Dini makale ve yazýlar
Pages: 1
Zor Zamanda By: reyyan Date: 30 Ekim 2010, 16:52:39
Zor Zamanda

Ahmet Taþgetiren

Zor zamanlarý vardýr Müslüman olmanýn. Ýnsanýn Müslümanlýðý sýnanýr. O eþiði atlayabilenlerdir Ýslâm kývamýný gerçekten kuþananlar...Onlardýr, inançlarý çaðlara taþýyanlar, çaðlarý aþanlar...

Karþýda karanlýk bir kütle varken, oradan taþ sökme iradesi taþýmaktýr zor zamanda Müslüman olmak... "Allah yolunda bana kim yardýmcý olur?" diye sorabilmek, "Þimdi bana kim inanýr?" diye gönüllerin kapýsýný çalabilmektir. "Kalk ve inzar et" çaðrýsýna uyabilmekir. Saðýr duvarlardan yanký beklemek, karanlýðýn içinde göz aramak, diri bir gönüle ulaþabilmek için pörsümüþ toplumlarýn içinde kulaç atmaktýr.

Alâkasýzlýðý, dýþlanmayý göze almaktýr. Kýnanmayý, meczub, deli, þair, sihirbaz diye hakaret edilmeyi sineye çekebilmektir. Yollara diken döþenmesini, üzerine deve iþkembesi atýlmasýný, yol kesici olarak görmemektir. Her türlü itibar kaybýna hazýr olmaktýr.

Tüm bir inananlar topluluðu olarak siyasî, iktisadî ve sosyal bir abluka altýna alýnmayý, açlýktan aðaç kabuklarýný kemirmeyi, çocuk aðýtlarýnýn Arþa yükselmesini, ateþe atýlmayý, yurdundan çýkarýlmayý, ölüm tuzaklarýna maruz kalmayý, taþlanmayý, cana minnet bilmek, bütün bu durumlarda sadece Allah'a sýðýnabilmek, "Allah bana yeter" diyebilmektir. "Rabbim onlar bilmiyorlar" diyerek, engin bir baðýþlar dünyasý açabilmektir. Hatta daha ötede, tüm bu durumlarda kendisine zulmedenlerin neslinden muvahhidler gelmesi için dua edebilmektir.

Kýzgýn kumlara yatýrýlmýþ bedeni üzerinde kýrbaç þaklarken kutlu önderinin ayaðýna diken batmasýna razý olmamaktýr. Ya da yerlerde sürüklenirken "Allah bir" den baþka tepki vermemektir.

Küçücük gönlünde Ýslâm ýþýðý yandýðýnda, Peygamber'e imanýný açýklamak için babasýndan izin alma gereði hissetmemek, "Beni yaratýrken Rabbim babama mý sordu ki?" diye düþünebilmektir.

Kutlu önderin, suikast düzenleneceði kesin olan yataðýna fütursuz uzanmaktýr.

Kutlu önderin Peygamberlik görevi ile ilgili olarak herkesi þüphe ateþi kavurduðunda "O ne söylerse doðrudur" diyebilmektir.

Kurulu düzenin hakim odaklarý, Ýslâm'ýn büyüme seyrini durdurabilmek için mevki, makam, ekonomik çýkar vaad ettiðinde, "Sað elime güneþi, sol elime ayý verseniz beni dâvâmdan döndüremezsiniz" diyerek, insaný, tereddüde düþürecek, yolundan döndürecek bütün ara duraklarý kaldýrmaktýr.

Korkularý yenmektir. Korkularýn bir tuzak olduðunu, imtihanýn korkularda, açlýkta, mal ve cana gelecek musibetlerde olduðunu bilmek, her þeye raðmen sabrý kuþanmaktýr. "Biz Allah'a aitiz ve Allah'a döneceðiz" diyebilmektir. "Ýslâm muarýzlarý toplanýp geliyorlar, korkun onlardan" dendiðinde, inançlarýnda coþku hissetmektir. Dizleri titrememek, dili dolaþmamak, zihni ve kalbi bulanmamaktýr. Kendini kurtarmak için kutlu önderi ve yol arkadaþlarýný kurban vermemektir.

Ýþkenceler karþýsýnda bunalýp da, dudaklarýmýz "Allah'ýn yardýmý ne zaman?" sualiyle yanýp kavrulduðunda, "Allah'ýn yardýmý yakýndýr" muþtusunu içimizde duyabilmektir. "Allah'ýn yoluna yardým ederseniz, Allah da size yardým eder" düsturunu bir gönül kývamý haline getirebilmektir.

Önce geçen "Allah'a adanmýþ insanlar"ýn, O'nun yolunda can bedeli ödemeyi gerektirecek bir vasat oluþtuðunda, vücutlarý demir taraklarla taransa bile, çukura gömülüp baþlarýndan aþaðý ikiye biçilseler de, çektikleri sýkýntýlardan dolayý korkuya kapýlmadýklarýný, zaafa düþmediklerini, boyun eðmediklerini, sadece sabra ve duaya sarýldýklarýný ve Allah Teâlâ'nýn dinini mutlaka hakim kýlacaðýna inandýklarýný unutmamaktýr.

Duaya sarýlmaktýr, þöylesine:

"Güçsüz ve çaresiz kaldýðýmý, halk nazarýnda hor görüldüðümü ancak Sana arz ve þikâyet ederim.

"Ya Erhamerrahimîn... Hor görülenlerin Rabbi Sensin. Sensin Rabbim benim. Beni kime býraktýn? Huysuz ve yüzsüz yabancýya mý? Bana hakim olacak bir düþmana mý?

"Allah'ým.

"Aldýrmam çektiklerime; yeter ki uðradýðým gazabýn olmasýn Senin...Fakat, bana bunlarý göstermeyecek kadar engindir affýn, merhametin Senin...

"Allahým gazabýna uðramaktan, rahmetinden uzak kalmaktan, karanlýklarý aydýnlatan, dünya ve ahireti, salâha kavuþturan ilâhî nuruna sýðýnýrým. Rýzaný dilerim. Sana iltica ederim.

"Güç de kuvvet de Senindir, Senin elindedir.

Ve sabra sarýlmaktýr:

"Yalnýzca "inandýk" demekle ilâhî muþtuya lâyýk olunamayacaðýný, mü'min olmanýn, sabýr imtihanlarýna dayanmak olduðunu bilmektir.

"Anam babam sana feda olsun" diyebilmektir zor zamanda Müslüman olmak.. Malýný mülkünü, Allah için seferber edebilmektir.

Allah için bir görev söz konusu olduðunda, yolun uzunluðunu, havanýn sýcaklýðýný, düþmanýn gücünü, geride kalan mal ve mülkün cazibesini unutabilmektir.

Kutlu önder, bir yeri savunma görevi verdiðinde, ganimet daðýtýmý telâþýyla görev yerini terketmemeye muvaffak olmaktýr.

"Ýçki haramdýr" emri geldiðinde, elindeki kadehi býrakabilmek, malýndaki Allah hakkýný verirken, miktarý ne kadar yüksek olursa olsun, elleri titrememektir.

Allâh'a ortak koþanlar, küçümsediðinde inananlarý, fakir-fukara ve ayak takýmý dediðinde, toplumun aþaðý katmanlarý olarak gördüðünde, onlardan uzaklaþmasýný istediðinde, Ýslâm baðlýlýðýný bir aristokrat çizgisi haline getirmek istediðinde, onurlu olmanýn inanmakla baþladýðýný bilmek, onlarý "kardeþ" diye sevmek ve kucaklamak ve bu mütegallibe beklentisini tatmin etmemektir.

Zalimlerle dost olmamaktýr, ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar onlara meyil duymamaktýr, onlarýn iktidarýna imrenmemektir, onlarý hoþnud edecek zaaflar göstermemektir.

Her türlü soy tükenmesi (ebterlik) beklentisi karþýsýnda Ýslâm nesillerini ebediyyen var kýlacak inanç tohumlarý ekebilmektir toplumlarýn rahmine...

Her türlü siyasî ikbale ve iktidara raðmen, kendisinin bir kul, görevinin de Allah hukukunu gözetmek olduðunu unutmamaktýr.

Ahireti, yani mutlak mahkemeyi ve ebedî hayatý hiçbir durumda unutmamaktýr zor zamanda Müslüman olmak...

Kutlu önderin de ölümlü olduðunu bilip, o ölür veya öldürülürse, gerisin geriye küfür iklimine dönmenin çýlgýnlýk olduðunun idrakine varmak ve Peygamber çizgisini, ebediyyete kadar can pahasýna savunmaktýr. "Kim Muhammed'e tapýyorsa, bilsin ki Muhammed ölmüþtür. Kim Allah'a kulluk ediyorsa, bilsin ki Allah hay ve lâyemûttur" diye konuþabilmektir zor zamanda Müslüman olmak... Hazreti peygamber'in ebediyyet mesajýný yaþatmanýn, Ona baðlýlýðýn asýl özü olduðunu kavramaktýr.

Zor zaman, Allah'a kulluðu sýnava sokan zamandýr. Bizi kullukla, dünya hayatý arasýnda tercih yapmaya zorlayan zamandýr. Yakýn çýkar mý, uzak ebediyyet mi sorgusuyla yüreðimizi yoklayan zamandýr. Nefsî hesap ve tutkularýmýzla, vahyin çaðrýsý arasýnda kalbimizi test eden zamandýr...

Orada Allah Teâlâ "Siz baki olanýný seçin" diyor bize... "Siz Allah'a kul olmayý seçin. Nefsini Rab edinenlerden olmayýn..." diyor. "Allah bana yeter" deyin. "Allah kuluna yetmez mi?" deyin..."Allah'tan baþka güç sahibi yoktur. Mutlak kudret Allah'ýndýr." deyin. "Ölümü de hayatý da yaratan Allahtýr" deyin. Ve Allah dilemezse, hiç kimse hiçbir þeye güç yetiremez deyin..."Ben âlemlerin Rabbi olan Allah'a teslim olanlardaným", deyin, diye çaðýrýyor Rabbimiz...

Zor zaman, her zaman yoklar insanýn içini...Çünkü insan yüreði her zaman sýnavdadýr. Son nefese kadar her zaman...


radyobeyan