Muallimi Ekmel 2 By: sidretül münteha Date: 11 Ekim 2010, 15:24:44
Muallim-i Ekmel 2
ALLAH RESULÜ’NÜN EÐÝTÝM METODUNU BUGÜN DÜNYA UYGULUYOR
Resulullah Efendimiz’in (sas) ashabýna bir þeyler öðretirken takip ettiði yol eðitim ile alâkalý çok önemli kurallarý da ortaya koymaktadýr. ALLAH Resulü’nün eðitim metodunda çaðdaþ eðitimde ‘öðrenmeye hazýr olma’ denilen prensibe öncelikle dikkat ettiðini görüyoruz. Hadislerdeki kýsalýk ve özlük, her birinin birer vecize niteliðinde oluþu bu sebebe dayanýr. Ýbn-i Mesud bu durumu þöyle anlatýr: “Ashabý usanýp sýkýlýr düþüncesiyle Resul-i Ekrem bize her gün deðil, arada bir va’z ve nasihat ederdi.”
EFENDÝMÝZ (SAS),ÖÐRETTÝÐÝNÝN UYGULANMASINI ÝSTERDÝ
Resulullah öðrettiklerinin anlaþýlýp anlaþýlmadýðýný kontrol eder, öðrenilenlerin de uygulanmasýný isterdi. Sahabeye, ibadetlerini tam ve noksansýz yapmalarýný emreder, onlara nasýl yapacaklarýný anlatýr, murakabe eder, gerektiðinde hatalarýný gösterirdi. Ýyice anlaþýlmasý ve zihinde yer etmesi için önemli konularda sözü üç defa tekrar ederdi. Bu tekrar esnasýnda onun mübarek aðzýndan çýkan kelimeler, adeta sayýlabilirdi. Peygamberimiz her söylediðini üç defa tekrar ederdi. Bunu gerektiðinde ve özellikle önemli þeylerde yapardý. Resul-i Ekrem, her suale cevap verir ancak cevabýný bilmediði sualler karþýsýnda sükut eder, vahyi beklerdi. Vahiy geldikten sonra derhal sual sahibini arayýp bulur ve Ýlahî cevabý iletirdi.
KENDÝSÝNDEN ZÝNA YAPMA ÝZNÝ ÝSTEYEN GENCE NE DEMÝÞTÝ?
Günümüz gençliðinin bataða saplandýðý konularýn baþýnda cinsellik geliyor. Bu sorunu, cinselliði yok sayarak ya da görmezlikten gelerek çözmek ne yazýk ki mümkün deðil. Cinsel güdülerin aþýrý tahrik edildiði bir ortamda yapýlmasý gereken, gençlerin bu sorunlarýna daha olumlu bir yaklaþým sergilemek; fizyolojik ihtiyaçlarý görmezlikten gelmek ve aradaki duygularý umursamamak yerine Ýslam’ýn getirdiði çerçevede, meþru sýnýrlar içerisinde hayatý yaþamak, doðal olandan ayrýlmamak. Bu konuda da önümüzde mükemmel bir örnek var; ALLAH Resulü (sas). O dönemde de gençler yaþlarýnýn gereði birtakým duygularý içlerinde taþýyorlardý. Resulullah (sas) bu durumu ciddiye alarak bizlere nasýl bir yaklaþým sergileyeceðimizi anlatmýþtýr.
Bir gün Kureyþ kabilesinden bir genç Hz. Peygamber’in (sas) huzuruna gelerek, “Ey ALLAH’ýn elçisi, bana zina etmek için izin ver.’’ dedi. Ashaptan bazýlarý, bu ifadeleri Ýslam terbiyesine aykýrý görerek genci azarlayýp üzerine yürüdüler. Hz. Peygamber ise son derece sakin bir þekilde delikanlýya seslendi ve “Yanýma gel, otur’’ diye yer gösterdi. Sonra onunla sohbet etmeye baþladý:
-Söyle bakayým; bir baþkasýnýn senin annenle zina etmesini ister misin?
-‘Yoluna feda olayým, hayýr kesinlikle istemem.
-Zaten hiç kimse annelerine böyle birþey yapýlmasýný istemez. Bir baþkasýnýn senin kýzýnla zina etmesine razý olur musun?
-Hayýr, uðrunda öleyim ey ALLAH’ýn elçisi, razý olmam.
-Öyleyse hiç kimse kýzlarýyla zina edilmesine razý olmaz.
Hazreti Peygamber (sas) delikanlýya kýz kardeþi, halasý ve teyzesiyle zina edilmesine razý olup olmayacaðýný sordu. Delikanlý hep “Yoluna feda olayým, hayýr istemem’’ diye cevap veriyordu. Artýk hatasýný anladýðýný görünce Hz. Peygamber, elini bu gencin omuzuna koyarak, “ALLAH’ým! Bunun günahýný affet, kalbini temizle ve uzuvlarýný günah iþlemekten koru!’’ diye dua etti. Hadisi rivayet eden sahabinin söylediðine göre, o genç böyle þeylerle bir daha ilgilenmedi.
KIZ ÇOCUKLARININ HOR GÖRÜLMESÝNÝ ÝSTEMÝYORDU
Hz. Muhammed (sas) o dönemlerde insanlarý kendi evladýný diri diri topraða gömecek kadar canavarlaþtýran kýz-erkek ayrýmýný ortadan kaldýrmýþ, onlara eþit davranýlmasýný istemiþti. Nitekim bir gün bir adam, Peygamberimizin yanýnda oturduðu sýrada, adamýn erkek çocuðu çýkagelmiþti. Adam çocuðu öpüp, dizlerine oturttu. Daha sonra ayný þahsýn kýz çocuðu gelince babasý onu yanýna oturttu. Peygamber Efendimiz derhal, “Niçin ikisini bir tutmadýn?” diye kýnadý. Bir baþka vesile ile de “Çocuklarýn senin üzerindeki haklarýndan birisi de, onlara eþit davranmandýr.’’ buyurmuþtu.
ÇOCUKLARA HEDÝYELERLE SEVÝNDÝRÝYORDU
Yolda karþýlaþtýðý çocuklara selam verip, hal-hatýrlarýný soran, hasta çocuklarýn ziyaretine giden, kendi yanýna gelen çocuklarý kabul eden, çocuklara hediyeler, armaðanlar alan ve onlarý sevindiren bir insandýr O. Muhammed Mustafa (sas), hareketleriyle çocuklarýn son derece önemli ve lüzumlu olan “sevilme’’ ihtiyacýný karþýlarken, insanlarýn da ayný þekilde davranmasýný istemiþ ve “Kiþinin kendisi, ailesi ve çocuðu için harcadýklarýnýn hepsi sadakadýr.’’ demiþtir
SERHAT ÞEFTALÝ