Dini makale ve yazýlar
Pages: 1
Seni anlatamam By: sumeyye Date: 25 Ekim 2010, 16:31:29

Seni Anlatamam


Çocuk yaþta yetim kalmýþ, eli nasýrlý, yüreði buruk inþaat ustasý Furkan babanýn ve genç kýzlýðýnýn tüm hayallerini nakkaþ edasýyla topraða iþleyen Melahat ananýn, mutluluklarýný paylaþtýklarý toprak damlý yuvalarýnýn seslendirilemeyen hikâyesi.
Aðustosun kavurucu sýcaðýnda dökülen alýn teri ve kýþýn kuzine sobanýn içine atýlmýþ bir patatesle geçiþtirilen öðünler... Bayram harçlýk- larýnda ya da kiremit ocaklarýnda kazanýlan az bir parayla alýnan yarým düzine su bardaðý, çay bardaðý, tabaðý ve kaþýðýnýn anaya hediye edildiði yokluk yýllarý.
Ülkenin zor halinin toplumun küçük birimi evlerdeki ahvali. Ananýn sevinçten akan iki damla gözyaþý ile yuvasýna dört elle sarýldýðý; içi beni, dýþý seni yakar denilen yýllar… Misafir geldiði zaman Konya þekeri ile içilen sýcak bir bardak çay sohbetinin doyumsuzluðu... Þekerin pancar veya kamýþtan elde edildiðinin derslerde anlatýldýðý lakin alýnamadýðý zor yýllar…
Çocuðunu, arkadaþlarýnýn yanýnda mahcup olmasýn gecenin bir yarýsýnda, titrek bir mum alevinde sahibine açýlan nasýrlý dualý eller… Sabahý çocuðu için, ailesi için çapa yapmaya giden heybetli Anadolu kadýnýn fedakârlýðý.
Ele geçirdiðinde çocuklarýyla gazete okuyan, okutan, arada bir onlarýn fikirlerini sorarak deðer veren, onlarýn öz güvenlerini ve idrak gücünü geliþtirerek aile meclisini toplayan namerde boyun bükmeyen Anadolu aslaný baba... Akrabalar arasý, komþular arasý kardeþliðin ve baðlýlýðýn doyumsuz luðunu yaþayanlarýn, gelecekteki aydýnlýk sabahlar için yaptýklarý kopmaz, sarsýlmaz 'Haliç Zinciri' gibi saðlam baðlarý… Komþu çocuklarýnýn; 'Melahat anne, acýktým bir dilim ekmek ver' diyecek kadar komþuluklarýn dostluk ötesine geçtiði zaman dilimleri…
Beyaz eþya dükkânlarýna gönderilen ticaretle alakalý broþürleri, eve gelirken 45 yaþ okul öncesi mahalle çocuklarýna hediye etmeyi kendisine vazife edinmiþ, küçük çocuklarýn sevgilisi 1314 yaþlarýnda Bilal Aðabey... Leylekli bankanýn verdiði yap-bozlarý onlarla yapan, okula gitmeden, okuma yazma öðrenmeden dergilerdeki renklerle ve resimlerle kazanýlan el becerileri geliþtirilen kitapsever küçük minik yürekler... Okul ve okuma azmini bilinçaltlarýna sabýrla eken küçük adam Bilal Aðabey!
Broþürlerin, kilim üstüne yüzükoyun uzana- rak anlamlý anlamsýz bakýþlarla süzülen sayfalarý; kurulan hayaller-ana ben büyük adam olcam sana bu dolabý alcam- ve sonrasý uyuyakalmýþ çocuklar.
Çocuklarýn yüreklerinde dinmez bir fýrtýna estiren, mahalleyi yokluk acýsýna boðan, imtihan dünyasýnda her an hazýr olun mesajýný veda etmeden giderek veren, her gönülde taht kuran; kamyon altýnda hayata gözlerini yuman, Baki olan yaratýcýsý Allah'a (CC) kavuþan -gönüllü küçük muallim-Bilal aðabeyin 15 yaþýnda ölüm haberi!
Ucuzundan siyah önlük, lastik ayakkabý, beyaz yakalýk, poþet içinde birkaç kitap, defterle bir kurþun kalem ve küçük bir silgiyle baþlayanlarýn þanslý olduðu ilkokul hayatý...
Okumanýn sevda olduðu, arzunun þelale gibi çaðladýðý, komþularýn birbirine; 'Amcasý, benim oðlum okuyacak ve toktur olacak,', 'Yengesi, benim kýzým möhendiz olacak' cümleleriyle okulu, okumayý, küçük yanaklarýndan öperek, sevgilerin en güzelini hediye eden Melahat ana da“ Yengesi, benim oðlum da okuyacak, muallim olacak; diyerek ilme, irfana, ümrana deðer vererek yetiþtiren aileler…
Ýlkokulda üçüncü sýnýfta, Tahsin Muallim; 'Kýzým Ayþenur, ödevlerini yapabildin mi? Ýstersen sen yarýn da gösterebilirsin, diyerek babasýnýn hatýrýna toz kondurulamayan belediye baþkanýnýn kýzýna müsamaha...
“Oðlum Salih, sen de mi yapamadýn ödevini? Seninde ödevine yarýn bakarýz, diyerek prens edasýna büründürülen, .eþraftan ileri gelen Faký dayýnýn oðluna tolerans!
Tahsin Muallimin çehresinde birden bir fýrtýna; gözleri öfkeyle sýnýfta gezinir ve babalarý tarafýndan tolera edilemeyen çocuklardan Kâmil'e: “ Çabuk gel tahtaya!
Anadolu insanýn yaþattýðý sevgi ve saygýdan ileri gelen bir sýcak terbiye gereði, muallimin bu tavrýna üzülmeyerek tahtaya gelen Kâmiller... Arkasý gelmeyen sorular ve alýnan cevaplar... Doðru cevaplar bile her nedense mutlu etmez Tahsin Muallimi! Anadolu insaný her þeye raðmen muallimine saygýda kusur etmez, derslerini aksatmaz, hayata küsmez ve teneffüste unuturlar sýnýfta yapýlan ayrýmcýlýðý; arkadaþlarýyla oynar- ken unutur ders içindeki yaþadýklarýný: Yarýnlarýn derdini omuzlarýna almýþ yiðittirler…
Dördüncü sýnýfta Tahsin muallim eþraftan ileri gelenlerin ve belediye baþkanýnýn yardýmýyla memleketine tayin olur, býraktýðý derin izleri silmeden.
Ýbrahim Muallim. Eli öpülesi Ýbrahim Muallim. Her derste tüm öðrencilerini sýcak bakýþlarýyla ýsýtan, ana þefkatiyle adlarýný söyleyen muallim. Öðrencilerinin yanýna oturur, þarkýlarý ve türküleri elini omuzlarýna koyarak, baþlarýný okþayarak beraber söyler. Beden Eðitiminde onlarla koþar, ip atlar, düþen öðrencisini kaldýrýr, eliyle gözyaþlarýný siler, baðrýna basar, bir þekilde güldürür.
Cadde ortasýnda tatlý bir sesle büyüler Kâmil'i : “ Kâmil, benimle pazara gelir misin?
Kâmil, ok gibi fýrlar, yel gibi uçar muallimine doðru. Babasýna sokulur gibi muallimine sokulur yol boyunca Kâmil... O pazar filesini alýr mualliminin elinden.
Birlikteliðin süresini uzatmak için pazarda oradan oraya dolaþtýrýr muallimini, bitmesini istemez bu beraberlik saatlerini. Ýbrahim Muallimin evine geldiklerinde: “ Öðle yemeðini birlikte yiyelim, okula beraber döneriz. , dediðinde, Kâmil, utanýr, sýkýlýr ve bir müddet susar : 'Kâmil, muallimiyle ayný sofraya oturacak ve onunla birlikte yemek yiyecek!
Ýbrahim Muallim: “ Haydi Kâmil, bak seni bekliyorum. Sesiyle kendine gelir. “ Hayýr, Muallimim teþekkür ederim, siz üzülmezseniz, izin verin ben gideyim, , diyerek geri çekilir.
Ýbrahim Muallim , ' Hem de çok üzülürüm. Haydi bakalým.”
Öðrencisiyle yemek yiyen ve ona bir de yardýmý için kitap hediye eden Ýbrahim Muallim, öðrencisinin dünyasýna tesir etmiþti.
Kâmil, muallimin verdiði kitabý o gece gaz lambasý ýþýðýnda okuyarak bitirdiðinde gece yarýsýný çoktan geçmiþti. Gelen misafirlere; “ Ýbrahim Muallimim hediye olarak verdi bu kitabý.' diyerek büyük bir sevinçle gösterir. Kâmil'in anasý, babasý, kardeþleri de bu mutluluða ortak olurlar...
Kâmil karar vermiþtir: MUALLÝM olacaktýr; ama Ýbrahim Muallim gibi gönüllerde taht kurmasýný becerebilmek þartýyla... Ýbrahim muallimi onun köy ilkokulundan mezuniyetine kadar hep yanýnda olmuþ, lise ve üniversite yýllarýnda ona her zaman destek vermiþ, yurda yerleþtirmiþtir. Zaman zaman onu ziyaret eden Ýbrahim muallimine sürekli mektuplar yazmýþtýr.
Kâmil, Türkçe muallimi olur. Mezuniyetinde de yanýnda olan Ýbrahim Muallim ona uzaklara hicret zamaný þimdi. Tohum saçma zamaný Kâmil'im demiþti. Nadasa býrakýlan dünya topraðýna eðitimle ýþýk götürme zamaný. Tuna'nýn boynu bükük, Afrika üzgün. Tiflis kardeþini bekliyor. Ne Bilal?

Evet, demiþti. Kocaman evet. Lakin anam ve babam…

Onlar can suyu götüren çocuklarýna Ýbrahim Muallim sorunca evet demiþlerdi, suya hasret olan vatan topraklarýna dedeleri gibi ilim,irfan götürecek evlatlarýna 'EVET' demiþlerdi. Tuna'nýn kahramaný olmak için hazýrdý Kâmil Muallim.

Ýbrahim Muallim; sevgi, saygý, birlik ve beraberlik. Hacýaðanýn kýzýný, banka müdürünün oðlunu eðitimlerinde yalnýz býrakmamýþ, fakir öðrencilerine burslar bulmuþ, sinesi yanýk muallim. Hayata, sevgi ve umut kokan pencere- lerden bakabilen eðitimci. Her þeye raðmen, dünyada barýþ, sevgi, kardeþlik ve hoþgörünün galip geleceðine inanmýþlýk... Hayatýn artý ve eksilerini doðallýðý ve çözümleriyle hayatýn içinde gezdirerek talebelerine anlatabilmek. Gülmek kadar aðlamanýn da doðal olduðunu kabullenebil- mek. Öðrencilerinin evlerine ziyaret eden, iþyerleri ne uðrayarak hal hatýr soran eðitime adanmýþlýk. Büyüðe saygýyý, küçüðe sevgiyi, komþuluk ve akrabalýk baðlarýnýn özelliklerini, bizden önceki- lere vefa, sadakat borcumuz olduðunu, güzel günleri paylaþmak kadar acýlarýn da paylaþýl- masýný uygulayarak öðreten muallim... Yaþadýðý dönemin þartlarý neticesinde okula gidememiþ ve okuma-yazmayý askerlik döneminde öðrenmiþ babalara okuma sevgisi kazandýran Muallim...

Okuma aþký kazanan babalar, ekonomik sýkýntýlara boyun eðmeyen, eþine güç katýp yavrularýna kucak açan analar... 1314 yaþlarýnda olmasýna raðmen, hediye ettiði dergilerle 45 yaþlarýndaki çocuklarý kitap dostu yapan Bilal Aðabeyler... Eðitim ve öðretimin sevgiyle baþladýðýný, gönüllere uzanan iletiþim aðýnýn gücünü ve büyüklüðünü, Muallimliðiyle ana baba sevgisini bütünleþtirmenin sabrýný ve lezzetini çok iyi bilen Ýbrahim Muallimler...
Artýk güneþ doðmuþtu, gecemizin sabahýna.

Not: Eli öpülesi bir muallimin hayatýndan hikâye edilmiþtir.



Nedim TAKTAK

radyobeyan