Delil By: meryem Date: 13 Ekim 2010, 10:13:25
Delil
Her nereden çýkarsan, yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. (Siz de) Her nerede olursanýz yüzünüzü onun yönüne çevirin. Öyle ki, onlardan zulmedenlerin dýþýnda insanlarýn, size karþý bir delilleri olmasýn. Onlardan korkmayýn, Benden korkun, üzerinizdeki nimetimi tamamlayayým. Umulur ki hidayete erersiniz. (2/150)
Peygamberleri, onlara (þöyle) dedi: "Onun hükümdarlýðýnýn belgesi, size Tabut´un gelmesi (olacaktýr ki) onda Rabbinizden ´bir güven duygusu ve huzur´ ile Musa ailesinden ve Harun ailesinden artakalanlar var; onu melekler taþýr. Eðer inanmýþlarsanýz, bunda þüphesiz sizin için bir delil vardýr." (2/248)
Ve sizin dininize uyanlardan baþkasýna inanýp güvenmeyin." De ki: "Þüphesiz doðru yol Allah´ýn dosdoðru yoludur. Size verilenin bir benzeri birine (Ýslam peygamberine) veriliyor ya da Rabbinizin katýnda onlar (Müslümanlar) size karþý deliller getiriyorlar, diye mi (bu telaþýnýz ) De ki: "Þüphesiz ´lutuf ve ihsan (fazl)´ Allah´ýn elindedir, onu dilediðine verir. Allah (rahmeti) geniþ olandýr, bilendir." (3/73)
Kendisi hakkýnda hiçbir delil indirmediði þeyi Allah´a ortak koþtuklarýndan dolayý küfredenlerin kalplerine korku salacaðýz. Onlarýn barýnma yerleri ateþtir. Zalimlerin konaklama yeri ne kötüdür. (3/151)
Diðerlerini de sizden ve kendi kavimlerinden güvende olmayý istiyor bulacaksýnýz. (Ama) Fitneye her geri çaðrýlýþlarýnda içine baþaþaðý (balýklama) dalarlar. Þayet sizden uzak durmaz, barýþ (þartlarýn)ý size býrakmaz ve ellerini çekmezlerse, artýk onlarý her nerede bulursanýz tutun ve onlarý öldürün. Ýþte size, onlarýn aleyhinde apaçýk olan ´destekleyici bir delil´ kýldýk. (4/91)
Ey iman edenler, mü´minleri býrakýp kafirleri veliler (dostlar) edinmeyin. Kendi aleyhinizde Allah´a apaçýk olan kesin bir delil vermek ister misiniz (4/144)
Kitap Ehli, senden kendilerine gökten bir kitap indirmeni istiyor. Musa´dan bundan daha büyüðünü istemiþlerdi. Demiþlerdi ki: "Bize Allah´ý açýkça göster." Böylece zulümlerinden dolayý onlara yýldýrým çarpmýþtý. Ardýndan kendilerine apaçýk belgeler geldikten sonra, buzaðýyý (ilah) edinmiþlerdi. Yine bundan dolayý onlarý affettik ve Musa´ya apaçýk olan ispatlayýcý bir delil verdik. (4/153)
Elçiler; müjdeciler ve uyarýcýlar olarak (gönderildi). Öyle ki elçilerden sonra insanlarýn Allah´a karþý (savunacak) delilleri olmasýn. Allah, üstün ve güçlü olandýr, hikmet ve hüküm sahibidir. (4/165)
Hem siz, Onun haklarýnda hiçbir delil indirmediði þeyleri Allah´a ortak koþmaktan korkmazken, ben nasýl sizin þirk koþtuklarýnýzdan korkarým Þu halde ´güvenlik içinde olmak bakýmýndan´ iki taraftan hangisi daha hak sahibidir Eðer bilebilirseniz." (6/81)
Bu, Ýbrahim´e, kavmine karþý verdiðimiz delilimizdir. Biz, dilediðimizi derecelerle yükseltiriz. Þüphesiz senin Rabbin, hüküm ve hikmet sahibidir, bilendir. (6/83)
De ki: "En ´üstün ve apaçýk´ delil Allah´ýndýr. Eðer O dileseydi elbette tümünüzü hidayete yöneltip-iletirdi." (6/149)
De ki: "Rabbim yalnýzca çirkin-hayasýzlýklarý -onlardan açýkta olanlarýný ve gizli olanlarýný,- günah iþlemeyi, haklý nedeni olmayan ´isyan ve saldýrýyý´ kendisi hakkýnda ispatlayýcý bir delil indirmediði þeyi Allah´a þirk koþmanýzý ve Allah´a karþý bilmediðiniz þeyleri söylemenizi haram kýlmýþtýr." (7/33)
Andolsun" dedi. "Rabbinizden üzerinize iðrenç bir azab ve gazab gerekli kýlýndý. Allah´ýn kendileri hakkýnda hiçbir delil indirmediði ve sizin ile babalarýnýzýn isimlendirdiði (düzüp uydurduðu) birtakým isimler (düzme tanrýlar ve kurallar) adýna mý benimle mücadele ediyorsunuz Öyleyse bekleyedurun; þüphesiz, ben de sizlerle birlikte bekleyenlerdenim." (7/71)
Hani siz vadinin yakýn kenarýnda, onlar uzak yamacýndaydýlar; kervan ise sizden daha aþaðýdaydý. Eðer sözleþseydiniz, kaçýnýlmaz olarak sözleþme yeri (veya konusu) hakkýnda anlaþmazlýða düþerdiniz; ancak Allah, olacaðý olan iþi gerçekleþtirmek için (böyle yaptý). Böylece, helak olacak kiþi apaçýk bir delilden sonra helak olsun, diri kalacak kiþi apaçýk bir delilden sonra hayatta kalsýn. Þüphesiz Allah, gerçekten iþitendir, bilendir. (8/42)
Onlara, kendilerinden öncekilerin; Nuh, Ad, Semud kavminin, Ýbrahim kavminin, Medyen ahalisinin ve yerle bir olan þehirlerin haberi gelmedi mi Onlara resulleri apaçýk deliller getirmiþlerdi. Demek ki Allah, onlara zulmediyor deðildi, ama onlar kendi nefislerine zulmediyorlardý. (9/70)
Andolsun, sizden önceki nesilleri, resulleri kendilerine apaçýk deliller getirdiði halde, zulmettikleri ve iman etmeyecek olduklarý için yýkýma uðrattýk. Ýþte biz, suçlu-günahkar olan bir topluluðu böyle cezalandýrýrýz. (10/13)
Allah çocuk edindi" dediler. O, (bundan) yücedir; O, hiçbir þeye ihtiyacý olmayandýr. Göklerde ve yerde ne varsa O´nundur. Kendinizde buna iliþkin bir delil de yoktur. Allah´a karþý bilmeyeceðiniz bir þeyi mi söylüyorsunuz (10/68)
Rabbinden apaçýk bir delil üzerinde bulunan, onu yine ondan bir þahid izleyen ve ondan önce bir önder ve rahmet olarak Musa´nýn kitabý (kendisini doðrulamakta) bulunan kimse, (artýk onlar) gibi midir Ýþte onlar, buna (Kur´an´a) inanýrlar. Gruplardan biri onu inkâr ederse, ateþ ona vaadedilen yerdir. Öyleyse, bundan kuþkuda olma, çünkü o, Rabbinden olan bir haktýr. Ancak insanlarýn çoðunluðu inanmazlar. (11/17)
Andolsun, Musa´yý ayetlerimizle ve apaçýk olan bir delille gönderdik. (11/96)
Andolsun kadýn onu arzulamýþtý, -eðer Rabbinin (zinayý yasaklayan) kesin kanýt (burhan)ýný görmeseydi- o da (Yusuf da) onu arzulamýþtý. Böylelikle biz ondan kötülüðü ve fuhþu geri çevirmek için (ona delil gönderdik). Çünkü o, muhlis kullarýmýzdandý. (12/24)
Sonra onlarda (Yusuf´un iffetine iliþkin) delilleri görmelerinin ardýndan, mutlaka onu belli bir vakte kadar zindana atmak (görüþü)aðýr bastý. (12/35)
Sizin Allah´tan baþka taptýklarýnýz, Allah´ýn kendileri hakkýnda hiçbir delil indirmediði, sizin ve atalarýnýzýn ad olarak adlandýrdýklarýnýzdan baþkasý deðildir. Hüküm, yalnýzca Allah´ýndýr. O, kendisinden baþkasýna kulluk etmemenizi emretmiþtir. Dosdoðru olan din iþte budur, ancak insanlarýn çoðu bilmezler." (12/40)
Sizden öncekilerin, Nuh kavminin, Ad ve Semud ile onlardan sonra gelenlerin haberi size gelmedi mi Ki onlarý, Allah´tan baþkasý bilmez. Elçileri onlara apaçýk delillerle gelmiþlerdi de, ellerini aðýzlarýna götürüp (öfkelerinden ýsýrdýlar) ve dediler ki: "Tartýþmasýz, biz sizin kendisiyle gönderildiðiniz þeyleri inkâr ettik ve bizi kendisine çaðýrdýðýnýz þeyden de gerçekten kuþku verici bir tereddüt içindeyiz." (14/9)
Resulleri dedi ki: "Allah hakkýnda mý þüphe (ediyorsunuz) O, gökleri ve yeri yaratandýr; O, sizi, günahlarýnýzý baðýþlamak için davet etmekte ve sizi adý konulmuþ bir süreye kadar erteliyor." Dediler ki: "Siz, bizim benzerimiz olan birer beþerden baþkasý deðilsiniz. Siz bizi, babalarýmýzýn taptýklarýndan çevirip-engellemek istiyorsunuz, öyleyse bize apaçýk bir delil getirin." (14/10)
Resulleri onlara dediler ki: "Doðrusu biz, sizin gibi yalnýzca bir beþeriz, ancak Allah kullarýndan dilediðine lütufta bulunur. Allah´ýn izni olmaksýzýn size bir delil getirmemiz bizim için olacak þey deðil. Mü´minler, ancak Allah´a tevekkül etmelidirler." (14/11)
(Onlarý) Apaçýk deliller ve kitaplarla (gönderdik). Sana da zikri (Kur´an´ý) indirdik ki, insanlara kendileri için indirileni açýklayasýn ve onlar da iyice düþünsünler, diye. (16/44)
Þunlar, bizim kavmimizdir; O´ndan baþkasýný ilahlar edindiler, onlara apaçýk bir delil getirmeleri gerekmez miydi Öyleyse Allah´a karþý yalan uydurup iftira düzenden daha zalim kimdir " (18/15)
Dediler ki: "Bize gelen apaçýk delillere ve bizi yaratana seni asla ´tercih edip-seçmeyiz." Neyde hükmünü yürütebileceksen, durmaksýzýn hükmünü yürüt; sen, yalnýzca bu dünya hayatýnda hükmünü yürütebilirsin." (20/72)
Onlar, Allah´ý býrakýp da (Allah´ýn) kendisine bir delil indirmediði ve haklarýnda (hiçbir) bilgileri olmayan þeylere tapýyorlar. Zulmedenler için hiçbir yardýmcý yoktur. (22/71)
Sonra Musa ve kardeþi Harun´u ayetlerimizle ve apaçýk bir delille gönderdik. (23/45)
Rabbini görmedin mi, gölgeyi nasýl uzatývermiþtir Eðer dilemiþ olsaydý onu durgun kýlardý. Sonra biz güneþi ona bir delil kýlmýþýzdýr. (25/45)
Ýsrailoðullarý bilginlerinin onu bilmesi onlar için bir delil (ayet) deðil mi (26/197)
Onu gerçekten þiddetli bir azabla azablandýracaðým, ya da onu boðazlayacaðým veya o, bana apaçýk olan bir delil getirmelidir." (27/21)
Karun´u, Firavun´u ve Haman´ý da (yýkýma uðrattýk). Andolsun, Musa onlara apaçýk delillerle gelmiþti, ancak yeryüzünde büyüklendiler. Oysa onlar (azabtan kurtulup) geçecek deðillerdi. (29/39)
Yeryüzünde gezip dolaþmýyorlar mý Böylece kendilerinden öncekilerin nasýl bir sona uðradýklarýný görsünler. Onlar, güç bakýmýndan kendilerinden daha üstün idiler, topraðý alt-üst etmiþler (ekmiþler, madenler, sular arayýp çýkarmýþlar) ve onu, kendilerinin imar ettiðinden daha çok imar etmiþlerdi. Elçileri de, onlara açýk delillerle gelmiþti. Demek ki Allah onlara zulmetmiyordu, ancak onlar kendi nefislerine zulmediyorlardý. (30/9)
Yoksa biz, onlara ispatlý bir delil indirdik de, o mu O´na ortak koþmalarýný söylüyor (30/35)
Yoksa sizin apaçýk olan bir deliliniz mi var (37/156)
Andolsun, biz Musa´yý ayetlerimizle ve apaçýk bir delille gönderdik; (40/23)
Ki onlar, Allah´ýn ayetleri konusunda kendilerine gelmiþ bir delil bulunmaksýzýn mücadele edip dururlar. (Bu,) Allah katýnda da, iman edenler katýnda da büyük bir öfke (sebebi)dir. Ýþte Allah, her mütekebbir zorbanýn kalbini böyle mühürler." (40/35)
Þüphesiz, kendilerine gelmiþ bulunan hiçbir delil olmaksýzýn, Allah´ýn ayetleri konusunda mücadele edenlere gelince; onlarýn göðüslerinde kendisine ulaþamayacaklarý bir büyüklük (isteðin)den baþkasý yoktur. Artýk sen Allah´a sýðýn. Þüphesiz O hakkýyla iþiten, hakkýyla görendir. (40/56)
Þu halde, sen bundan dolayý davet et ve emrolunduðun gibi doðru bir istikamet tuttur. Onlarýn heva (istek ve tutku)larýna uyma. Ve de ki: Allah´ýn indirdiði her kitaba inandým. Aranýzda adaletli davranmakla emrolundum. Allah, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim amellerimiz bizim, sizin amelleriniz sizindir. Bizimle aranýzda ´deliller getirerek tartýþma (ya, huccete gerek)´ yoktur. Allah bizi bir araya getirip-toplayacaktýr. Dönüþ O´nadýr." (42/15)
O´na icabet olunduktan sonra, Allah hakkýnda (sözde) ´deliller öne sürüp tartýþanlarýn´ delilleri, Rableri katýnda geçersizdir. Onlarýn üzerinde bir gazab vardýr ve þiddetli azab onlaradýr. (42/16)
Allah´a karþý büyüklenmeyin; þüphesiz size apaçýk, bir delil getiriyorum." (44/19)
Onlara açýk belgeler olarak ayetlerimiz okunduðu zaman, onlarýn (sözde) delilleri: "Eðer doðru sözlüler iseniz, atalarýmýzý (diriltip) getirin" demekten baþkasý deðildir. (45/25)
Musa (olayýn)da da (düþündürücü ayetler vardýr). Hani Biz onu açýk bir delille Firavun´a göndermiþtik; (51/38)
Yoksa onlarýn bir merdivenleri mi var (ki) onunla (yükselip en yüce makamda konuþulanlarý) dinliyorlar Öyleyse, dinleyenleri açýk bir delil getirsin. (52/38)
Bu (putlar ise,) sizin ve atalarýnýzýn (kendi istek ve öngörünüze göre) isimlendirdiðiniz (keyfi) isimlerden baþkasý deðildir. Allah, onlarla ilgili ´hiçbir delil´ indirmemiþtir. Onlar, yalnýzca zanna ve nefislerinin (alçak) heva (istek ve tutku) olarak arzu ettiklerine uyuyorlar. Oysa andolsun, onlara Rablerinden yol gösterici gelmiþtir. (53/23)
Kitap ehlinden ve müþriklerden inkâr edenler, kendilerine apaçýk bir delil gelinceye kadar, (bulunduklarý durumdan) kopup-ayrýlacak deðillerdi. (98/1)
(O delil de) Allah´tan gönderilmiþ-bir elçi (ki,) tertemiz sahifeleri okumaktadýr; (98/2)
radyobeyan