Dini makale ve yazýlar
Pages: 1
Huzur mevsimi By: sumeyye Date: 24 Ekim 2010, 12:45:49
HUZUR MEVSÝMÝ


Manevi ticaret mevsimi olan üç aylarýn arifesindeyiz. Kerim olan, Rahim olan, Vedud olan... ve bütün güzel isimlerin sahibi olan Rabbimiz, merhametinden bizlere uzun sürede elde edemeyeceðimiz sevaplar lutfediyor bu aylarda. Dünyaya ticaret için gönderilen insana, kazancýný arttýrmak için bereketli fuar zamanlarý, ticaret aylarý, kârlý alýþveriþ mevsimleri bahþederek, hem kazancýmýzý arttýrýyor, hem de dünyaya geliþ istikametimizi kaybetmememizi saðlýyor.
Çocuklar için, gençler için, yaþlý-hasta vs herkes için bir istifade kapýsýdýr üç aylar...
Her kim olursa olsun, zamanla manevi atmosferden istifadesi azalýyor. Ancak üç aylar gelince bu solgun ve durgun atmosfer, yerini daha sýcak ve manevi bir ortama býrakýyor. Ýbadetlerini yapma konusunda zaten hassas olanlar, bu sefer daha bir gayrete gelirken; gevþek olanlar, yapmak kendilerine zor gelenler daha bir rahat yapma kolaylýðý hissediyorlar. Hiç ibadet yapamayanlarda manevi atmosfere bir meyil uyanýrken; ibadetlere karþý olanlarýn ise, en azýndan gündemine girmiþ oluyor. Çocuklar derseniz, üç aylarýn geliþiyle, özellikle Ramazanda ayrý bir sevinç çevreliyor onlarýn minicik dünyalarýný. Yaþlýlar, hastalar, çok fazla evden dýþarý çýkma imkâný bulamayanlar, bu sayede akrabalarýn ve konu komþunun gelmesiyle daha da þenleniyorlar... Buna benzer birçok faydasýný görüyorlar. Velhasýl, herkesin dünyasýna izdüþümü olan bir mevsimdir üç aylar.
Allah'a kulluk görevini unutup hiç ölmeyecekmiþ gibi dünyaya dalanlara, bir takým çevresel etkenlerden dolayý asýl görevini yerine getiremeyenlere kârlý bir alýþveriþtir üç aylar...
Ticaret için, ahiret azýðýný tedarik için dünyaya gönderilen insan, bazen hedefini þaþýrabiliyor. Bir takým etkenlerden dolayý dünyaya geliþ gayesinden sapma gösterebiliyor. Ýþte bu mevsim, böyle bir halette olanlara bir hatýrlatma hükmüne geçiyor ve adeta sarsarak kendine gelmesini saðlýyor. Sorumluluðunun bilincinde olanlara ise, artý kazanç hükmüne geçiyor.
Hem güzel ve kârlý bir ticaret olduðu için, insanlarýn gönüllerini Ýlâhi dergâha meylettiriyor. “Allah müminlerin canlarýný ve mallarýný, karþýlýðýnda cenneti vermek üzere satýn aldý” buyuruyor rabbimiz. Bu mevsimde bu ticaret daha da kârlý oluyor. Rabbimiz normalde bire on sevap verirken, bu mevsimde sevaplarýn karþýlýðýný, ta bire otuz bine kadar çýkarýyor. Cazip bir teklif olarak ticaretten anlayanlarýn önlerine sürüyor... Çünkü maliyet çok az, ama gelir kýyaslanamayacak kadar yüksek!
Nefis muhasebesi yapýp da zararda olduðunu hissedenler için bir ümit kapýsýdýr üç aylar...
Ýnsan ihtiyatlý bir varlýktýr. Yarýnýný düþünür, hem de çok ince hesaplarla... Çünkü aklý bunu gerektirir. Daha az kârlýyla, çok kârlý olaný hesap edip öyle hareket eder. Üç günlük dediðimiz dünya hayatý mý, yoksa ebedi âlem mi daha önemli? Hangisine daha çok yatýrým yapmalý? Dengeyi nasýl saðlamalý? Dünyadan nasýl bir konumda çýkmalý? ... Bunlarýn hepsinin cevabýný verebilecek ve gereðini yerine getirecek özellikte yaratýlmýþtýr. Zaten aksini yaptýðý zaman hikmetsiz davranmýþ oluyor, dünyaya geliþ gayesinin dýþýna çýkmýþ oluyor.
Herkes býrakýp gittiði gibi, her þey bir bir ayrýlýp gittiði gibi, bir gün biz de gideceðiz bu dünya denilen misafirhaneden. Ama gitmek vardýr, gitmek vardýr... Aziz bir misafir olarak veya müflis olarak... Ahiret imtihanýný kazanmýþ olarak veya müflis olarak... Rabbinin yüklediði sorumluluðu hakkýyla yerine getirmiþ olarak veya nefsin hizmetçisi olarak... Ýnsan olarak veya insanlýðýný yitirmiþ olarak...
Aslýnda þöyle bir arkamýza yaslanýp, nefis muhasebesi yaptýðýmýz zaman, her þeyi açýk seçik görme imkânýmýz oluyor. Mesela, en önemli sermayemiz olan, hani “Vakit nakittir” diyip önemini vurguladýðýmýz “zamanýn” ne kadar çabuk geçtiðini görebiliyoruz. Günler günleri kovalýyor ve haftalar bitiyor; haftalar aylarý, onlar yýllarý, derken bir de bakýyoruz ki yolun sonuna yaklaþmýþýz. Hadi gideceðimiz yere bir iki hazýrlýk, tedarik yapalým diyoruz ama vücut kaldýrmaz oluyor bu saatten sonra. Bin piþmanlýk, bin tövbe diyoruz ama vicdan azabý rahat býrakmýyor bizi. Ömür sermayemizi vererek satýn aldýðýmýz þeyleri bir bir düþünüyoruz ama aklýmýza bir þey gelmiyor. Çünkü manevi deðeri olmayan þeyler, sabun köpüðü gibi uçmuþ gitmiþ oluyor ve bizi yalnýz býrakmýþ oluyorlar, hem de günahlarýný boynumuza yükleyerek...
Ýþte bu noktada üç aylar, kolay kolay ele geçirilmez bir fýrsat olarak karþýmýza çýkýyor ve “Merak etmeyiniz! Çok kýsa sürede çok büyük kâr elde edeceðiniz bir ticaretle geldim” diyor ve karanlýkta kalmýþ ruhlara ýþýk kapýsý oluyor...
Kulluk noktasýnda hassas olanlar, yaptýklarý ibadetleri yeterli bulmayýp daha fazla gayret içerisinde olanlar, “Ne yaparsam Rabbimin rýzasýna kavuþurum?” arayýþý içinde olanlar için taze kan hükmündedir üç aylar...
Çünkü bu aylarda sevaplarýn dereceleri yükseliyor, hem de normalde kolayca elde edilemez bir seviyeye çýkýyor. Bazen bire yüz, bazen bin, bazen on bin ve bazen de otuz bine kadar çýkýyor (Kadir gecesi gibi)...
Yorucu da olsa buna deðer
Bir bayram arifesinde bir dükkâna uðradým. Birkaç þey aldýktan sonra dükkâncýya dönüp “Bugün Pazar ve saat 23:00 olmasýna raðmen siz hâlâ çalýþýyorsunuz. Ve yarýn da bayram. Yorucu olmuyor mu?” þeklinde bir soru yönelttim. Dükkâncý fazla düþünmeden þöyle bir cevap verdi:
“Evet, yarýn bayram ama bu gün benim için ticaret günüdür. Ben bugün bir ayda yapamadýðým kadar hâsýlat topladým. Çok yorucu da olsa, buna deðmez mi?”
Sonsuz bir âlemde, sonsuz huzura kavuþmak için biraz daha gayret gerekiyorsa; buna deðmez mi? Ýçinde seksen küsür senelik bir ömrü kazandýrabilecek geceler saklayan bir mevsim, deðerlendirilmeye deðmez mi? Elbette deðer ve bin can ile deðerlendirilir.
Ýnsanýn bazen çok basit þeylere çok fazla ücret verdiði oluyor. Elli kuruþluk lezzet için günlerini, gecelerini birbirine kattýðý oluyor. Bazen iki saatlik bir eðlence için günlerce hazýrlýk yapabiliyor. Ama parti bitti mi, mutluluk da bitiyor. Ýnsanda hüzün baþlýyor. “Neden bitti, niye bu kadar çabuk bitti” demeye baþlýyor. Hiç bitmesini istemiyor. Neden? Çünkü beka için yaratýlan insaný, fani þeyler tatmin etmiyor. Ýnsanýn bütün duygularý beka istiyor. Küçük bir lezzet bile olsa, daha uzun olmasýný istiyor.
Ýþte bekaya âþýk olan beka yolcusunun duygularýný tatmin edecek ve onu iki dünyada huzur deryasýna gark edecek bir fýrsattýr üç aylar...
Bu ticaret mevsimini hakkýyla deðerlendirebilmek, ilim-irfan ve marifetimizi arttýrmaya vesile kýlabilmek, ahiret ticaretinde en karlý alýþveriþi yapabilmek ve Rabbimizin rýzasýna nail olabilmek dualarýyla...



Ýkram ASLAN

radyobeyan