Ahiret By: meryem Date: 20 Ekim 2010, 22:40:00
Ahiret
Ve onlar, sana indirilene, senden önce indirilenlere iman ederler ve ahirete de kesin bir bilgiyle inanýrlar. (2/4)
Ýnsanlardan öyleleri vardýr ki: "Biz Allah´a ve ahiret gününe iman ettik" derler; oysa inanmýþ deðillerdir. (2/8)
Þüphesiz, iman edenler(le) Yahudiler, Hýristiyanlar ve sabiiler(den kim) Allah´a ve ahiret gününe iman eder ve salih amellerde bulunursa, artýk onlarýn Allah katýnda ecirleri vardýr. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardýr. (2/62)
Ýþte bunlar, ahireti verip dünya hayatýný satýn alanlardýr; bundan dolayý azablarý hafifletilmez ve kendilerine yardým edilmez. (2/86)
De ki: "Eðer Allah katýnda ahiret yurdu, baþka insanlarýn deðil de, yalnýzca sizin ise, (ve) doðru sözlüyseniz, öyleyse hemen ölümü dileyin." (2/94)
Ve onlar, Süleyman´ýn mülkü (nübüvveti) hakkýnda þeytanlarýn anlattýklarýna uydular. Süleyman inkâr etmedi; ancak þeytanlar inkâr etti. Onlar, insanlara sihri ve Babil´deki iki meleðe Harut´a ve Marut´a indirileni öðretiyorlardý. Oysa o ikisi: "Biz, yalnýzca bir fitneyiz, sakýn inkâr etme" demedikçe hiç kimseye (bir þey) öðretmezlerdi. Fakat onlardan erkekle karýsýnýn arasýný açan þeyi öðreniyorlardý. Oysa onunla Allah´ýn izni olmadýkça hiç kimseye zarar veremezlerdi. Buna raðmen kendilerine zarar verecek ve yarar saðlamayacak þeyi öðreniyorlardý. Andolsun onlar, bunu satýn alanýn, ahiretten hiçbir payý olmadýðýný bildiler; kendi nefislerini karþýlýðýnda sattýklarý þey ne kötü; bir bilselerdi. (2/102)
Allah´ýn mescidlerinde O´nun isminin anýlmasýný engelleyen ve bunlarýn yýkýlmasýna çaba harcayandan daha zalim kim olabilir Onlarýn (durumu) içlerine korkarak girmekten baþkasý deðildir. Onlar için dünyada bir aþaðýlanma, ahirette büyük bir azab vardýr. (2/114)
Hani Ýbrahim: "Rabbim, bu þehri bir güvenlik yeri kýl ve halkýndan Allah´a ve ahiret gününe inananlarý ürünlerle rýzýklandýr" demiþti de (Allah: "Sadece inananlarý deðil) inkâr edeni de az bir süre yararlandýrýr, sonra onu ateþin azabýna uðratýrým; ne kötü bir dönüþtür o" demiþti. (2/126)
Kendi nefsini aþaðýlýk kýlandan baþka, Ýbrahim´in dininden kim yüz çevirir Andolsun, biz onu dünyada seçtik, gerçekten ahirette de O salihlerdendir. (2/130)
Yüzlerinizi doðuya ve batýya çevirmeniz iyilik deðildir. Ama iyilik, Allah´a, ahiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere iman eden; mala olan sevgisine raðmen, onu yakýnlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmýþa, isteyip-dilenene ve kölelere (özgürlükleri için) veren; namazý dosdoðru kýlan, zekatý veren ve ahidleþtiklerinde ahidlerine vefa gösterenler ile zorda, hastalýkta ve savaþýn kýzýþtýðý zamanlarda sabredenler(in tutum ve davranýþlarýdýr). Ýþte bunlar, doðru olanlardýr ve müttaki olanlar da bunlardýr. (2/177)
(Hacc) ibadetlerinizi bitirdiðinizde, artýk (cahiliye döneminde) atalarýnýzý andýðýnýz gibi, hatta ondan da kuvvetli bir anma ile Allah´ý anýn. Ýnsanlardan öylesi vardýr ki: "Rabbimiz, bize dünyada ver" der; onun ahirette nasibi yoktur. (2/200)
Onlardan öylesi de vardýr ki: "Rabbimiz, bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik (ver) ve bizi ateþin azabýndan koru" der. (2/201)
Sana haram olan ayý, onda savaþmayý sorarlar. De ki: "Onda savaþmak büyük (bir günahtýr). Ancak Allah katýnda, Allah´ýn yolundan alýkoymak, onu inkâr etmek, Mescid-i Haram´a engel olmak ve halkýný oradan çýkarmak daha büyük (bir günahtýr). Fitne, katilden beterdir. Eðer güç yetirirlerse, sizi dininizden geri çevirinceye kadar sizinle savaþmayý sürdürürler; sizden kim dininden geri döner ve kafir olarak ölürse, artýk onlarýn bütün iþledikleri (amelleri) dünyada da, ahirette de boþa çýkmýþtýr ve onlar ateþin halkýdýr, onda süresiz kalacaklardýr. (2/217)
Hem dünya (konusun)da, hem ahiret (konusunda). Ve sana yetimleri sorarlar. De ki: "Onlarý ýslah etmek (yararlý kýlmak) hayýrlýdýr. Eðer onlarý aranýza katarsanýz, artýk onlar sizin kardeþlerinizdir. Allah bozgun (fesad) çýkaraný ýslah ediciden bilir (ayýrdeder). Eðer Allah dileseydi size güçlük çýkarýrdý. Þüphesiz Allah güçlü ve üstün olandýr, hüküm ve hikmet sahibidir." (2/220)
Boþanmýþ kadýnlar kendi kendilerine üç ´ay hali ve temizlenme süresi´ beklerler. Eðer Allah´a ve ahiret gününe inanýyorlarsa Allah´ýn rahimlerinde yarattýðýný saklamalarý onlara helal olmaz. Kocalarý, bu süre içinde barýþmak isterlerse, onlarý geri almada (baþkalarýndan) daha çok hak sahibidirler. Onlarýn lehine de, aleyhlerindeki maruf hakka denk bir hak vardýr. Yalnýz erkekler için onlar üzerinde bir derece var. Allah Aziz´dir. Hakim´dir. (2/228)
Kadýnlarý boþadýðýnýzda, bekleme sürelerini de tamamlamýþlarsa -birbirleriyle maruf (bilinen meþru biçimde) anlaþtýklarý takdirde- onlara, kendilerini kocalarýna nikahlamalarýna engel çýkarmayýn. Ýþte, içinizde Allah´a ve ahiret gününe iman edenlere bununla (böyle) öðüt verilir. Bu, sizin için daha hayýrlý ve daha temizdir. Allah, bilir de siz bilmezsiniz. (2/232)
Ey iman edenler, Allah´a ve ahiret gününe inanmayýp, insanlara karþý gösteriþ olsun diye malýný infak eden gibi minnet ve eziyet ederek sadakalarýnýzý geçersiz kýlmayýn. Böylesinin durumu, üzerinde toprak bulunan bir kayanýn durumuna benzer; üzerine saðnak bir yaðmur düþtü mü, onu çýrýlçýplak býrakýverir. Onlar kazandýklarýndan hiçbir þeye güç yetiremez (elde edemez)ler. Allah, kâfirler topluluðuna hidayet vermez. (2/264)
Onlar, yaptýklarý dünyada ve ahirette boþa gitmiþ olanlardýr. Ve onlarýn yardýmcýlarý yoktur. (3/22)
Hani Melekler, dediler ki: "Meryem, doðrusu Allah kendinden bir kelimeyi sana müjdelemektedir. Onun adý Meryem oðlu Ýsa Mesih´tir. O, dünyada ve ahirette ´seçkin, onurlu, saygýndýr´ ve (Allah´a) yakýn kýlýnanlardandýr.." (3/45)
Ýnkâr edenleri ise, dünyada ve ahirette þiddetli bir azabla azablandýracaðým. Onlarýn hiç yardýmcýlarý yoktur." (3/56)
Allah´ýn ahdini ve yeminlerini az bir deðere karþýlýk satanlar... Ýþte onlar; onlar için ahirette hiçbir pay yoktur, kýyamet gününde Allah onlarla konuþmaz, onlarý gözetmez ve onlarý arýndýrmaz. Ve onlar için acý bir azab vardýr. (3/77)
Kim Ýslam´dan baþka bir din ararsa asla ondan kabul edilmez. O, ahirette de kayba uðrayanlardandýr. (3/85)
Bunlar, Allah´a ve ahiret gününe iman eder, maruf olaný emreder, münker olandan sakýndýrýr ve hayýrlarda yarýþýrlar. Ýþte bunlar salih olanlardandýr. (3/114)
Allah´ýn izni olmaksýzýn hiçbir nefis için ölmek yoktur. O, süresi belirtilmiþ bir yazýdýr. Kim dünyanýn yararýný (sevabýný) isterse ona ondan veririz, kim ahiret sevabýný isterse ona da ondan veririz. Biz þükredenleri pek yakýnda ödüllendireceðiz. (3/145)
Böylece Allah, dünya ve ahiret sevabýnýn güzelliðini onlara verdi. Allah iyilikte bulunanlarý sever. (3/148)
Andolsun, Allah size verdiði sözünde sadýk kaldý; siz O´nun izniyle onlarý kýrýp-geçiriyordunuz. Öyle ki sevdiðiniz (zafer)i size gösterdikten sonra, siz yýlgýnlýk gösterdiniz, isyan ettiniz ve emir hakkýnda çekiþtiniz. Sizden kiminiz dünyayý, kiminiz ahireti istiyordu. Sonra (Allah) denemek için sizi ondan çevirdi. Ama (yine de) sizi baðýþladý. Allah mü´minlere karþý fazl (ve ihsan) sahibi olandýr. (3/152)
Küfürde ´büyük çaba harcayanlar´ seni üzmesin. Çünkü onlar, Allah´a hiçbir þeyle zarar veremezler. Allah, onlarý ahirette pay sahibi kýlmamayý ister. Onlar için büyük bir azab vardýr. (3/176)
Ve onlar, mallarýný insanlara gösteriþ olsun diye infak ederler, Allah´a ve ahiret gününe de inanmazlar. Þeytan, kime arkadaþ olursa, artýk ne kötü bir arkadaþtýr o. (4/38)
Allah´a ve ahiret gününe inanarak Allah´ýn kendilerine verdiði rýzýktan infak etselerdi, aleyhlerine mi olurdu Allah, onlarý iyi bilendir. (4/39)
Ey iman edenler, Allah´a itaat edin; elçiye itaat edin ve sizden olan emir sahiplerine de. Eðer bir þeyde anlaþmazlýða düþerseniz, artýk onu Allah´a ve elçisine döndürün. Þayet Allah´a ve ahiret gününe iman ediyorsanýz. Bu, hayýrlý ve sonuç bakýmýndan daha güzeldir. (4/59)
Öyleyse, dünya hayatýna karþýlýk ahireti satýn alanlar, Allah yolunda savaþsýnlar; kim Allah yolunda savaþýrken, öldürülür ya da galip gelirse ona büyük bir ecir vereceðiz. (4/74)
Kendilerine; "Elinizi (savaþtan) çekin, namazý kýlýn, zekatý verin" denenleri görmedin mi Oysa savaþ üzerlerine yazýldýðýnda, onlardan bir grup, insanlardan Allah´tan korkar gibi- hatta daha da þiddetli bir korkuyla- korkuya kapýlýyorlar ve: "Rabbimiz, ne diye savaþý üzerimize yazdýn, bizi yakýn bir zamana ertelemeli deðil miydin " dediler. De ki: "Dünyanýn metaý azdýr, ahiret, ise muttakiler için daha hayýrlýdýr ve siz ´bir hurma çekirdeðindeki ip-ince bir iplik kadar´ bile haksýzlýða uðratýlmayacaksÝnýz." (4/77)
Kim dünya sevab (yarar)ýný isterse, dünyanýn da, ahiretin de sevabý Allah katýndadýr. Allah iþitendir, görendir. (4/134)
Ey iman edenler, Allah´a, elçisine, elçisine indirdiði kitaba ve bundan önce indirdiði kitaba iman edin. Kim Allah´ý, meleklerini, kitaplarýný, elçilerini ve ahiret gününü inkar ederse, þüphesiz uzak bir sapýklýkla sapýtmýþtýr. (4/136)
Ancak onlardan ilimde derinleþenler ile mü´minler, sana indirilene ve senden önce indirilene inanýrlar. Namazý dosdoðru kýlanlar, zekatý verenler, Allah´a ve ahiret gününe inananlar; iþte bunlar, Biz bunlara büyük bir ecir vereceðiz. (4/162)
Bugün size temiz olan þeyler helal kýlýndý. (Kendilerine) Kitap verilenlerin yemeði size helal, sizin de yemeðiniz onlara helaldir. Mü´minlerden özgür ve iffetli kadýnlar ile sizden önce (kendilerine) kitap verilenlerden özgür ve iffetli kadýnlar da, namuslu, fuhuþta bulunmayan ve gizlice dostlar edinmemiþler olarak -onlara ücretlerini (mehirlerini) ödediðiniz takdirde- size (helal kýlýndý.) Kim imaný tanýmayýp küfre saparsa, elbette onun yaptýðý boþa çýkmýþtýr. O ahirette hüsrana uðrayanlardandýr. (5/5)
Ey Peygamber, kalpleri inanmadýðý halde aðýzlarýyla "Ýnandýk" diyenlerle Yahudiler´den küfür içinde çaba harcayanlar seni üzmesin. Onlar, yalana kulak tutanlar, sana gelmeyen diðer topluluk adýna kulak tutanlar (haber toplayanlar)dýr. Onlar, kelimeleri yerlerine konulduktan sonra saptýrýrlar, "Size bu verilirse onu alýn, o verilmezse ondan kaçýnýn" derler. Allah, kimin fitne(ye düþme)sini isterse, artýk onun için sen Allah´tan hiçbir þeye malik olamazsýn. Ýþte onlar, Allah´ýn kalplerini arýtmak istemedikleridir. Dünyada onlar için bir aþaðýlanma, ahirette onlar için büyük bir azab vardýr. (5/41)
Gerçek þu ki, iman edenlerle Yahudiler, sabiîler ve Hýristiyanlardan Allah´a, ahiret gününe inanan ve salih amellerde bulunanlar; onlar için korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardýr. (5/69)
Dünya hayatý yalnýzca bir oyun ve bir oyalanmadan baþkasý deðildir. Korkup-sakýnmakta olanlar için ahiret yurdu gerçekten daha hayýrlýdýr. Yine de akýl erdirmeyecek misiniz (6/32)
Ýþte bu (Kur´an), önündekileri doðrulayýcý ve þehirler anasý (Mekke) ile çevresindekileri uyarman için indirdiðimiz kutlu Kitaptýr. Ahirete iman edenler buna inanýrlar. Onlar namazlarýný (özenle) koruyanlardýr. (6/92)
Bir de ahirete inanmayanlarýn kalpleri ona meyletsin de ondan (bu yaldýzlý ve içi çarpýk sözlerden) hoþlansýnlar ve yüklenmekte olduklarýný yüklenedursunlar. (6/113)
De ki: "Gerçekten Allah´ýn bunu haram kýldýðýna þehadet edecek þahidlerinizi getirin." Þayet onlar, þehadet edecek olurlarsa sen onlarla birlikte þehadet etme. Ayetlerimizi yalan sayanlarýn ve ahirete inanmayanlarýn heva (istek ve tutku)larýna uyma; onlar (birtakým güçleri ve varlýklarý) Rablerine denk tutmaktadýrlar. (6/150)
Ki onlar Allah´ýn yolundan alýkoyanlar, onda çarpýklýk arayanlar ve ahireti tanýmayanlardýr." (7/45)
Ayetlerimizi ve ahirete kavuþmayý yalanlayanlar, onlarýn amelleri boþa çýkmýþtýr. Onlar yaptýklarýndan baþkasýyla mý cezalandýrýlacaklardý (7/147)
Bize bu dünyada da, ahirette de iyilik yaz, þüphesiz ki biz Sana yöneldik. Dedi ki: "Azabýmý dilediðime isabet ettiririm, rahmetim ise herþeyi kuþatmýþtýr; onu korkup-sakýnanlara, zekatý verenlere ve bizim ayetlerimize iman edenlere yazacaðým." (7/156)
Onlarýn ardýndan yerlerine kitaba mirasçý olan birtakým ´kötü kimseler´ geçti. (Bunlar) Þu deðersiz olan (dünya)ýn geçici-yararýný alýyor ve: "Yakýnda baðýþlanacaðýz" diyorlar. Bunun benzeri bir yarar gelince onu da alýyorlar. Kendilerinden Allah´a karþý hakký söylemekten baþka bir þeyi söylemeyeceklerine iliþkin Kitap sözü alýnmamýþ mýydý Oysa içinde olaný okudular. (Allah´tan) Korkanlar için ahiret yurdu daha hayýrlýdýr. Hâlâ akýl erdirmeyecek misiniz (7/169)
hiçbir peygambere, yeryüzünde kesin bir zafer kazanýncaya kadar esir almasý yakýþmaz. Siz dünyanýn geçici yararýný istiyorsunuz. Oysa Allah (size) ahireti istemektedir. Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (8/67)
Allah´ýn mescidlerini, yalnýzca Allah´a ve ahiret gününe iman eden, namazý dosdoðru kýlan, zekatý veren ve Allah´tan baþkasýndan korkmayanlar onarabilir. Ýþte, hidayete erenlerden olduklarý umulanlar bunlardýr. (9/18)
Hacýlara su daðýtmayý ve Mescid-i Haram´ý onarmayý, Allah´a ve ahiret gününe iman eden ve Allah yolunda cihad edenin (yaptýklarý) gibi mi saydýnýz (Bunlar) Allah katýnda bir olmazlar. Allah zulmeden bir topluluða hidayet vermez. (9/19)
Kendilerine kitap verilenlerden, Allah´a ve ahiret gününe inanmayan, Allah´ýn ve Resûlü´nün haram kýldýðýný haram tanýmayan ve hak dini (Ýslam´ý) din edinmeyenlerle, küçük düþürülüp cizyeyi kendi elleriyle verinceye kadar savaþýn. (9/29)
Ey iman edenler, ne oldu ki size, Allah yolunda savaþa kuþanýn denildiði zaman, yer(iniz)de aðýrlaþýp kaldýnýz Ahiretten (cayýp) dünya hayatýna mý razý oldunuz Ama ahirettekine (göre), bu dünya hayatýnýn yararý pek azdýr. (9/38)
Allah´a ve ahiret gününe iman edenler, mallarýyla ve canlarýyla cihad etmekten (kaçýnmak için) senden izin istemezler. Allah takva sahiplerini bilendir. (9/44)
Senden, yalnýzca Allah´a ve ahiret gününe inanmayan, kalbleri kuþkuya kapýlýp, kuþkularýnda kararsýzlýða düþenler izin ister. (9/45)
Sizden önceki (münafýklar ve kâfirler) gibi. Onlar sizden kuvvet bakýmýndan daha güçlü, mal ve çocuklar bakýmýndan daha çoktular. Onlar kendi paylarýyla yararlanmaya baktýlar; siz de, sizden öncekilerin kendi paylarýyla yararlanmaya kalkýþmalarý gibi, kendi paylarýnýzla yararlanmaya baktýnýz ve siz de (dünyaya ve zevke) dalanlar gibi daldýnýz. Ýþte onlarýn dünyada ahirette bütün yapýp-ettikleri (amelleri) boþa çýkmýþtýr ve iþte onlar kayba uðrayanlardýr. (9/69)
Allah´a and içiyorlar ki (o inkâr sözünü) söylemediler. Oysa andolsun, onlar inkâr sözünü söylemiþlerdir ve Ýslamlýklarýndan sonra inkâra sapmýþlardýr ve eriþemedikleri bir þeye yeltenmiþlerdir. Oysa intikama kalkýþmalarýnýn, kendilerini Allah´ýn ve elçisinin bol ihsanýndan zengin kýlmasýndan baþka (bir nedeni) yoktu. Eðer tevbe ederlerse kendileri için hayýrlý olur, eðer yüz çevirirlerse Allah onlarý dünyada da, ahirette de acý bir azabla azablandýrýr. Onlar için yeryüzünde bir koruyucu-dost ve bir yardýmcý yoktur. (9/74)
Bedevilerden öyleleri de vardýr ki, onlar Allah´a ve ahiret gününe iman eder ve infak ettiðini Allah katýnda bir yakýnlaþmaya ve elçinin dua ve baðýþlama dileklerine (bir yol) sayar. Haberiniz olsun, bu gerçekten onlar için bir yakýnlaþmadýr. Allah da onlarý kendi rahmetine sokacaktýr. Þüphesiz Allah, baðýþlayandýr, esirgeyendir. (9/99)
Müjde, dünya hayatýnda ve ahirette onlarýndýr. Allah´ýn sözleri için deðiþiklik yoktur. Ýþte büyük ´kurtuluþ ve mutluluk´ budur. (10/64)
Ýþte bunlarýn, ahirette kendileri için ateþten baþkasý yoktur. Onlarýn onda (dünyada) bütün iþledikleri boþa çýkmýþtýr ve yapmakta olduklarý þeyler de geçersiz olmuþtur. (11/16)
Bunlar Allah´ýn yolundan engelleyenler ve onda çarpýklýk arayanlardýr. Onlar, ahireti tanýmayanlardýr. (11/19)
Hiç þüphesiz bunlar, ahirette en çok hüsrana uðrayanlardýr. (11/22)
Ahiret azabýndan korkan için bunda kesin ayetler vardýr. O, bütün insanlarýn kendisinde toplanacaðý bir gündür ve o, gözlemlenebilen bir gündür. (11/103)
Dedi ki: "Size rýzýklanacaðýnýz bir yemek gelecek olsa, ben mutlaka size daha gelmeden önce onun ne olduðunu haber veririm. Bu, rabbimin bana öðrettiklerindendir. Doðrusu ben, Allah´a iman etmeyen, ahireti de tanýmayanlarýn ta kendileri olan bir topluluðun dinini terkettim." (12/37)
Ahiretin karþýlýðý ise, iman edenler ve takvada bulunanlar için daha hayýrlýdýr. (12/57)
Rabbim, Sen bana mülkten (bir pay ve onu yönetme imkanýný) verdin, sözlerin yorumundan (bir bilgi) öðrettin. Göklerin ve yerin yaratýcýsý, dünyada ve ahirette benim velim Sensin. Müslüman olarak benim hayatýma son ver ve beni salihlerin arasýna kat." (12/101)
Allah dilediðine rýzký geniþletir-yayar ve daraltýr da. Onlar ise dünya hayatýna sevindiler. Oysaki dünya hayatý, ahirette (ki sýnýrsýz mutluluk yanýnda geçici) bir meta´dan baþkasý deðildir. (13/26)
Dünya hayatýnda onlar için bir azab vardýr, ahiretin azabý ise daha zorludur. Onlarý Allah´tan (kurtaracak) hiçbir koruyucu da yoktur. (13/34)
Onlar, dünya hayatýný ahirete tercih ederler. Allah´ýn yolundan alýkoyarlar ve onu çarpýtmak isterler (veya onda çarpýklýk ararlar). Ýþte onlar, uzak bir sapýklýk içindedirler. (14/3)
Allah, iman edenleri, dünya hayatýnda ve ahirette sapasaðlam sözle sebat içinde kýlar. Zalimleri de þaþýrtýp-saptýrýr; Allah dilediðini yapar. (14/27)
Sizin ilahýnýz tek bir ilahtýr. Ahirete inanmayanlarýn kalpleri ise inkarcýdýr ve onlar müstekbir (büyüklenmekte) olanlardýr. (16/22)
(Allah´tan) Sakýnanlara: "Rabbiniz ne indirdi " dendiðinde, "Hayýr" dediler. Bu dünyada güzel davranýþlarda bulunanlara güzellik vardýr; ahiret yurdu ise daha hayýrlýdýr. Takva sahiplerinin yurdu ne güzeldir. (16/30)
Zulme uðratýldýktan sonra, Allah yolunda hicret edenleri dünyada þüphesiz güzel bir biçimde yerleþtireceðiz; ahiret karþýlýðý ise daha büyüktür. Bilmiþ olsalardý. (16/41)
Ahirete inanmayanlarýn kötü örnekleri vardýr, en yüce örnekler ise Allah´a aittir. O, güç sahibi olandýr, hüküm ve hikmet sahibidir. (16/60)
Bu, onlarýn dünya hayatýný ahirete göre daha sevimli bulmalarýndan ve þüphesiz Allah´ýn da inkâr eden bir topluluðu hidayete erdirmemesi nedeniyledir. (16/107)
Þüphesiz, onlar ahirette ziyana uðrayanlardýr. (16/109)
Ve biz ona dünyada bir güzellik verdik; þüphesiz o, ahirette de salih olanlardandýr. (16/122)
Ve þüphesiz, ahirete inanmayanlar için de acý bir azab hazýrlamýþýzdýr. (17/10)
Kim de ahireti ister ve bir mü´min olarak ciddi bir çaba göstererek ona çalýþýrsa, iþte böylelerinin çabasý þükre þayandýr. (17/19)
Onlardan kimini kimine nasýl üstün tuttuðumuzu gör. Muhakkak ahiret dereceler bakýmýndan daha büyüktür, üstünlük bakýmýndan da daha büyüktür. (17/21)
Kur´an okuduðun zaman seninle ahirete inanmayanlar arasýnda görünmez bir perde kýldýk. (17/45)
Kim bunda (dünyada) kör ise, O, ahirette de kördür ve yol bakýmýndan daha ´þaþkýn bir sapýktýr.´ (17/72)
Ve onun ardýndan Ýsrailoðullarýna söyledik: "O toprak (yurt)ta oturun, ahiret va´di geldiðinde hepinizi derleyip-toplayacaðýz." (17/104)
Ýþte biz ölçüsüzce davrananlarý ve Rabbinin ayetlerine inanmayanlarý böyle cezalandýrýrýz; ahiretin azabý ise gerçekten daha þiddetli ve daha süreklidir. (20/127)
Ýnsanlardan kimi, Allah´a bir ucundan ibadet eder, eðer kendisine bir hayýr dokunursa, bununla tatmin bulur ve eðer kendisine bir fitne isabet edecek olursa yüzü üstü dönüverir. O, dünyayý kaybetmiþtir, ahireti de. Ýþte bu, apaçýk bir kayýptýr. (22/11)
Kim, Allah´ýn ona, dünyada ve ahirette kesin olarak yardým etmeyeceðini sanýyorsa, göðe bir araç uzatsýn sonra kesiversin de bir bakýversin, kurduðu düzen, onun öfkesini giderebilecek mi (22/15)
Ýþte (yeryüzünün hakimiyetine ve ahiretin nimetlerine) varis olacak onlardýr. (23/10)
Kendi kavminden, inkâr edip ahirete kavuþmayý yalanlayan ve kendilerine, dünya hayatýnda refah verdiðimiz önde gelenler dedi ki: "Bu, sizin benzeriniz olan bir beþerden baþkasý deðildir, kendisi de sizin yediklerinizden yemekte ve içtiklerinizden içmektedir." (23/33)
Ancak ahirete inanmayanlar, þüphesiz yoldan sapanlardýr. (23/74)
Zina eden kadýn ve zina eden erkeðin her birine yüzer deðnek (celde) vurun. Eðer Allah´a ve ahiret gününe iman ediyorsanýz, onlara Allah´ýn dini(ni uygulama) konusunda sizi bir acýma tutmasýn; onlara uygulanan cezaya mü´minlerden bir grup da þahit bulunsun. (24/2)
Eðer Allah´ýn dünyada ve ahirette sizin üzerinizde fazlý ve rahmeti olmasaydý, içine daldýðýnýz dedikodudan dolayý size büyük bir azab dokunurdu. (24/14)
Çirkin utanmazlýklarýn (fuhþun) iman edenler içinde yaygýnlaþmasýndan hoþlananlara, dünyada ve ahirette acýklý bir azab vardýr. Allah bilir, siz ise bilmiyorsunuz. (24/19)
Namus sahibi, bir þeyden habersiz, mü´min kadýnlara (zina suçu) atanlar, dünyada ve ahirette lanetlenmiþlerdir. Ve onlar için büyük bir azab vardýr. (24/23)
Ki onlar, namazý dosdoðru kýlarlar, zekatý verirler ve onlar, ahirete kesin bilgiyle iman ederler. (27/3)
Ahirete inanmayanlara gelince; biz onlara kendi yaptýklarýný süslemiþiz, böylece onlar, ´körlük içinde þaþkýnca dolaþýrlar´. (27/4)
Ýþte onlar; en kötü azab onlarýndýr ve ahirette de en büyük kayba uðrayanlardýr. (27/5)
Hayýr, onlarýn ahiret konusundaki bilgileri ´ard arda toplanýp pekiþtirildi,´ hayýr, onlar bundan bir kuþku içindedirler; hayýr, onlar bundan yana kördürler. (27/66)
Allah´ýn sana verdiðiyle ahiret yurdunu ara, dünyadan da kendi payýný (nasibini) unutma. Allah´ýn sana ihsan ettiði gibi, sen de ihsanda bulun ve yeryüzünde bozgunculuk arama. Çünkü Allah, bozgunculuk yapanlarý sevmez." (28/77)
Ýþte ahiret yurdu; biz onu, yeryüzünde büyüklenmeyenlere ve bozgunculuk yapmak istemeyenlere (armaðan) kýlarýz. (Güzel) Sonuç takva sahiplerinindir. (28/83)
De ki: "Yeryüzünde gezip dolaþýn da, böylelikle yaratmaya nasýl baþladýðýna bir bakýn, sonra Allah ahiret yaratmasýný (veya son yaratmayý) da inþa edip yaratacaktýr. Þüphesiz Allah, herþeye güç yetirendir. (29/20)
Biz ona Ýshak´ý ve Yakub´u armaðan ettik ve onun soyunda (seçtiklerimize) peygamberliði ve kitabý (vahy ihsaný) kýldýk, ecrini de dünyada verdik. Þüphesiz o, ahirette salih olanlardandýr. (29/27)
Medyen´e de kardeþleri Þuayb´ý (gönderdik) Böylece dedi ki: "Ey kavmim, Allah´a kulluk edin ve ahiret gününü umud edin ve yeryüzünde bozguncular olarak karýþýklýk çýkarmayýn." (29/36)
Bu dünya hayatý, yalnýzca bir oyun ve ´(eðlence türünden) tutkulu bir oyalanmadýr´. Gerçekten ahiret yurdu ise, asýl hayat odur. Bir bilselerdi. (29/64)
Onlar, dünya hayatýndan (yalnýzca) dýþta olaný bilirler. Ahiretten ise gafil olanlardýr. (30/7)
Ancak inkâr edip ayetlerimizi ve ahirete kavuþmayý yalanlayanlar ise; artýk onlar da azab için hazýr bulundurulurlar. (30/16)
Onlar, namazý dosdoðru kýlarlar, zekatý verirler. Ve onlar kesin bir bilgiyle ahirete inanýrlar. (31/4)
Andolsun, sizin için, Allah´ý ve ahiret gününü umanlar ve Allah´ý çokça zikredenler için Allah´ýn Resûlü´nde güzel bir örnek vardýr. (33/21)
Eðer siz Allah´ý, Resûlü´nü ve ahiret yurdunu istiyorsanýz artýk hiç þüphesiz Allah, içinizden güzellikte bulunanlar için büyük bir ecir hazýrlamýþtýr." (33/29)
Gerçek þu ki, Allah´a ve elçisine eziyet edenler; Allah, onlara dünyada ve ahirette lanet etmiþ ve onlar için aþaðýlatýcý bir azab hazýrlanmýþtýr. (33/57)
Hamd, göklerde ve yerde olanlarýn tümü kendisine ait olan Allah´ýndýr; ahirette de hamd O´nundur. O, hüküm ve hikmet sahibidir, haber alandýr. (34/1)
Allah´a karþý yalan mý düzüp uyduruyor, yoksa kendisinde bir delilik mi var " Hayýr, ahirete inanmayanlar, azabta ve uzak bir sapýklýk içindedirler. (34/8)
Oysa onun, kendilerine karþý hiçbir zorlayýcý-gücü yoktu; ancak biz ahirete iman edeni, ondan kuþku içinde olandan ayýrdetmek için (ona bu imkaný verdik). Senin Rabbin, herþeyin üzerinde gözetici-koruyucudur. (34/21)
Yoksa o, gece saatinde kalkýp da secde ederek ve kýyama durarak gönülden itaat (ibadet) eden, ahiretten sakýnan ve Rabbinin rahmetini umud eden (gibi) midir De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu Þüphesiz, temiz akýl sahipleri öðüt alýp-düþünürler." (39/9)
Artýk Allah, onlara dünya hayatýnda ´horluðu ve aþaðýlanmayý´ taddýrdý. Eðer bilmiþ olsalardý, ahiretin azabý gerçekten daha büyüktür. (39/26)
Sadece Allah anýldýðý zaman, ahirete inanmayanlarýn kalbi öfkeyle kabarýr. Oysa O´ndan baþkalarý anýldýðýnda hemen sevince kapýlýrlar. (39/45)
Ey kavmim, gerçekten bu dünya hayatý, yalnýzca bir meta (kýsa süreli bir yararlanma)dýr. Þüphesiz ahiret, (asýl) karar kýlýnan yurt odur." (40/39)
Ýmkaný yok; gerçekten sizin beni kendisine çaðýrmakta olduðunuz þeyin, dünyada da, ahirette de çaðrýda bulunma (yetkisi, gücü, deðeri ve baðýþlama)sý yoktur. Þüphesiz, bizim dönüþümüz Allah´adýr. Ölçüyü taþýranlar, onlar ateþin halkýdýrlar." (40/43)
Ki onlar, zekatý vermeyenler ve ahireti inkâr edenlerdir. (41/7)
Böylece biz de onlara dünya hayatýnda aþaðýlanma azabýný taddýrmak için, o uðursuz (felaketler yüklü) günlerde üzerlerine ´kulaklarý patlatan bir kasýrga´ gönderdik. Ahiret azabý ise daha (büyük) bir aþaðýlanmadýr. Ve onlara yardým edilmeyecektir. (41/16)
Biz, dünya hayatýnda da, ahirette de sizin velileriniziz. Orda nefislerinizin arzuladýðý herþey sizindir ve istediðiniz herþey de sizindir." (41/31)
Kim ahiret ekinini isterse, Biz ona kendi ekininde arttýrmalar yaparýz. Kim dünya ekinini isterse, ona da ondan veririz; ancak onun ahirette bir nasibi yoktur. (42/20)
Ve (daha nice) çekici-süsler (de verirdik). Bütün bunlar, yalnýzca dünya hayatýnýn metaýdýr. Ahiret ise, Rabbinin katýnda muttakiler içindir. (43/35)
Gerçek þu ki, ahirete iman etmeyenler, melekleri diþi isimlerle isimlendiriyorlar. (53/27)
Bilin ki, dünya hayatý ancak bir oyun, ´(eðlence türünden) tutkulu bir oyalama´, bir süs, kendi aranýzda bir övünme (süresi ve konusu), mal ve çocuklarda bir ´çoðalma-tutkusu´dur. Bir yaðmur örneði gibi; onun bitirdiði ekin ekicilerin (veya kafirlerin) hoþuna gitmiþtir, sonra kuruyuverir, bir de bakarsýn ki sapsarý kesilmiþ, sonra o, bir çer-çöp oluvermiþtir. Ahirette ise þiddetli bir azab; Allah´tan bir maðfiret ve bir hoþnutluk (rýza) vardýr. Dünya hayatý, aldanýþ olan bir metadan baþka bir þey deðildir. (57/20)
Allah´a ve ahiret gününe iman eden hiçbir kavim (topluluk) bulamazsýn ki, Allah´a ve elçisine baþkaldýran kimselerle bir sevgi (ve dostluk) baðý kurmuþ olsunlar; bunlar, ister babalarý, ister çocuklarý, ister kardeþleri, isterse kendi aþiretleri (soylarý) olsun. Onlar, öyle kimselerdir ki, (Allah) kalplerine imaný yazmýþ ve onlarý kendinden bir ruh ile desteklemiþtir. Onlarý, altlarýndan ýrmaklar akan cennetlere sokacaktýr; orda süresiz olarak kalacaklardýr. Allah, onlardan razý olmuþ, onlar da O´ndan razý olmuþlardýr. Ýþte onlar, Allah´ýn fýrkasýdýr. Dikkat edin; þüphesiz Allah´ýn fýrkasý olanlar, felah (umutlarýný gerçekleþtirip kurtuluþ) bulanlarýn ta kendileridir. (58/22)
Eðer Allah, onlara sürgünü yazmamýþ olsaydý, muhakkak onlarý (yine) dünyada azablandýrýrdý. Ahirette ise onlar için ateþ azabý vardýr. (59/3)
Andolsun, onlarda sizlere, Allah´ý ve ahiret gününü umud edenlere güzel bir örnek vardýr. Kim yüz çevirecek olursa, artýk þüphesiz Allah, Ðaniy (hiçbir þeye ihtiyacý olmayan), Hamid (övülmeye layýk olan)dýr. (60/6)
Ey iman edenler, Allah´ýn kendilerine karþý gazablandýðý bir kavmi veli (dost ve müttefik) edinmeyin; ki onlar, kafirlerin mezar halkýndan umut kesmeleri gibi ahiretten umut kesmiþlerdir. (60/13)
Sonra (üç iddet bekleme) sürelerine ulaþtýklarý zaman, artýk onlarý maruf (bilinen güzel bir tarz) üzere tutun, ya da maruf üzere onlardan ayrýlýn. Ýçinizden adalet sahibi iki kiþiyi de þahid tutun. Þahidliði Allah için dosdoðru yerine getirin. Ýþte bununla, Allah´a ve ahiret gününe iman edenlere öðüt verilir. Kim Allah´tan korkup-sakýnýrsa, (Allah) ona bir çýkýþ yolu gösterir; (65/2)
Ýþte azab böyledir. Ahiret azabý ise, muhakkak çok daha büyüktür; bir bilseler. (68/33). Hayýr; onlar þüphesiz ahiretten korkmuyorlar. (74/53)
Hayýr; siz çarçabuk geçmekte olaný (dünyayý) seviyorsunuz. Ve ahireti terkedip-býrakýyorsunuz. (75/20-21). Böylelikle Allah onu, ahiret ve dünya azabýyla yakaladý. (79/25)
Hayýr siz, dünya hayatýný seçip üstün tutuyorsunuz. Ahiret ise daha hayýrlý ve daha süreklidir. (87/16-17)
Ynt: Ahiret By: metin7/c Date: 24 Ocak 2014, 17:02:15
ALAHA inanmayan saten ahirete inanmaz cennete gidemez
Ynt: Ahiret By: -merve-7d- Date: 24 Ocak 2014, 17:17:33
allah herkesin ahiret hayatýný kolaylaþtýrsýn..
Ynt: Ahiret By: ceren Date: 01 Eylül 2016, 18:28:57
Esselamu aleyküm.Ömrünü ahiretini kazanmak için harcayan ve allahýn rahmetine kavuþup ahiret günü yüzü aðýrýp cennet ehli olan kullardan olalým inþallah...
radyobeyan