Bir cennet hazinesi la havle By: sumeyye Date: 10 Ekim 2010, 16:57:44
Bir Cennet Hazinesi: La Havle...
Ýnsanýn, her iþinde Kudreti Sonsuza dayandýðýný, O'nun yardým ve dilemesi olmadan iyi-kötü hiç bir þeyin cereyan etmeyeceði inancýný ifade etmek üzere, günlük hayatta sýk sýk kullandýðý vecizeleþmiþ bazý cümleler bulunmaktadýr. Ancak ne kadar kapsamlý bir manaya sahip olduklarý ve ne kadar sevaplý olduklarý yeterince bilinmemektedir. Bunlardan birisi de La havle vela kuvvete illa billâh, þeklindeki cümledir. Biz yazýmýzda bu cümle üzerinde durmaya çalýþacaðýz.
Bu mübarek cümlede geçen havl kelimesi; hareket ve çare anlamýna gelmektedir. Metinde geçen kuvvet kelimesi ise Türkçemizde yaklaþýk ayný anlamda kullanýlmaktadýr. Lügatlerde geçen kelime anlamlarý ve hadis þerhlerinde yapýlan izahlar göz önüne alýnýnca bu cümle þu þekilde tercüme edilebilir: “Hayýrlý iþler yapabilmek, günahlardan kaçýnabilmek ve insan gücünü aþan olaylar karþýsýnda metin durabilmek dahil, hareket, tekâmül, güç ve kuvvet gerektiren her hâlimiz ve her iþimiz için gerekli güç ve kuvvet ancak Allah'ýn lütfü iledir.”
Onun için de insan hayatýna kuþatýcý bir nazarla bakanlar bu cümleyi açýklama sadedinde þöyle demiþlerdir:
— Yokluktan çýkýp vücuda gelmek için gerekli havl ve kuvvet Allah'tandýr.
— Hayatta kalmak için gerekli havl ve kuvvet Allah'tandýr.
— Zararý def', menfaati celb için gerekli havl ve kuvvet Allah'tandýr.
— Musibetten uzak kalýp arzu edilen þeyleri elde etmek için gerekli havl ve kuvvet Allah'tandýr.
— Günaha düþmemek, ibadete devam etmek için gerekli havl ve kuvvet Allah'tandýr.
— Azaba maruz kalmamak, nimete mazhar olmak için gerekli havl ve kuvvet Allah'tandýr.
— Zulmete düþmemek, iman nuru ile tenevvür etmek için gerekli havl ve kuvvet Allah'tandýr.1
Havl kelimesinin maddî-manevî zararlý þeylerden kaçýnma ve korunma gücünü; kuvvet kelimesinin ise maddî-manevî, faydalý ve müsbet þeyleri yapma gücünü ifade ettiði de hadis þarihleri tarafýndan belirtilmiþtir.
Bu cümlenin insan hayatýndaki önemine dair þu izahlar da yapýlmýþtýr:
— Bu cümlede dile getirilen inanç, kusurlu ve aciz olan insana, tabir yerinde ise haddini (sýnýrlarýný) bildirir, gerçek kulluða, Allah’ýn sonsuz kuvvet ve kudretini itirafa davet eder.
— Bu inanç sayesinde insan kendi nefsinde ve þuuru derecesinde, Hakiki Müessiri görür.
— Bu cümlenin ruhunu kavrayan kimse, menfi hâdiselere karþý telaþa kapýlmaz ve kalbindeki huzuru muhafaza eder. Hatta dehþet salan bir hâdise ile karþýlaþsa bile; “Mevlâ görelim neyler, neylerse güzel eyler” der, ibret nazarý ile seyreder.
— Bu cümle yeis ve ucub gibi manevî hastalýklarý tedavi eder. Þöyle ki: Olup biten hâdiselerin ve þeytan gibi aldatýcý varlýklarýn serbest ve sahipsiz olduðunu zanneden veya ülfetten dolayý hâdiselerin gerçek failini göremeyen insanýn ümidi kýrýlýr, bazen hayatýný zehir eder. Diðer taraftan, yapýlan bazý hayýr-hasenata vesile veya aracý olduðunu gören insan, bunlarý kendi güç ve kuvvetiyle yaptýðýný zanneder, hakikî failin kendisi olduðunu düþünür. Oysa mahiyeti itibarýyla unutkan, aceleci, bencil, korkak, muhtaç… olan insan daha çok kusurlu, hatalý ve noksan iþler yapar. Öyle ise insanýn kendini beðenip övünme hakký yoktur. Ýþte bu cümle der ki: "Ey insan, isyan, belâ ve musibetlere maruz kaldýðýnda ümitsiz olma, Allah’tan güç ve kuvvet iste. Diðer taraftan mehâsin ve kemâlata karþý malikiyet davasýndan da vazgeç.”
— Ýnsan hayatýnda tevekkülün büyük önemi bulunmaktadýr. Tevekkül; tesir-i hakikî vermemekle beraber sebepler dairesinde esbâba arýzasýz riâyet edip kalbin Allah’a tam itimat ve güveni, hatta baþka güç kaynaklarý mülâhazasýndan bütün bütün sýyrýlmasý manasýna gelir ki, iki adým ötesi, "gassâlin elindeki meyyit" sözüyle ifade edilen teslim mertebesidir. Diðer bir yaklaþýmla tevekkül; Cenâb-ý Hak’a bel baðlayýp itimat etme ve O’ndan baþkasýna kalbin kapýlarýný kapama demektir ki; buna, bedenin ubudiyete, kalbin rubûbiyete kilitlenmesi de diyebiliriz. Dünyadaki sünnetullah gereði esbaba riayetten sonra tevekkülü dile getirmenin en güzel þekli ise, konumuz olan, “Havl ve kuvvet, olup biten her þey, ancak Allah’ýn izni ve iradesi dâhilinde gerçekleþir” þeklindeki kudsî beyandýr.
— Bilindiði gibi halk arasýnda öfkelenen kiþi bu öfkesini yenmek, dolayýsýyla o sinirle nahoþ bir þeye sebebiyet vermemek için “La havle …” der. Bununla, öfkeyi yenmenin yolunun da Allah'a dayanmak olduðu anlatýlýr.
Bundan sonra konuyu Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem)'in mübarek sözleri ýþýðýnda, onlarý baþlýk yaparak ele almaya çalýþacaðýz.
Cennet Hazinesi
Hazine; altýn, gümüþ, mücevher gibi deðerli eþya yýðýný, büyük servet, deðerli þeylerin saklandýðý yer anlamýna gelir. Mecazi olarak büyük baðlýlýk duyulan, deðer verilen þey veya kimse manasýnda kullanýlýr. Efendimiz (sellallahu aleyhi vesellem) bazý hadislerinde La Havle…'nin2 ebedî Cennet hayatýnda bir hazine olduðunu, diðer bir hadislerinde arþ hazinelerinden biri, Hz. Ýbrahim (aleyhisselam)'den naklen de bir cennet fidaný olduðunu þöyle ifade buyurmuþlardýr:
Ebû Musa el-Eþ'arî anlatýyor: "Allah Resûlü Hayber'e gazaya giderken ashap bir vadide yüksek sesle tekbir getirmeye baladý. Bunun üzerine Allah Resûlü:
— Yavaþ tekbir getiriniz! Çünkü siz ne saðýra dua ediyorsunuz, ne de gaibe sesleniyorsunuz. Muhakkak ki siz, iyi iþiten ve size çok yakýn olan Allah'a dua ediyorsunuz. O her zaman sizinle beraberdir, buyurdu. Bu sýrada ben Allah Resûlü’nün binitinin arkasýnda idim. Ben de: “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh” demeye baþladým. Sesimi iþitti ve:
— Ey Abdullah b. Kays! (Ebû Mûsa el-Eþ'arî'nin lakabý) diye seslendi. Ben de:
— Buyur ey Allah'ýn Resûlü, dedim. Efendimiz:
— Ey Abdullah, sana Cennet hazinelerinden bir hazine haber vereyim mi? buyurdu. Ben de:
— Bildir, ey Allah'ýn Resûlü; anam-babam sana fedâ olsun! dedim. Efendimiz:
— O kelime, “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh”týr, buyurdu."
Hz. Ebû Eyyüb el-Ensârî (radýyallahu anh) anlatýyor: "Miraç gecesi Allah Resûlü, Hz. Ýbrahim’in yanýna uðradý. Hz. Ýbrahim (aleyhisselam), Hz. Cebrail’e yanýndakinin kim olduðunu sordu. O da: “Muhammed’dir” dedi. Hz. Ýbrahim þöyle dedi: “Ya Muhammed! Ümmetine emret, cennete çok fazla fidan diksinler. Çünkü cennetin topraðý verimli ve yeri de geniþtir.” Allah Resulü, cennet fidanýnýn ne olduðunu sorduðunda da þu cevabý verdi Hz. Ýbrahim: “Lâ havle ve lâ kuvvete illa billâh”týr."
Hz. Hazým b. Harmele de bir gün Efendimiz’e uðradýðýnda kendisine þunu söylediðini belirtmektedir: "Ya Hazým! La havle vela kuvvete illâ billah'ý çokça söyle; zira o cennet hazinelerinden biridir."5 Hz. Muaz ise Efendimiz’in kendisine, "Sana Cennet kapýlarýndan birini haber vereyim mi?" diye sorduðunu ve arkasýndan da: "O La havle ve lâ kuvvete illâ billâh'tir" dediðini haber vermektedir.
Bâkiyât-ý Sâlihât
Bir ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz þöyle buyuruyor: "Mal, mülk, çocuklar… bütün bunlar dünya hayatýnýn süsleridir. Baki kalacak faydalý iþler ise Rabbinin katýnda, hem mükâfat yönünden hem de ümit baðlama bakýmýndan daha hayýrlýdýr." (Kehf sûresi, 46)
Abdullah b. Abbas (radýyallahu anh)'tan naklen müfessirler, ayette geçen 'el-Bakiyat'us-Salihat'ýn bütün güzel ameller olduðunu söylemiþlerdir. Buna göre geniþ manasýyla salih amel, baþta iman olmak üzere Ýslam’ýn yapýlmasýný emrettiði ve hoþ gördüðü güzel iþlerle, ahlakî deðerlere uygun davranýþlardýr. Allah’ý zikretmek, namaz, oruç, zekât, hac vb. ibadetler; iyiliðe yöneltmek, kötülükten sakýndýrmak, ana-babaya, akrabaya ve komþulara iyi davranmak, adalet, ihsan gibi dinin ihtiva ettiði bütün iyi iþler dünyada insanlara fayda verecek ve ahirette kurtuluþa vesile olacak salih amellerdir.
Ancak Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) daha hususi bir yöne dikkatleri çekmektedir. Hz. Ebû Said el-Hudrî anlatýyor: "Allah Resûlü buyurdular ki: Bâkýyât-ý sâlihâtý çokça yapýn. "Bâkýyât-ý sâlihât nedir ey Allah'ýn Resûlü?" diye sorulduðu vakit: "Allahu Ekber, Sübhanallah, Elhamdülillah ve Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh kelimeleridir." buyurdu.
Efendimizin bu izahýndan, her ne kadar bütün iyilikler salih amel dairesi içinde olsa da, bunlarýn zirvesinin ve özünün,
— Allah'ý bütün noksanlýklardan tenzih etmek,
— gereðine uygun O’na hamd etmek ve
— bütün güç ve kuvvetin O’na ait olduðunu itiraf etmek olduðu anlaþýlmaktadýr.
Evden Çýkýþta Alýnacak Tedbir
Her dönemde sokaklar, çarþý ve pazarlar, þeytanlarýn daha çok faal olduklarý yerler olmuþ, dolayýsýyla buralar adeta günah merkezleri haline gelmiþlerdir. Ancak sokaða çýkmadan hayatýmýzý sürdürmemiz de adeta mümkün deðildir. Öyle ise bu günahlara daha az bulaþmak için bazý tedbirler almak durumundayýz. Ezcümle,
— sadece ihtiyaç olduðunda dýþarý çýkmalý,
— ihtiyacýmýzý hemen karþýlayýp geri dönmeli,
— mümkün olabildiðince yalnýz çýkmamalý,
— nezih yerler araþtýrmalý,
— stres atmak için sokaðý seçmemeli vs. Bu tedbirlerin yaný sýra, dua ile Rabbimize sýðýnmalýyýz.
Allah Resûlü (sallallahu aleyhi vesellem) bu konuda da yol göstermekte ve þöyle buyurmaktadýr: "Kim evinden çýktýðý zaman:
" بِسْمِ اللّٰهِ تَوَكَّلْتُ عَلَى اللّٰهِ لَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إِلَّا بِاللّٰهِAllah'a tevekkül edip Allah'ýn adýyla çýkarým. Güç ve kuvvet Allah'tandýr.” derse; ona þöyle söylenir: “Her kederden emin kýlýndýn, muhafaza altýna alýndýn ve doðru yola iletildin.” Ayrýca þeytanlar ondan uzaklaþýr." Ebû Davud'un Sünen’inde þu ilâve de vardýr: "Bir þeytan diðer þeytana der ki: '(Bu dua ile sokaða çýkan kiþiyi kastederek) hidayete iletilen, her kederden emin kýlýnan ve muhafaza altýna alýnan bir adamla nasýl uðraþacaksýn ki?"
Esaretten Kurtuluþ Reçetesi
Bu mübarek cümle ile ilgili asr-ý saadetten þöyle bir olay aktarýlmaktadýr: Mâlik el-Eþcaî, Efendimiz’e gelerek oðlu Avf'ýn, düþmana esir düþtüðünü haber verdi. Efendimiz de ona: "Oðluna haber gönder: Allah Resûlü 'Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh duasýný çokça yapmaný emrediyor' de!" buyurdu. Avf'a haber gönderildi ve Allah Resûlü’nün tavsiye ettiði dua iletildi.
Efendimiz’in haberini alan Avf, yüzükoyun yere kapandý ve 'Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh' demeye baþladý. Müþrikler onu iyice baðlamýþlardý. Üzerindeki baðlar kendiliðinden çözüldü. Hemen dýþarýya çýktý ve kendisini esir edenlere ait bir deveye binerek oradan hýzla uzaklaþtý. Yolda, esir eden kimselerin deve sürüsüne rastladý. Sürüye seslendi, develer de onun arkasýndan geldiler.
Avf'ýn, geldiðini bildirmek için seslenmesi, anne ve babasý için sürpriz oldu. Babasý çýktý ve 'Kâbe’nin Rabbine yemin olsun ki, bu bizim Avf!' dedi. Annesi de: 'Benim caným, benim ciðerim!' diyerek oðlunu karþýladý, baðrýna bastý. Avf'ýn tek sýkýntýsý, vücudundaki baðlarýn yaptýðý izler ve býraktýðý acýlardý. Babasý ve evin hizmetçisi kapýya koþtular. Bir de ne görsünler! Avf, evin avlusunu develerle doldurmuþ! Babasýna, durumunu ve develerin nasýl geldiðini anlattý. O da, hem Avf hem de develer hakkýnda Allah Resûlü’ne gelip bilgi verdi. Efendimiz þöyle buyurdu:
"O develeri nasýl istersen kullanabilirsin, týpký kendi develerin gibi." O sýrada þu âyet nazil oldu: "Kim Allah'a karþý gelmekten sakýnýrsa, Allah, ona sýkýntýdan çýkýþ kapýlarý açar. Onu hiç ummadýðý yerlerden rýzýklandýrýr. Allah’a dayanýp güvenene Allah kâfidir." (Talâk, 65/3)8
Avuçlar Dolusu Hayýr
Ýbn Ebi Evfa (radýyallahu anh) anlatýyor: "Efendimiz’e bir adam gelerek,
— Ey Allah'ýn Resûlü, ben Kur'ân'dan yeterince ezberleyemiyorum. Bana yetecek baþka bir þeyi siz öðretseniz!" dedi.
Efendimiz þu duayý öðretti: 'Sübhânallah, velhamdülillah ve lâilâhe illallah, vallâhu ekber ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh." Adam,
— Ey Allah'ýn Resûlü, bu zikir Allah içindir. (O'nu senâdýr), kendim için dua olarak ne söyleyeyim?" dedi. Allah Resûlü (s.a.s.) de:
— Þöyle dua et dedi:
" اَللّٰهُمَّ اغْفِرْ لِي وَارْحَمْنِي وَاهْدِنِي وَارْزُقْنِي Allah'ým bana merhamet et, afiyet ver, hidayet ver, rýzýk ver!".
Adam (dinleyip, kalkýnca) ellerini sýkýp göstererek: "Þöyle (sýmsýký belledim!)" dedi. Efendimiz bunun üzerine:
— Ýþte bu adam iki elini de hayýrla doldurdu, buyurdu."9
Bu dünyada sebeplere riayet etmek Allah'ýn deðiþmez sünnetindendir. Mal-mülk edinmek için de elbette sebeplere riayet edilecektir. Bu, duanýn fiilî boyutunu oluþturur. Ancak bununla yetinmeyip bir de kavlî dua etmek kulluðumuzun gereðidir. Ýþte böyle bir duayý Ýmam Mekhûl'den rivayetle Hz. Ebû Hüreyre'den öðreniyoruz: "Allah Resûlü buyurdular ki: “Lâ havle ve lâ kuvvete illa billâh, sözünü çok tekrar edin. Zira o cennet hazinelerindendir.” Mekhûl der ki: "Kim bunu söyler ve sonra da: "Allah'ýn gazabýndan ancak O'nun rahmetine iltica etmekle kurtuluþa eriþilebilir" ifadesini de eklerse, Allah ondan yetmiþ çeþit zararý kaldýrýr ki bunlarýn en hafifi fakirliktir."
En Hayýrlý, Kolay ve Keyfiyetli Dua
Hz. Sa'd b. Ebî Vakkas'tan rivayet edilmiþtir: Allah Resûlü ile birlikte bir kadýný ziyaret etmiþtik. Kadýnýn önünde hurma çekirdekleri veya çakýl taþlarý vardý. Onlarla tesbih çekiyordu. Bunu gören Allah Resûlü: "Sana bundan daha hayýrlýsýný haber vereyim:
سُبْحَانَ اللّٰهِ عَدَدَ مَا خَلَقَ فِي السَّمَاءِ وَسُبْحَانَ اللّٰهِ عَدَدَ مَا خَلَقَ فِي الْأَرْضِ وَسُبْحَانَ اللّٰهِ عَدَدَ مَا بَيْنَ ذٰلِكَ وَسُبْحَانَ اللّٰهِ عَدَدَ مَا هُوَ خَالِقٌ وَاللّٰهُ أَكْبَرُ مِثْلَ ذٰلِكَ وَالْحَمْدُ لِلَّهِ مِثْلَ ذٰلِكَ وَلَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إِلَّا بِاللّٰهِ مِثْلَ ذٰلِكَ
Allah'ýn gökteki yaratýklarý sayýsýnca 'sübhanallah', yeryüzündeki ve yer-gök arasýndaki yaratýklarý sayýsýnca 'elhamdülillah', onlar miktarýnca 'la ilahe illallah' ve yine onlar kadar 'la havle ve la kuvvete illa billâh' de', buyurdu."
Yukarýdaki rivayetten anlaþýlýyor ki, Efendimiz hurma çekirdekleri veya çakýl taþlarýyla tesbih çeken kadýný görünce onu yaptýðý iþten menetmemiþ, onun vaziyetini yadýrgamamýþ fakat bundan daha kolay ve daha üstün bir þey öðretmiþtir. Bunun anlamý, onun öðrettiði þeylerin daha az külfetli, fakat sevapça daha fazla olmasý demektir. Bu, Efendimiz'in öðrettiðinin muhteva üstünlüðünü gösterir. Ayrýca insan tek tek sayarak ne kadar çok zikir yaparsa yapsýn yer-gök ve bunlar arasýndaki varlýklar sayýsýna ulaþamaz. Bu da Efendimiz’in öðrettiði zikirlerin adet yönünden de üstünlüðüne delalet eder.
Ezan Dinlerken
Allah Resûlü (sallallahu aleyhi vesellem) bir hadis-i þeriflerinde (özetle) kim müezzin ezan okuduðunda söylediklerini tekrar eder; hayye ale's-salati ve hayye ale'l-felah deyince, "La havle ve la kuvvete illa billah" derse cennete girer buyurur.
Müezzin ezan okurken veya kamet getirirken hayye ale's-salati ve hayye ale'l-felah deyince, 'la havle ve la kuvvete illa billah' demekle, hiç bir kötülüðü geri çevirmeye, hiçbir hayrý elde etmeye güç ve kudretimizin bulunmadýðýný belirtmekte ve Allah'tan bu iki hususta da bize güç, kuvvet ve basiret vermesini dilemekteyiz. Çünkü müezzin, müminleri kurtuluþa, felah ve necata, hayýr ve iyiliðe davet ederken, böylesine önemli bir ameli layýkýyla yerine getiremeyeceðimizi düþünerek Allah'ýn sebepleri kolaylaþtýrýp bize yardýmda bulunmasýný istemekteyiz. Sabah ezanýnda müezzin, "es-Salâtu hayrun minennevm" (namaz uykudan hayýrlýdýr) dediðinde "sadakte ve bererte" (doðruyu ve iyiyi söyledin) demek gerektiðini de eklemeliyiz.
Netice
Yukarýda bir kýsmý aktarýlan bilgilerden Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem)’in 'La havle ve la kuvvete illa billâh' duasýný çokça zikrettiði ve hemen her fýrsatta ashabýna da emrettiði anlaþýlmaktadýr. Rabbimize olan inancýmýzý özetleyen ve bizi güç ve kuvvet kaynaðýna baðlayan bu duayý her fýrsatta þuurluca okumamýz; hatta günlük virdlerimiz arasýnda ona özel bir yer vermemiz kulluðumuzun gereðidir. Dünya çapýnda aþýlmasý imkânsýz gibi görünen musibetlerle yüz yüze olan insanýn, bilmem baþka bir çýkýþ yolu var mý?
Dipnotlar
1. Bediüzzaman Said Nursî, Mesnevi, 130.
2. Yazý içinde tasarruf için daha çok La Havle… kýsaltmasýný kullanacaðýz.
3. Buhârî, Cihâd 27; Müslim, Ziki: 17.
4. Müsned, V, 418.
5. Ýbn Mace, Edep 59.
6. Müsned, II, 75; Muvatta, Kur'an 22.
7. Tirmizî, Daavat 34; Ebû Davud, Edeb 103.
8. Ýbn Kesîr, Tefsîr, 4/380; Taberî, Tefsîr, 28/98.
9. Ebû Davud, Salat 139; Nesâî, Ýftitah 32.
10. Tirmizî, Daavat 141.
11. Tirmizî, Daavat 150.
12.Müslim, Salat 12; Ebû Davud, Salat 36.Prof. Dr. Abdulhakim Yüce
Ynt: Bir cennet hazinesi la havle By: manas Date: 10 Ekim 2010, 21:08:31
Cokhoþ bi paylasýmolmuþ.tam da zamanýnda geldi.Allah razýolsun..Rabbým gayretýnýzý arttýrsýn ýnsaallah..Bu yolun sonu yokmuþ gerçekten..
Ynt: Bir cennet hazinesi la havle By: sumeyye Date: 11 Ekim 2010, 13:14:04
Cokhoþ bi paylasýmolmuþ.tam da zamanýnda geldi.ALLAH razýolsun..Rabbým gayretýnýzý arttýrsýn ýnsaallah..Bu yolun sonu yokmuþ gerçekten..
Amin ecmain insaAllah..Deðerli yorumunuz için Rabbim (c.c.) sizden de razi olsun..Selam ve dua ile..