Müntehab Ehadis
Pages: 1
Kelime-i tayyibe By: hafýz_32 Date: 29 Ekim 2010, 19:07:36
KELÝME-Ý TAYYÝBE

ÝMAN


Ýman, lugat bakýmýndan birinin sözünü ona itimad ederek kesin bir þekilde tasdik etmektir. (Din ýstýlahý bakýmýndan Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’in haber verdiði þeylerin hepsini, müþahede etmeden, sadece ona itimad ederek kesin bir þekilde tasdik etmektir.

 

Kur’an Ayetleri
 

“(Ey Rasûlüm!) Senden önce hiçbir rasul göndermedik ki, ona “Benden baþka hiç bir ilah yoktur, o halde yalnýz Bana ibâdet edin” diye vahyetmiþ olmayalým.” [8]

“Gerçek mü’minler yalnýz o kimselerdir ki, Allah anýldýðý zaman kalpleri korkarak ürperir, onlara Allah’ýn ayetleri okunduðu zaman imanlarýný arttýrýr ve onlar yalnýz Rabblerine tevekkül ederler.” [9]                                                                     

“Allahu Teâlâ’ya iman edip, O’na sýmsýký sarýlanlara gelince, Allah onlarý yakýnda Kendi rahmet ve lütfuna daldýracak ve onlara Kendine varan doðru bir yolu göste­recektir. (Yol gösteren birine ihtiyaç duyduklarý zaman onlara yardým edecektir.)” [10]

“Þüphesiz Biz peygamberlerimize ve iman edenlere hem dünya hayatýnda, hem amel­leri yazan meleklerin þahitlik için ayaða kalktýklarý kýyamet gününde yardým ederiz.” [11]

“Ýman edip de imanlarýna bir þirk bulaþtýrmayanlar (var ya,) iþte emniyet içinde olmak onlarýn hakkýdýr. Ve hidayete erenler de onlardýr.” [12]

“Ýman edenler ise daha çok Allah’ý severler...” [13]

“(Ey Rasûlüm!) De ki: “Þüphesiz benim namazým, benim her ibadetim, benim ha­yatým ve benim ölümüm, hepsi alemlerin Rabbi olan Allah içindir.” [14]

 

Hadisi Þerifler
 

1) Hz. Ebû Hûreyre radýyallahu anh’dan rivayet edilmiþtir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem þöyle buyurdu; “Ýman, yetmiþ küsur þubedir. Onlarýn en üstünü Lâ ilahe illallah demektir. En aþaðýsý da yoldan eziyet verecek þeyleri gidermektir. Haya, imanýn (çok önemli) birþubesidir.” [15]                                                                   

Ýzah: Hayanýn hakikati þudur ki; o insaný yanlýþ iþten sakýnmaya sevkeder ve hak sahibinin hakkýnda eksiklik yapmaktan alýkoyan. [16]

2) Hz. Ebû Bekr radýyallahu anh’dan rivayet edilmiþtir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem þöyle buyurdu; “Kim, amcam (Ebû Talib’e vefatý sýrasýnda) arz ettiðim ve onun kabul etmediði kelimeyi benden kabul ederse, o kelime, o kiþinin kurtulu­þuna vesile olur.” [17]                                                           

3) Hz. Ebû Hûreyre radýyallahu anadan rivayet edilmiþtir; Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki; “Ýmanlarýnýzý daima yenileyiniz (yani tazeleyiniz).” Sahâbe-i Kiram radýyallahu anhum,

“Ya Rasûlallah! Ýmanýmýzý nasýl yenileyelim?” deyince Rasûîullah sallallahu aleyhi vesellem,

“Lâ ilahe illallah kelimesini çokça söyleyiniz” buyurdu.[18]                                                                   

4) Câbir bin Abdullah radýyallahu anh diyor ki: Ben Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’in þöyle buyurduðunu iþittim;

“Zikirlerin en üstünü Lâ ilahe illallah, duala­rýn en üstünü Elhamdulillah’týr.” [19]                                                                       

Ýzah: Lâ ilahe illallah’ýn en üstün olmasý; dinin bütün temellerinin onun üzerine kurulmuþ olmasýndandýr. Onsuz ne imanýn sýhhati olur ne de bir kimse müslüman olur. Elhamdülillah’ýn en üstün dua olmasýnýn sebebi; Kerim olan Zât’ý övmek, O’ndan istemek demektir. Dua ise Allahu Teâlâ’dan istemenin adýdýr. [20]

5) Hz. Ebû Hûreyre radýyallahu anh’dan rivayete göre Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem þöyle buyurdu;

“Bir kul ihlasla Lâ ilahe illallah dediði zaman muhakkak ona gök kapýlarý açýlýr. Büyük günahlardan sakýndýðý müddetçe bu kelime Arþ’a kadar ulaþýr. (Yani hemen kabul olunur.)” [21]                                                                 

Ýzah: Ýhlasla söylemek, onda riya ve nifak olmamasýdýr. Büyük günahlardan sakýnmak þartý ise, onun çabuk kabul olunmasý içindir. Ancak eðer bu kelime-i tevhid büyük günahtan sakýnýlmadan söylense yine de fayda ve sevabtan uzak deðildir. [22]

6) Hz. Ya’lâ bin Þeddâd radýyallahu anh diyor ki: Babam Hz. Þeddâd bin Evs bir vakýa anlattý. Ubâde bin Sâmit radýyallahu anh da oradaydý. O da vakýayý doðruladý. Babam þöyle dedi:

“Bir defasýnda biz Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’in yanýndaydýk.

“Aranýzda yabancý (gayri müslim) var mý?” buyurdu. Biz,

“Hayýr yoktur ya Rasûlallah!” dedik. Sonra kapýlarý kapamamýzý emretti ve

“Ellerinizi kaldýrýnýz ve Lâ ilahe illallah deyiniz” buyurdu. Bir müddet ellerimizi kaldýrýp o þekilde durduk (ve Kelime-i Tayyibe’yi söylemeye devam ettik). Ondan sonra Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem elini indire­rek þöyle buyurdu:

“Elhamdülillah! Allah’ým Sen beni bu kelime ile gönderdin. Bunu teblið etmemi bana emrettin. Buna karþýlýk Cennet vaad ettin. Sen vaadinden dön­mezsin.” Daha sonra Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem,

“Sizlere müjdeler olsun. Þüp­hesiz Allah sizi baðýþladý” buyurdu. [23]   

7) Hz. Ebû Zerr radýyallahu anh’dan rivayet edilmiþtir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem þöyle buyurdu;

“Bir kul Lâ ilahe illallah der ve bu kelime üzerine ölürse muhakkak Cennet’e girer.” Ben,

“Zina etse de, hýrsýzlýk etse de mi?” dedim.

“(Evet) zina etse de, hýrsýzlýk etse de” buyurdu. Ben,

“Zina etse de, hýrsýzlýk etse de mi?” dedim.

“Evet zina etse de, hýrsýzlýk etse de” buyurdu. Ben (üçüncü defa),

“Zina etse de, hýrsýzlýk etse de mi?” dedim.

“Evet zina etse de, hýrsýzlýk etse de, Ebû Zerr’e raðmen o muhakkak Cennet’e girer” buyurdu. [24]                                     

Ýzah:  kelimesi Arapça lisanýnda özel bir deyimdir ve manasý þöyledir:

“Her ne kadar sana aðýr gelse de, sen onun olmasýný istemesen de (bu iþ) ola­caktýr”. Hz. Ebû Zerr radýyallahu anh,

“Bir kimse bu kadar büyük günahlarý iþlemesine raðmen Cennet’e nasýl girer? Halbuki günahlarýn karþýlýðý olarak ceza verilmesi adaletin gereðidir” diye hayret etmekteydi. Ýþte bu yüzden Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem onun hayretini gidermek için

“Ebû Zerr’e ne kadar aðýr gelirse gelsin o kiþi mutlaka Cennet’e girecektir” buyurmuþtur. O kiþi günah iþlemiþ olsa da imanýn ge­reði olarak tevbe ve istiðfar ederek günahlarýný baðýþlatacaktýr. Veya Allahu Teâlâ kendi fazlý ve lütfü ile onu affedecek, azabsýz olarak ya da günahlarýna karþýlýk azab ederek, kýsaca her durumda onu mutlaka Cennetine koyacaktýr.

Ülema-i Kiram, “Bu hadisi þerifteki Lâ ilahe illallah demekten kasýt; dinin ve tevhidin tamamýna iman etmek ve onu yerine getirmeye karar vermektir” diye yazmýþlardýr. [25]

8 ) Hz. Huzeyfe radýyallahu anh’dan rivayet edilmiþtir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem þöyle buyurmuþtur; “Bir zaman gelecek elbisenin süs ve nakýþlarýnýn es­kiyip silindiði gibi Ýslam da silinecektir. Hatta kimse oruç nedir, sadaka nedir ve hacc nedir bilmeyecektir. Bir gece gelecek ki, o gece Kur’an kalplerden silinecek­tir. Yeryüzünde ondan tek bir ayet dahi kalmayacaktýr. (Çeþitli yerlerde) bir takým yaþlý erkekler ve yaþlý kadýnlar kalacaklardýr. Onlar,

“Biz atalarýmýzýn bu kelimeyi (Lâ ilahe illallah’ý) söylediklerini iþittik. Biz de ayný kelimeyi söylüyoruz” diyeceklerdir.” Hz. Huzeyfe radýyallahu anh’ýn talebesi olan Sýla bin Zûfer,

“Onlar orucun, sadakanýn ve haccýn ne olduðunu bilmediklerine göre sadece Lâ ilahe illallah ke­limesi onlara ne fayda verecektir ki?” dedi. Hz. Huzeyfe radýyallahu anh ona hiçbir cevab vermedi. Talebesi ayný suali üç defa tekrarladý. Her defasýnda Huzeyfe radýyallahu anh ondan yüz çeviriyordu. Üçüncü defa ýsrarla sorunca buyurdu ki:

“Ey Sýla! Bu kelime onlarý Cehennem’den kurtaracaktýr.” [26]

9) Hz. Ebû Hûreyre radýyallahu anh’dan rivayet edilmiþtir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki; “Kim Lâ ilahe illallah derse, bu kelime o kiþiye günlerden bir gün mutlaka fayda verecektir (onu Cehennem’den kurtaracaktýr). Her ne kadar on­dan önce bir miktar ceza çekse de (neticesinde kurtulacaktýr.)” [27]

10) Hz. Abdullah Ýbni Ömer radýyallahu anhuma’dan rivayet edilmiþtir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem, “Nûh alayhisselam’ýn oðluna yaptýðý vasiyeti size haber vereyim mi?” buyurunca Sahâbe-i Kiram,

“Elbette söyleyiniz” dediler. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki;

“Nûh aleyhisselam oðluna þöyle vasiyet etti;

“Ey oðlum sana iki þeyi yapmaný tavsiye ediyorum, iki þeyden de seni nehyediyorum. Ýlk önce sana Lâ ilahe illallah demeni tavsiye ediyorum. Çünkü bu kelime terazinin bir kefesine konsa, yerler ve gökler diðer kefesine konsa, bu kelimenin konduðu kefe elbette aðýr gelir. Gökler ve yerler bir halka olsa, bu kelime o halkayý parçalayýp Allahu Teâlâ’ya ulaþýrdý. Sana tavsiye ettiðim ikinci þey ise Sûbhanallahil azîm ve bi hamdihi kelimesini söylemendir. Çünkü bu kelime bü­tün yaratýklarýn ibâdetidir. Onun bereketiyle mahlûkat rýzýklandýrýlýr.

Seni iki þeyden nehyediyorum: Seni þirk ve kibirden nehyediyorum. Çünkü bu iki kötülük, kulu Allah’tan uzaklaþtýrýr.” [28]                             

11) Hz. Talha bin Ubeydullah radýyallahu antiûan rivayet edilmiþtir: Peygam­ber sallallahu aleyhi vesellem þöyle buyurdu;

“Ben öyle bir kelime biliyorum ki, ölüm vakti yaklaþmýþ olan biri onu söylerse ruhu, bedeninden ayrýlýrken, o kelime sa­yesinde rahat eder. Ve o kelime, o kimse için kýyamet günü nûr olur. (O kelime Lâ Ýlahe Ýllailah’týr.)” [29]                                                             

12) Hz. Enes radýyallahu anadan rivayet edilmiþtir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem þöyle buyurdu;

“Lâ ilahe illallah diyen ve kalbinde arpa danesi aðýrlýðýnca hayýr bulunan (yani imaný olan) kimse Cehennem’den çýkacaktýr. Sonra Lâ ilahe illallah diyen kalbinde buðday tanesi aðýrlýðýnca hayýr (yani iman) olan kimse Cehennem’den çýkacaktýr. Ondan sonra Lâ ilahe illallah diyen ve kalbinde zerre kadar hayýr olan kimse Cehennem’den çýkacaktýr.” [30]                                       

13) Hz. Mikdâd bin Esved radýyallahu anh diyor ki: Ben Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’in þöyle buyurduðunu iþittim;

“Allah’ýn yeryüzünde Ýslam kelimesini girdirmediði hiçbir þehir ve köy, sahrada hiçbir ev veya çadýr kalmayacaktýr. Þöyle ki; Allah iman sahiplerini bu Kelime-i Tevhid’in ehlinden kýlarak onlara izzet ve þeref verecek, inanmayanlarý da zelil kýlacaktýr. Onlar müslümanlarýn emri altýnda yaþayacaklardýr.” [31]                                                                                         

14) Hz. Ýbni Þimâse el-Mehrî rahmetullahi aleyhi’den rivayet edilmiþtir: Diyor ki; biz Hz. Amr bin el-As radýyallahu anh’in vefatý sýrasýnda yanýndaydýk. O, yüzünü duvara doðru çevirmiþ, hüngür hüngür aðlýyordu. Oðlu kendisini teselli etmek için,

“Babacýðým! Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem sana falan müjdeyi vermedi mi? Rasülullah sallallahu aleyhi vesellem seni filan müjde ile müjdelemedi mi? (Yani Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem sana büyük büyük müjdeler vermiþti)” dedi. Bunu du­yunca yüzünü (duvardan) beriye döndürdü ve þöyle buyurdu;

“Bizim (ahiret için) hazýrladýðýmýz en üstün þey Allah’tan baþka hiçbir ma’bûd olmadýðýna, Muhammed sallallahu aleyhi vesellem’in Allah’ýn Rasûlü olduðuna þehadet etmektir. Benim hayatý­mýn üç devresi vardýr. Birinci devresinde Rasülullah sallallahu aleyhi vesellem’e benden daha þiddetli buðz eden kimse yoktu. Bana en sevimli þey (en büyük temennim) elime bir imkân geçince Rasülullah sallallahu aleyhi vesellem’i öldürmekti. Ýþte bu, hayatýmýn en kötü devresiydi. Eðer ben o hâl üzere ölseydim kesinlikle Cehennemlik olurdum. Ne zamanki Allahu Teâlâ kalbime Ýslam’ýn hak olduðunu koyunca Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’in yanýna geldim ve

“Elini uzat, sana biat edeyim” dedim. Rasülullah sallallahu aleyhi vesellem mübarek elini uzattý. Ben elimi geri çektim. Rasülullah sallallahu aleyhi vesellem,

“Ey Amr bu ne?” buyurdu. Ben,

“Birkaç þart ileri sürmek istiyorum” deyince,

“Hangi þartlarý ileri sürüyorsun?” buyurdu. Ben,

“Bütün günahlarým affedilsin” dedim. Buyurdu ki;

“Ey Amr! Sen bilmez misin ki, Ýslam, küfür hayatýndaki bütün günahlarý yok eder. Hicret, önceki bütün günahlarý yok eder. Hac da geçmiþ bütün günahlarý yok eder”. Ýþte hayatýmýn bu devresinde benim gözümde Rasülullah sallallahu aleyhi vesellem’dan daha sevgili, daha üstün ve saygý deðer baþka bir kimse yoktu. Onun azametinden dolayý kendisine doyasýya bakamazdým. Eðer bana o’nun mübarek sureti sorulacak olsa ben hiçbir þey söyleyemem. Çünkü ben o’na tam manasýyla bakamadým. Eðer o hâl üzere ölmüþ olsaydým, ümit ederim ki, ben Cennet ehlinden olurdum. Sonra biz bazý iþlerin mütevellisi ve sorumlusu olduk. (Bu hayatýmýn üçüncü devresiydi.) O iþler arasýnda hâlimin ne olduðunu bilmiyorum. Ben öldüðüm zaman (cenazemin yaný sýra) baðýrýp, çaðýrarak aðlayan hiçbir kadýn gelmesin. (Cahiliyyet zamanýnda olduðu gibi) cenazemin yaný sýra ateþ götürülmesin. Beni defnettiðimiz zaman kabrime topraðý bol atýn. (Toprak atma iþini bitirdikten sonra) kabrimin baþýnda muhakkak bir deve kesilip de eti daðýtýlacak kadar bir zaman durun. Tâ ki, sizin sebebinizle ben oraya alýþabileyim ve Rabbimin gönderdiði meleklere ne cevab vereceðimi bileyim.”  [32]                                                                                                   

15) Hz. Ömer radýyallahu anh’dan rivayet edilmiþtir: Rasülullah sallallahu aleyhi vesellem þöyle buyurdu;

“Ey Hattaboðlu! Git, insanlara ilan et ki, Cennet’e ancak iman edenler gireceklerdir.” [33]                                                                                       

16) Hz. Ebû Ya’îâ radýyallahu anh’dan rivayet edilmiþtir: Rasülullah sallallahu aleyhi vesellem (Ebû Süfyan’a hitaben),

“Ey Ebû Sûfyan! Sana yazýklar olsun! Ben size dünya ve ahiret (güzelliklerini) getirdim. Ýslam’ý kabul edin, kurtuluþa erin” buyurdu. [34]     

17) Hz. Enes radýyallahu anh’dan rivayet edilmiþtir: Ben Rasülullah sallallahu aleyhi vesellem’in þöyle buyurduðunu iþittim;

“Kýyamet günü bana þefaat izni verilir. Ben,

“Ya Rabbi kalbinde hardal danesi kadar iman bulunan kimseyi Cennet’e koy” derim. (Bunun üzerine Allah celle celaluhu benim þefaatimi kabul eder ve) o insanlar Cennet’e girerler. Sonra ben,

“Kalbinde (imandan) en ufak bir þey bulunan kim­seyi Cennetine koy” derim.” [35]                                                                                       

18 ) Hz. Ebû Saîd el-Hudri radýyallahu anh’dan rivayet edilmiþtir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem þöyle buyurmuþtur;

“Cennetlikler Cennete, Cehennemliklerde Cehennem’e girerler. Sonra Allahu Teâlâ þöyle buyurur:

“Kalbinde hardal danesi kadar iman bulunan kimseyi Cehennem’den çýkartýn”. Nitekim onlar Cehennem’den çýkartýlýrlar. Onlar orada yanmaktan dolayý simsiyah olmuþlardýr. Sonra onlar hayat nehrine atýlýrlar. Selin etrafýnda (býraktýðý çöplerde, su ve gübrenin karýþýmý sonucunda süratle büyüyen) dâne gibi (derhal taptaze bir bedenie) çýkarlar. Siz o dânenin sapsarý ve kývrýlarak nasýl çýktýðýný hiç düþündünüz mü?” [36]             

19) Hz. Ebû Ümâme radýyallahu anh’dan rivayet edilmiþtir: Bir adam Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’e, “Yâ Rasûlallah! Ýman nedir?” diye sordu. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem þöyle buyurdu;

“Ýyi amel yapýnca sevinirsen ve kötü amel yapýnca üzülürsen, sen mü’minsin” [37]                                                     

20) Hz. Abbas bin Abdulmuttalip radýyallahu anh, Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’in þöyle buyurduðunu iþitti;

“Allah’ý Rabb, Ýslam’ý din ve Muhammed sallallahu aleyhi vesellem’i Rasûl olarak kabul eden ve razý olan kimse imanýn tadýný tatmýþ (imanýn lezzeti kendisine nasib olmuþ) olur.” [38]                                                   

Ýzah: Bu hadisin manasý þudur: Allahu Teâlâ’ya kulluk, islam’a uygun amel ve Hz. Muhammed sallallahu aleyhi vesellem’e itaat, Allahu Teâlâ’nýn, O’nun Rasûlü’nün ve Ýslam’ýn sevgisiyle olmalýdýr. Kime bu þey nasib olursa kesinlikle ona iman lez­zetinden bir pay nasib olur.

21) Hz. Enes radýyallahu anadan rivayet edilmiþtir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem þöyle buyurdu;

“Üç þey kimde bulunursa, ona imanýn tadý ve lezzeti nasib olur:

1. Allah ve Rasûlü’nün sevgisi, onun kalbinde, baþkasýnýn sevgisinden fazla olmasý,

2. Sevdiðini yalnýz Allah için sevmesi,

3. Ýmandan sonra küfre dönmek kendisine ateþe düþmek kadar aðýr ve zor gelmesi.”     
                               

22) Hz. Ebû Umâme radýyallahu anh’dan rivayet edilmiþtir: Rasulullah aleyhi vesellem þöyle buyurmuþtur; “Kim Allah için sever, Allah için düþmanlýk eder, verdiðini Allah için verir ve (vermediðini de) Allah için vermezse, o imanýný tamam­lamýþtýr.” [39]                                                                                                                   

23) Ýbni Abbas radýyallahu anhuma’dan rivayet edilmiþtir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem, Ebû Zerr radýyallahu anha,

“Ey Ebû Zerr! Ýmanýn hangi kuipu daha sað­lamdýr” buyurdu. Ebû Zerr radýyallahu anh,

“Allah ve Rasûlü daha iyi bilir” dedi. Bunun üzerine Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem,

“Allah için dostluk ve yardýmlaþmak, Allah için sevmek ve Allah için buðz ve düþmanlýk etmek” buyurdu. [40]           

Ýzah: Ýman þubelerinin içinde en canlý ve saðlam olaný þudur; kulun dün­yada birine karþý davranýþý, ister o davranýþ biriyle iliþki kurmak olsun, ister iliþkiyi kesmek olsun, ister sevmek olsun, ister düþmanlýk olsun, nefsinin isteðinden kaynaklanmamalý, aksine yalnýz ve yalnýz Allah için olup, O’nun emrine tâbi olmalýdýr.

24) Hz. Enes radýyallahu anh’dan rivayet edilmiþtir Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki;

“Müjde olsun o kimseye ki, beni gördü ve bana iman etti. Yedi kere müjdeler olsun o kimseye ki, beni görmediði halde bana iman etti.” [41]

25) Hz. Abdurrahman bin Yezîd rahmetullahi aleyh diyor ki: Bazý insanlar Hz. Abdullah radýyallahu anh’ýn yanýnda Muhammed sallallahu aleyhi vesellem’in ashabý ve onla­rýn imanlarý hakkýnda bir mevzu açtýlar. Bunun üzerine Abdullah radýyallahu anh þöyle buyurdu;

“Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’in sadâkat ve doðruluðu onu gören her­kesin önünde apaçýktý. Kendisinden baþka ilah olmayan Zât’a yemin olsun ki, en üs­tün iman, görmeden iman etmektir.” Sonra sözünü isbat etmek için þu ayeti okudu:

“Elif, Lâm, Mîm. / Bu o kitaptýr ki, kendisinde hiç þüphe yoktur. Takva sahipleri için yol göstericidir. / (O takva sahiplen ki,) onlar gayba inanýrlar...” [42]

26) Hz. Enes bin Mâlik radýyallahu anh’dan rivayet edilmiþtir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem,

“Ben kardeþlerimle görüþmeyi arzu ederdim” buyurdu. Sahâbe-i Kiram radýyallahu anhum,

“Biz Senin kardeþlerin deðil miyiz?” deyince Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem,

“Siz benim ashabým (arkadaþlarým)sýnýz. Kardeþlerim ise görmedikleri halde bana iman edenlerdir” buyurdu. [43]                           

27) Hz. Ebû Abdurrahman el-Cühenî radýyallahu anh’in þöyle dediði rivayet edilmiþtir: Biz Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’in huzurundaydýk. (Karþýdan gel­mekte olan) binekli iki kiþi göründü. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem onlarý görün­ce,

“Bunlarýn Kinde ve Mezhic kabilesinden olduklarý anlaþýlýyor” buyurdu. Gel­diklerinde yanlarýnda Mezhic kabilesinden daha baþka kiþiler de vardý. Râvi diyor ki: O iki kiþiden biri bîat etmek için Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’e yaklaþtý. Mübarek elini tutunca,

“Yâ Rasûlallah! Sizi gören, size iman eden, sizi tasdik eden ve size ittibâ eden kimseye ne verilecektir?” dedi. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem

“Ne mutlu ona” buyurdu. O kiþi bunu duyunca (bereketlenmek için) elini, Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’in mübarek eline sürdü ve bîat ettikten sonra geri döndü. Sonra diðer þahýs ilerledi. Bîat etmek için Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’in elini tutarak,

“Yâ Rasûlallah! Bir kimse sizi görmeden iman eder, sizi tasdik eder ve size tâbi olursa, ona ne verilecektir?” deyince Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem,

“Ne mutlu ona, ne mutlu ona, ne mutlu ona!” buyurdu. Adam elini, Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’in mübarek eline sürdü, biat etti ve oradan ayrýldý. [44]

28 ) Hz. Ebû Musa radýyallahu anh’dan rivayet edilmiþtir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki;

“Üç kimse vardýr ki onlar için iki ecir vardýr:

1. Ehli kitaptan (yani yahudi ve hristiyanlardan) olduðu halde kendi peygamberine ve Muhammed sallallahu aleyhi vesellem’e iman eden kimse,

2. Allahu Teâlâ’nýn hakkýný ve efendisinin hakkýný edâ eden köle,

3. Bir cariyesi olup da onu güzelce terbiye eden, ona iyi bir þekilde ilim öðreten, sonra azâd edip onunla evlenen kimsedir.”
[45]                     

Ýzah:
Bu kimselerin her ameline karþýlýk, amel defterlerine diðer insanlara kýyasla iki kat sevab yazýlacaktýr. Örnek olarak bir baþka kiþi, bir namaz kýlýnca on sevab alýyorsa, ayný ameli bu üç kiþiden biri yapýnca ona yirmi sevab verilecektir. [46]

29) Hz. Evsat rahmetullahi aleyh diyor ki: Hz. Ebû Bekr radýyallahu anh bize hita­ben þöyle buyurdu:

“Bir sene önce Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem benim durdu­ðum bu yerde (hutbe vermek için) duruyordu.” Ebû Bekr radýyallahu anh bu sözü söyleyince aðlamaya baþladý. Sonra þöyle buyurdu:

“Kendiniz için Allah’tan afi­yet isteyiniz. Zira iman ve yakînden sonra hiç kimseye afiyetten daha üstün bir nimet verilmemiþtir.” [47]                                                                         

30) Hz. Abdullah Ýbni Amr radýyallahu anhuma’dan rivayet edilmiþtir. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem þöyle buyurdu:

“Bu ümmetin düzelmesi ilk önce yakýn ve zühd ile yani dünyaya gönül vermemekle baþlamýþtýr. Bozulmasýnýn baþlangýcý da cimrilik ve uzun emel ile olmuþtur.” [48]                                                               

31) Hz. Ömer bin Hattab radýyallahu anadan rivayete göre Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem þöyle buyurmuþtur:

“Siz Allah’a hakkýyla tevekkül etseydiniz, kuþlarýn rýzýklandýrýldýðý gibi rýzýklandýrýlýrdýnýz. Onlar sabah vakti aç olarak çýkarlar akþam vakti tok olarak dönerler.” [49]                                                                                       

32) Hz. Cabir bin Abdullah radýyallahu anhuma’dan rivayet edilmiþtir: O Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem ile birlikte Necd tarafýnda bir gazveye katýlmýþtý. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem gazveden dönünce o da birlikte dönmüþtü. (Dönüþte meydana gelen bir olayý þöyle anlatýyor:) Sahâbe-i Kiram radýyallahu anhum öðlen vakti dikenli aðaçlan bol olan bir vadiye ulaþtýlar. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem istira­hat etmek için oraya indi. Sahâbe-i Kiram aðaçlar altýnda gölgelenmek için saða-sola daðýldýlar. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem de istirahat etmek için bir aðacýn altýna yerleþti. Kýlýcýný aðaca astý. Bizler kýsa bir müddet (aðaçlarýn gölgesinde) uyuduk Birden Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’in bizi çaðýrdýðýný duyduk. (Oraya ulaþýnca ne görelim) Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’in yanýnda kafir bir bedevi vardý. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem, “Ben uyuyordum. Bu adam benim kýlýcýmý, bana karþý çekti. Uyandýðýmda kýlýcým onun elinde parlýyordu. Bana, “Seni benden kim koruyacak?” dedi. Ben üç defa

“Allah” dedim” buyurdu. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem o köylüye hiçbir ceza vermedi ve doðrulup oturdu. [50]                   

33) Salih bin Mismar ve Cafer bin Burgan rahmetullahi aleyhima’dan rivayet edilmiþtir. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem Hz. Haris bin Malik radýyallahu anha,

“Ey Haris! Nasýlsýn?” diye sorunca,

“(Allah’ýn lütfü ile) imanlýyým Ya Rasûlallah!” dedi. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem,

“(Düþünerek söyle) her þeyin bir hakikati vardýr. Senin imanýnýn hakikati nedir? (yani sen hakiki mü’min oiduðuna nasýl ka­rar verdin?)” buyurdu. O þöyle dedi:

“(Sözümün hakikati þudur:) Ben kalbimi dün­yadan çevirdim. Geceleri uyanýk geçiriyorum. Gündüzleri susuz kalýyorum (yani oruç tutuyorum. Kýyamet günü) Rabbimin Arþý’nýn getirileceði zamanki manzarayý görür gibi oluyorum. Sanki Cennet ehlinin aralarýnda ziyaretleþtiklerini görüyorum. Sanki (kulaklarýmla) Cehennem ehlinin baðýrýp, feryad ettiklerini duyuyorum. (Yani her an Cennet ve Cehennemi tasavvur ediyorum.)” Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem (onun konuþmasýný dinleyince),

“Haris öyle bir mü’mindir ki, kalbi imanýn nuru ile münevver olmuþtur” buyurdu. [51]                                                         

34) Hz. Mâiz radýyallahu anh’dan rivayet edilmiþtir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’e,

“Hangi amel daha üstündür?” diye sorulunca buyurdu ki;

“Bir olan Allah’a iman etmek, sonra cihad etmek, sonra makbul haccdýr. Bu amellerle diðer ameller arasýndaki üstünlük farký, doðu ile batý arasýndaki mesafe kadardýr.” [52]

35) Hz. Ebu Ûmâme radýyallahu anh diyor ki: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’in yanýnda Sahâbe-i Kiram dünyadan bahsettiler. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem,

“Dikkatli dinleyin, dikkatli dinleyin! Muhakkak sadelik imandandýr. Muhakkak sa­delik imandandýr.” [53]                                                                                             

Ýzah: Bu hadiste sadelikten kastedilen mana; tekellüfü, aþýrt süs ve ziynet eþyalarýný terk etmektir.

36) Hz. Amr bin Abese radýyallahu anh’dan rivayet edilmiþtir: O, Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’e,

“Hangi iman daha üstündür?” diye sorunca Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem,

“Kendisiyle beraber hicret bulunan imandýr” buyurdu. Sahâbi

“Hicret nedir?” deyince Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem,

“Hicret, senin kötülükleri terk etmendir” buyurdu.   [54]                                                                                   

37) Hz. Süfyan bin Abdullah es-Sakafî radýyallahu anh diyor ki: Ben

“Yâ Rasûlallah bana Ýslam’la ilgili (her þeyi ihtiva eden) bir söz söyle ki, senden sonra baþkalarý­na sormaya hacet kaimasýn” dedim. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem

“Sen “Allah’a iman ettim” de sonra bu sözün üzerinde dur, istikamet üzere ol” [55] buyurdu. [56]

Ýzah: Yani önce kalbinle Allahu Teâlâ’nýn Zâtýna ve sýfatlarýna iman et, sonra Allah’ýn ve O’nun Rasûlü sallallahu aleyhi vesellem’in hükümleriyle amel et. Bu iman ve amelin geçici bir süre için olmamalý, aksine kararlý ve saðlam bir þekilde onlarý devam ettirmelisin. [57]

38 ) Hz. Abdullah Ýbni Amr radýyallahu anhuma’dan rivayet edilmiþtir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki;

“Þüphesiz iman sizin kalplerinizde elbisenin es­kidiði gibi eskir (zayýflar.) Kalplerinizdeki imaný yenilemesini Allah’tan isteyiniz.” [58]

39) Hz. Ebû Hûreyre. radýyallahu anh’dan rivayet edilmiþtir. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki: “Allahu Teâlâ, ümmetimin kalplerinden geçen vesveseleri (iman ve yakine aykýrý olan düþünceleri veya istemeden kalplerinden geçen gü­nahlarý) iþlemedikleri veya konuþmadýklarý sürece atfetmiþtir.” [59]                         

40) Hz. Ebû Hûreyre radýyallahu anh diyor ki: Birkaç sahâbi Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’in huzuruna geldiler ve

“Bizim kalplerimize öyle düþünceler geliyor ki, onlarý söylemek bize çok aðýr geliyor” dediler. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem,

“Gerçekten o düþünceleri söylemek size aðýr geliyor mu?” buyurdu. Onlar

“Evet” de­yince Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem,

“Ýþte bu imanýn ta kendisidir” buyurdu. [60]

Ýzah: Yani o vesvese ve düþünceler sizi o kadar periþan ediyor ki, onlara inanmak þöyle dursun onlarý aðzýnýza almak bile size aðýr gelmektedir. Ýþte bu kâmil bir iman alâmetidir. [61]

41) Hz. Ebû Hûreyre radýyallahu anh’dan rivayet edilmiþtir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki; “Sizinle Kelime-i Tayyibe’nin arasý açýlmadan (yani ölüm, hastalýk vesaire yüzünden onu söyleyemeyecek hale gelmeden) önce Lâ ilahe illallah kelimesini çokça söyleyiniz.” [62]                                                   

42) Hz. Osman radýyallahu anh’dan rivayet edilmiþtir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki;

“Kim, Allah’tan baþka ibâdet edilecek bir ilâh olmadýðýný yakînen bildiði halde vefat ederse Cennete girer.”  [63]                                         

43) Hz. Osman bin Affan radýyallahu anh’dan rivayet edilmiþtir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki;

“Kim, Allah’ýn (varlýðýnýn) hak olduðuna yakînen inandýðý halde vefat ederse Cennete girer.” [64]                                               

44) Hz. Ali radýyallahu anh’dan rivayet edilmiþtir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem þöyle buyurdu;

“Allahu Teâlâ buyuruyor ki: “Þüphesiz Ben Allah’ým. Ben’den baþka ibâdete layýk ilâh yoktur. Kim Benim Tevhîdim’i ikrar ederse, o Benim Kalem’e girmiþ olur. Kim de Benim Kalem’e girerse azabýmdan korunmuþ olur”. [65]

45) Hz. Mekhûl rahmetullahi aleyh buyuruyor ki: Ýhtiyarlýktan kaþlarý gözlerinin üzerine düþmüþ olan çok yaþlý bir þahýs Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’in yanýna gelerek,

“Ya Rasûlallah! Bir adam çok hainlik etse, çok günah iþlemiþ olsa, caiz olan ve caiz olmayan bütün arzularýný tatmin etse, yeryüzü ehline taksim edildi­ðinde hepsini helak edecek kadar çok günahý olsa, o kimse için tevbe imkâný var mýdýr?” dedi. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem,

“Sen müslüman oldun mu?” buyurdu. Adam,

“Evet, ben Eþhedü enlâ ilahe illallahu vahdehu la þerike lehü ve enne Muhammeden abduhû ve Rasulühü kelimesini ikrar ediyorum” dedi. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem,

“Sen bu kelimeyi ikrarýn üzere kalýrsan Allahu Teâlâ senin bütün hainliðini ve gü­nahlarýný affedecek, senin kötülüklerini, iyiliklere tebdil edecektir” buyurdu. Adam,

“Yâ Rasûlallah benim bütün hýyanetim ve günahlarým affolunacak mý?” deyince Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem,

“Evet, senin bütün hýyanetin ve günahlarýn affolunacaktýr” buyurdu. Yaþlý adam bunu duyunca,

“Allahu Ekber, Lâ ilahe illallah!” di­yerek (sevinç içinde) dönüp gitti.  [66]

46) Hz. Abdullah bin Amr bin el-Âs radýyallahu anhuma diyor ki: Ben Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’in þöyle buyurduðunu iþittim;

“Allahu Teâlâ kýyamet günü üm­metimden bir adamý bütün yaratýklarýn karþýsýna çýkaracak ve onun önüne doksan dokuz amel deften açýlacaktýr. Her defter gözün görebildiði yere kadar geniþ ola­caktýr, Sonra Allahu Teâlâ ona,

“Bunlardan hiç birini inkâr ediyor musun? Amelleri yazmakla görevli meleklerim sana haksýzlýk yaptýlar mý? (Yani yapmadýðýn veya yaptýðýndan fazla bir günahý yazdýlar mý?)” diyecek. O,

“Hayýr, ya Rabbi (ne gü­nahlarýmý inkâr edebilirim ne de melekler haksýzlýk yaptýlar)” diyecektir. Sonra Allahu Teâlâ,

“Senin (bu kötü amellerine karþýlýk) bir mazeretin var mý?” buyu­racak. O,

“Hiçbir mazeretim yoktur ya Rabbi” diyecektir. Allahu Teâlâ,

“Peki, senin Bizim yanýmýzda iyi bir amelin var. Bugün sana hiçbir zulüm yoktur” buyura­caktýr. Sonra üzerinde Eþhedü enlâ ilahe illallah ve eþhedü enne Muhammeden abduhû ve rasûlühü yazýlý olan bir kaðýt parçasý çýkarýlacak. Allahu Teâlâ,

“Git onu tarttýr” buyuracak­týr. O,

“Ya Rabbi bu kadar amel defterinin yanýnda bu parça ne iþe yarar ki!” de­yince Allahu Teâlâ,

“Bugün sana haksýzlýk yapýlmayacaktýr” buyuracaktýr. Daha sonra bütün defterler terazinin bir kefesine, o kaðýt parçasý da diðer kefesine ko­nacak. Defterler hafif gelecek, o kaðýt parçasý aðýr gelecektir. Doðrusu Allah’ýn ismi karþýsýnda hiçbir þeyin aðýrlýðý yoktur.” [67]

47) Hz. Ebû Amre el-Ensâri radýyallahu anh’dan rivayet edilmiþtir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem þöyle buyurdu;

“Bir kul, Allah’tan baþka ilah olmadýðýna ve be­nim Allah’ýn Rasûlü olduðuma þehâdet eder, bu kelimeye iman eder ve bu hâl üzere (kýyamet günü) Allah’a kavuþursa, bu Kelime-i Þehâdet muhakkak o kiþiyi Cehen­nem ateþinden korur”. Baþka bir rivayette þöyle buyurulmuþtur;

“Bir kimse iki þeyi (Allah’ýn vahdaniyetini ve Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’in risâletini) ikrar eder, (kýyamet günü) bunlar üzere Allah’a kavuþursa (amel defterinde) ne kadar günah Olursa Olsun Cennet’e konulacaktýr.” [68]

Ýzah: Hadisleri þerh eden alimler, diðer hadislerin ýþýðýnda yukarýdaki ha­disin ve buna benzer diðer hadislerin manalarýný þöyle açýklamýþlardýr: Kim þehâdeteyni (yani Allah’ýn vahdaniyetini ve Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’in risâletini) ikrar etmiþ olduðu halde Allah’ýn huzuruna çýkarsa, onun amel defterinde günahlar bulunsa da, Allahu Teâlâ onu muhakkak Cennete koyacaktýr. Bu durum þöyle olur; ya Allahu Teâlâ Kendi fazl-ý keremiyle onu affeder ya da günahlarýnýn cezasýný çektirdikten sonra Cennet’e koyar. [69]

48 ) Hz. Itbân bin Mâlik radýyallahu anh’dan rivayet edilmiþtir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem þöyle buyurdu;

“Allah’tan baþka ilâh olmadýðýna ve benim Allah’ýn Rasûlü olduðuma þehâdet eden hiçbir kimse Cehennem’e dahil olmaz veya Ce­hennem ateþi onu yakmaz.” [70]                                                                               

49) Ebû Katâde radýyallahu anh’dan rivayet edilmiþtir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki;

“Kim Allah’tan baþka ilâh olmadýðýna ve Muhammed sallallahu aleyhi vesellem’in Allah’ýn Rasûlü olduðuna þehâdet eder, (çok söylemekten dolayý) dili bu kelimeye yatkýn ve alýþkýn olur ve o kelimeyi söyleyince kalbi mutmain olursa, o kimseyi Cehennem ateþi yakmaz.” [71]

50) Hz. Muaz bin Cebel radýyallahu anh’dan rivayet edilmiþtir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem þöyle buyurdu;

“Bir kul, gönülden inanarak Allah’tan baþka ilâh olmadýðýna ve benim Allah’ýn Rasûlü olduðuma þehâdet ederek ölürse Allahu Teâlâ onu mutlaka baðýþlayacaktýr.” [72]

51) Hz. Enes bin Mâlik radýyallahu anh’dan rivayet edilmiþtir: Muaz bin Cebel radýyallahu anh, Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem ile beraber bir bineðe binmiþlerdi. Rasülullah sallallahu aleyhi vesellem,

“Ey Muaz bin Cebel!” buyurdu. O,

“Lebbeyke yâ Rasûlallah ve Sa’deyke! (yani buyur ey Allah’ýn Rasûlü)” dedi. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem tekrar,

“Ey Muaz!” buyurdu. O,

“Lebbeyke yâ Rasûlallah ve Sa’deyke!” dedi. Bu söz üç defa tekrarlandý. Sonra Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem þöyle bu­yurdu;

“Kim gönülden tasdik ederek Allah’tan baþka ilâh olmadýðýna ve Muhammed aleyhisselam’in Allah’ýn Rasûlü olduðuna þehâdet ederse Allah ona Cehennem ate­þini haram kýlar.” Hz. Muaz radýyallahu anh (bu müjdeyi duyunca),

“Yâ Rasûlallah! Bunu insanlara haber vereyim de sevinsinler” deyince Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem, “Sonra onlar buna güvenerek otururlar (da amel yapmayý býrakýrlar)” bu­yurdu. Hz. Enes radýyallahu anh (hadis gizleme) günahýndan korkarak ölüm vakti yaklaþtýðmda bu hadisi insanlara açýkladý. [73]                                                     

Ýzah: Uiema-i Kiram sadece Lâ ilahe illallah MuhammedurRasulullah keli­mesini ikrar etmekten dolayý Cehennem ateþinin haram kýlýnacaðý zikredilen ha­disler hakkýnda iki maksadýn olduðunu beyan etmiþlerdir:

1. Cehennemin ebedî azabýndan kurtulacaðý kasdedilmiþtir Yani bu kimseler kafirler ve müþrikler gibi devamlý Cehennem’de kalmayacaklardýr. Kötü amel­lerinin cezasýný çekmek için bir müddet Cehennem’e atýlacaklardýr.

2. Lâ ilahe illallah MuhammedurRasulullah kelimesine þehâdet etmek, Ýslam’ýn tama­mýný içine almaktadýr. Kim kalbiyle tasdik ederek ve iyice düþünüp anlayarak bu þehâdeti getirirse, onun hayatý mükemmel bir þekilde Ýslam dinine uyum saðlar. [74]

52) Hz. Ebû Hûreyre radýyallahu anh’dan rivayet edilmiþtir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki; “Benim þefaatimden en fazla faydalanacak olan kimse, samimi olarak cân-ý gönülden Lâ ilahe illallah diyendir.” [75]                               

53) Hz. Rifâa el-Cühenî radýyallahu anh’dan rivayet edilmiþtir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem þöyle buyurdu;

“Ben Allah’ýn huzurunda þehâdet ederim ki, bir kimse kalbiyle tasdik ederek Allah’tan baþka ibadete layýk ilâh olmadýðýna ve benim Allah’ýn Rasûlü olduðuma þehâdet eder ve amellerini düzeltirse, mutlaka Cennet’e girecektir.” [76]

54) Hz. Ömer bin Hattab radýyallahu anh diyor ki: Ben Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’in þöyle buyurduðunu iþittim;

“Ben öyle bir kelime biliyorum ki, bir kul kal­biyle onun hak olduðunu bilerek söylerse ve bu hâl üzere ölürse Allahu Teâlâ ona Cehennem ateþini haram kýlar. O kelime Lâ ilahe illallah’týr.” [77]       

55) Hz. lyâz el-Ensâri radýyallahu antidan rivayet edilmiþtir: Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem þöyle buyurmuþtur;

“Lâ ilahe illallah kelimesi Allah indinde çok izzetli ve kýymetli bir kelimedir. O, Allah indinde büyük rütbe ve makama sa­hiptir. Kim onu katbiyie tasdik ederek söylerse, onun sebebiyle Allah onu Cennet’e koyacaktýr. Kim.de onu kalbiyle yalanlayarak söylerse, bu kelime (dünyada) onun can ve malýnýn korunmasýna sebep olacaktýr. Ancak yarýn (kýyamet günü) Allah’a kavuþunca Allahu Teâlâ onu hesaba çekecektir.” [78]               

Ýzah: Kalbiyle yalanlayarak Kelime-i Tevhidi söylemesinin karþýlýðýnda ki­þinin (dünyada) caný ve malý koruma altýna girer. Çünkü böyle bir kimse görü­nüþte müslümandýr. O halde o, müslümanlarla savaþan bir kâfir gibi katledilmez ve malýna da el konulmaz.

56) Hz. Ebû Bekr Sýddîk radýyallahu anh’dan rivayet edilmiþtir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem þöyle buyurdu;

“Kim Lâ ilahe illallah kelimesine þehâdet eder­se ve kalbi de dilini tasdik ederse, o kiþi Cennet’e dilediði kapýdan girer.” [79]

57) Hz. Ebû Musa radýyallahu anh’dan rivayet edilmiþtir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem þöyle buyurdu; “Müjdelenin ve baþkalarýný da müjdeleyin! Kim kal­biyle tasdik ederek Lâ ilahe illallah kelimesini ikrar ederse Cennet’e girecektir.” [80]

58 ) Hz. Ebû Derdâ radýyallahu anh’dan rivayet edilmiþtir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem þöyle buyurdu; “Kim ihlasla Allah’tan baþka ma’bud olmadýðýna ve Muhammed aleyhisselam’in O’nun kulu ve Rasûlü olduðuna þehâdet ederse Cen­net’e girer.” [81]

59) Hz. Enes radýyallahu anh’dan rivayet edilmiþtir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem þöyle buyurdu;

“Ben Cennet’e girince onun iki tarafýnda altýn yazý ile üç satýr yazýldýðýný gördüm. Birinci satýrda Lâ ilahe illallah MuhammedurRasulullah yazýlýydý. Ýkinci satýrda ileri gönderdiðimiz (sadaka vs. gibi) amellerin sevabýný bulduk. Dünyada yediðimizle faydalandýk. Geride býraktýklarýmýzda zarar ettik. Üçüncü satýrda Ümmet günahkâr, Rabb ise çok baðýþlayandýr” yazýlýydý. [82]

60) Itbân bin Mâlik el-Ensârî radýyallahu anh’dan rivayet edilmiþtir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem þöyle buyurdu;

“Lâ ilahe illallah diyen ve bununla yalnýz Allah’ýn rýzasýný dileyen bir kul kýyamet günü Cehennem ateþi kendisine haram kýlýnmýþ olarak mahþere gelecektir.” [83]

61) Hz. Enes bin Mâlik radýyallahu anh’dan rivayet edilmiþtir: Rasûiullah sallallahu aleyhi vesellem þöyle buyurdu;

“Kim tek olan ve hiçbir ortaðý olmayan Allah’a ihlasla yönelerek dünyadan ayrýlýrsa (hayatýnda da) namaz kýlmaya devam eder (zengin ise) zekâtýný verirse, Allahu Teâlâ kendisinden razý olduðu halde dün­yadan ayrýlmýþ olur.” [84]

Ýzah: Allahu Teâlâ’ya ihlasla yönelmekten kasýt, insanýn kalbiyle O’na itaat etmesidir.

62) Hz. Ebû Zerr radýyallahu anh’dan rivayet edilmiþtir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki;

“Kim, kalbini iman için hâlis kýlarsa, kalbini (küfür ve þirkten) temizlerse, dilini doðru kullanýrsa nefsini mutmain kýlarsa (yani Allah’ý hatýrlamak ve O’nun razý olduðu þekilde yaþamaktan dolayý itminan ve rahatlýk duyarsa) ta­biatýný düzeltirse (kötülüklere meyletmezse) kulaklarýný hakký dinlemek için kulla­nýr, gözlerini de (iman bakýþýyla) bakan gözler haline getirirse, iþte bu kimse muhakkak kurtuluþa ermiþtir.” [85]                                                             

63) Hz. Câbir bin Abdullah radýyallahu anhuma diyor ki: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’in þöyle buyurduðunu iþittim:

“Kim Allah’a hiçbir þeyi ortak koþmadýðý hal­de O’na kavuþursa Cennet’e girer. Kim de O’na herhangi bir þeyi ortak koþtuðu halde ölürse Cehennem’e girer.” [86]                                                                     

64) Hz. Ubâde bin Sâmit radýyallahu anh diyor ki: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem’in þöyle buyurduðunu iþittim;

“Kim Allah’a hiçbir þeyi ortak koþmadan ölürse, Allah celle celaluhu ona Cehennem ateþini kesinlikle haram kýlar.” (Amemý yevmi ve’il leyle)

65) Hz. Nevvâs bin Sem’ân radýyallahu anh’dan rivayet edilmiþtir: Peygamber sallallahu aleyhi vesellem þöyle buyurdu;

“Kim Allah’a hiçbir þeyi ortak koþmadan ölürse muhakkak onun baðýþlanmasý kesinlesir.” [87]                       

66) Hz. Muaz radýyallahu anh’dan rivayet edilmiþtir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem,

“Ey Muaz! Sen geceleyin gizli bir ses duydun mu?” buyurdu. Ben,

“Hayýr” dedim. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem,

“Rabbimden bana bir melek geldi ve üm­metimden, Allah’a hiçbir þeyi ortak koþmadan ölen kimsenin Cennet’e gireceðini müjdeledi” buyurdu. Ben,

“Yâ Rasûlallah! Gidip, insanlara bu müjdeyi vereyim mi?” deyince,

“Hayýr! Onlarý kendi hâllerine býrak. Tâ ki (amel ve ibadet yolunda) bir­birleriyle yarýþsýnlar” buyurdu. [88]                                                                               

67) Hz. Muaz bin Cebel radýyallahu anh’dan rivayet edilmiþtir; Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki; “Ey Muaz! Allah’ýn kullar üzerindeki hakký ve kullarýn da Allah üzerindeki haklan nedir, bilir misin?” buyurdu. Ben,

“Allah ve Rasûlü da­ha iyi bilir” dedim. Buyurdu ki;

“Þüphesiz, Allah’ýn kullar üzerindeki hakký, Allah’a ibadet edip O’na hiçbir þeyi ortak koþmamalarýdýr. Kullarýn Allah Azze ve celle üzerindeki haklarý ise kendisine þirk koþmayana azab etmemesidir.” [89]

68 ) Hz. Ýbni Abbas radýyallahu anhuma’dan rivayet edilmiþtir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki; “Bir kimse, Allahu Teâlâ’ya hiçbir þeyi ortak koþmadan ve hiç kimseyi öldürmeden Allah’a kavuþursa (bu iki günahýn yükü olmadýðýndan dolayý) sýrtý hafiflemiþ olarak O’na kavuþur.” [90]

69) Hz. Cerîr radýyallahu anh’dan rivayet edilmiþtir: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem þöyle buyurdu;

“Kim, Allah’a hiçbir þeyi ortak koþmadan ve haksýz yere kim­senin kanýna elini bulaþtýrmadan ölürse, dilediði kapýdan Cennet’e girdirilir.” [91]


[8] Enbiya: 21/25.

[9] Enfal: 8/2.

[10] Nisa: 4/175.

[11] Mü'min: 40/51.

[12] En'am: 6/82.

[13] Bakara: 2/165.

[14] En'am: 6/162.

[15] Müslim.

[16] Riyaz-üs Sâlihîn

[17] Müsned'i Ahmed.

[18] Müsned'iAhmed, Taberâni, Terðib.

[19] Tirmizi.

[20] Mezâhir'i Hakk

[21] Tirmizi

[22] Mirkât

[23] Müsned'iAhmed, Taberâni, Bezzar, Mecma'uzZevâid

[24] Buhâri

[25] Maârif ül Hadîs

[26] Müstedrek'i Hâkim

[27] Bezzar, Taberâni, Terðib

[28] Bezzar, Mecma'uz Zevâid

[29] Ebu Ya'lâ, Mecma'uz Zevâid

[30] Buhâri

[31] Müsned'i Ahmed

[32] Müslim

[33] Müslim

[34] Taberâni, Mecma'uz Zevâid

[35] Buhâri

[36] Buhâri

[37] Müstedrek'i Hâkim

[38] Müslim

[39] Ebû Dâvud

[40] Beyhâki

[41] Müsned'î Ahmed

[42] Bakara: 2/1-3. Müstedrek'i Hâkim

[43] Müsned'i Ahmed

[44] Müsned'i Ahmed

[45] Buhâri

[46] Mezâhir'i Hakk

[47] Musned-i Ahmed

[48] Beyhaki

[49] Tirmizi

[50] Buhâri

[51] Musannef Abdurrezzak

[52] Müsned-i Ahmed

[53] EbûDâvûd

[54] Müsned'i Ahmed

[55] Tevhîd ve itaat üzere sebat edip kalmak istikamettir. (Mirkât)

[56] Müslim

[57] Mezahirl Hakk

[58] Müstedrek'i Hakim

[59] Buhâri

[60] Müslim

[61] Nevevî

[62] Ebû Yan, Terðib

[63] Müslim

[64] Ebû Ya'lâ

[65] Þîrazî, Cami'üs Saðir

[66] Tefsir Ýbni Kesir

[67] Tirmizi

[68] Müsned-i Ahmed, Taberâni, Mecma'ûz Zevâid

[69] Maârif’ül Hadîs

[70] Müslim

[71] Beyhaki

[72] Müsned'i Ahmed

[73] Buhâri

[74] Mezâhir-'i Hakk

[75] Buhâri

[76] Müsned'i Ahmed

[77] Müstedrek'i Hâkim

[78] Bezzar, Mecma'uz zevâid

[79] Müsned'i Ebû Ya'lâ

[80] Müsned'i Ahmed, Taberâni, Mecma'uz Zevâid

[81] Mecma'ül Bahreyn

[82] Rafýî, Ýbni Neccar, Cami'üs Saðîr

[83] Buhâri

[84] Müstedrek'i Hâkim

[85] Müsned'i Ahmed

[86] Müslim

[87] Taberâni, Mecma'uz Zevâid

[88] Taberâni

[89] Müslim

[90] Taberâni, Mecma'uz Zevâid

[91] Taberâni, Mecma'uz Zevâid




Ynt: Kelime-i tayyibe By: ceren Date: 05 Kasým 2015, 22:00:49
Esselamu aleyküm.Allaha iman eden,onun emir ve yasaklarýna uyan ve onun rýzasý dairesinde yaþayan kullardan olalým inþallah.Rabbim razý olsun paylaþýmdan kardeþim...
Ynt: Kelime-i tayyibe By: Kevšer Date: 06 Kasým 2015, 05:13:20
  Ve Aleykümüsselăm. Paylaþým için Rabbim Razý olsun kardeþim. Yaþadýðýmýz sürece  yapmýþ olduðumuz herþeyin Allah'ýn Rýzasýna uygun olmasýna dikkat edelim inþaAllah. Mevlam ilmimizi artýrsýn ve imanlarýmýzý kuvvetli kýlsýn...Amin ecmain
Ynt: Kelime-i tayyibe By: Bilal2009 Date: 06 Kasým 2015, 05:48:43
  Ve Aleykümüsselăm Ve rahmetüllah. Allah ( Celle celaluhu ) biz kullarýna tüm emir ve yasaklarýný ayetlerde açýklamýþ.Oyüzden bizlerde çokca Kur'an okuyup hayatýmýza nakþedebilenlerden olmalýyýz.  Paylaþým için Allah (Celle celaluhu) Razý olsun.
Ynt: Kelime-i tayyibe By: emel61 Date: 02 Ekim 2019, 11:25:24
iyi günler hadisleri n devamýna nereden ulasabilirim
Ynt: Kelime-i tayyibe By: es-Sabur Date: 03 Ekim 2019, 01:42:00
Ýman birinin sözünü kesin bir þekilde tasdik etmektir Efendimizin sözlerini sorgusuz sualsiz kabul eder inanýrýz

radyobeyan