Ýz Býrakanlar
Pages: 1
Yunus Emre yi yeniden okumak By: sumeyye Date: 17 Ekim 2010, 15:58:47
YUNUS EMREYÝ YENÝDEN OKUMAK

   

1. Dün, Anadolu insaný Yunus'ta birleþti. Yunus, ilahileriyle bütün bir Türk-Ýslam coðrafyasýna ayný inancý, ideali, ümidi aþýladý.

Yunus, yaþadýðý devirde nasýl, "manevî bir tabip" olarak halkýn ruh yaralarýný, metafizik yaralarýný sarýp iyileþtirmiþse, sonraki dönemlerde de halk, maddî ve manevî sýkýntýlarýný onunla giderdi. Kendini onda buldu.

Çünkü Yunus, onlardan biriydi. Sade bir Türkmen köylüsüydü. Halk gibi ümmiydi. Menkýbe, ona halkla bütünleþebileceði bir kimlik ve hayat verdi.
Dini halkýn dini; dili, halkýn dili idi.

Anadolu insaný, o derin inancýný, sade yaþayýþýný, Allah, insan ve tabiat sevgisini Yunus'un diliyle ifade etti.

Söz, kelimede kalmadý, davranýþa, harekete, yaþayýþa dönüþtü. Müsamahasý, insaniyetçiliði sadece kendi ýrkdaþ ya da dindaþlarýna deðil cümle âleme hattâ sadece insanlara deðil bütün mahlukata yayýldý.

Böylece Anadolu, barýþ esenlik ve sevgi yurdu oldu. Zaman zaman kara bulutlar kaplasa da semasýný o hep rahmet bulutlarýna çevirdi yüzünü. Yunus'un rahmet eseri sözleri camide, tekkede, tarlada, bahçede hep bir þifa oldu.

2. Divan edebiyatý muhiti, Yunus'u þâirden saymadý. Zaten Yunus'un da böyle bir iddiasý ve beklentisi yoktu.

Ama kendi edebî geleneði içinde Yunus, halk nezrinde hep var oldu. Gerek divan edebiyatý, gerekse Tanzimat, Servet-i Fünûn devri þairleri Yunus'la tanýþýp biliþmemenin faturasýný aðýr ödediler.

Yazdýklarý, söyledikleri diliyle de muhtevasýyla da dar bir muhitin içinde kaldý. Hiç biri bütün bir toplumu kucaklayacak seviyeye gelemediler. Adlarý gönüllerde deðil kitaplarda anýldý.

Kim ya da kimler ki Yunus'la tanýþtý biliþti ancak onlar Yunus gibi ebedileþtiler. Yunus'un çeþmesinden kim su içtiyse ab-ý hayata kavuþtu. Hem kendi için þifa oldu bu buluþma hem de toplum müþterek bir deðer etrafýnda toplanabilmenin nimetleriyle yüz yüze geldi.

Ýþte Fuad Köprülü... Eðer Yunus'u tanýmamýþ ve tanýtmamýþ olsaydý ne kalýrdý ondan geriye?

Ya Burhan Toprak? Ruhunun karanlýk bir gecesinde Yunus'la buluþmasaydý "Ballar balýný buldum" diyebilecek miydi?

Necip Fazýl, onu tanýmasaydý þiir ve ruh topraðýnda nasýl bereketli bir sanat ve fikir çiçekleri yetiþtirebilirdi?

Mehmet Kaplan diyeceksiniz. Doðrudur, felsefenin çýkmaz sokaklarýnda gezinirken onun elinden ve gönlünden tutan da Yunus olmadý mý?

Eðer bu gün ma'þeri þuur hâlâ onca tahribata raðmen saf, sade bir inancý koruyor ve bu ülke ne sanayisiyle ne eðitimiyle deðil de bu inancýn deðerleriyle ayakta durabiliyorsa, bunu Yunus'a borçlu deðil miyiz?

Çünkü hâlâ sanatýmýzý da, kültürümüzü de dolayýsýyla hayatýmýzý da besleyen bu zengin madendir. Türkçemiz bile onun þiirlerindeki güzel duruþuyla bizi hâlâ ümit vadediyor. Hiç bir kitaptan almadýðýmýz ebedi tadlarý bize bir mýsra ile Yunus getiriyor. Yunus'un mýsralarý çocuða ninni, cemaate ilahi, âþýða türkü ya da þarký olarak ayný kutsal duygularý aþýlýyor, hem de onlarý yüreklerinden yakalayarak...
Yunus, öylesine bir zenginlik, öylesine vazgeçilemez olandýr ki, batýlý bile kendi insaniyetçi yönüne ondan bir imkân arýyor. Yunus'u hümanist bir iklimde deðerlendirerek meþruiyet kazanmak istiyor. Panteist ona sýðýnýyor, varoluþçu kendini onunla izaha kalkýyor.

Ya kendi kültür dinamikleriyle bir türlü gönül baðý kuramamýþ Türk aydýnlarý? Bize ait her þeyi inkâr etseler bile Yunus'u yok sayamýyorlar. Gerçi samimiyetleri þimdilik Yunus'u ne anlamaya ne sevmeye müsait deðil ama onlar da sözlerine Yunus'la baþlýyorlar. Varlýklarýný onunla manalandýrmak, tezlerini onunla güçlendirmek istiyorlar.

3. Herkes Yunus'la...

Bir dað misali Yunus.. Kimimiz eteðinde, kimimiz zirvesine çýkmaya çalýþýyoruz. Onu tarif ediþimiz de niyet ve duruþlarýmýza göre deðiþmekte.
Olsun.

Yeter ki Yunus'la buluþma, biliþme, tanýþma, seviþme çabamýz sürsün.

Gün gelir, kabuðunda dolaþtýðýmýz bir mýsraý ile, birden içimizin pencereleri açýlýr ve Tabduk'un ifadesiyle "Bizim Yunus"la karþýlaþýrýz. O, engin sabrý, hoþgörüsü ve sevgisiyle herkesi etrafýna topluyor. Bu, iyiye iþarettir. Hangi niyet, bilgi ve ilgiyle olursa olsun yeter ki insanlar onun eteðinden tutsunlar. Kabuk soyulur ve öz yani gerçek Yunus ortaya çýkar. Kurtuluþumuz, o zamandýr.

Çaðýn kirli ve çirkin sesleri bizi bunaltmýþsa, bunu fark etmiþsek Yunus'la tanýþýklýðýmýzý artýralým. Yunus, yeniden girsin hayatýmýza...

Her evin kütüphanesini bir Yunus Divaný süslesin. Yunus ilahileri yeniden söylensin her yerde... Her gün bir Yunus þiiriyle baþlayalým güne... Akþamý onunla karþýlayalým, sabaha onunla çýkalým.

Yunus, yeniden beþikteki bebemize ninni, aþýðýmýza türkü, cemaatimize ilahi olsun. Þiirlerimiz, onunla þu mekanik seslerden ve dünyalardan kurtulsun. Romancýlarýmýz onu anlatsýn. Dillerimiz onu söylesin, kulaklarýmýz onu duysun.

4. Bunalýyoruz...

Hepimizin ortak derdi bu... Dünya ve dünyevi olan hep toprak yanýmýzý besliyor, bedenimiz doydukça ruhumuz acýkýyor.

Bu ruh açlýðýdýr ki, bizi bunca yýllýk insanlýk tecrübemize raðmen kötüden, çirkinden kurtaramýyor. Kirli bir ýrmak, her gün biraz daha derine çekiyor bizi.

Dün, insanlar nasýl bir Yunus nefesiyle dirildilerse biz de bu nefese içimizdeki son iyilik yönümüzü, son umut penceremizi açalým.

Bizi inanmýyorsak, inanca; þekilci isek öze, bunalmýþsak ýþýða; çaresiz isek çareye, cahilsek bilgiye o ulaþtýracaktýr.

Kendimizi, insanýmýzý, insanlýðýmýzý ve Allah'ýmýzý kaybediyoruz.

Patron zâlim, iþçi hilekar, sultan adaletsiz, âlimimiz cahil...

Eþyanýn dilini unutmuþ, solan çiçeðin, kuruyan ýrmaklarýn feryadýný duyamýyor hale gelmiþiz.

Onca mal gönül darlýðýmýzý gidermiyor, onca kitap, dergi, gazete bizi hakikatin bilgisine ulaþtýramýyor.

Bilim adamýmýz doðruyu öðretemiyor, sanatçýmýz varlýðýn ve varedenin sýrrýný hissettiremiyor.

Ressamýmýzýn gönül gözü kapalý...

Patronumuz rüyasýnda para yýðýnlarýndan baþka bir þey görmüyor.

Siyasetçimiz hilekâr, dostlarýmýz riyakâr, rakamlarýmýz sevimli, çiçeklerimiz susuz.
Vaizin sesi ulaþmýyor içimize, kitap sayfalarý içimizi karartýyor, musiki, bir felaket çýðlýðýna dönüþüyor.

Ve birleþemiyoruz hiç bir noktada...

Bu durumda Yunus'tan baþka kimin eþiðine yüz sürebiliriz?

Düþünelim:

Birleþemeyenler "bir"e nasýl gidecekler?

Ýþte Yunus, bu birleþtiriciliðin "bir"e gitmenin de sýnavýný vermiþ bir insan.
Öyleyse onunla beraber, önce tövbe ederek, sonra "bismillah"la birlikte söylemeye baþlayalým:

"Daðlar ile, taþlar ile, çaðýrayým Mevlâm seni.....�



ALINTI


radyobeyan