Yiyecekler By: hafýz_32 Date: 13 Ekim 2010, 11:52:11
YÝYECEKLER
Yoksa Ýçinizde Sýrtlan Yiyenler De Mi Var?
Bir adam ResululÝah'a (as) sýrtlanlarýn etlerinin yenilip yenilmeyeceði konusunda sorduðunda, "yoksa sizden sýrtlan eti yiyen de mi var?" dedi.
Kurtlarýn etleri hakkýnda sorulduðunda ise "yoksa sizden kurt eti yiyen de mi var? Onda hayýr vardýr" diye cevapladý.
Bu hadisi Ýmam Tirmizî kitabýna almýþtýr.
Ýbn-i Mace'nin kitabýnda ise þöyle geçmektedir: Haberi rivayet eden diyor ki, "ey Allah'ýn elçisi/ Sýrtlanýn eti hakkýnda ne diyorsun?" diye sorduðumda, "sýrtlan eti yiyen var mý ki?" dedi.
Eðer Cabir'tn sýrtlanlarýn etlerinin helalliði konusunda rivayet ettiði hadis sahih bir hadis olsaydý bu hususta kalpte bir þey olurdu, (insanýn kalbi rahat olurdu). O zaman bu hadiste geçtiði üzere, sýrtlanlarýn etlerinin yenilmesinden uzak durulmasýnýn sebebi onlarýn murdar, pis olmalarý ya da bir hastalýk korkusu olurdu. En doðrusunu bilen Allah'týr. [475]
Domuz Eti Yiyenlerin Kapkacaklan
Ebu Sa'leb el-Huþenî, Resulullah'a (as), "bizim oturduðumuz topraklar Ehl-i Kitabýn (Yahudi ve Hýristiyanlarýn) toraðýdýr. Onlar domuz eti yiyor ve þarap (alkollü içki) içiyorlar. Bu durumda onlarýn kapkacaklarýndan nasýl yararlanabiliriz?" diye sorunca Resulullah (as), "eðer onlarýn kapkacakla-nndan ve tencerelerinden baþkasýný bulmayacak olursanýz onlarý güzelce yýkayýp kullanýr, içlerinde yemek piþirir ve onlardan herhangi bir þeyi çersiniz" dedi Haberi rivayet eden diyor ki: Ben, "ey Allah'ýn elçisi!Bizim için ve köpek diþine sahip olan yýrtýcý hayvanlarýn etlerini yemeyin " dedi.
Ýmam Ahmed bu hadîsi kitabýna almýþtýr.
Resulullah'tan (as) rivayet olunan ve Müslim'in Sahih'inde yeralan bir hadiste de þöyle geçiyor: Ebu Hureyreden þöþye rivayet olunmuþtur: Resu-lullah (as), "köpekdiþine sahip olan her yýrtýcý hayvan haram kýlýnmýþtýr" diye buyurdu.
Ýþte bu ve yukarýdaki iki hadis bu tip hayvanlarýn'etlerinin yenilmesini savunanlarýn, "köpekdiþi bulunan her yýrtýcý hayvanin etlerinin yenilmesinin yasaklanmasý yalnýzca bir mekruhiyet yasaklarnasýdýr" diyerek te'vil yapanlarýn sözlerine bir cevap teþkil etmektedir. Böyle bir te'vil ise kesinlikle geçersiz bir yorumdan öte geçmez. Baþarý yalnýzca Allah'tandýr. [476]
Kesilirken Üzerine Allah'ýn Adýnýn Anýlmadýðý Etle
Bir adam, Resulullah'a (as), "bizim öldürdüklerimizi yiyecek, ama Allah'ýn öldürdüklerini yemeyecek miyiz?" diye sorduðunda, "üzerlerine Allah'ýn adý anýlmamýþ olanlarý yemeyiniz (En'am 121)" ayeti indi.
Bu hadisi Ebu Davud da bu þekilde kitabýna almýþtýr.
Bu soruyu soranlar genelde Yahudilerdi. Bu hususta en çok bilinen, "bu husustaki sorulan soranlar müþriklerdi" ibaresidir ki bu da sahihtir. Bu hadis ayrýca bu surenin Mekke'de indirildiðine ve Yahudilerin de Müslümanlar gibi ölü etin yenilmesini haram gördüklerine bîr delil teþkil etmektedir. Onlar da bu hükme muvafakat etmelerine raðmen nasýl oluyor da bu soruyu soruyorlar? Yine bu hadis, "þeytanlar kendi dostlarýna size karþý savaþmalarý için vahiy ilham ederler. (En'am 121)" ayetine de iþaret etmektedir. Ýþte Yahudilerin ve müþriklerin sorduklarý soru, dostlarý olan þeytanlarýn onlara yaptýklarý bir ilhamdýr. Oysa Yahudiler bu hususta mücadele etmemeliydiler. .
Tirmizî bu hadisi bir baþka lafýzla rivayet etmiþtir. Nitekim, Müslümanlardan bazýlarý da bu tip sorular sormuþlardý: Bazýlarý Resulullah'a (as) gelerek, "ey Allah 'in elçisi/ Kendi öldürdüklerim izi yiyecek de Allah Azze nin öldürdüklerini yemeyecek miyiz?" diye sordular. Bunun üzerine, "üzerine (kesilirken) Allah'ýn adý anýlanlarý yiyiniz. (En'am 118)" ayeti ile "e-ðer onlara (Ehfi Kitab'a ve müþriklere vs.) uyacak olursanýz müþriklerden olup çýkarsýnýz. (En'am 121)" ayeti indirildi. Buradaki soruyu müþriklerin sormalarý ihtimalinin yanýnda Müslümanlarýn da sormuþ olmalarý herhangi bir çeliþki oluþturmamaktadýr. Ama "Yahudiler de bu soruyu sormuþtu" sözü hesaba katýlmamýþtýr. Ne var ki burada sözkonusu olan, her iki rivayetin de ayný ravjler aracýlýðýyla gelmekte olduðudur. Ýþlerin iç yüzünü bilen Allah'týr. [477]
Deniz Sularýnýn Çekilmesiyle Ortada Kalan Balýðýn Hükmü
Resulullah'a (as) med-cezir nedeniyle ortada kalan büyük bir balýðýn (ya da balinanýn) yenilip yenilmeyeceði sorulduðunda ResuluUah (as), "Allah Azze'nin sizler için denizden çýkardýðý bir rýzýk olarak ondan yeyin. Eðer yanýnýzda getirdiyseniz bir miktar da bize verin" dedi. Bu hadis muttefekun aleyhtir. [478]
Daðdan Ya Da Yüksekten Yuvarlanan Hayvanýn Boðazlanmasý
Resulullah'a (as) bu hususta soru sorulduðunda, "eðer hayvanýn uyluklarýna vurmuþ isen av hayvaný senden kaçar" dedi.
Ebu Davud bu hadisi kitabýna almýþtýr.
Sorulan soaýya ResuluUah (as), "iþte av hayvanýna hu þekilde vurmak o-nun boðazlarým asýdýr" dedi.
Yezid b. Harun, "bu bir zaruret nedeniyledir" dedi. "
Böyle bir þeyin, üzerine Allah'ýn adýnýn anýlmadýðý av hayvanlarý için geçerli olduðu söylenmektedir. [479]
Devenin Rahmindeki Cenin
Resulullah'a (as), "deve, inek veya koyun rahimlerindeki yavrular? atalým mý yoksa yiyelim m/?" diye sorulduðunda ResuluUah (as), "eðer istiyorsanýz onlarý yiyin. Zira annelerinin kesilmesi onlarýn boðazlanmasý gibidir" buyurdu.
Bu hadisi Ýmam Ahrned kitabýna almýþtýr.
Bu hadis, annelerinin kesilerek yenilmesi gibi onlarýn karýnlarýndan çýkan yavrularýn da boðazlandýktan sonra yenileceðini söyleyerek te'vile gidenlerin yaptýklarýný tamamen iptal etmektedir. Zira yavrular annelerinin bir parçasýdýrlar. Burada yavrunun annenin diðer parçalarýndan bir parça olarak sayýlmayýp ayrýca kesilmesi için herhangi bir delil çýkarýlamaz. [480]
Allah'ýn Adýný Üzerine Anýn Ve Yiyin
Hz. Aiþe, Resulullah'a (as), "bazý insanlar bize et getiriyorlar. Biz onlar kesilirken üzerlerine Allah'ýn adýnýn anýlýp anýlmadýðýný bilemiyoruz (ne yapahtn?)" dedi. ResuluUah (as), "üzerine Allah 'm adýný anýn ve yiyin" buyurdu.
îmam Buharý bu hadisi kitabýna almýþtýr. [481]
0 Hayvanýn Yenilmesi Ýçin Size Ruhsat Verdi
Peygamberin Ehl-i Beyt'i, Hurre denilen taþlýk arazide muhtaç durumda idi. Orada kime ait olduðu bilinmeyen bir deve ölmüþtü. Onlara ölü hayvanýn etinden yemeleri konusunda ruhsat verildi. Böylece hayvanýn kalan parçalarý onlarý korumuþ oldu.
Bu hadisi Ýmam Ahmcd kitabýna almýþtýr.
Ebu Davud'un kitabýnda ise þöyledir: Bir adam ailesi ve oðluyla birlikte Hurre denilen taþlýk araziye girti. Bir adam ona, "benim bir devem kayboldu. Eðer onu bulacak olursanýz yanýnýzda alýkoyun" dedi. Adam deveyi buldu, ama sahibini bulamadý. Deve hastalanmýþtý. Adamýn hanýmý deveyi kesmesini söyledi, adam kabul etmedi. Derken deve öldü. Kadýn, "bari onun derisini yüz de yaðým ve etini ayýralým. Onu yeriz" dedi. Adam, "hen bunu Resulul-lah'a (as) soruncaya kadar olmaz" dedi. Resulullah'ýn (as) yanma geldi. Re-sulullah (as), "yanýnda o ete muhtaç olmayacaðýn herhangi bir þey var mý?" diye sordu. Adam, "yoktur" dedi. Resulullah (as), "öyleyse ondan yeyiniz" buyurdu. Adam diyor ki: Daha sonra devenin sahibi geldi durumu ona anlattým. O da bize, "deveyi kesseydinizya" dedi. Ben, "senden utandým"dedim.
Bu hadis, zor durumda kalanlarýn ölü bir hayvaný yemek veya baþka bir þekilde yararlanmak üzere alýkoymalarýna delil teþkil etmektedir.
. Bir adam, Resulullah'a (as), "kendisinden sýkýntýya düþtüðümüz yiyecek hangisidir?" diye sordu. Resulullah (as), "yapýp yediðin zaman Hýrist\ -anlara benzemediðin ve sana kuþku vermeyen þeydir" dedi.
Bu hadisi Ýmam Ahmcd kitabýna almýþtýr.
Buradaki anlam -Allah Azze en iyisini bilir- yemekte bile Htristiyanlara benzemekten men etmektir. Resulullah (as), "kuþkularýný sürdürme kuþku veren þeyi terket" demiþtir. Burada Resulullah (as) genel bir cevap vermekle beraber Yahudileri bir kanara býrakarak yalnýzca Hýristiyanlara özelleþtirmiþtir. Zira Hýristiyanlar herhangi bir yiyeceði haram saymayýp filden sivri sineðe kadar diri ölü (ya da yürüyen ve uçan) hemen her þeyi helal saymaktadýr. [482]
Ve Allah'ýn Adýný Onun Üzerine Andý
Rafi' b. Hudeyc Resulullah'a (as), "herhangi bir gün aslanýn ya da baþka bir hayvanýn parçaladýðý, ama henüz ölmeyen bir hayvanla karþýlaþýrsak ve yanýmýzda onu kesecek bir alet yoksa kamýþýn sert kabuðuyla kesebilir miyiz?" dedi. Resulullah (as), "kaný tamamen akýtýrsa, üzerine Allah'ýn adým an ve ye. Yalnýz diþ veya týrnakla kesme, zira diþ kemiktir. Týrnak ise Habeþ-lilerin býçaðýdýr'' buyurdu.
Bu hadis muttefekun aleyhtir.
Adiyy b. el-Hatem, Resulullah'a (as), "herhangi birimiz bir av vurduðunda eðer yanýnda býçak yoksa avýný çakmak taþý ya da bir incik kemiði parçasýyla kesebilir mi?" diye sordu. Resulullah (as), "kanýný tamamen akýt ve Allah'ýn adýný an" dedi.
Hadisi imam Ahmed kitabýna almýþtýr.
Rasulullah'a (as) ölmek üzere olan ve bir cariyenin taþla kestiði bir koyun hakkýnda sorulduðunda Resulullah (as) onu yemelerini emretti.
Bu hadisi Ýmam Buharý kitabýna almýþtýr.
Resulullah'a (as) kurdun diþlediði ve çakmak taþýyla boðazladýklarý bir koyunun durumu sorulduðunda yemeleri üzere onlara ruhsat verdi.
Bu hadisi Ýmam Nesaî kitabýna almýþtýr. [483]
Soðan Ve Sarýmsak
Resulullah'a (as), "sarýmsak hakkýnda ne diyorsun, haram mý?" diye soruldu. Resulullah (as), "hayýr, ama ben kokusu nedeniyle ondan hoþlanmam " dedi.
Bu hadisi Ýmam Müslim kitabýna almýþtýr.
Ebu Eyyub, Resulullah'a (as) þöyle dedi: "Soðan bize helal mi?". Resulullah (as), "evet, ama beklenmedik biranda bana çýkagelen (melek Cebrail)size gelmiyor. (O yüzden ben yemem)" buyurdu.
Ýmam Ahmed bu hadisi kitabýna almýþtýr. [484]
Büyük Keler (Zehirli Kertenkele)
Resulullah'a (as) büyük kelerin etinin haram olup olmadýðý sorulduðunda, "hayýr, ama yaþadýðým toplumun topraðý içerisinde bu hayvandan olmadýðý için kendimi ondan tiksinir buluyorum. (Ýstesem de istemesem de ondan tiksindi duyuyorum)" dedi.
Bu hadis muttefekun aleyhtir. [485]
Sade Yað (Ve Ýçyaðý), Peynir Ve Yaban Eþeklerinin Eti
Resulullah'a (as), sade yað (ve içyaðý), peynir ve yaban eþeklerinin (yani zebralarýn) etlerinin haram olup olmadýðý sorulduðunda, "helal olan þeyler Allah Azze'nin kitabýnda helal dedikleri ve haram olan þeyler de Allah Az-ze'nin kitabýnda haram dedikleridir. Eðer herhangi bir þey hakkýnda Allah Azze hiçbir hüküm belirtmemiþ ise ondan günahý kaldýrmýþ demektir" dedi.
Bu hadisi Ýbn-i Mace kitabýna almýþtýr. [486]
Kadýnlar Ýçin Serilmiþ Etler
Bir adam, Resulullah'a (as), "ey Allah'ýn elçisi! Ben kadýnlar için serilmiþ, hazýrlanmýþ etlerden yediðim zaman þehvetim kabarýyor, adeta beni kaplýyordu. Bu yüzden o etlerden yemeyi kendime haram kýldým" dedi. Bunun hemen sonrasýnda, "ey iman edenler! Allah'ýn sizler için helal kýldý-ðý temiz olan þeyleri haram kýlmayýn ve aþýrt gitmeyin. Zira Allah aþýrt gidenleri (Allah'ýn koyduðu sýnýrlarý tecavüz edenleri) sevmez. Öyleyse Allah'ýn size verdiði rtztklarýn helal ve temiz olanlarýndan ye-yin." diye buyuran Maide suresinin 87 ve 88. ayetleri indirildi.
Bu hadisi tmam Tirmizî kitabýna almýþtýr. [487]
ÝÇECEKLER
Sarhoþluk veren içecek haramdýr Hamr'ýn (alkol, þarap) haram kýlýnmasý onun sarhoþ edici bir madde olmasýndan ileri gelmektedir. Peki, þarabýn dýþýnda olup sarhoþluk veren diðer içeceklerin durumlarý ve haklarýndaki hüküm nedir? Bu tip içkiler haram mý kýlýnmýþtýr yoksa bizzat þarabýn kendisi clmadýðýndan dolayý haklarýnda verilen hükümler Ýhtilaflý mýdýr?
Buna cevap olarak denilebilir ki, "sarhoþluk veren her içecek haramdýr." Bu sactetten olarak Buharî ve Müslim'in "Sahih" adlý eserlerinde þunlar geçiyor; Ebu Musa'nýn Resulullah'tan (as) yaptýðý rivayet þöyledir: Resulullah (as), baldan yapýlýp adýna mizr (boza) denilen içeceðin durumu sorulduðunda bu husustaki tüm hükümleri biraraya getiren, "her sarhoþluk veren madde haramdýr" sözünü söyleyerek cevap vermiþti.
Yine Buharî ve Müslim'de geçen bir hadiste þunlar yeralýyor; Ömer b. el-Hattab, Resululiah'ýn (as) minberinden halka hitabederken Resulullah'tan (as) bir hadis nakletti: Resulullah (as), "Allah içkiyi (alkolü) haram kýlmýþtýr. Bu, þu beþ þeyden yapýlýr; Buðday, arpa, üzüm, hurma ve kuru üzüm (veya kuru incir). Hamt (alkol) aklý zayýflatan, kuvvetten düþüren ve fonksiyonlarýndan alýkoyan her maddedir. O pis ve murdar þeylerden sayýltr" dedi.
Bu hadisin senedi Ýbn-i Ömer yoluyla Resulullah'a (as) varmaktadýr.
Resulullah'ýn (as), "çoðu sarhoþluk veren þeyin azý da haramdýr" dediði herhangi bir metne baðlý kalmaksýzýn rivayet olunmuþtur. Bu hadisi hadis hafýzlarýndan bir grup "sahih" saymýþtýr. Bu hususta da pek çok hadis vardýr. Hicaz, Yemen, Mýsýr, Þam, Basra alimterHte Malik, Þafiî, Ahmed b: Hanbel ve FKIAVA-H KbSULULLAH daha baþka Ýslam hukuk bilginleri þu görüþü benimsemiþlerdir: "Çoðu sarhoþluk veren þeyin azý da haramdýr." Bu alimlere göre Ýçilen bir madde eðer sarhoþluk veriyor ve aklýn fonksiyonlarýný bozuyorsa hangi maddeden yapýlýrsa yapýlsýn haramdýr. Ýster tahýllardan ve meyvelerden isterse de diðer þeylerden olsun, ister üzümden, hurmadan, buðdaydan, arpadan, deve sütünden isterse benzeri daha baþka þeylerden yapýlsýn haramlýðý deðiþmez. Bunlar Ýster çið ister piþmiþ, ister üçte bir veya üçte ikisi ister yarýsý ya da daha baþka oranlardaki maktan azalmýþ olsun eðer çok miktarý sarhoþluk veriyorsa hiç kuþkusuz azý da haramdýr.
Bununla beraber þu da dikkate alýnmalýdýr: Hz. Ömer Þam'a geldiði zaman Müslümanlar için sarhoþluk vermeyen bir içki hazýrlamak istedi. Bîr miktar meyve suyunu üçte ikisi gidip Üçte biri kalýncaya kadar piþirdi. Meyve suyu kaynatýlmýþ hurma þýrasýna dönmüþtü. Parmaðýný daldýrarak yoðunluðunu kontrol etti ve "sanki peltemsi bir salya gibi olmuþ" dedi. Yani devenin aðzý susuzluktan kuruyunca salyasýnýn peltemsi bir hal almasý gibi olmuþtu. Bu yüzden bu içeceðe peltemsi salya demek olan 'týla' adý verildi. Bu þýra sarhoþluk vermiyordu, bu nedenle de Hz. Ömer bunu helal görmüþtür.
Yine bu cümleden olarak þunu da belirtelim: "El-Hilal" sahibi Ebu Bekir Abdulaziz b. Ca!fer de bu içeceðin ümmetin icmaýyla helal olduðunu söylemiþtir. Bunun nedeni de içeceðin sarhoþluk vermemesidir. Ýmamlardan hiçbirisi herhangi bir içeceðin veya Hz. Ömer'in yapmýþ olduðu bu içeceðin sarhoþluk vermekle birlikte helal olduðunu savunmamýþtýr. Buna raðmen bu hususta oluþan kuþku, "içeceði bu tarzda piþirmek, daha doðrusu kaynatmak o-nu sarhoþluk veren bir madde haline dönüþtürür" kuralýndan kaynaklanmaktadýr. Eðer böyle bir meyve suyu, piþirilmesi sebebiyle bir kýsmýnýn kaynaya-rak gitmesi sonucunda oluþursa kaynama Ýle içeceðin -alkol oluþturan- kiri gider, sonra da içeceðin üçte ikisi. Kaynamayla giden kir ve üçte ikilik miktardan arta kalan kýsým üçte birden de azdýr. Burada helal olmama özelliði taþýyanýn, bu içeceðin kir taþýyan kýsmý olduðunu söylemektedirler. Kaynamakla sarhoþluk veren maddeler haline dönüþtükleri halde Hz. Ömer'in yaptýðý bu sistemle yapýldýklarýndan dolayý onlarý helal sayanlar eðer tevbe ederlerse tevbeleri geçerli sayýlýr.
Þarabýn genel olarak haram kýlýndýðýný, ama Müslümanlar için herhangi bir yasaðýn sözkonusu olmadýðýný sanarak içmeyi helal sayanlar hususunda seleften bazý alimler kuþku duymuþlardýr. Sahabeden Ömer ve Ali gibi bazý kimseler, "bu þekilde içki içmeyi helal sayanlarýn tevbe etmeleri ve içkinin haram olduðunu söylemeleri gerekir, sonra da bunlara sopa cezasý uygulanýr. Eðer helal olduðu fikrinde ýsrar ederlerse öldürülürler" diyorlar. Ebu Ha-nife ise sarhoþluk veren maddelerin azýný da çoðunu da içmeyi haram sayýyor ve "isterse adý alkol deðil de hurma þýrasý ve boza gibi bir þey olsun, sarhoþluk veriyorsa azýnýn da çoðunun da içilmesi haramdýr" diyor. Kaynatýldýðý halde üçte bir kadar miktarý gitmemiþ olan üzüm suyu eðer sarhoþluk veriyorsa haramdýr. Ebu Hanife'ye göre bunlar dört türlüdür bunlarýn azý da çoðu da içilmez, haramdýr. Eðer bu tipten olan içecekler sarhoþluk vermezlerse durumlarý kuþkuludur: Bunlar, buðday ve benzerlerinden yapýlan boza benzeri sarhoþluk verebilen içeceklerdir. Bu hususta kuþkuya karþý Ýslam alimlerinin fikirbiriiði sözkonusudur. Nitekim Ebu Musa el-Eþ'arî'den rivayet olunup Buharý ve Müslim'de yeralan bir hadiste þöyle geçiyor: Yemenliler, Resu-lullah'a (as), "ey Allah'ýn elçisi/ bizim bir tür içeceðimiz var. Ona 'halþarabý veya þerbeti' deriz. Bir diðeri ise tohumlardan yapýlýr ve adýna 'boza' denir. Bu hususta ne diyorsun?" diye sordular. ResuluÝIah (as) güzel konuþan ve kýsa bir cevapla pek çok þey, kastedebilen bir kimse olduðundan þöyle dedi: "Sarhoþluk, veren herþey haramdýr."
Buharý ve Müslim'de yeralan ve Hz. Aiþe'den rivayet olunan bir haberde Hz. Resulullahýn (as), "sarhoþluk veren her içki (içecek) haramdýr"^ buyurduðu nakledilmiþtir.
Yine Buharî'de yeralan bir hadiste þöyle geçmektedir: tbn-i Ömer'den rivayet olunmuþtur; ResuluÝIah (as) þöyle buyurdu: "Her sarhoþluk veren alkoldür (þaraptýr) ve her sarhoþluk veren þey haramdýr". Sünen kitaplarýnda bu rivayetlerden baþka olan rivayetlerde þöyle geçiyor: Resulullah (as), "çoðu sarhoþluk veren þeyin azý da haramdýr" buyurmuþtur.
Bu husustaki hadisler pek yaygýndýr. Allah Azze þarabý (alkolü) haram kýldýðý zaman Medinetu'n Nebt'de, hurmadan elde edilen bir içecek dýþýnda herhangi bir özel içecek yoktu. Bu onlarýn þaraplarý idi. Resulullah'tan (as) rivayet olunan haberlerde nebiz (þýra), hurma þýrasý içtiði geçmektedir. Bu ne-biz, yani þýra, þarap mayasý almamýþ tatlý þýra idi. (Bu þýra hurma ya da kuru üzüm veya kuru incirin suya konulmasý ve suyun tatlýlaþýncaya kadar bekletilmesiyle elde edilirdi.)
ResuluÝIah (as) Medinelilerin aðaç kabuklarýnda, odunlar, taþlar ve ziftlenmiþ kaplar içerisinde þýra yapmalarýný yasaklamýþtý. Zira onlar bu sayýlan nesneleri bir kap olarak kullandýklarýnda içlerine koyduklarý meyve sularý kendiliðinden mayalanarak alkole dönüþüyor ve onlar da bunun farkýna varmadan sarhoþluk veren maddeyi içiyorlardý. ResuluÝIah (as) deðiþik ya da ayný tipten hurmalarýn bir kap içerisine konularak karýþtýrýlmasýný da yasaklamýþtý. Zira bu meyvelerden bazýsý diðerlerine destek veriyor, güçlendiriyor, böylece yine sarhoþluk veren bir madde oluþturuyorlardý. Þýranýn üç günden çok bekletilmiþ olanlarýný içmeyi de yasakladý. Zira üç günden sonra þýra kendiliðinden sarhoþluk veren bir madde olur. Ýnsan tüm bunlarýn Resulullah'tan (as) rivayet olunurken abartýlýp abartýlmadýðým bilemiyor, Resulullah (as) ruhsat verdiði halde rivayetîerdeki aþýrýlýklar yüzünden þýranýn sarhoþ e-dici bir içki, dolayýsýyla alkol olduðuna inanan alimlerin varlýðý kuþkusuzdur. Mesela bal þýrasý, arpa þýrasý (boza) ve benzerleri gibi içeceklerin durumlarý buna örnektir. Bu alimler bir de tutup, 'bunlar sarhoþ etmez diyerek onlardan Ýçmenin helal olduðunu söylemek hatadýr" diyorlar.
Buharî'de yeralan bir hadiste þöyle geçiyor: Ebu Musa el-Eþ'arî'den þöyle rivayet olunmuþtur: Resulullah'a (as), tohumlardan elde edilip adýna boza denilen ve baldan yapýlýp adýna þýra denilen içeceklerin hükümleri sorulduðunda; kýsa ve öz cevap verebilme kabiliyetine sahip olan Resulullah (as), "her sarhoþ eden þey haramdýr" diye cevapladý.
Yine Buharî'de yer alan ve îbn-i Ömer'den rivayet olunan bir hadiste þöyle geçiyor: Resulullah (as), "sarhoþluk veren her içecek alkoldür, sarhoþluk verir. Her sarhoþluk veren içecek (veya þey) haramdýr" buyurdu. Bir baþka anlatýmda ise, "sarhoþluk veren her þey haramdýr. Her alkol (þarap) da haramdýr" diye geçmektedir.
Resulullah'tan (as) rivayet edilen hadislerde þöyle geçiyor: Resulullah (as), "çoðu sarhoþluk veren þeyin azý da haramdýr" buyurmuþtur.
Hadis hafýzlarýndan birden çok þahsiyet bu hadisin sahih olduðunu söylemiþtir.
Allah Azze çið üzüm suyunu haram kýlmýþtýr. Bu çið meyve sularý kaynatýldýðýnda biraz katýlaþýr ve üstte bir kaymak oluþturur. Böylece içerisinde neþeyi, hafifliði artýran maddeler oluþacaðýndan aklý etkileyerek içeni Allah'ý anmaktan alýkoyup namazý engelleyecek, düþmanlýk ve kinleri davet edecektir, iþte bu tipten olup insanýn aklýný etkileyerek þiddetli bir zevke neden o-Ian madde alkoldür. Hangi maddeden yapýlýrsa yapýlsýn alkol olmaktan kurtulamayacaktýr, îster çið isterse piþirilmiþ olsun farketmez. Ama piþirildiðinde yapýsý içerisindeki maddelerden üçte ikisi gideceði ve geri kalaný pek de alkol yapýcý madde ihtiva etmeyeceðinden helal addedilebilir. [488]
Alkolde günahýn varolmasýnýn yanýsýra birtakým yararlar da var mýdýr, acaba alkolün yararlarý günahýndan daha mý fazladýr?
îçki (alkol, þarap) hakkýnda ilk inen ayet-i kerime insanlarýn Resulul-Ýah'a (as) içkinin hükmünü sorup durmalarý sonucundadýr. Böylece Allah Az-ze içki hakkýndaki ayetlerini indirmeye baþladý. Bu ayetler içkiyi haram kýlýyor ve içerisinde günahýn bulunduðunu bildiriyordu. Ýçki, içenlere zarar, içmeyenlere zaten yarar vermiþ demektir. Ýçkide Ýnsanlar için yararlar vardýr: Tat olarak, (besinleri yakarak, ayrýþtýrarak) insan bedenine verdiði yarar ve ticarette içkilerden elde edilen gelir gibi. Doðal olarak insanlardan kimi içki i-çer kimisi de içmez. îlk içki ayetiyle henüz içkiye dikkat çekilmiþ olduðu dönemde bir kavim içki içtikten sonra namaza durmuþ, sarhoþ olduklar» için a-yetlerin okunuþlarýnda çok ciddi hatalar yapmýþlardý. Nihayet ikinci ayette Allah Azze, "ey inananlar içkili olduðunuz zaman ne söylediðinizi bilecek kadar ayýlmadan namaza yaklaþmayýnýz. (Nisa 43)" buyurarak içki içtikten sonra namaza yaklaþýlmasýný haram kýlmýþtý. Bu, onlarýn içkiyi hemen hemen terketmek zorunda olduklarý anlamýna geliyordu. Bundan sonra bir üçüncü ayette Allah Azze, "ey inananlar! içki (alkol), kumar, (tapýnýlmak Üzere put olarak) dikilen taþlar, þans oklarý hep þeytanýn iþlerinden birer pisliktirler. Bunlardan sakýnýn ki kurtuluþa eresiniz. (Afaide 90)" diyerek içkiyi tamamen ve birçok þekil ve bakýmdan haram kýlmýþ oluyordu. Bu ayete muhatap olan mü'minler de "biz bitirip terkettik, sona erdirdik" diyerek emri kabul ettiklerini belirttiler. Hemen akabinde Re-suiullah'ýn (as), tüm Ýçkileri dökme ve tüm içki kaplarýný, küplerini, testilerini ve saklama kaplarýnýn kýrýlmasý emri geldi. Bunun peþinden de içkinin oluþumundaki tüm yardýmcýlarýn, yani içki amacýyla yetiþtirenlerin, meyveleri sýkanlarýn, içenlerin ve satýp parasýndan yararlananlarýn lanetlenmesiyîe iþ kesinleþti.
Bir hadiste de þunlarý görüyoruz: "Ýçki içen kiþinin 40 gün namazý kabul olmaz. Eðer tevhe ederse Allah da kabul eder, eðer içkiye tekrar dönerse tevhesi kabul olmaz. Tevhe edip üç ya da dört kez tekrar içki içmeye koyulur-sa artýk Allah Azze'nin o kiþiye cehennemdekilerin yaralarýndan akan bir su içirmesi hak olur." diyen Resulullah'a, "cehennem ehlinin yaralarýndan akan su nedir?" diye sorulunca, "onlarýn yaralarýndan akan irinlerdir" dedi. Ýçki içip tevbe eden ve tekrar içkiye baþlayan kimsenin namazý bazen batýl (geçersiz) ve bazen de kabul olunmaz bir haldedir. Bu durumda içkiyi o-na haram kýlmak gerekli bir þey olur. [489][475] Dr. Seyyid el-Cemili, Fetava-yý Resulullah, Þura yayýnlarý:305.
[476] Dr. Seyyid el-Cemili, Fetava-yý Resulullah, Þura yayýnlarý:305-306.
[477] Dr. Seyyid el-Cemili, Fetava-yý Resulullah, Þura yayýnlarý:306.
[478] Dr. Seyyid el-Cemili, Fetava-yý Resulullah, Þura yayýnlarý:306-307.
[479] Dr. Seyyid el-Cemili, Fetava-yý Resulullah, Þura yayýnlarý:307.
[480] Dr. Seyyid el-Cemili, Fetava-yý Resulullah, Þura yayýnlarý:307.
[481] Dr. Seyyid el-Cemili, Fetava-yý Resulullah, Þura yayýnlarý:307.
[482] Dr. Seyyid el-Cemili, Fetava-yý Resulullah, Þura yayýnlarý:307-308.
[483] Dr. Seyyid el-Cemili, Fetava-yý Resulullah, Þura yayýnlarý:308.
[484] Dr. Seyyid el-Cemili, Fetava-yý Resulullah, Þura yayýnlarý:309.
[485] Dr. Seyyid el-Cemili, Fetava-yý Resulullah, Þura yayýnlarý:309.
[486] Dr. Seyyid el-Cemili, Fetava-yý Resulullah, Þura yayýnlarý:309.
[487] Dr. Seyyid el-Cemili, Fetava-yý Resulullah, Þura yayýnlarý:309.
[488] Dr. Seyyid el-Cemili, Fetava-yý Resulullah, Þura yayýnlarý:313-316.
[489] Dr. Seyyid el-Cemili, Fetava-yý Resulullah, Þura yayýnlarý:316-317.
Ynt: Yiyecekler By: ceren Date: 02 Aralýk 2019, 15:47:47
Esselamu aleyküm.rabbim bizleri Ýslam'a uygun helal daire de yaþayan helal lokma yiyen kullardan eylesin inþallah...
Ynt: Yiyecekler By: es-Sabur Date: 03 Aralýk 2019, 06:29:27
Yiyeceklerin sadece helal olanlarýndan yiyelim haramdan uzak duralým
Ynt: Yiyecekler By: Bilal2009 Date: 05 Aralýk 2019, 07:29:12
Ve aleykümüsselam Rabbim paylaþým için razý olsun
Ynt: Yiyecekler By: Sevgi. Date: 05 Aralýk 2019, 08:28:58
Aleyküm selâm. Rabbim bizleri herdaim rýzasýna uygun þekilde yaþýyan kullarýndan eylesin inþaAllah