Ýz Býrakanlar
Pages: 1
Davut Tai kuddise sirruh By: reyyan Date: 29 Ekim 2010, 16:16:49
Davut Tai -kuddise sirruh-

Prof. Dr. Hasan Kâmil Yýlmaz


DAVUT bin Nusayr, künyesi Ebu Süleyman, nisbesi et-Tai Abbasi halifesi Mehdi devri zahidlerinden olan Horasan'lý fakat Küfe doðumlu. Baðdat'a gelerek Ýmam-ý Azam'ýn talebeleri arasýna katýldý.

DAVUT Fudayl bin lyad ve Ýbrahim Edhem'le çaðdaþtýr. Fýkýh tahsilinden sonra tekrar Kufe'ye döndü.

Fakat Zühd, takva ve vera yolunu seçerek uzleti ihtiyar etti.

Tebe-i tabiin neslinden. Tabiin'den Abdülmelik bin Umeyr, Habib bin Ebi Amre, Hamid et Tavrîî, Ýsmail bin Ebi Halid gibi zevattan hadis rivayet etti.

ÖLÜSÜNÜN ardýndan "þimdi o güzel yanaklarýnýn hangisi çürümede ve gözlerinden hangisi akmada?" beytini okuyarak aðlayan bir kadýný gördü, intibaha gelip zühd yoluna girdi. Kendisine miras olarak intikal eden 20 dinarla yirmi yýl geçindi.

Onun anlayýþýna göre ilim, amel içindi. Amel edilmeyen ilmin lüzumu yoktur. Bir talib-i ilim bütün ömrünü ilim talebine harcarsa nerde ve ne zaman amele vakit bulacak.

EBU HANÝFE'NÝN ilim meclisine devam ederdi. Bir gün Ebu Hanife kendisine dedi ki,

Ya Davut! Bir aleti, yani ilmi saðlamlaþtýrdýk. Geriye kaldý, onunla amel etmek! Davut Tai diyor ki: "Bu söz üzerine uzlete çekilmem hususunda nefsimle mücadeleye baþladým. Nefsime:

"Hiçbir meselede konuþmamak þartýyla Ebu Hanife'nin meclislerine devam etmedikçe seni uzlete çekmek, dedim. Kimseyle konuþmamak þartýyla bu meclislere devam ettim. Bir meseleye cevap vermek zorunda, kaldýðým olurdu. Ben o mesele hakkýnda konuþmamaya susuz kalmýþ bir insanýn soðuk suya duyduðu istekten daha þiddetli bir arzu duyar, fakat konuþmazdým."

FUDAYL bin Ýyad, bütün ömrü boyunca Davud'u iki kere görmüþtü. Fakat bununla övünür dururdu. Bu ilk görüþmelerinde, evin tavanýnýn altýndaki çatlaðý gören Fudayl: "Burdan kalk, zira tavan çatlamýþ üstüne yýkýlacak dedi. Davut:"

Ben epeydir hurdayým, býrak çatlýðý, tavanýn bile farkýnda deðilim diye cevap verdi:

Ýkinci görüþmelerinde Fudayl, Davud'dan nasihat taleb etmiþ oldu. "Halktan firar et!" buyurmuþtu.

Yaþý ilerleyip ölümünün geciktiðini gördükçe þöyle derdi:

"Ölüm bize aðýr gelmeye baþladý, Çünkü bu hayatta çok günahlar iþler olduk."

Denilir ki:

" Davut Tai, herþeye kalp gözüyle bakardý. Onun basiret gözü kafa gözünü zayýflatmýþtý. Ýnsanlarýn gördüðü þeyleri o adeta hiç görmezdi. Tabii insanlar da onun baktýðý þeyin farkýna varmazdý. Ýnsanlar onun haline þaþardý. O da insanlarýn haline taaccüb ederdi. O dünyaya aldanmýþ, dünya akýllarýný baþlarýndan almýþ, dünya sevgisi kalplerini öldürmüþ olan ehl-i dünyayý gördüðünde korkar, kendini ölüler arasýnda gibi hissederdi."

"Allah'ý dileyen müridin alameti dünyaya karþý müstaðni olmak, dünyadan zaruret miktarýyla yetinmek  daha fazlasýný arayýp sormamak."

MÜRÜVVET sahibiydi. Hak sahibine hakkýný fazlasýyla vermekten hoþlanýrdý. Kan aldýrdýðý adama bir dinar vermiþti. "Fazla oldu bu taraf deðil mi?" diyenlere, "Mürüvveti olmayanýn kamil bir ibadeti de olamaz" buyurmuþtu.

"Ýlahi, senin derdin beni dünyevi dertlerden azad ediyor ve uykumla arama giriyor" derdi. Dünya metaýna asla kýymet vermezdi. Nitekim ölüm döþeðinde yatarken gelenler, onun yastýðýnýn kerpiç, yiyeceðinin, bir çanak suya batýrýlmýþ kuru ekmekten ibaret olduðunu gördüler.

Ýnsanýn amellerine güvenmesinden hoþlanmaz "Bizim amellerimize göre neticemiz ümidsizliktir. Fakat gönüllerimiz hep ümid cihetini iltizam ediyor", diyordu.

CENNET talebinde bulunmaktan çok cehennemden kurtulmayý dilerdi: "Dilerim ki cehennemden kurtulayým isterse bu kurtuluþ yanýp kül olmamdan sonra olsun yeter."

Dünya hakkýnda þöyle buyururdu:

"Eðer selamet dilersen dünyaya" 'Hadi sana selam olsun' diyerek veda et! Eðer keramet istersen ahirete sen nazarýmda ölü gibisin' diyerek cenazesini kýlmak üzere tekbir al!"

"Allah'ý dileyen müridin alameti dünyaya karþý müstaðni olmak, dünyadan zaruret miktarýna yetinmek. Fazlasýný arayýp þýmarmamak."

"Aðýrlýklarýnýz uzun yola çýkacak birinin aðýrlýðý kadar olsun. Sakýn bundan fazla bir dünyalýðý kalbinize yerleþtirmeyin."

"Dünyaya karþý saim olun ki, ölümle iftar edebilesiniz";

"Bedenini baþ hale getirmek isteyen dünyadan yüz çevirsin. Kalbini boþ hale getirmek dileyen ahireti kalbinden çýkarsýn."

"Ey insanlar! Ehl-i dünya nefislerinin isteklerine karþý acelecidir, dünya hesabýyla bedenlerini yorarlar. Halbuki dünyaya raðbet dünyada ve ahirette yorgunluktan baþka bir þey deðildir. Zahidlik ise dünyada ve ahirette rahatlýktýr, "öyleyse" Aslandan kaçar gibi ehl-i dünya olan insanlardan kaçmamalýdýr."

" Ey Ademoðlu! Emeline kavuþunca sevinirsin. Halbuki sen emeline ancak ecelini tüketerek kavuþuyorsun. Amelini ise sanki faydasý baþkasýna imiþ gibi geri alýyorsun.

MARUF Kerhi diyor ki: "Davud Tai kadar dünyaya deðer vermeyen ve nazarýnda dünya "Hiç" olan bir baþka kimse görmedim. O'nun nazarýnda dünyanýn ve ehl-i dünyanýn deðeri bir sivrisineðin kanadý kadar bile deðildi."

Vefat: 165 / rahmetullahi aleyh.

Kaynaklar: Huyetülevliya,VII/335-367Safatusýsafve III/131-146; Kuþeyri Terc., 88, Keþfül-mahcüb Terc., 207-208 Nefehatül-uns Terc., 95, el-Makdisi, Kitabüttevabýn, 206-207, Þa'rani, et -Tabakakül-kübra, 1/65 Tezkiretül-evliya, 263-269, Münavi, el-Kavakibud-dürriye,1/103; Tarih Baðdat, VIII/3A7 vd.

 


radyobeyan