Alemlerin Rabbi olmak By: sumeyye Date: 26 Ekim 2010, 14:48:41
Alemlerin Rabbi Olmak
Alem, Allah'ýn varlýðýný gösteren, bilinmesini saðlayan canlý ve cansýz her þeydir. Kur'an'da bu kelimenin çoðulu olan “alemîn”, varlýklar ve insan topluluklarý için sýkça kullanýlýr. “Rabbü'l-alemîn” tamlamasý ile Yüce Allah'ýn bütün varlýklarýn sahibi ve terbiye edicisi olduðu ýsrarla belirtilir. Rab, Kur'ân'da “Allah” lafzýndan sonra Cenab-ý Hak için en çok kullanýlan isimdir (970 defa).
Rabbin þu manalarý vardýr: a) Ýtaat olunan, b) Durumlarý düzelten, c) Sahip, d) Çekip çeviren, e) Terbiye eden, yani, bir þeyi yetenekli bulunduðu bir mükemmel noktaya ulaþýncaya dek, yavaþ yavaþ geliþtiren. Bir baba, bir terbiyeci, çocuðu yetiþtirirken nasýl onun maddî manevî bütün ihtiyaçlarýný temin eder, görüp gözetir, yanlýþ davranýþlarýný düzeltir, bilmediklerini þefkatle öðretirse, Allah da yaratýklarý için onu yapar.
Tüm bu anlamlara göre, gerçek ve kâmil manada Rab, yalnýzca Allah'týr. Zerreden güneþe, mikroptan file kadar canlý, cansýz bütün varlýklarca itaat olunan O'dur. Her þeyin gerçek sahibi O'dur. Her þeyi düzeltip yoluna koyan O'dur. Bütün alemi çekip çeviren, idare eden O'dur. Tüm bu manalarýn esasý olarak her þeyi ilim ve hikmetle yaratan, onlara hedef olarak bir kemâl noktasý belirleyip þefkat ve merhametle oraya doðru bir meyil vererek ilerleten O'dur.
Þöyle bir baktýðýmýzda bütün kâinat ve içindeki her þeyin, birer mükemmellik noktasýna doðru seferber olup ilerlediðini görürüz. Bu kemâl noktasýna doðru giderken, kendisine lazým olan maddî ve manevî donanýmý tam da ihtiyaç anýnda yetiþtiren, bu yoldan alýkoyan her þeyden de, ya doðrudan veya bildirdiði emir ve yasaklarla sakýndýran O'dur. Bu sayede en küçük bir çekirdek, yumurta ve spermden tutun da yeni doðan galaksilere kadar her þey mükemmele doðru geliþir. Belli bir zaman önce doðup geniþlemesine devam eden kâinat da ayný kanuna tabidir. Manevî inkiþaf ve terakkisine baþlayýp sürdüren hak yolun yolcularý da bu sayede kemale ererler. Ýptidaî olarak baþlayýp bir kemâle doðru ilerleyen medeniyetler de böylece geliþir. Hepsinin sahibi, yol göstericisi ve yönlendiricisi O'dur.
Bu terbiyenin tecellisi olarak, iç içe alemler içeren uzay, yeryüzü ve insan bedeninde her cisim, unsur ve organ kendisine yüklenen görevleri mükemmel sürdürmektedir.
Baþlangýçtaki dev bir atomdan, büyük fakat planlý ve hikmetli bir patlayýþla þu evreni bir çekirdeðin aðaç halinde inkiþafý gibi yaratan, uçsuz bucaksýz uzay okyanusunda, sayýsýz ve bir kýsmý dünyamýzdan milyar- larca defa daha büyük olan ve top mermisinden daha hýzlý dolaþan yýldýz ve gezegeni boþlukta tutan, birbiri içinde döndürüp çarpýþtýrmayan, milyonlarca seneden beri yakýtlarýný verip söndürmeyen sonsuz kudret sahibi Yaratýcýlarý ve Terbiye Edecileri karþýsýnda iliklere kadar heybet ve heyecan duymamak mümkün mü?
Hava, su, toprak gibi unsurlarda cansýz ve daðýnýk olarak bulunan zerrelerden bir su damlasý (sperm) ve yumurta halinde hikmetle yaratmaya baþlayarak, sonunda eli ayaðý düzgün, her türlü maddî ve manevî cihazlarla donatýlmýþ, sanat harikasý sevimli bir insaný var eden Yüce Sanatkârýn büyüklüðü karþýsýnda büyük bir hürmet, sevgi ve hayranlýk duyulmaz mý?
Diðer taraftan her bahar, yeryüzünde milyonlarca tür hayvan ve bitkiyi kuru bir toprak ve basit bir sudan yaratarak yeni bir ordu kuran, her birinin rýzkýný, giysisini, silahýný, eðitimini ve askerlik süresini ayrý ayrý belirleyen, bunda zerre kadar þaþýrmayan Terbiye Edici'ye saygýdan alýnlarýn secdeyle yerlere kadar eðilmesi gerekmez mi?
Kýsaca, evreni içindeki bütün varlýklarla, insaný taþýdýðý bütün maddî ve manevî unsurlarýyla dereden mukadder zirveye, hiçlikten hedeflenmiþ kemâle doðru adým adým ulaþtýran Allah'ýn Rab vasfý açýkça belli olmaktadýr. Kur'ân'da dualar en çok bu isimle yapýlýr. Ýnsan, Yaratýcýsýna, sahip ve mâlikine, O'nun þefkat, merhamet ve sevgisine iltica ederek, O'na bütün dilekleri- ni Rab ismiyle açar, kulluðunu bu özelliklerinde tek olan Rabb'a tahsis eder.
Fahreddin Razî, Allah'ýn “Rab”liðinin farklý özelliklerini þu þekilde kaydeder:
a) Allah, terbiye ettiði, besleyip baktýðý yaratýklardan Kendisi için bir çýkar gözetmez. b) Verdiði terbiye, bakým ve besleme ile hazinesinden hiçbir þey eksilmez. c) Israrlý istekler karþýsýnda öfkelenmez, aksine hoþnut olur. d) Ýstenmeden de verir. Meselâ, insan anne rahmindeyken, dünyaya geleceði zaman nelere muhtaç olacaðýndan habersiz ve bilgisizken, Rabbi, onu gerekli her þeyle donatmýþtýr. e) Allah için yoksulluk, ayrýlýk ve ölüm gibi arýzalar söz konusu olmadýðýndan iyilik ve ihsaný kesintisizdir. f) Allah'ýn terbiyesi, ihsan ve rahmeti, sadece belli þahýs ve varlýklarý deðil her þeyi kapsar (Mefatih, I, 234).Prof. Dr. Abdûlaziz HATÝP