Ahiretin zengini olmak By: sidretül münteha Date: 14 Ekim 2010, 14:28:41
Ahiretin zengini olmak
Hz. Peygamber sallALLAHu aleyhi ve sellem güzel kokuyu çok severdi. Her hangi biri, güzel kokulu bir þeyi hediye gönderdiðinde hiç bir zaman geri çevirmezdi.
Sahabe-i Kiram efendilerimiz radiyALLAHu anhum þöyle diyorlardý:
“ALLAH Resulü, hangi sokaktan geçse, orasý güzel kokuyla dolardý.” (Tirmizi) Efendimizin konuþmasý ve gülümsemesi
Hz. Peygamber (sav)’in konuþmasý; son derece tatlý ve gönül okþayýcý idi. Tane tane konuþur, her cümlesini dinleyenler tarafýndan anlaþýlmasý için ayrý ayrý kurgulardý. Vurgulamak istediði bir sözü, üçer kez söyleme adeti vardý. Konuþma sýrasýnda, çoðunlukla gözlerini gökyüzüne çevirirdi. Sesi yüksekti.
Hz. Hatice annemizin önceki kocasýndan Hind adýnda bir oðlu vardý. Çok güzel bir üslupta konuþurdu. Bir þeyi gözler önünde canlandýrýrcasýna anlatýrdý.
Hz. Hasan bir gün ona: “Hazreti peygamber (sav) nasýl konuþurdu?” diye sorunca, þöyle cevap verdi: “Hz. Peygamber (sav) daima düþünen bir insan olarak görülürdü. Çoðu kez sessiz durur, hiçbir zaman gereksiz yere konuþmazdý. Her cümleyi ayrý ve net söylerdi. Eliyle iþaret ederken bütün elini kaldýrýr, bir þeye hayret ettiðinde avucunun içini çevirir, konuþma sýrasýnda bazen elini elinin üstüne vurur, bazen keyiflenir, sevindiðinde gözlerini yere çevirirdi. Çok az güler, güleceði zaman tebessüm ederdi. Ýþte bu onun gülmesi idi.” (Tirmizi)
Abdullah b. Haris þöyle demiþtir: “Hz. Peygamber sallALLAHu aleyhi ve sellem’den daha çok tebessüm eden bir kimseyi görmedim.”
Bilindiði gibi tebessüm sessiz olarak gülümsemek anlamýna gelir.
Peygamberimiz’in (sav) cömertliði 
Hz. Peygamber (sav)’in cömertliði, karakterinin ayrýlmaz bir parçasýydý. Cömertlik hususunda Hazreti Peygamber gibisi yoktur. Nitekim, Ýbni Abbas (ra) þöyle demiþtir: “Hz. Peygamber (sav) insanlarýn, en cömerdi idi. Özellikle ramazan aylarýnda daha cömert olurdu. (Buhari)
Abdullah bin Ömer de þöyle demiþtir: “Hz. Peygamber (sav)’den daha cömert birini görmedim!”
Peygamberimiz de cömertliðin her türlüsü; ALLAH yolunda, ALLAH’ýn dinini açýklamak, ALLAH’ýn kullarýný doðru yola sevketmek, (ademoðlunun) açlarýný doyurmak, cahillerini öðütlemek, haceti olanlarýn hacetini görmek, yararlanacaklarý, her türlü yararlandýrmak ve aðýrlýklarýna tahammül etmek gibi ilim, mal ve nefis cömertliðinin hepsi kendisinde mevcud idi.
Ebu Zer radiyALLAHu anh þöyle anlatmýþtýr: Hz. Peygamber (sav)'le beraber Medine'de taþlýk yerde dolaþýyorduk. Karþýmýza Uhud daðýnýn geldiði bir yerde:
"Ebu Zer!" dedi. "Buyur Ya ResulALLAH!" dedim. Þöyle buyurdu: "Þu Uhud daðý kadar altýným olsa, borcumu ödemek için ayýrttýðýmdan gerisini üç gün geçmeden, ALLAH'ýn (fakir) kullarýna böyle, böyle, böyle daðýtýrým." dedi ve bunu derken de saðma, soluna ve arkasýna iþaret ediyordu. Biraz yürüdükten sonra da þöyle buyurdu: "Bu dünyada zengin olanlar kýyamet gününde fakirlerdir." Saðýna, soluna ve arkasýna iþaret ederek: "Ancak böyle, böyle, böyle (fakirlere ve hayýr yerlere) infak edenler, ahirette de zenginlerdir. Onlar da çok azdýr." buyurdu. (Buhari, Müslim)
Peygamberimizden bir þey istenildi mi, asla "Yok!" demezdi. Bir gün birkaç Ensarî Hz. Peygamber (sav)'den bir þeyler istemiþti. Hz. Peygamber (sav) de verdi. Tekrar istediler. Hz. Peygamber (sav) tekrar verdi. Hz. Peygamber (sav) para bitinceye kadar vermeye devam etti. Ama onlardan biri buna raðmen gelip yine bir þeyler istedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav): "Bende bir þeyler kalmýþ olsaydý, onu senden esirgeyerek yanýmda tutmazdým." buyurdu. (Buhari)
Hz. Peygamber sallALLAHu aleyhi ve sellem'in bunun gibi güzel huylarý pek çoktur. Her müslümanýn bunlarý öðrenmesi ve Hz. Peygamber sallALLAHu aleyhi ve sellem'e mutabaat yapmasý gerekir. Böylece, dünyada ve ahirette felaketlerden, sýkýntýlardan kurtulmak ve o iki cihan efendisinin þefaatine kavuþmak nasip olur. Cömertliðin zýddý olan cimrilik; ALLAH-u Zülcelal'in gazabýna sebep olan çirkin bir sýfattýr. Bu sýfat, sahibini hem dünyada hem de ahirette periþan eder.Efendimiz (sav)'in ALLAH sevgisiSaðlam rivayetlerde þöyle bildirilmektedir: "Hz. Peygamber sallALLAHu aleyhi ve sellem geceleri o kadar uzun süre kýyamda dururdu ki, mübarek ayaklarý þiþerdi. Bunu gören bazý sahabe: "Ey ALLAH Resul’ü, ALLAH seni zaten baðýþlamýþtýr. Bu kadar eziyete niçin katlanýyorsunuz?" deyince Hz. Peygamber (sav): "Ben de ALLAH'a çok þükreden bir kul olmayayým mý?" buyurdu. (Buhari, Müslim)
Bazý alimler þöyle demiþlerdir: "Ýnsanlar, Hz. Peygamber (sav)'in o kadar fazla ibadet ediþini ALLAH korkusundan sanýyorlardý. Çoðuna göre O, günahtan arýndýrýlmýþ olduðu için böylesine aðýr ibadetlere katlanmak zorunda deðildi.
Hz. Peygamber (sav) verdiði cevapla bu þüpheyi gidererek, bunun sebebinin ALLAH korkusu olmayýp, ALLAH sevgisi olduðunu bildirmiþtir."
Yine rivayet edildiðine göre, Hz. Peygamber (sav) geceleyin kalkar, ara sýra dua ve niyazda bulunur, bazen mezarlýða gider ve: "Gece yarýsýnýn sessizliðinde ALLAH Teala (rahmetiyle) dünya semasýna iner." buyururdu. (Buharý, Müslim, Ýbn Mace)
Hz. Peygamber çoðu zaman þöyle dua ederdi: "ALLAH'ým! Senden sevgini ve seni sevenlerin sevgisini ve senin sevgine ulaþtýracak ameli talep ediyorum. ALLAH'ým! Senin sevgini nefsimden, ailemden, malýmdan, soðuk sudan daha sevimli kýl." (Tirmizi)
Ýþte Hz, Peygamber (sav) böyle dua etmiþ ve ALLAH-u Teala'dan sevgisini ve ALLAH'ý sevenlerin sevgisini talep etmiþtir. Biz de Hz. Peygamber (sav)'e mutabaat yaparak, ALLAH-u Zülcelal’den sevgisini ve O'nu sevenlerin sevgisini istersek, inþALLAHu teala bizlere bu sevgiyi verecektir.Kaynak: Seyda Muhammed Konyevi (ks), Örnek Ýnsan ‘Hz. Muhammed (sav); Reyhani Yayýnlarý, Konya.