin tümünde zahiri -görünür- uygulamanýn dýþýnda, içe yönelik mesajlar göze çarpar. Biz Müslümanlarýn en çok yanýldýklarý nokta da budur. Ýbadet yapar, emir ve yasaklarý iletiriz -ki bu yazýmda haylice kullandým bu sözcüðü- ama bu emir ve yasaklarýn ruhundan uzak yaþarýz. Namaz kýlarýz ama kalp kýrarýz, hacca gideriz ama elimizi haramdan çekmeyiz. Abdest alýrýz ama kalbimizi kin ve nefretten alýkoymayýz. Camiye gideriz ama gönül kâbesini yýkarýz. Onun için de bir arpa boyu yol alamayýz. Onun için birbirimize tahammül edemeyiz. Onun için kirlenen eli yýkayan deðil, temiz olan eli kirleten olmaya çabalarýz. Onun için Kuran-ý Kerim'i okuruz ama bir Hz. Ebu Bekir, bir Hz. Ömer, bir Hz. Ali olamayýz.


Doç.Dr.Nihat Hatipoðlu

radyobeyan