Sizden Gelenler (Peygamber Efendimiz )
Pages: 1
Efendiler efendisi By: sidretül münteha Date: 18 Ekim 2010, 16:16:20
EFENDÝLERÝN EFENDÝSÝ CANIM SULTANIM



Dün gece, rüyasý bahþedilmedi ama bir hayal yanaþtý zihnimin kuytusuna. Seninle bir yolda yürüyoruz. Yürüdükçe açýlan bir yol bu. Aðacý, aracý, topraðý yok. Yok ikimizden baþka yolcusu. Sen, en çok konuþmak istediðim insan, yanýmdasýn ama yüzüne bakamýyorum. Teninden sýzan gül kokusu baþýmý döndürüyor. Heybemde sorular var. Ýrili ufaklý çakýl taþlarý gibi sorular. Onlarý birer birer çýkarýp hafiflemek, sonra seninle uçmak istiyorum.

Elimi heybeye sokup avucumu dolduruyorum: "Bir yetim olarak doðuþunun hikmeti neydi? Ve öksüz kalýþýnýn? Çocuklarýnýn ölümünü tadýþýnýn ve torunlarýnýn katlinden haberdar oluþunun? Açlýktan, yokluktan, ihanetten, iftiradan bolca nasiplenmen nedendi? Vahye muhatap olmanýn basýncýný nasýl yaþadýn?  Bir ara vahiy kesildiðinde duyduðun endiþe Seni çöllerde kaybolma isteðinin eþiðine getirdi mi, terk edildiðini düþündün mü gerçekten?" sorularý çýkýyor. Ama dillendiremiyorum. Yok, böyle baþlayamaz sohbetimiz diyorum içimden.

Elimi yeniden heybeye daldýrýyorum. Ýki âyet beliriyor. Biri Duhan Sûresi'nden. "Biz Gökleri ve yeri ve ikisi arasýnda bulunan her þeyi sýrf bir oyun olsun diye yaratmadýk" diyor ALLAH. Bir de Hadid Sûresi'nden sesleniyor: "Bilin ki ey insanlar bu dünya hayatý sadece bir oyundan, geçici bir eðlence ve güzel bir gösteriden ...ibarettir." Þimdi bu ikisini nasýl anlamam gerekiyor? "Oyunu ciddiyetle ama oyun olduðunu unutmadan oyna" mý demek istiyor? Bir yönetmenin oyuncusundan beklediði disiplin ve beceri ile, bir psikoloðun oynadýðý karakterden kurtulamayan sanatçýyý rehabilite etme çabasý olarak algýlasam yanlýþa mý düþerim?  Bu, "Madalyonun zahir yüzü ile batýn yüzünü karýþtýrma!" emri mi ayný zamanda? Daha soruyu dillendirmeden cevaplar üretmem edepsizlikten baþka bir þey deðil.  Düþtü bence bu soru da. Yenisi gelsin.

Yine iki âyet: Enfal'den, "(Ýnkar edenlerin) boyunlarýný vurun ve bütün parmaklarýný doðrayýn. Çünkü onlar ALLAH'a ve Rasûlüne karþý geldiler.."  ifadesi ile Maide'den "ALLAH'a ve elçisine karþý savaþ açanlarýn ve yeryüzünde fesadý yaymaya çalýþanlarýn büyük kýsmýnýn öldürülmeleri, veya asýlmalarý veya döneklikleri yüzünden büyük kýsmýnýn ellerinin ve ayaklarýnýn kesilmesi, yahut yeryüzünden tamamiyle sürülmeleri, yalnýzca bir karþýlýktan ibarettir. Ýþte bu onlarýn bu dünyada uðradýklarý zillettir" ifadesi.

Þimdi soru þu: Bu sözler sadece Senin yönettiðin ordularýn katýldýðý savaþlar için mi geçerlidir, yoksa her zaman inkarcýlara uygulanmasý gereken bir emir midir?  Her dem geçerli ise, bu emri kim verecek, kim uygulayacaktýr? Bu emrin inkarcý ama masum insanlarýn canýný alan terör eylemlerine gerekçe yapýlmasý nasýl önlenecektir?  Bir dakika...  Maide'den alýntýladýðým ayetin sonunu okumamýþým. Þöyle bitiyor: "Ancak, ey müminler siz onlardan daha güçlü hale gelmeden önce tevbe edenler hariç. Çünkü bilmelisiniz ki ALLAH çok baðýþlayýcýdýr, rahmet kaynaðýdýr." Kafam iyice karýþtý. Soruyu nasýl formüle edeceðim þimdi? Geçeyim bunu da.

Ýþte bir avuç soru daha: Ýncire ve zeytine neden yemin ediyor ALLAH? Gece ve gündüze neden? Ve kuþluk vaktine? Bilsem ben de öyle yemin edeceðim Sana aþkýma. Ya "ALLAH göklerin ve yerin nurudur" âyeti? Nurdan murad ýþýk olmasa gerek. Bak yine aklýmý karýþtýrdým iþe. Sorsam böyle, diyecek ki "Bunlarýn müteþabih ayetler olduðunu bilmez misin? Sözün kaynaðýndan dile ve bekle de manasý yüreðine insin."  Yok mu benim aklýmla kirlenmemiþ, kalbimden çýkan saf sorular?

Tam elimi heybeme daldýrýyorum, ipi kopuyor. Çakýllarým yere saçýlýyor. Oh be! Tüyden hafifim artýk. Kalbimi yokluyorum. Ýçeride bir fýrtýna var: 

ALLAH Sana "Habibim, Sen olmasaydýn bu evreni yaratmazdým" diyor. Bu nasýl oluyor Sultaným? Yaratan yarattýðýna aþýk mý oluyor? Peki neden Seni yaratmasaydým demiyor da, Sen olmasaydýn diyor?  Yoksa bu yaratan-yaratýcý iliþkisi deðil de yaratan-yaratan iliþkisi mi? Yaratýcý, en yüce tecellisi olarak kendini mi selamlýyor Senin þahsýnda?

Bir de senin "Ene beþerün" sözün var ey ALLAH'ýn Sevgilisi. "Ben insaným" dedin hep. Ýnananlar Seni putlaþtýrmasýn istedin. Ýnsan olduðunu, Senin de yanýlabileceðini göstermek için "Bu yýl hurma aðaçlarýný aþýlayalým mý?" diye sorduklarýnda "aþýlayýn" dedin. O yýl meyve vermedi hurmalar. Sonraki yýl yine sordular. "Aþýlamayýn" dedin. Yine meyve alýnamadý aðaçlardan. Dünya iþlerinde insana kendi aklýný kullanmasý, kendi tecrübesini oluþturmasý için kuvvetli bir iþaret mi vermek istedin?

Masum ve masun olduðun halde Sana baðlananlardan bazýlarýnýn belagat gücü ile seni yanýltarak istediði fetvayý alabilmeleri ihtimaline karþý ALLAH'a sýðýndýn. Demek ki Sen gerçekten insandýn, gerçek insandýn.

Ýlmin güzel þehri Sultaným. Devlet Baþkanýydýn. Öldüðünde bir Yahudiye borcun vardý. Þehrinin kapýsý Hz Ali, zýrhýný ve kalkanýný satarak ödedi bu borcu. Bu bana çok dokunuyor Efendim.

Bir sabah namazý vakti, mescide geç geldin. Daha önce hiç olmamýþtý. Merak ettiler: "Ne oldu ya Rasulullah?" Dedin ki: "Yola çýktýðýmda önümde piri fani bir Yahudi yürüyordu. Onun minik adýmlarýna ayak uydurdum. Onu geçmek saygýsýzlýk olacaktý." Bu da bana çok dokunuyor Efendim. Kedin uyanmasýn diye üzerine kývrýlýp yattýðý eteðini kesen bir elçisin Sen. Karýncalar ezilmesin diye ordunun yolunu deðiþtirensin. Sözünde duransýn, dilinden, elinden ve belinden emin olunansýn.

Ýþte bu yüzden Sultaným, Senin zamanýnda yaþayýp Seni görmeyiþimin tek tesellisi, Senden sonra dünyaya gelmemdir. Ya Senden önce doðup ölseydim? Senden nasýl haberdar olur, Sana nasýl baðlanýrdým?

Yol bitiyor. Þimdi yüz yüzeyiz. Öyle bir bakýyorsun ki tebessümünden gözlerim eriyor. Anladým diyorum, dilsiz ve dudaksýz konuþmam lazým. Aþýk deðil aþk olmam lazým. Ellerimi tutuyorsun. "Sen yine de o sormak isteyip soramadýðýn sorular için konuþan bir Kuran bul" diyorsun. Yaðmur damlalarý gibi iniyor kelimelerin: "Ýlmi aþkla dokuyan velileri var ALLAH'ýn. Kelimesiz kalmak senin harcýn deðil. O anlatsýn sen dinle."

Gözlerim kapalý soruyorum: "Peki nasýl ulaþýrým ona?"

"Ararsan bulursun, bakarsan görürsün, dinlersen duyarsýn. Tabii kaderinde varsa"
diyorsun ve kayboluyorsun...




Nuriye Akman
 

radyobeyan