Hayat bir maratondur By: sumeyye Date: 25 Ekim 2010, 16:34:45
Hayat Bir Maratondur
Hayat uzun bir koþudur. Her da yeni bir baþlangýç yapabileceðimiz bir koþu. Bu uzun koþuya hayat maratonu adýný da verebiliriz. Maraton ismi eski Yunan'da Marathon meydanýn- da Ispartalýlarýn ve Yunanlýlarýn yaptýðý savaþtan gelir. Savaþ meydanýn Atina'ya uzaklýðý 42 kilomet- redir. Meydanda savaþ baþladýðýnda Atina'ya haber vermesi için bir kiþi yollanýr. O koþarak Atina'ya gider, haberi zamanýnda ulaþtýrýr, fakat ölür. Bu uzaklýk daha sonra maraton yarýþlarý için kullanýlan mesafe olur. Maraton yarýþý stratejik bir yarýþtýr. Yarýþa baþlarken öne geçmenin bir önemi yoktur. Çünkü yarýþ uzundur. Yarýþýn en kritik noktasý 20 ile 25. kilometre arasýdýr. 20 kilometre- den sonra yarýþçýnýn kaslarýnda þiddetli aðrýlar baþlar. Aðrýlar 25. kilometreye kadar artarak devam eder.25.kilometre kritiktir. Kendinizi iyi ayarlar ve 25.kilometreyi geçmeyi baþarýrsanýz yarýþý geçebilirsiniz. Bu yarýþta 26. kilometre aslýnda yeni bir baþlangýçtýr. Önemli olan yeni bir baþlangýç için vazgeçmemektir. Öðretim, bugünü dünden, yarýný da bugünden daha yaþanýr kýlabilmek için, herkesin kendisiyle gireceði yarýþý belirlemesi ve temposunu ayarlamasý olmalýdýr.
Öðretimde, eðitimde olduðu gibi, kazanan ya da kaybeden yok, daha güzel bir dünya kurma çalýþmasýna katýlma vardýr. "Hayat bir at yarýþý deðil, bir maratondur"
Baþarýlý olabilmenin en önemli þartlarýndan biri de geçmiþteki insanlarýn tecrübelerinden yararlanarak onlarýn düþtüðü hatalarý tekrarlama- mak ve baþlanan iþe onlarýn tecrübeleri ile baþlamaktýr. Diyelim ki öðretmen olacaksýnýz, bu iþle 20 sene uðraþmýþ birisinin yazdýðý kitabý güzelce okusanýz o iþe 20 yýllýk tecrübe ile baþlamýþ olursunuz. Unutulmamalýdýr ki okuduðumuz her kitabýn sayfalarý yýllar süren tecrübenin ürünüdür. Bunun manasý þudur: her kitap bir ömürdür.
Hayatý üniversiteye dönüþtüren toplumlarda, hiçbir þey, zamanýndan önce öðrenilmez. Yapýlan çalýþmalarda açýkça ortaya konulduðu gibi, üniversitede zorla öðretilen bilgilerin günlük hayatta hiçbir önemi yoktur. Kullanýlmayan bilgiler ise, kýsa zamanda yok olup gider.
Sezai Karakoç, bu yarýþa metafizik bir boyut ekleyerek "Biz koþu bittikten sonra da koþan atlarýz" demekle yarýþýn bitiþ noktasýnýn son nefesin de ötesinde olduðunu kasteder.
“Hava kararmaktadýr. Maraton yarýþý biteli bir saati geçmiþtir. Stadyum neredeyse boþalmýþtýr. Stadyumun temizlikçileri yavaþ etrafý toparlamaya bile baþlamýþtýr. Tam o sýrada stadyumun giriþ kapýsýndan bir siyahî atlet gözükür. Atletin gözü bitirme ipini aramaktadýr. Koþma ile yürüme arasý bir þey, seke seke ilerlemektedir. Sonunda atlet bitirme ipini göðüsler.
Böylece John Stephen Akhwari, Mexico'daki 1968 Olimpiyatlarý'nda tarihe geçer. Ama bu Tanzanyalý atletin tarihe geçmesine asýl neden, yarýsý en son bitiren atlet olmasý deðil, ipi göðüsledikten sonraki sözleri olmuþtur. Bu Tanzanyalý atlet yarýþ sýrasýnda bir kaza geçirmiþ ve yaralanmýþtýr. Tedavisi yapýlmýþtýr, ama bacaðý hâlâ kanamaktadýr. Stadyumda kalan bir küçük kalabalýk bu atleti alkýþlarlar. Bir kýsmý takdirle alkýþlamaktadýr, bir kýsmý da adamýn yaralý bacaðýný görmediklerinden, belki de dalga geçerek alkýþlamaktadýr. Bu alkýþlamada belki de, "Akþam-ý þerifler hayrolsun! Nerelerdeydiniz mirim?" türünden bir sorgulama bile vardýr. Maraton koþusunu yazacak bir-iki gazeteci daha stadyumdan ayrýlmamýþtýr. "Neredeydiniz mirim? “sorusunu bu gazeteciler daha bir usturuplu sorarlar:
Yarýþý kazanma þansýnýzý kaybetmiþtiniz.
Neden ille de yarýþý bitirmek için bu kadar kendinizi zorladýnýz?
Bu soruya Tanzanyalý atlet çok þaþýrýr; ama sonunda cevabýný verir:
Beni ülkem buraya yarýþa baþlayayým diye deðil, yarýsý bitireyim diye yolladý.”
Bilhassa kolay pes eden, görevini tamamlama- dan bir iþi býrakan, yarýþtan kaçan insanlarý görünce içimiz sýzlar ve 'keþke' diye onlarca cümle dilimizden dökülür.
Öðrenim hayatýmýz uzun bir maratondur. Belki, okumaya zor geçmek, matematikten fazla anlamamak, sýnýf tekrarý, kopyaya iten sebepler, kötü arkadaþ kurbaný olunan istenmeyen davranýþ larý yaþar, sevenleri üzeriz. Bu uzun yolda her þey gelebilir baþýmýza. Asýl olan, bu yarýþýn uzun olduðunun farkýna varmak ve yarýþý bitirme azminde olmaktýr. Belki yarýþýn galibi olamayaca- ðýz. Lakin bir korkak, pýsýrýk, ürkek bir tavýrla geri çekilmek de neyin nesi! Size yakýþmayan davranýþ içindeysen hâlâ ne duruyorsun...
Bakýnýz Tanzanyalý yarýþçýya; yarýþtan kaçmý- yor, çekilmiyor ve tamamlayana dek son çýrpýnýþla koþuyor.
Baþarýlý olacaðýnýza kesin olarak inanýn.
Çalýþma isteksizliðinizin nedenini bulun. Harekete geçmekte zorlanýyorsanýz hedefe kilitlenin. Bugünün iþini yarýna býrakarak beynini- ze erteleme fonksiyonlarý yüklemeyi býrakýn.
Einstein'ý hatýrlayýn. Arkadaþlarýnýn kalýn kafa- lý, geri zekâlý sandýðý pýsýrýk çocuk, konuþmayý dahi geç becerebilen bir çocuktu. Öðretmenlerince de dýþlanan bugünün büyük bilgini, kendine acýmamýþ.
Suçu ve suçluyu arayan dedektif rolünü kendine yakýþtýramamýþ. Birçoðumuzun yaptýðý 'Kaderim buymuþ. Benim de babamýn parasý olsa, vb' sýðýnaklara sýðýnmamýþtýr. Lakin öyle çalýþmýþ ki, fabrikasý yanýnca bile;'Hatalarýmýz yandý, kül oldu. Hatalardan ders alarak yeni fabrikamýz için çalýþmalýyýz' demiþtir.
Hayatta sadece kendinizin kendinize engel olduðunu, engellerin ise; hedefinizden gözünüzü ayýrdýðýnýzda ortaya çýkan aþýlabilir basit olaylar olduðunu bildiðiniz zaman hayatý anlamlý, yaþana- bilir ve geriye hayýrla yâd edilecek tarza dolu dolu yaþamak kalmaz mý?Nedim TAKTAK