Fetavayý Resulullah
Pages: 1
Zekat ve av By: hafýz_32 Date: 13 Ekim 2010, 11:46:08
ZEKAT VE AV


Ne avlarsan avla, Allah'ýn adýný onun üzerine an
 

Ebu Sa'lebe el-Huþenî, Resuiullah'a (as), "biz av topraklarýnda yaþýyo­ruz. Ben okum, yayým, eðitilmiþ ve eðitilmemiþ iki köpeðimle avlanýyorum. Benim için doðru olan hangisidir?" diye sordu. Resulullah (as), "ok ve ya­yýnla avladýðýn avýnýn üzerine Allah'ýn adýný an ve ye. Eðitilmiþ köpeðinle avladýðýn avýn üzerine de Allah'ýn adýný an ve ye. Ama eðitilmemiþ köpeðin­le avladýðýn avý eðer ölmezden önce kesersen ye" buyurdu.

Bu hadis muttefekun aleyhtir.

Avýn helal olup yenebilmesi için üzerine Allah'ýn adýnýn anýlmasýnýn þart olduðu açýktýr. Üstelik buradaki açýklýk, eðitilmemiþ köpeðin tuttuðu avýn ha­ram oluþuna iþaret etmesindeki açýklýktan daha belirgindir.

Adiyy b. el-Hatim, Resuiullah'a (as), "eðitilmiþ köpeklerimi salýyorum. Onlar avý benim için tutuyorlar, ben de üzerine Allah'ýn adýný anýyorum" dedi. Resulullah (as), "eðitilmiþ köpeklerini ava salýp sonra da onlarýn üzeri­ne Allah'ýn adýný anýyorsan köpeklerin senin için her ne tutarlarsa ye" dedi. Haberi rivayet eden diyor ki: "Eðer köpekler avý öldürürlerse ne yapayým?" dedim. Resulullah (as), "eðer öldürürlerse, köpeðin av olarak tutmadýðý av­dan sayýlmaz" dedi. Ben, "ben ava mýzraðýmý savuruyorum ve isabet edi­yor" dedim. Resulullah (as), "eðer mýzraðýnýn keskin tarafý çarpar da avý parçalarsa onu ye, ama yaný çarpar da parçalamazsa onu yeme" dedi.

Bu hadis muttefekun aleyhtir.

Bu hadisin bazý anlatýmlarýnda þöyle geçmektedir: "Eðer köpek avý yerse onu yeme. Zira o avý kendisi için avladýðýndan korkuyorum. Ava saldýðýn köpeklerin baþka köpeklerle karýþýrda sonra av yakalanýrsa o avý yeme. Çünkü sen kendi köpeðini ava salarken Allah'ýn adýný anmtþtýn, diðerlerini ise bilemezsin."

Baþka bazý anlatýmlarda da þöyle geçiyor: "Yetiþmiþ eðitilmiþ köpeklerini ava salarken Allah 'in adýný an. Eðer köpek senin için tutar da sana canlý ge­tirirse avý boðazla, eðer avý ölü getirir, ama biraz olsun yememiþ ise onu ye. Zira köpeðin gidip avý tutmasý kesmek gibidir."

"Ava okunu attýðýn zaman Allah 'in adýný an".

"Okladtðýn yahut mýzrakla vurduðun avýný kaçýrýr da iki ya da üç gün sonra bulursan üzerini kontrol et. Eðer okunun izinden baþka bir iz bula-mazsan o avý diliyorsan ye. Eðer kaybedip de sonradan bulduðun avýn suda ise yeme. Çünkü onu okun mu öldürmüþtür yoksa su mu boðmuþtur bile­mezsin."

Ebu Sa'lebe el-Huþenî, Resulullah'a (as), "benim eðitilmiþ köpeklerim var. Onlarla avlanahilmem için bana fetva ver" dedi. Resuluüah (as), "eðer köpeklerin eðitilmiþ ise onlarýn tutup sana getirdiklerini ye" dedi. Ebu Sa'le­be, "ey Allah 'in elçisi! Onlarýn bana getirdikleri avlarý kesip de mi yoksa kes­meden mi yiyebilirim?" dedi. .Resulullah (as), "ister keserek ister kesmeden" dedi. Ebu Sa'lebe, "ya köpek tuttuðu avýn bir kýsmým yerse?" dedi. Resulullah (as), "eðer onu yerse sen yeme" der gibi tekrarladý. Ebu Sa'lebe, "ey Allah'ýn elçisi! Okum ve yayým hakkýnda fetva ver" dedi. Resulullah fas), "yayýnla vurduðun her þey sana aittir" dedi. Ebu Sa'lebe, "kestikten sonra mi; kesme­den de olur mu?" diye sordu. Resulullah (as), "gerek kestikten sonra gerek kesmezden evvel" dedi. Ebu Sa'lebe, "vurduðum av kaçar gider de bir müd­det sonra bulursam?" diye sorunca, Resuiullah (as), "senden kaçar giderse elde edemedin demektir" dedi. Burada ifade deðiþiktir: "Yahut avýnýn üze­rinde senin okunun izinden baþka bir iz bulursan (yeme)" dedi.

Bu hadisi Ebu Davud kitabýna almýþtýr.

Buradaki anlatýmla Adiyy b. el-Hatem'in hadisi arasýnda herhangi bir çe-Ýiþki sözkonusu deðildir: "Eðer köpek avý yerse sen yeme" ibaresiyle, "o avdan yerse.." ibaresi çeliþkili deðildir. Adiyy'in hadisinde avýn durumu bildirilmek­tedir. Yani eðer köpek kendisi Ýçin avý tutmuþsa avcý onu yememelidir.

Resulullah'a (as) avýný vurduktan üç gün sonra bulanýn durumu sorulun­ca, "eðer kokmuyorsa yesin" dedi.

Hadis Müslim'de geçmektedir. [490]

 

YEMÝN ve ADAK


Allah Azze'ye Ýsyana Götüren Adaklar Yerine Getirilmez
 

Bir kadýn Resulullah'a (as) þöyle dedi: "Ben senin baþýnýn üzerinde tef çalmayý adadým." Resulullah (as), "adaðýný yerine getir" dedi. Kadýn, "falan yerde ve kâfirlerin kurban kestikleri filan yerde kurban kesmeyi: adadým " de di. Resulullah (as), "kurban kesmeyi adadýðýn bu yerlerde herhangi bir put var mý?" diye sordu. Kadýn, "hayýr" dedi. Resulullah (as), "peki putlaþtýrýlmýþ herhangi bir þey var mý?" dedi. Kadýn, "hayýr" dedi. Resulullah (as), "öyleyse adaðým yerine getir" dedi.

Hadisi Ebu Davud rivayet etmiþtir.

Bir adam, Resulullah'a (as) þöyle sordu: "Bevane denilen yerde bir deve kurban etmeyi adamýþtým." Resulullah (as), "orada cahiliye -Ýslam öncesi küfür- döneminde tapýnýlan herhangi put ya da putlaþtmlmtþ bir þey var mý idi?" diye sordu. Oradakiler, "hayýr" dediler. Resuluilah (as), "peki orada cahiliye döneminde kafirlerin kutladýklarý bir bayramlarý olur muydu?" diye sordu. Oradakiler, "hayýr" diye cevapladýlar. Resulullah (as) adama, "öyleyse adaðýný yerine getir. Allah'a isyana sürükleyen (adaklarýn) ve insanoðlunun güç yetiremeyeceði adaklarýn yerine getirilmemesi gerekir" buyurdu.

Hadisi Ebu Davud rivayet etmiþtir. [491]

 
Cahiliyye Döneminin Adaklarý
 

Ömer b. el-Hattab, Resulullah'a (as), "ben cahiliye döneminde Mescid-i Haram'da bir gecelik bir itikaf (ibadet niyetiyle orada kalmayý) adamýþtým" dedi. Resulullah (as), "adaðýný yerine getir" dedi.

Hadis muttefekun aleyhtir.

Darimî'nÝn Sünen'inin "Kitabü'n Nuzur ve'Ý Eyman" bölümünde þöyle bir hadis geçmektedir; Ömer'den þöyle rivayet olunmuþtur: Ben Resulullah'a (as) þöyle sordum: "Ey Allah'ýn elçisi/ Ýslam'dan önce, cahiiiyede adak adadým. Daha sonra Ýslam geldi (Müslüman oldum)." Resulullah (as), "adaðýmyeri­ne getir" buyurdu.

Adak adayýp yerine getirmemenin keffareti (karþýlýðý) hususunda geçen haber þöyledir; Ukbe b. Amir el-Cünený'den rivayet olunmuþtur. Þöyle dedi: Kizkardeþim baþörtüsü örtmeksizin ve yaya olarak hacc edeceðini adamýþtý. Bu durum Resulullah'a (as) anlatýlýnca'þöyle buyurdu: "Kýzkardeþine söyle basým örterek adaðýný yerine getirsin ve ûç gün keffaret olarak oruç tutsun."

Oruç tutmaksýzýn ve haccetmeksizin itikafa girmenin helal olduðunu sa­vunanlar delil olarak bu hadisi ileri sürerler. Zira bazý hadis rivayetlerinde (bir gece ve bir gündüz itikafa girmiþ ise) ibaresi geçmektedir. Burada itikaf için oruç emredilmetniþtir. "Ýslam'a uygun (meþru) olan itikaf yalnýzca oruçlu kimsenin yaptýðý itikaftýr denirse "kesin hüküm ifade eden lafýz meþruiyyeti (yasalhðý) göstermektedir" denir. [492]

 
0, Yalnýzca Ateþten Bir Parçadýr
 

Zahire (görünen duruma) göre hüküm verme ve deliller olmadýðýnda suçlananýn suçu inkarý iurumunda yemin etmesinin gerekliliði konusunda neler nakledilmiþtir?

Bu cümleden oh tak davalý ve davacý her iki tarafýn da delilini ortaya koymasý gereklidir. Böylece birbirlerine karþý yeterli ve eþit bir duruma gelir­ler. Bu durumda mü; (umanla kafir nasýl yeminleþirler?

Muvatta, Buharý ve Müslim'de þöyle geçmektedir: Resulullah (as), "ben de sizin gibi bir insaným. Anlaþamadýðýnýz konularda aranýzda hüküm ve­reyim diye bana geliyorsunuz. Belki bu davalýlardan kimisi kendi yararýna olan delilleri diðerlerinden daha açýk ve inandýrýcý olarak sunabilir" buyur­du.

Buharî'deki bir baþka hadiste ise Resulullah (as) buyurdu ki, "ben de bir insandan baþka bir þey deðilim. Anlaþmazlýk içinde olan iki hasým (davalý/davacý) bana geliyorlar. Belki bunlarda birisi kendi durumunu, haklý oluþunu diðerinden daha kesin ve daha baskýn olarak ifade ediyor. Bu nedenle ben de (haklý ya da haksýz olsun) onun lehine hüküm veriyorum. Dikkat ediniz, haksýz olduðu halde haklý olduðuna beni inandýrdýðýndan dolayý lehine hüküm verdiðim bilsin ki kendisine ateþten (cehennemden) bir parça vermiþimdir."

Buharî'deki bir baþka hadiste Resulullah (as) þunlarý söylemiþtir: "Kimin lehine olarak bir hüküm verip bir Müslümamn hakkýný bu hükümle ona ver­miþsem bilsin ki ona bir parça ateþten baþka bir þey vermemiþimdir. Þimdi is­ter bu hakký alsýn isterse býraksýn."

Ebu Davud'un kitabýnda Hz. Ali'den þöyle rivayet olunmuþtur:   Resulullah (as) beni Yemen'e gönderdi. Ben, "ey Allah'ýn elçisi/ Beni gönderiyorsun, ama henüz genç yaþtayým. Hüküm (yargý) konusunda pek bilgim yok" de­dim. Resulullah (as), "Allah Azze ve Celle senin kalbine doðru yolu göstere­cek ve dilini hakký söylemek hususunda sabitleþtirecektir. Senin yanýna iki davalý geldiði zaman birinciden dinlediklerinle ikinciyi anlamaya ve deðer­lendirmeye çalýþma ki vereceðin hükmü yerli yerine oturtasýn" dedi. Hz. Ali .diyor ki: "Bundan sonra da kadýlýk (yargýç) yapmayý sürdürdüm. Ve verdiðim hükümde (yargýda) hiç kuþkuya düþmedim."

Yine Buharî'de Abdullah ibn-i Mesud'dan rivayet edilmiþtir: Resulullah (as), "kiþi kendisine bir parça mal ayýracak ve o malý elinde tutacak diye ye­min üzerine yemin etmesin. Yoksa ölüp Allah Azze'ye ulaþýncaya kadar Al­lah'ýn gazabý onun üzerindedir. Bu konuyla ilgili olarak Allah Azze, 'Allah

Azze'ye verdikleri sözlerini (andlarýný) ve ettikleri yeminlerini az bir menfaat karþýlýðýnda satanlar...' diye buyurmuþtur", dedi. [493]

 
Allah'ýn Evine Yürüyerek Gitmeyi Adayan
 

Kabe'yi baþý açýk (tesettürsüz) ve yalýnayak yürüyerek tavaf etmeyi ada­mýþ olan bir kadýnýn durumu Resulullah'a (as) bildirildiðinde bir bineðe t ine­rek ve baþörtüsünü giyerek Kabe'yi tavaf etmesini ye -keffaret olarak- üç gün oruç tutmasýný emretti.

Hadisi Ýmam Ahmed rivayet etmiþtir.

Buharî ve Müslim'de Ukbe b. Amir'den rivayet olunan bir hadiste þunlar geçmektedir; Utbe þöyle dedi: Kýzkardeþim Kabe'ye yürüyerek gidip tavaf e-deceðini adadý. Bu hususta Resulullah'tan (as) fetva alayým diye de beni gö­revlendirdi. Ben de Resulullah'a (as) durumu anlattým. O (as), "isteryürüsün isterse hinsin" dedi.

îmam Ahmed bu hadisin þu þekilde olduðunu rivayet etmiþtir: Utbe b. Amir'in kýzkardeþi yürüyerek Kabeyi tavaf etmeyi adamýþtý, ama buna gücü yetmedi. Resulullah (as) Utbe'ye hitaben, "Allah senin kýzkardeþinin yürü­mesine muhtaç deðildir. Binerek tavaf etsin ve (bir deve yahut inek) kurban ederek tevbe etsin" buyurdu

Bu hususta bir baþka rivayet ise þöyledir: Resulullah (as) güneþin altýnda ayakta duran bîr bedevî'ye hitaben, "niçin böyle yapýyorsun, bu durumun nedir?" diye sorunca, bedevi, "Allah'ýn Resulü hutbesini tamamlayýp bitirin-ciye kadar güneþin altýnda durmayý adadým" dedi. Resulullah (as), "bu a-dak deðildir. Adak yalnýzca, yapýlmasýyla Allah Azze'nin rýzasýnýn kazaný­lacaðý amellerde olur" buyurdu.

Bu hadisi îmam Ahmed rivayet etmiþtir.

Resulullah (as) iki oðluna yaslanarak yürüyen bir ihtiyar gördü ve "bu adamýn zoru ne?"dedi. "Yürümeyi adamýþtý" dediler. Resulullah (as), "Allah Azze, bu adamýn kendi nefsine böylesine iþkence etmesine muhtaç deðildir" dedi ve ona bir bineðe binmesini emretti.

Hadis muttefekun aleyhtir. [494]

 
Yeminin Keffareti Olsun Diye
 

Bir adam, Resulullah <as) Ýle geç vakte kadar meþgul oldu. Daha sonra evine döndüðünde çocuklarýnýn uyuduðunu gördü. Hanýmý kendisine yemek getirdiðinde, vaktin geç olup çocuklarýn uykuda olmalarý nedeniyle yemeyi yemeyeceðine yemin etti. Sonra fikrini deðiþtirerek yemeði yedi. Resulullah'a (as) gelerek durumu anlattý. Resulullah (as), "yemin edip yeminin bozulma­sýnda hayýr gören yeminini bozsun ve keffaretini ödesin" buyurdu. Hadisi imam Müslim rivayet etmiþtir.

Malik b. Fadýla þöyle dedi: Resulullah'a (as), "ey Allah'ýn elçisi.'Benim hir amcaoðlum var. Onun yanýna gidip bir þey istesem vermiyor ve beni zi­yaret de etmiyor. Ama onun bir ihtiyacý olunca hemen bana geliyor ve iste­yeceðini istiyor. Bu nedenle ona hiçbir þey vermeyeceðime ve onu ziyarete gitmeyeceðime dair yemin ettim," dedim, Ama Resulullah (as) yeminimin hi­lafýnda (bozulmasýnda) hayýr bulursam onu bozup keffaretini ödememi em­retti.

Suveyd b. Hanzala ve Vail b. Hucr kendi kavimleriyle birlikte Resulul-lah'ýn (as) yanýna gitmek istediler. Zira Suveyd, Vail'i kendine düþman say­mýþtý. Bunun üzerine VaiL Süveyd'in kendi kardeþleri olduðuna yemin etsin­ler diye kavmini zorlayýnca Suveyd de Vail'in kendi kardeþi olduðuna yemin etti. Böylece düþman olan kavim O'nun yolundan çekilip serbest býraktýlar. Resulullah (as) durumu sorunca, Suveyd, "sen onlarýn en iyisi, en hayýrlýsý ve en sadýk olanýsýn. Müslüman da Müslümanýn kardeþidir" dedi.

Hadisi Ýmam Ahmed rivayet etmiþtir. [495]

 
Allah'a Yakýnlaþma Amacý Taþýmayan Adaklar Geçersizdir
 

Birisi güneþin altýnda durmayý, oturmamayý, gündüzleri yemek yememe-yi, gölgelen memeyi ve konuþmamayý adamýþtý. Resulullah (as), "gidin ona söyleyin gölgelensin, konuþsun, otursun ve orucunu tamamlasýn"buyurdu.

Bu hadisi Buharý rivayet etmiþtir.

Bu hadis içerisinde adaklarda "þu iþ þöyle olursa þunu yapacaðým" diye­rek pazarlýk yapma konusundaki farklýlýklara iþaret eden bir delil vardýr. A-dak, eðer içerisinde Allah'a yakýnlaþma varsa sahihtir. Yoksa geçersizdir. Va­kýf hususunda da durum ayný hükme baðlýdýr.

Hz. Aiþe'den rivayet olunan bir haberde þöyle denmiþtir: "Allah'a itaat yolunda adak adayan adaðýný yerine getirsin. Allah'a isyan yolunda adak adayan onu iptal etsin. (Allah'a isyan etmesin)."Hadis bunun yanýnda; her­hangi bir hususta yemin edip yemininin bozulmasýnda hayýr gören kiþinin yeminini bozarak o iþi yapmasýna ve yemininin keffaretini ödemesine de iþa­ret etmektedir.

Adiyy b. Hatem kendisinden birþeyler Ýsteyen kimseye hiçbir þey verme­yeceðine dair yemin etmiþti. Sonra þöyle dedi: Eðer Resulullah'ýn (as), "ye­min edip yemininin aksi durumda (bozulmasýnda) hayýr gören kiþi yem ininî bozsun ve keffaretini ödesin"d\ye buyurduðunu iþitmemiþ, olsaydým yemi­nimi bozmaz ona da hiçbir þey vermezdim.

Resulullah (as), "yemin ederek Müslüman bir kimsenin hakkýný yiyen kimseye Allah Azze cenneti haram kýlar ve onun cehenneme girmesini kesin­leþtirir" deyince þöyle sordular, "ya bu bak basit bir þeyse?". Resulullah (as), "isterse kesilmiþ bir dal dahi olsa durum deðiþmez" buyurdu. [496]

 
Putlara Yemin Etmek
 

Sa'd b. Ebi Vakkas, Resulullah'a (as), "ey Allah'ýn elçisi! Ben bu yakýn zamanlarda Lat ve Uzza'yayemin ettim" dedi. Resulullah (as), "bir ve tek o-lan Allah 'tan baþka ilah yoktur, O'nun ortaðý da yoktur de. Üç kez tekrarla ve sol tarafýna üç kez tükür. Sonra Allah 'a sýðýn ve hu þekil yemini bir daha tekrarlama" buyurdu.

Hadisi tmam Ahmed rivayet etmiþtir. [497]


[490] Dr. Seyyid el-Cemili, Fetava-yý Resulullah, Þura yayýnlarý:321-322.

[491] Dr. Seyyid el-Cemili, Fetava-yý Resulullah, Þura yayýnlarý:325.

[492] Dr. Seyyid el-Cemili, Fetava-yý Resulullah, Þura yayýnlarý:325-326.

[493] Dr. Seyyid el-Cemili, Fetava-yý Resulullah, Þura yayýnlarý:326-327.

[494] Dr. Seyyid el-Cemili, Fetava-yý Resulullah, Þura yayýnlarý:327.

[495] Dr. Seyyid el-Cemili, Fetava-yý Resulullah, Þura yayýnlarý:328.

[496] Dr. Seyyid el-Cemili, Fetava-yý Resulullah, Þura yayýnlarý:328-329.

[497] Dr. Seyyid el-Cemili, Fetava-yý Resulullah, Þura yayýnlarý:329.

Ynt: Zekat ve av By: ceren Date: 02 Aralýk 2019, 15:49:18
Esselamu aleyküm.rabbim razý olsun bilgilerden kardeþim...
Ynt: Zekat ve av By: es-Sabur Date: 03 Aralýk 2019, 06:25:56
Ne avlarsak avlayalým kanýný akýttýktan sonra yiyelim inþaAllah
Ynt: Zekat ve av By: Bilal2009 Date: 04 Aralýk 2019, 12:56:13
Ve aleykümüsselam Rabbim paylaþým için razý olsun
Ynt: Zekat ve av By: Sevgi. Date: 06 Aralýk 2019, 06:00:42
Aleyküm selâm. Rabbim bizleri her konuda rýzasýna uygun þekilde hareket etmeyi nasip etsin inþaAllah
Bilgiler için Allah razý olsun

radyobeyan