Sizden Gelenler (Peygamber Efendimiz )
Pages: 1
Sana hasretiz By: sidretül münteha Date: 24 Ekim 2010, 20:09:45
Sana Hasretiz


Sen “levlake levlake” hadis-i kutsisi ile övülen, kainatýn yaratýlýþ sebebi efendim. Sen “ýn habibi” Sen “Alemlere rahmet olarak” gönderilen peygamberim.
Adem a.s cennetten çýkarýldýktan sonra senin adýnla ALLAHa tevessül etmiþti de ALLAH-u Teala onu tevbesini kabul etmiþti.
Sen Musa a.s. ýn “Keþke ümmetinden olabilseydim” dediði elçi. Musa a.s. ki ona “…Þimdi nalinlerini çýkar. Muhakkak ki sen muberek Tuva vadisindesin” denmiþken, Sen miraca çýktýðýnda “Ey Muhammed… Nalinlerini çýkarma. Arþ ayaðýnýn tozuyla þereflenmek istiyor” hitabýna mahzar olmuþtun.
Sen Ýbrahim a.s. ýn “Rabbimiz. Onlara senin ayetlerini kendilerine okuyacak, onlara kitap ve hikmeti öðretecek, onlarý temizleyecek bir Peygamber gönder” duasýnýn tezahürü Þah-ý Rasul.
Sen Ýsa a.s. ýn geleceðini müjdelediði ve Ýncilde “Ahmed “ olarak adlandýrýlan övülmüþ nebi.
Sen “en güzel örnek”, sen “güzel ahlaký tamamlamak üzere gönderilen” güzellikler zirvesi…
Senin ümmetin olma þerefiyle bizleri þereflendiren Rabb'imize þükürler olsun... Ruhlarý þekillendiren bir nakkaþ kalemiydi aþkýn. Ve o aþkla Adýný, yüreðimize nakþettik. Çocuklarýmýzýn yüreðinin en güzel yerinde de sen varsýn elhamdulillah..
Ama senin o þerefli adýný muhtaç gönüllere yerleþtirememenin utancýndayýz. Senin kutlu tebliðinin ulaþmadýðý bir kul kalmayýncaya kadar gayret etmek gerektiðini unuttuk.
Sana reva görülen onca iþkenceyi bilip dururken, senin dinini yaymak, “çok düþkün olduðun ümmetini” ateþten kurtarmak için hiçbir eza ve cefaya, rahat ve huzurumuzdan fedakarlýða katlanamadýk… Katlanmayý göze bile alamadýk.
Mubarek kabrinden uzatarak öptürdüðün elinle þeref bulan Ahmed er-Rufai olmaktansa geçici hevesler ve dünya nimetleri hatýrýna el-etek öpme zilletine katlandýk.
Bütün þereflerin senden kaynaklandýðýný idrak edemeyip geçici makam ve mevkilere heves ettik hep. Balýklarýn iðnesini getirmek için yarýþtýðý Ýbrahim Ethem olmaktansa rahat döþekler içerisinde ALLAH'ý aramayý tercih ettik.
Bir Talha, bir Ka’b kýzý Nesibe olamadýk... Sana atýlan oklara siper yapamadýk kendimizi. Bir Veysel Karani olamadýk. Sana reva görülen eziyetleri ruhumuzda hissedip diþlerimizi kýramadýk. “Anam, babam, caným sana feda olsun ya Rasulullah” cümlesi, dilimizden daha öteye, kalplerimize yerleþemedi hiç.
Abdullâh bin Zeyd gibi senin vefatýn üzerine: "Ýlâhî! Artýk benim gözlerimi âmâ kýl! Ben her þeyden çok sevdiðim Peygamberimden sonra artýk dünyâda bir þey görmeyeyim!.." diye dua edebilseydik ve oracýkta gözlerimiz âmâ olsaydýda keþke kalplerimiz böylesine körleþmeseydi.
Babasý Müslüman olduðunda Hz. Ebubekir aðlamýþtýda ona “Neden aðlýyorsun.. sevinmen gerekmezmi” dediðinizde, “benim babam Müslüman olacaðýna keþke sizin amcanýz EbuTalip Müslüman olsaydý da benim yerime sevinen siz olsaydýnýz ya Rasulullah” demiþti. Sizin memnuniyetinizi her þeyin üstünde tutan bir Ebu Bekir sadakatýndan ne kadar uzaðýz…
Hani birgün Sen Kâbede namaz kýlarken, Ukbe bin Ebi Muayt kafiri üzerine deve iþkembesi atmýþtýda sonra o iþkembenin baðýrsaklarýný boynuna dolayýp nefesin kesilinceye kadar sýkmýþtý. “Maðaradaki iki kiþiden ikincisi” ve “halife-i rasulullah”olan Hz. Ebubekir çekip almýþtý seni onun elinden. Þimdi sana yapýlan saldýrýlara karþý bir Hz.Ebubekir tavrý gösterememenin acýsýndayýz ya rasulullah.
Müþrikler tarafýndan esir alýndýktan sonra “Þimdi senin yerine Peygamberinin olmasýný, onun öldürülmesini, sen de evinde rahat oturmayý ister misin? Sorusuna “Muhammed a.s. ýn , deðil benim yerimde olmasýna, Medine'de yürürken ayaðýna bir diken bile batmasýna aslâ razý olmam! “ diyerek canýný vermeye razý olan ve “Ya Rabbi, selamýmý Resulüne ulaþtýr” diye sana selam yollayan Zeyd bin Desinne’nin selamýný aldýðýn gibi bizim gönderdiðimiz salat ve selamlarýda kabul buyururmusun ya Rasulullah.
Hani kendisine yaslanýpta hutbe irad ettiðin hurma kütüðü vardý. Sonra minber yapýlýpta hutbeleri orda vermeye baþladýðýnda hasretinden bir çocuk gibi aðlamýþtý da sen minberden inip onu teselli edince susmuþtu. Yokluðunun hasretiyle daðlanan yüreðimizin feryatlarýný duyup bizi kim teselli edecek ya rasul.
Herþeyini terk ederek iki parça kilime sarýnýp sana gelen ve seninde “zülbecadeyn-iki parçalý” diye lakap taktýðýn Abdullah (r.a.) vefat ettiðinde onu kendi ellerinle kabre indirmiþ ve “Yarabbi… Abdullah beni memnun etti, sende onu memnun et” diye dua etmiþtin. Bizden memnun olman için canýmýzý ve malýmýzý  yolunda sarfetmek gerektiðinin farkýnda olamayýþýmýzýn utancýndayýz ey þefaat pýnarý.
Sana hasret duyamamanýn acýsý, yýllarca sevr maðarasýnda mubarek cemalini görmek hasretiyle bekleyen yýlanýn zehirinden daha beter acý veriyor.
Gaflet, Yahudiler tarafýndan yemeðine katýlan zehirden daha öldürücü.
Dünya hayatýnýn bir oyun ve eðlenceden ibaret olduðunu unuttuk.
Bütün bunlara ve bunca günahýmýza raðmen ALLAH'ýn Rahmetinden ümidimizi kesmedik yinede. Bir rahmet yaðmuru olarak gönüllerimize serptiðin, 'Benim þefaatým, ümmetimden günah-ý kebair iþleyenleredir.' Ve “Kiþi sevdiðiyle beraberdir” müjdelerine tutunduk hep umutla. Çünkü seni seviyoruz ya rasulullah.
“Kýtmir, ashab-ý kehfin köpeði olduðu için cennete gidecek, bende Senin Ashabýnýn köpeðiyim ya rasulullah” diyen bir Molla Cami gibi ashabýna olan muhabbetimizin bizi mahrum býrakmayacaðýna olan inancýmýz tamdýr.
Hani 54 defa hacca giden Ýmam-ý Azam Rh.A. ilk 39 haccýnda edeb ve hayasýndan huzuruna çýkamamýþtýda 40. seferde “Gel artýk” diye zahiren çaðýrmýþtýn ya… Ýþte o edeb ve hayadan mahrum olmanýn hasretiyle mahcubuz ama yinede “Gel” hitabýný duymaktan umudumuzu kesmedik.
Sana layýk ümmet olamamanýn ezikliðini yaþasakta mahþer gününde bize sahip çýkacaðýný, mizanýn, sýratýn ve kevserin baþýnda bizi beklediðini biliyoruz.


Sana layýk ümmet olamamanýn ezikliðini yaþasakta mahþer gününde bize sahip çýkacaðýný, mizanýn, sýratýn ve kevserin baþýnda bizi beklediðini biliyoruz.


Biz kimmiyiz??...


Biz Rus iþgalinde oyuncak þeklindeki bombalarla eli ayaðý kopan Afganlý çocuklarýz.
Biz Ýsrail tanklarýna sapan taþý atan Filistinli gençleriz.
Biz vücudu bombayla parçalanan Iraklý bebekleriz.
Biz okþadýðýn saçlarýndan günlerce mubarek elinin kokusunun gitmediði yetimleriz.
Biz Uhud'da 'Kardeþlerime selâm olsun!' iþaret buyurduðun o garip devirde gelen kardeþleriniz.
Biz daðlar kadar günahlarý olsa da Sen kadar umutlarý olan mücrimleriz.
Ve sonuçta bizler, Sana kavuþacaðýmýz güne kadar “Sana layýk, Senin iftihar edeceðin Müslümanlar” olma hususundaki umudunu kaybetmeyen ümmetiniz.


ALINTI

radyobeyan