Sizden Gelenler (Peygamber Efendimiz )
Pages: 1
Tezkiye etmesi By: sidretül münteha Date: 06 Ekim 2010, 13:48:18
Resûlullah (s.a.v.)'in Tezkiye Etmesi



  Kur'ân-ý Kerîm'de Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-Efendimiz'in vazifeleri hakkýnda þöyle buyurulmaktadýr:
  "(Ey insanlar!) Andolsun ki, kendi içinizden, size bir peygamber gönderdik. O, size âyetlerimizi okuyor, sizi tezkiye edip kötülüklerden arýndýrýyor, Kitâb'ý ve hikmeti tâlim edip bilmediklerinizi öðretiyor." (el-Bakara, 151)
  "Andolsun ki içlerinden, kendilerine ALLAH'ýn âyetlerini okuyan, (kötülüklerden ve inkârdan) kendilerini temizleyen, kendilerine Kitap ve hikmeti öðreten bir Peygamber göndermekle ALLAH, müminlere büyük bir lutufta bulunmuþtur. Hâlbuki daha önce onlar apaçýk bir sapýklýk içinde idiler." (ÂI-i Ýmrân, 164)
 

 Bu âyetlerden de açýkça anlaþýlacaðý üzere Fahr-i Kâinat -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz'in üç aslî vazîfesi vardýr:
  a. ALLAH'ýn âyetlerini insanlara okumak:
  Peygamberlerin ümmetlerini hak yoluna daveti, gelen vahyin okunmasýyla baþlar. Ancak bu vazîfe, insanlarý umulan hedefe ulaþtýrmada ilk merhaledir ve bir zemîn teþkîl eder.
  b. Tezkiye etmek:
  Tevhîd davetinin maksadýna ulaþmasý, ancak nefisleri küfür, þirk ve günah gibi manevî kirlerden temizleyip huþu ve huzura erdirmekle mümkündür. Nitekim mâzîsi câhiliyye insaný olan ashâb-ý kiram, hidâyet bulup ALLAH Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-'in feyizli sohbeti ve manevî terbiyesiyle gönüllerini arýndýrdýklarý anda dünyânýn en mümtaz insanlarý hâline geldiler. Onlarýn, dillerde ve gönüllerde dolaþan fazîlet menkýbeleri çaðlarý ve iklimleri aþtý.
  c. Kitap ve hikmeti öðretmek:
  Bu merhalede ise uyulmasý gereken kânunlarý ve hükümleri beyân eden kitabýn, yâni Kur'ân-ý Kerîm'in tâlimi gelir. Kur'ân-ý Kerîm'in ruhunda derinleþebilmek, kalbî seviyeye baðlýdýr. Kur'ân-ý Kerîm, asýl kalb ile okunup anlaþýlýr. Gözler ise kalbe ancak basit bir vasýta hükmündedir.
  Kur'ân, kâinat ve insan, esmâ-yý ilâhiyye tecellileriyle meydana geldiðinden sonsuz bir sýrlar hazinesidir. Bu sýr ve hikmetler de kalbî arýnma ve olgunlaþmaya göre idrâkte tecellî eder.
  Hikmetin tâlimi, bütün bu merhalelerden sonra gelir. Çünkü ALLAH Teâlâ, esmâ-yý ilâhiyyesinin beþer idrâkine kelâm suretinde tecellîsi demek olan Kur'ân-ý Kerîm'in hikmet ve sýrlarýna, ancak arýnmýþ bir kalbe sahip kimseleri vâkýf eyler.
  Âyet-i kerîmelerde tezkiye ile kitâb ve hikmetin tâliminin bir arada zikredilmesi, tezkiye olunmamýþ kimselerin ilim elde edemeyeceklerini, etseler de bu ilmin kendilerine bir fayda saðlamayacaðýný ifâde etmektedir. Zira ilim ve hikmet öyle bir nur ve zînettir ki bunu elde etmek için, onun mekân tutacaðý yerlerin, yâni kalbin, evvelâ lüzumsuz ve zararlý þeylerden tahliye edilmesi gerekmektedir. Bu bakýmdan Peygamberler önce âyetleri okurlar, sonra bu âyetlere inanan ve gönül veren kimselerin, nefislerini aþýrýlýklardan, çirkinliklerden arýndýrarak kalblerini manevî kirlerden tasfiye ederler. Daha sonra da tezkiye ve tasfiye olunmuþ kimselere kitâb ve hikmeti tâlim ederler. Kâinattaki sýr ve kudret akýþlarýna da ancak böyle bir kalbin sahipleri âþinâ olur ve bir hikmet menbaý hâline gelebilir.
  Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz'in bu vazifelerinden âyetleri okuyup haram ve helâli öðretmek âlimler tarafýndan; nefisleri tezkiye, kalbleri tasfiye etme vazîfesi ise mürþid-i kâmiller vasýtasýyla kýyamete kadar devam edecektir.




ALINTI

radyobeyan