Ebu Katede By: ayten Date: 06 Ekim 2010, 01:17:57
44)Resûlullahýn süvârilerinden: EBÛ KATÂDE
Peygamber efendimizin develerini Medîne’de otlaða götürme vazîfesini, bir çobanla birlikte Peygamberimizin hizmetçisi Rebâh üzerine almýþtý. Gâbe daðýnýn yokuþuna vardýklarý zaman, Gatafan ve Fezârîlerden kýrk atlý baskýn yaparak, Ebû Zer’in oðlunu þehîd ettiler ve develeri götürdüler.
Sabahleyin durumu öðrenen Seleme bin Ekvâ, hemen Rebâh’ý Medîne’ye haber vermek için gönderdi. Kendisi de yüksekçe bir yerden yardým çaðrýsýnda bulundu ve gelecek yardým kuvvetini beklemeden, tek baþýna eþkýyânýn ardýna düþtü.
Allah Yardýmcýn Olsun!
Nihâyet onlara yetiþti. Vuruþmaya baþladýlar. Onlardan birçoðunu öldürdü. Ancak, eþkýyâ grubu develerin bir kýsmýný býrakarak, orada bulunan dað geçidine doðru çekilip, kendilerini emniyete aldýlar.
Durumu haber alan Ýslâm süvârileri, Peygamber efendimizin yanýnda toplandýlar. Bu sýrada, Ebû Katâde baþýný yýkamakla meþguldü. O anda atý kiþnemeye ve ayaklarýný yere vurmaya baþladý. Ebû Katâde baþýný yýkamayý býrakarak dedi ki:
- Vallahi bu at, süvâri kokusu almýþtýr. Bu hazýrlanmýþ savaþa iþârettir.
Hemen atýna binerek Resûlullahýn yanýna gitti. Resûlullah efendimiz onu görür görmez buyurdu ki:
- Yâ Ebâ Katâde! Hemen hareket et! Allah yardýmcýn olsun!
Ebû Katâde, diðer süvârileri toplayarak müþriklere yetiþtiler ve eþkýyâlara hücûm ettiler. Ancak Abdurrahman El-Fezârî, Muhriz bin Nadre’yi þehîd etti. Bunun üzerine Hz. Ebû Katâde bu azýlý düþmana saldýrarak, onu öldürdü.
Bundan sonra müþrikleri takibe devam eden Hz. Ebû Katâde duraklamadan üzerlerine saldýrdý. Reisleri olan Mes’ade’yi öldürdü. Bu adamý kendisinin öldürdüðünü belli etmek için de kaftanýný çýkarýp, üzerine örttü. Ebû Katâde diyor ki:
“Sonra ilerledim. Mes’ade’nin yeðeninin üzerine yürüdüm. Kendisi on yedi kiþilik bir süvâri müfrezesinin içinde belli oluyordu. Onu mýzrakladým. Yanýnda bulunan süvâriler bozulup daðýldýlar.”
Ebû Katâde Ölmedi
Peygamberimizle birlikte gelen Sahâbîler, Ebû Katâde’nin, öldürdüðü Mes’ade’nin üzerine örttüðü kaftanýný görünce tanýdýlar ve dediler ki:
- Ebû Katâde öldürülmüþ. Ýnnâ lillah ve innâ ileyhi râci’ûn.
Peygamberimiz ise þöyle buyurdu:
- Hayýr, Ebû Katâde öldürülmemiþtir. Bu ölen kimse, Ebû Katâde’nin öldürdüðü bir müþriktir. Ebû Katâde, onu, kendisinin öldürdüðü bilinsin diye kendi kaftanýný onun üzerine örtmüþtür. Allahü teâlâ, Ebû Katâde’yi rahmetiyle esirgesin. Beni Peygamberlikle þereflendiren Allah’a yemîn ederim ki, Ebû Katâde þiir okuyarak müþriklerin ardýna düþmüþtür.
Hz. Ebû Bekir ile Hz. Ömer koþarak ölü üzerindeki örtüyü açtýlar. Ölünün Mes’ade olduðunu gördüler.
Ebû Katâde’nin müþriklerin reislerini öldürmesi netîcesinde, Ýslâm mücâhitleri müþrikleri bozguna uðrattýlar. Develerin on tanesini kurtardýlar. Ebû Katâde Peygamberimizin yanýna. geldiðinde, Resûlullah efendimiz ona bakarak þöyle duâ etti:
- Ey Allahým! Onun saçýna ve derisine bereket ver. Onu zinde yaþat ve murâdýna erdir.
Daha sonra, “Mes’ade’yi sen mi öldürdün?” diye sordular. Ebû Katâde, “Evet, yâ Resûlallah!” dedi. Peygamber efendimiz onun yüzündeki yara izini gördü ve buyurdu ki:
- Yanýma yaklaþ!
Süvâri ve piyâdelerin en hayýrlýsý
Ebû Katâde Resûlullahýn yanýna yaklaþtý. Peygamberimiz onun yarasýna mübârek aðýz suyundan sürdü. Netîcede Ebû Katâde’nin hiçbir aðrýsý ve sýzýsý kalmadý.
Mücâhidler Medîne’ye dönerlerken, Peygamberimiz, Ebû Katâde’yi ve Seleme bin Ekvâ’yý þöyle takdir ve taltif etti:
- Bugün süvârilerin en hayýrlýsý Ebû Katâde, piyâdelerin en hayýrlýsý da Seleme idi.
Ebû Katâde birçok seriyyelere iþtirâk etti. Bunlarýn bir kýsmýnda kumandan mevkiinde, bir kýsmýnda süvâri olarak bulunmuþtur. Hicretin sekizinci senesinde 15 kiþilik bir keþif kuvvetinin baþýnda Hadre tarafýna gönderildi. Hadre havâlisinde Gatafan kabîlesi bulunuyordu. Bunlar zaman zaman Müslümanlarýn bulunduðu yerlere baskýnlar düzenler, yaðma ederler ve Müslümanlarý rahatsýz ederlerdi. Resûlullah efendimiz, Ebû Katâde’yi gönderirken þu tavsiyede bulundu:
-Geceleri yürüyüp, gündüzleri gizleniniz! Daðýnýk düzenle, dört taraftan kuþatarak, Gatafanlara birden baskýn yapýnýz! Kadýnlarý ve çocuklarý öldürmeyiniz!
Hz.Ebû Katâde, Resûlullahýn emirlerine harfiyen uydu. Çok tedbirli hareket etti. Hadre’ye vardýðýnda, mücâhidleri ikiþer ikiþer gruplara ayýrdý. Allahü teâlânýn emirlerini yerine getirmelerini ve yasaklarýndan kaçýnmalarýný tavsiye etti ve devamla þunlarý söyledi:
- Ölmedikçe kimse arkadaþýndan ayrýlmayacak! Dönünce arkadaþý hakkýnda bana bilgi verecek! Arkadaþýndan sorulduðunda, “Onun hakkýnda bilgim yok” demeyecek! Ben tekbîr getirdiðim zaman, siz de tekbîr getireceksiniz! Kaçan düþmaný kovalamak için birlikten ayrýlmayacaksýnýz!
Ganîmetle Döndü
Hz.Ebû Katâde bunlarý söyledikten sonra tekbîr getirerek Gatafanlýlar üzerine hücûm ederek, onlarý muhâsara etti. Gatafanlýlarý çok sýký bir þekilde baský altýna aldý. Sonunda Gatafanlýlar mallarýný býrakarak kaçtýlar. Ebû Katâde elde ettiði ganîmetlerle geri döndü. Ganîmetlerin beþte biri Resûlullaha arz edildikten sonra, geri kalaný mücâhitler arasýnda daðýtýldý.
Ayný senenin Ramazan ayý idi. Batný Eham, Zi Merve taraflarýnda yine eþkýyâ meselesi vardý. Hz. Ebû Katâde bunun için gönderildi. Oralardaki eþkýyâyý temizleyerek emniyet ve huzûru temin etti. Bu hâdiselerin peþinden Mekke fethine ve Huneyn seferine katýldý.
Hz.Ebû Katâde Tebük gazvesinde de bulundu. Bu seferde Resûl-i ekrem efendimizin yanýbaþýnda yürüyordu. Resûlullah efendimiz binekleri üzerinde idiler. Peygamber efendimiz bir ara Ashâb-ý kirâma:
- Yarýn su bulamazsanýz, susuzluða uðrayacaksýnýz, buyurarak ihtiyâtlý olmalarýný hatýrlattý.
Bunun üzerine Ashâb-ý kirâm su aramaya çýktýlar. Ebû Katâde ise Peygamberimizin yanýndan ayrýlmadý. O susuzluða tahammül eder, fakat Resûlullaha bir zarar gelmesine tahammül edemezdi.
Allahü Teâlâ Seni Muhâfaza Etsin!
Resûlullah efendimiz gece bir ara develerinin üzerinde uyudular. Bu sýrada uyku hâliyle biraz eðilmiþlerdi. Ebû Katâde gidip, Resûlullahýn mübârek vücudunu kaldýrýp doðrulttular.
Biraz sonra, mübârek bedenleri tekrar eðilmiþ, düþecek bir vaziyet almýþtý. Hz. Ebû Katâde tekrar Resûlullahý kaldýrdý. Bu defa Resûlullah efendimiz uyandýlar. Resûlullah efendimiz Ebû Katâde’ye þöyle duâ buyurmuþlardý:
- Yâ Ebâ Katâde! Sen Allahýn Resûlünü muhafaza ile meþgul oldun, Allahü teâlâ da seni muhâfaza etsin!
Bunun gibi Ashâb-ý kirâm, Resûlullahýn etrafýnda pervane olmuþlar, onun her sözünü, her hareketini ve tavrýný, kendilerinden sonrakilere titizlikle, emânet eder gibi aktarmýþlardýr.
Ebû Katâde, Ýslâm kardeþliðini, yaþayýþý ile bilfiil gösteren bir sahâbîdir.
Bir gün bir cenâze getirildi. Peygamber efendimizden namazýný kýldýrmasý istendi. Fakat Resûlullah efendimiz, onun borcu olup olmadýðýný sordu. Ýki altýn borcu olduðu söylenince, Peygamber efendimiz tekrar, borcu için karþýlýk býrakýp býrakmadýðýný sordu. Bir þey býrakmadýðý bildirildi. Bunun üzerine Peygamber efendimiz buyurdu ki;
- Götürün, namazýný siz kýlýnýz!
Orada bulunanlardan Ebû Katâde dedi ki:
- Yâ Resûlallah! Onun borcunu ödemeyi ben üzerime alýyorum.
- Bu iki altýn borç, senin üzerine oldu mu ve meyyit borçtan kurtuldu mu?
Ebû Katâde, “Evet” deyince, Resûlullah efendimiz cenâze namazýný kýldýrdý. Böylece Ebû Katâde, o zâtýn Resûlullah tarafýndan cenâze namazýnýn kýlýnmasýna ve saâdete kavuþmasýna vesîle oldu.
Gözünü Güzel Eyle!
Uhud gazâsýnda Ebû Katâde’nin bir gözü çýkýp yanaðý üzerine düþtü. Resûlullaha getirdiler. Mübârek eli ile gözünü yerine koyup buyurdu ki:
- Yâ Rabbî! Gözünü güzel eyle!
Bunun üzerine gözü, diðerinden güzel oldu. Ondan daha kuvvetli görürdü.
Hz.Ebû Katâde’nin torunlarýndan biri, halîfe Ömer bin Abdülazîz’in yanýna gelmiþti. Ona, “Sen kimsin” dedi.
Bir beyit okuyarak, Resûlullahýn mübârek eli ile gözünü yerine koymuþ olduðu zâtýn torunu olduðunu bildirdi. Halîfe bu beyitleri iþitince, kendisine ziyâdesiyle ikrâmda ve ihsânda bulundu.
Hz.Ebû Katâde hazretleri, Vedâ Haccýna Resûl-i ekremle birlikte gitti. Medîne’ye dönünce Resûl-i ekrem âhýrete teþrif buyurdular. Resûl-i ekremden sonra Hulefâ-i Râþidîn devirlerini de gördü. Hz Ömer zamanýnda Ýran seferlerine katýlarak, Fars bölgesi hâkimini öldürmüþ ve onun üzerindeki zýrh kendisine ganîmet olarak verilmiþtir.
Hz. Ali’nin devrinde bir ara Mekke vâliliði yapmýþ, sonra yerine Kusem Ýbni Abbâs tayin edilmiþtir. Bundan sonra Hz. Ali’nin yanýnda kaldý, 658 senesinde Hâricîlerle yapýlan Nehrevan muharebesine katýlarak, Hz. Ali’nin piyâde kuvvetleri kumandanlýðýný yapmýþtýr.
Resûlullahýn Duâsýný Aldý
Hz. Ebû Katâde, iyiliði emredip, kötülükten alýkoymaya çok ehemmiyet verir, Resûl-i ekremin sünnet-i seniyyesine son derece riâyet ederdi. Onun gönlü Resûl-i ekremin sevgisiyle dolup taþardý. Hattâ Resûlullahýn yüksek duâlarýna da kavuþmuþlardý. Ebû Katâde 170 civârýnda hadîs-i þerîf rivâyet etmiþtir.
Hadîs rivâyet ederken son derece dikkatli ve titiz hareket eder, ufak bir hatâ olmasýndan çok sakýnýrdý. Bu konuda Resûl-i ekremden þu hadîs-i þerîfi bildirmiþtir:
مَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ
“Kim söylemediðim bir sözü bana atfederse, cehennemdeki yerine hazýrlansýn.”[557]
Hz.Ebû Katâde þöyle anlatýr: Resûlullah efendimizin yanýndan bir cenâze geçirdiler. Resûlullah efendimiz buyurdu ki:
- Rahata ermiþ veya kendisinden kurtulunmuþ.
Ashâb-ý kirâm sordular:
- Bu rahatlayan ve kendisinden kurtulunan ne demektir, yâ Resûlallah?
-Mü’min bir kul dünyanýn yorgunluðundan, meþakkatlerinden rahata erer. Günâhkâr kuldan ise, insanlar, melekler, aðaçlar ve hayvanlar kurtulup rahata erer.
Savaþlara Katýldý
Ýsmi Hâris, künyesi Ebû Katâde, lakabý Fâris-i Resûlullah = Resûlullahýn süvârisi’dir. Adýnýn Nu’mân olduðu da rivâyet edilmiþtir. Tahminen 602 yýllarýnda Medîne’de doðup 674 senesinde de Kûfe’de vefât etmiþtir. Hazrec kabîlesindendir. Babasý Rebi’ bin Beldeme, annesi Kebþe binti Mazhâr’dýr.
Ebû Katâde Sülâfe binti Berrâ bin Ma’rur ile evli idi. Sülâfe de kadýn Sahâbîlerden idi. Ebû Katâde’nin bu zevcesinden Abdullah, Ma’bed, Abdurrahman ve Sabit adlarýnda dört oðlu oldu.
Hz.Ebû Katâde ikinci Akabe bîatýndan sonra Müslüman oldu. Bedir savaþýna katýldýðý ihtilâflýdýr. Bundan sonraki bütün savaþlara katýldý.
Hz.Ebû Katâde (r.a)’ýn Hz.Peygamber (a.s)’dan Rivayet Ettiði Bazý Hadisler
ـ وفي أخرى للستة إ النسائى عن أبى قتادة رَضِىَ اللّهُ عَنْه: ]أنَّهُ سَمِعَ رَسولَ اللّهِ # يَقُولُ: الرُّؤْيَا مِنَ اللّهِ، وَالحُلْمُ مِنَ الشَّيْطَانِ؛ فَإذَا حَلَمَ أحَدُكُمُ الحُلْمَ يَكْرَهُهُ فَلْيَبْصُقْ عَنْ يَسَارِهِ وَلْيَسْتَعِذْ بِاللّهِ مِنْهُ فَلَنْ يَضُرَّهُ[.
- Ebu Katâde (r.a)'nin anlattýðýna göre: Resûlullah (a.s)'ýn þöyle söylediðini iþitmiþtir: "Rüya Allah'tandýr. Hulm (sýkýntýlý rüya) þeytandandýr. Öyle ise, sizden biri, hoþuna gitmeyen kötü bir rüya (hulm) görecek olursa sol tarafýna tükürsün ve ondan Allah'a istiâze etsin (sýðýnsýn). (Böyle yaparsa þeytan) kendisine asla zarar edemiyecektir."[558]
ـ وعن أبى قتادة رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قال: ]قال رَجُلٌ يَارَسُول اللّهِ أرَأيْتَ إنْ قُتِلْتُ في سَبِيلِ اللّهِ أتُكَفرُ عَنِّى خَطَايَاىَ؟ فقَالَ رسولُ اللّه #: نَعَمْ إنْ قُتِلْتَ وَأنْتَ صَابِرٌ مُحْتَسِبٌ مُقْبِلٌ غَيْرُ مُدْبِرٍ، ثُمَّ قَالَ كَيْفَ قُلْتَ؟ فَأعَادَ عَلَيْهِ. فقَالَ نَعَمْ إَّ الدَّيْنَ فَإنَّ جِبْرِيلَ أخْبَرَنِى بِذلِكَ[. أخرجه مسلم ومالك والترمذى والنسائى .
- Ebu Katâde (r.a) anlatýyor: "Bir adam sordu:"
- Ey Allah'ýn Resûlü, Allah yolunda öldürüldüðüm takdirde, bütün hatalarým örtülecek mi?"Resûlullah (a.s):"
- Evet, sen sabreder, mükâfaat bekler, geri kaçmadan ileri atýlýr vaziyette olduðun halde öldürülürsen!"diye cevap verdi. Ve adama sordu:"
- Nasýl sormuþtun?"Adam sorusunu aynen yeniledi. Bunun üzerine aleyhissalâtu vesselâm Efendimiz sözlerini þöyle tamamladý:"
- Evet, (kul) borcu hariç, bütün günahlarýn affedilecek. Zira Cebrâil bu hususu bana haber verdi!"[559]
ـوعن أبى قتادة رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قال: ]قال رسولُ اللّه: مَنْ قَتَلَ قَتِيً لَهُ عَلَيْهِ بَيِّنَةٌ فَلَهُ سَلَبُهُ[. أخرجه الستة إ النسائى.وهو طرف من حديث سيأتى في الغزوات .
- Ebu Katâde (r.a) anlatýyor: "Resûlullah (a.s) þöyle buyurdular:"Savaþ sýrasýnda kim bir düþmaný öldürür ve bunu isbatlarsa, maktûlün seleb'i kendisinin olur."[560]
Ynt: Ebu Katede By: Bilal2009 Date: 18 Ocak 2019, 10:15:27
Esselamu aleyküm Rabbim paylaþým için razý olsun