Asrý Saadette Ýslam
Pages: 1
Vahiy katipleri By: hafýz_32 Date: 05 Ekim 2010, 22:34:46
Ýkinci Bölüm


VAHÝY VE DEVLET YAZILARININ KATÝPLERÝ


1-EBAN(R.A.)


Eban b. Saîd b. el-As b. Ümeyye b. Abdüþems b. Abdümenaf el-Kureþî el-Emevî.

' Kardeþleri Ömer ve Hâlid kendisinden önce müslüman oldu­lar. Bir þiirinde onlar hakkýnda:

"Keþke es-Sarîme'de[66] yapýlan savaþta ölseydim de Amr ve Hâlid'in atalarýmýzýn dinine yaptýklarý iftirayý görmeseydim. " de­miþtir.

Hicretin altýncý yýlýnda Hudeybiye Sulhu senesinde Resûlul­lah (s.a.v.), Osman b. Affan (ra.)'ý Mekke'ye Kureyþ'e elçi olarak gönderdiði zaman Eban onu himaye etmiþ, atýna bindirmiþ ve: "Ýs­tediðin yere git, gel, kimseden korkma. Saîd Oðullarý Harem'in en azizleridirler." demiþtir.[67]

Eban Hudeybiye Sulhundan biraz sonra müslüman olmuþ­tur. Ebû Hüreyre demiþtir ki: "Resûlullah (s.a.v.) Eban b. Saîd'i Medine'den Necid istikametine giden bir seriyyenin baþýnda ko­mutan olarak gönderdi. Eban ve arkadaþlarý Resûlullah'a Hay-ber'i fethedip orada bulunuyorken geldiler.

Eban: "Yâ Resûlallah, ganimetten bize de hisse ver." dedi.[68] Bi­lindiði gibi Hudeybiye musalahasý ile Hayber'in fethi arasýndaki müddet üç aydan azdýr.[69]

Resûlullah (s.a.v.) hicretin dokuzuncu senesinde[70] el-Alâ' b. el-Hadramî'yi Bahreyn valiliðinden azledince oraya vali olarak Eban'ý göndermiþtir.[71] Resûlullah (s.a.v.) vefat ettiði zaman Eban orada vali olarak bulunuyordu. Sonra Ebû Bekir'in yanýna gelmiþ, Þam'a gitmiþ ve orada þehid edilmiþtir.

Eban'ýn övünülecek iþlerinden biri, Osman b. Affan'm emriyle Mushafm Zeyd'e yazdýrýlmasým üzerine almýþ olmasýdýr.7

Eban, Resûlullah (s.a.v.)'in katiplerindendir. Onun isimini Resûlullah'm vahiy katipleri içerisinde Ömer b. Þebbe,8 Ebû Bekir b. Ebû Þeybe,[72] îbn Abdülber, Ibnü'1-Esîr,[73] îbn Kesîr,[74] îbn Sey-yidün-nâs,[75] el-Irâkî,[76] el-Ensârî,[77] el-Mes'ûdî,[78] îbn Miskeveyh1[79] ve diðerleri zikretmiþlerdir.

Hicretin 13. yýlýnda Ecnâdeyn Muharebesinde þehid olmuþ­tur. Kimisi hicretin 15. senesinde Yermuk Muharebesinde þehid olduðunu söylemiþtir. Kimisi de daha sonra vefat ettiðini, Hz. Os­man'ýn emri ile Mushaf in istinsahýnda görev alýp Zeyd b. Sâbit'e yazdýrdýðýný söylemiþlerdir.[80] îbn Hacer bu son rivayet hakkýnda: "Bu, þaz bir rivayettir. Ebû Nuaym b. Hammâd, ed-Derâverdî'den tek baþýna rivayet etmiþtir. Mushafin istinsahýnda görev aldýðý bi­linen Eban'ýn yeðeni Saîd b. el-As'dýr. Allah daha iyisini bilir."[81] demiþtir.

 
2- ES'AD B. ZÜRÂRE (R.A.)
 

Es'ad b. Zürâre b. Udes b. Ubeyd Ensâr'dan olup Hazrec kabilesine mensuptur. Künyesi Ebû Ümâme'dir.

Hubeyb b. Abdurrahman demiþtir ki: "Es'ad b. Zürâre ile Zek-van b. Abdulkays Mekke'ye gittiler. Utbe b. Rabîa'nm yanýna gel­diler. Hz.Muhammed (s.a.v.)'in peygamber olarak gönderildiðini iþittiler. Hemen Resûlullah'm yanma gittiler. Resûlullah (s.a.v.) onlarý Islama davet etti ve Kur'an okudu. Onlar da müslüman ol­dular. Geri Utbe'nin yanma gelmediler. Medine'ye döndüler. Me-dine'liler içerisinde ilk müslüman olup oraya Islamý getiren onlar oldular."[82]

Es'ad b. Zürâre, Umâre b. Hazm ve Avf b. Afra' müslüman ol­duklarý zaman Mâlik b. Neccâr Oðullarý'nýn putlarým kýrdýlar.[83]

Es'ad hem birinci ve hem de ikinci Akabe Bey'at'larýnda bu­lundu. Bu Be/atlarda kabilesinin nakîbi (temsilcisi) idi. Nakîbler içerisinde ondan daha küçüðü yoktu.[84]

Denilmiþtir ki: Akabe gecesi Resûlullah (s.a.v.)'e ilk bey'at eden odur.[85]

Medine'de Beyâda Oðullarý harresi (kara taþlýk) denilen yer­de ilk cuma namazýný kýldýran da o olmuþtur.[86]

Es'ad b. Zürâre'nin erkek evladý yoktu. Üç kýzý vardý, isimleri Kebþe, Habîbe ve el-Fâria'dýr. Bunlarý Resûlullah (s.a.v.)'e vasiyet etmiþ, onlar da Resûlullahýn aile fertleri arasýna katýlmýþlar ve hanýmlarýnýn evlerine serbestçe girip çýkmaya baþlamýþlardýr.[87]

Es'ad b. Zürâre hicretin dokuzuncu ayý baþlarýnda Þevval ayýnda vefat etmiþtir. O zaman Mescid-i Nebevî'nin yapýmý devam etmekte idi.[88]

el-Bâkýllânî onu Hz. Peygamber (s.a.v.)'in katipleri içerisinde zikretmiþtir.[89]

 
3- EBU EYYÛB EL-ENSÂRÎ (R.A.)

 

Hâlid b. Zeyd b. Küîeyb b. Ka'b. Hazrec kabilesinin Neccâr ko-lundandýr. Künyesi Ebû Eyyûb'dur. Annesi Hazrec kabilesinin Haris Oðullarýndan Saîd b. Amr'm kýzý Hind'dir.[90]

Ebû Eyyûb ilk müslümanlardandýr. ikinci Akabe Be/at'ýnda, Bedir, Uhud, Hendek ve diðer bütün gazvelerde Resûlullah (s.a.v.) ile beraber bulunmuþtur.[91]

Resûlullah (s.a.v.) Mekke'den hicret edip Medine'ye gelince bütün kabileler kendisini karþýlamýþlardý. Herkes kendisine mi­safir olmasýný istiyordu. Fakat bu þeref Ebû Eyyûb'a nasîb oldu. Resûlullah (s.a.v.) devesini serbest býraktý. Ebû Eyyûb'un evinin yakýnýnda çöktü. Hemen Resûlullah'm yükünü alýp evine götür­dü. Resûlullah, Ebû Eyyûb'un evinin alt katma yerleþti.[92] Ebû Eyyûb Resûlullah'ýn üst katta kalmasýný istiyordu. Peygamber efendimiz (s.a.v.):

"- Ey Ebû Eyyûb! Bizim ve gelip gidenlerimiz için en uygun olaný evin alt katýnda olmamýzdýr."buyurdu.[93]

Bir gün Ebû Eyyûb'un su testisi kýrýldý. Resûlullah'ýn üzerine su damlamamasý için kendisi ve eþi son derece gayret gösterdiler. Daha sonra Ebû Eyyûb, Resûlullah'a durumu anlattý. Bunun üze­rine Resûlullah üst kata taþýndý.[94]

Ebû Eyyûb Hz.Peygamber (s.a.v.)'in vahiy katiplerindendir. Vahiy katipleri içerisinde onun ismini el-Ya'murî,[95] el-Irâkî,[96] îbn Seyyidünnâs [97] el-Ensârî[98] ve diðerleri saymýþlardýr.

Hz.Ali Kûfe'ye gidip orayý hükümet merkezi yapýnca Medi­ne'de kaymakam olarak Ebû Eyyûb'u býrakmýþtýr. Daha sonra Hz.Ali'ye kavuþup onunla beraber Haricîlere karþý savaþmýþtýr.[99]

Ebû Eyyûb Resûlullah'm vefatýndan sonra istanbul muhasa­rasýnda hicrî 51 yýlýnda vefat edinceye kadar savaþlara iþtirak et­miþtir.

 
4- EBU BEKÝR (R.A.)
 

Ümmetin en faziletlisi, Resûlullah'ýn halifesi, gâr-ý yârý (ma­ðara arkadaþý), en büyük, en müþfik arkadaþý ve en akýllý veziri­dir, ismi Abdullah, babasýnýn adý Ebû Kuhâfe Osman'dýr. Kureyþ kabilesinin Teym kolundandýr.[100]

Hicretten 50 sene önce doðmuþtur.[101] Peygamber efendimiz (s.a.v.) onun hakkýnda þöyle buyurmuþtur: "Bana karþý sohbetin­de insanlarýn en lütufkâr davranam Ebû Bekir'dir. Rabbimden baþka bir dost edinecek olsaydým, Ebû Bekir'i dost edinirdim. Fa­kat islam kardeþliði ve dostluðu (þahsî dostluktan) daha üstün­dür. Mescidde Ebû Bekir'in kapýsý hariç, bütün kapýlar kapatýl­sýn."[102] "Bize iyilik yapan herkese karþýlýðýný verdik. Ancak Ebû Bekir hariç. Onun bize karþý yapmýþ olduðu iyiliðinin karþýlýðýný kýyamet gününde Allah verecektir."[103]

Ebû Bekir, Hz.Peygamber (s.a.v.)'in katiplerindendir. Onu vahiy katipleri içerisinde Ibn Þebbe,[104] el-Mizzî,[105] Ibn Kesîr,[106] Ibn Seyyidünnâs,[107] el-Irâkî,[108] el-Ensârî [109]ve diðerleri zikretmiþlerdir.

Ebû Bekir Yazý Biliyor muydu?

Bu konuyu ortaya atan Ali b. Hüseyin Ali el-Ahmedî olmuþ­tur. O þöyle demiþtir: "Ebû Bekir ve Ömer'i katipler içerisinde say­dýlar. Þimdiye kadar onlardan bir tek yazý bulamadýk. Aksine Hýristiyan bir müellif oyan Uorci Zeydan'ýn kitabýnda görülmekte­dir ki Ebû Bekir yazmayý iyi bilmiyordu. Onun için îslamm baþ­langýcýnda Mekke'de okuma yazma bilenlerden sayýlmamýþtýr."[110] Ayný müellif þöyle devam ediyor: "Resûlullah'ýn vefatýndan sonra onun söylemediði þeyler uyduruldu, yalan yayýldý, kendileri için iddia etmedikleri þeyleri, kuyruklar baþlarý için iddia eder oldu. Hatta akýl ve hayale gelmeyen þeyleri iddia ettiler. Ebu Bekir ve Ömer'in yazý bildiði iddialarý da bu kabildendir."[111]

Ali el-Ahmedî'nin zikrettiði bu þeylerin ilmî araþtýrma ile bir ilgisi yoktur. Aksine o, hulefâ-i râþidîn ve diðer sahabeler için, içinde gizlediði buðzunu meydana çýkarmaktadýr.

Biz, müslüman tarihçilerden biri olan ve zaman itibariyle Corci Zeydan'dan on bir asýr önce gelmiþ olan Ömer b. Þebbe'nin þehadrtiriî býrakýp da, islam tarihini kötülemeye çalýþan ve Mý­sýr'da Hýristiyan yayýnevlerinin en büyüðünün sahibi olan Corci Zeydan'ýn söylediklerini nasýl kabul edebiliriz?

Evet o, eserinde Belâzurî'nin "Fütûhu'l-büldân" isimli kitabýnda[112] el-Vâkýdî'den naklettiði câhiliyye döneminde ve îsla­mm baþlangýcýnda okuma yazma bilenlerin isimleri içerisinde Ebû Bekir'in zikredilmemesine dayanmaktadýr. Fakat araþtýrýcý, el-Vâkýdî veya Belâzurî'nin zikrettiði isimlerin istatistik bilgiye dayandýðýný, hiç bir þahsýn isminin býrakýlmadýðýný nasýl tesbit edecek? Evet Belâzurî'nin yerdiði bu listeden o zaman okuma yaz­ma bilenlerin sayýsýnýn az olduðu öðrenilir, ama bu listede ismi zikredilmeyenin okuma yazma bildiðini inkar etmek mümkün de­ðildir.

Ebû Bekir, (r.a.)'m okuma yazma bildiðini, Mûsâ b. Ukbe'nin Zührî'den onun Abdurrahman'dan onun, babasý Mâlik b. Cu'þum'dan onun da Sürâka b. Mâlik'ten rivayet ettiði þu olay te-yid eder: Peygamber efendimiz (s.a.v.) ve Hz.Ebû Bekir Medine'ye hicret etmek üzere gizlice Mekke'den çýktýklarý zaman Kureyþ bunlarý yakalayan'a yüz deve vereceðini vadetmiþti. Keskin bir izci olan Süraka da yüz deveyi almak için peþlerine düþmüþtü. Kendilerine yaklaþýnca atýnýn ayaðý kuma gömülmüþ, kendisi de atýndan düþmüþtü. Atým bir türlü kumdan çýkaramayan Süraka bunun bir mucize olduðunu anlayýnca Resûlullah'tan eman iste­miþti. Resûlullah da Ebû Bekir'e ona bir eman yazmasýný emret­miþ, Ebû Bekir emaný yazarak ona vermiþti.[113]

Evet Ahmed b. Hanbel'in Müsned'inde bu emaný yazanýn Amir b. Füheyre olduðu rivayet edilmektedir.[114].lbn Kesîr bu riva­yetlerin arasým telif ederek: "Mümkündür ki Ebû Bekir emanm bir kýsmým yazmýþ, kalan kýsmýný da azadlý kölesi Amir b. Fühey-re'ye emretmiþ, o yazdýrmýþtýr."[115]

Buhârî'nin müteaddid yerlerinde ve Sünen kitaplarýnda Enes b. Mâlik'ten rivayet edilmiþtir ki Ebû Bekir kendisi için, Allah'ýn Resulüne emrettiði zekatla ilgili hükümleri yazmýþtýr.[116]

Evet "yazdý" anlamýnda olan "ketebe" kelimesi mecazen "yaz­dýrdý" anlamýnda da kullanýlýr. Fakat hakîkî manasýnda kullanýl­dýðýna bir engel yok iken, mecazî manada kullanýlmasýna hamlet­mek doðru deðildir.

îþte bu sebeple biliyoruz ki Ebû Bekir es-Sýddîk (r.a.) okuma yazma biliyordu, meðâzî ve siyer müelliflerinin dediði gibi bazý za­manlarda Peygamber efendimizin katipliðim yapmýþtýr. Allah en iyisini bilir,

 
5- EBU HUZEYFE (R.A.)
 

Ebû Huzeyfe b. Utbe b. Rabîa b. Abdüþems b. Abdümenâf el-Absemî ilk müslümanlardan biridir.[117]

Ebû Huzeyfe, Resûlullah (s.a.v.) el-Erkam'ýn evine girmeden önce müslüman olmuþtur.[118] îbn Ishâk, Ebû Huzeyfe'nin kýrk üç kiþiden sonra müslüman olduðunu söylemiþtir.[119] Habeþistan'a iki defa hicret etmiþtir. Bu hicretlerinde yanýnda Süheyl b. Amr'm ký­zý Sehle de vardý. Oðullan Muhammed b. Ebû Huzeyfe orada dün­yaya gelmiþtir.[120]

Resûlullah (s.a.v.) ile beraber Bedir, Hendek, Uhud ve diðer bütün gazvelerde bulunmuþtur. Bedir Gazvesi'nde babasý Utbe b. Rabîa'yý mübarezeye çaðýrmýþ, bunun üzerine kýz kardeþi Hind:

"Þaþý, artýk diþli, uðursuz Ebû Huzeyfe dinde insanlarýn en þerlisidir. Genç güçlü kuvvetli delikanlý oluncaya kadar küçüklü­ðünde seni terbiye eden babana teþekkür etmez misin?"[121]

Ebû Huzeyfe'nin boyu uzun, yüzü gayet güzeldi.[122] Resûlullah, Ebû Huzeyfe ile Abbâd'ý kardeþ yapmýþtý.

el-Bâkýllânî, Resûlullah'm katipleri içerisinde Ebû Huzey-fe'yi de zikretmiþtir.[123]

Ebû Huzeyfe Hz.Ebû Bekir zamanýnda vuku bulan Yemâme Vakasýnda 53 veya 54 yaþýnda iken þehid edilmiþtir.[124]

 
6- EBU SÜFYAN (R.A.)
 

Sahr b. Harb b. Ümeyye b. Abdüþems b. Abdümenâf Kureyþ kabilesinin Emevî boyundandýr.

Resûlullah (s.a.v.)'den on yaþ büyüktü.[125] Mekke'nin fethi se­nesinde müslüman oldu. Müellefe-i kulûbdan idi.[126] iyi bir müslü-man oldu.[127] Hz.Peygamber (s.a.v.) Mekke'nin fethi günü: ''Kim Ebû Süfyan'ýn evine girerse o güvencededir../'buyurdu.[128] Huneyn ve Tâif gazvelerinde bulundu. Tâif Gazvesinde bir gözünü kaybet­ti. Oðlunun bayraðý altýnda Yermuk muharebesinde de bulundu.

îbn Ishak sahih isnadla Saîd b. Müseyyeb'den, o da babasýn­dan þöyle nakletmiþtir: "Yermuk Muharebesinde bütün sesler ke­sildi, sadece bir adamýn sesi hariç. O, þöyle sesleniyordu: "Ey Al­lah'ýn zaferi yaklaþ!" Baktým ki O, Ebû Süfyan."[129]

Peygamber efendimizin onu Necran'a vali olarak tayin ettiði söylenir.[130] el-Vâkýdî demiþtir ki: Arkadaþlarýmýz bunu kabul etmemektedirler. Çünkü o zaman Necran valisi Amr b. Hazm idi."[131] Ebû Süfyan câhiliyye döneminde okuma yazma bilirdi. el-Vâkýdî onu, Islamdan önce yazý bilen Mekke'liler arasýnda say­mýþtýr.[132]

el-Irâkî [133], îbn Seyyidünnâs [134], îbn Miskeveyh [135], el-Ensârî [136] ve diðerleri onu Resûlullah'm katipleri içerisinde saymýþlardýr. Osman b. Affan (r.a.)'m hilafeti döneminde 90 yaþlarý civarýn­da vefat etmiþtir. Vefat ettiði yýlda ihtilaf edilmiþtir. Kimisi hicre­tin 31. yýlýnda vefat etti, demiþ, kimisi 30 da, kimisi de 34 de vefat ettiðini iddia etmiþtir.[137]

 
7- EBU SELEME ABDULLAH B. ABDÜLESED (R.A.)
 

Ebû Seleme künyesiyle meþhurdur, ismi Abdullah b. Abdüle-sed b. Hilal b. Abdullah b. Mahzûm el-Mahzûmî'dir.[138] Resûlullah (s.a.v.)'in þüt kardeþi idi.[139] Hk müslümanlardandý. îbn îshak: "On kiþiden sonra müslüman oldu."demiþtir.[140]

Ümmü Seleme (r.anhâ) ile evlenmiþtir. Ebû Seleme'nin vefa­týndan sonra Allah ona Hz.Peygamber ile evlenme þerefini nasib etmiþ, böylece müminlerin annelerinden olmuþtur.[141]

Mus'ab b. ez-Zübeyr, Habeþistan'a ilk hicret edenin Ebû Sele­me b. Abdülesed olduðunu söylemiþtir.[142]

îbn Mende de: "Hanýmý ile Habeþistan'a ve Medine'ye ilk hic­ret eden Ebû Seleme olmuþtur." der.[143]

Ebû Nuaym da: "Ensar, Resûlullah (s.a.v.)'e Akabe'de bey'at etmeden önce hanýmý Ümmü Seleme ile beraber Kureyþ'den Medine'ye ilk hicret eden odur." demiþtir.[144] Fakat anlaþýldýðýna göre Ümmü Seleme kocasý Ebû Seleme ile Medine'ye hicret etme imkaný bulamamýþ, daha sonra hicret etmiþtir.

Ebû Seleme Bedir ve Uhud gazvelerine iþtirak etmiþtir. Resûlullah (s.a.v.) hicretin ikinci yýlýnda vuku bulan Uþeyre Gaz­vesine giderken Medine'de yerine Ebû Seleme'yi býrakmýþtýr.[145]

Ebû Seleme Hz.Peygamber (s.a.v.)'in katiplerinden idi. Ibn Miskeveyh [146], Ebû Muhammed ed-Dýmyâtî [147], el-Irâkî [148], Ibn Seyyidünnâs [149], el-Ya'murî [150], el-Ensârî [151]ve diðerleri onun ismini Resûlullah'ýn katipleri içerisinde zikretmiþlerdir.

Ahmed b. Amr b. Ebû Asým (Ö.287/900)' "el-Evâil" isimli ese­rinde Ibn Abbas'dan rivayet ettiðine göre ahirette amel defteri sað tarafýndan kendisine ilk verilecek olan Ebû Seleme b. Abdüle-sed'dir."[152]

Ebû Seleme (r.a.) hicretin dördüncü yýlýnda Uhud'da almýþ ol­duðu bir yara sebebiyle vefat etmiþtir.[153]

 
8- EBU ABS B. GEBR (R.A)
 

ismi ve nesebi þöyledir; Ebû Abs b. Cebr b. Amr b. Zeyd b. Cü-þem b. Harise el-Ensârî (r.a.). Annesi Râfi' b. Amr b. Adiy kýzý Leylâ'dýr.

Ebû Abs, Mesleme'nin kýzý Ümmü Abs ile evlenmiþtir. Ümmü Abs, Muhammed b. Mesleme'nin kýz kardeþi olup Resûlullah (s.a.v.)'e bey'at eden kadýnlardandýr.[154] Medine ve Baðdat'ta onun neslinden gelen bîr çok kimse yaþamýþtýr.[155] Ebû Abs ve Ebû Bürde müslüman olduklarý zaman kavimleri Harise Oðullarýnýn putlarý­ný kýrmýþlardýr.[156]

Resûlullah (s.a.v.) Ebû Abs ile Huneys b. Huzâfe'yi kardeþ yapmýþtýr.[157] Ebû Abs Bedir, Uhud, Hendek ve diðer bütün gazve­lerde Resûlullah (s.a.v.) ile beraber bulunmuþtur. KaTs b. Eþrefi öldürenlerarasmda da vardý.[158]

Evi Mescid-i Nebevî'ye uzak idi. Enes b. Mâlik (r.a.) demiþtir ki: "Sahabe içerisinde evi Resûlullah'ýn mescidine en uzak olan iki kimse vardý. Bunlar Ebû Lübâbe b. Abdülmünzir ile Ebû Abs b. Cebr idi. Ebû Lübâbe ve ailesi Küba'da, Ebû Abs de Harise Oðulla­rý yurdunda oturuyordu. Bunlarýn her ikisi de ikindi ve diðer na­mazlarda cemaata devam ederlerdi."[159]

Ebû Abs'i Ömer b. el-el-Hattâb ve Osman b. Affân (r.anhümâ) zekat tahsildarý olarak görevlendirmiþlerdir.[160]

Ibn Sa'd demiþtir ki: "Ebû Abs Islamdan önce Arapça yazý ya­zardý."[161]el-BâkýIlânî onu Resûlullah'ýn katipleri içerisinde zikret­miþtir.[162]

Ebû Abs, Hz.Osman'm hilafeti döneminde hicrretin 32. yýlýn­da 70 yaþlarýnda vefat etmiþ, cenaze namzýný Halife Hz.Osman kýldýrmýþ ve Cennetü'l-bakîa defhedilmiþtir.[163] Allah ondan razý olsun ve onu razý etsin.

 
9- ÜBEY B.KA'B (R.A.)
 

Übey b. Ka'b b. Kays b. Zeyd b. Muâviye b. Amr, Ensardan olup Hazrec kabilesinin Neccar Oðullarý koluna mensuptur. Kün­yesi Ebü'l-Münzir ve Ebu't-Tufeyl'dir. Medine'de ilk müslüman-lardandýr. ikinci Akabe Bey'atý'nda bulunmuþ, Bedir ve diðer bü­tün gazvelere iþtirak etmiþtir. Sahabenin fakihlerinden biri olup Allah'ýn kitabýný en iyi okuyanlarý idi. Bu yüzden kendisine "Sey-yidü'l-kurrâ" lakabý verilmiþti. Bir defa Peygamber efendimiz (s.a.v.) ona:

"- Allah bana, sana Kur'ân okumamý emretti." demiþti. Übey:

"- Allah beni ismimle sana andý mý" diye sormuþ, Peygamber efendimiz:

"- Allah seni bana isminle andý." deyince Übey aðlamaya baþ­lamýþtý."[164]

Übey okuma yazma biliyordu. Resûlullah'ýn meþhur katiple­rinden biridir. el-Vâkýdî üstatlarýndan naklen: "Resûlullah (s.a.v.) Medine'ye geldiði zaman yazýlarýný ilk yazan Übey b. KaÝD olmuþtur."[165] demiþtir.

Ömer b. Þebbe[166], et-Taberî,[167] Ibn Miskeveyh[168], el-YaTcûbî [169]( el-Cehþeyârî [170] Îbnüî-Esîr [171], el-Irâkîl el-Mizzî [172], tbn Kesîr [173], el-Ensârî[174] ve diðerleri Übey b. KaVý vahiy katipleri içerisinde saymýþlardýr.

Ibn Ebû Hayseme (ö.279/832): "Übey Kesûlullah'm huzurun­da vahyi ilk yazandýr."[175] demiþtir. Îbnül-Esîr (Ö.630/1233) de: "Resûlullah'm yazýsýný ilk yazan Übey b. KaVdýr."[176] demiþtir. Ibn.Seyyidünnâs (Ö.734/1334) ise: "Ensardan Resûlullah'm yazýsý­ný ilk yazan Übey b. KaVdýr."[177] der. Ibn Seyyidünnâs'm sözü da­ha doðru ve vakýaya uygundur. Sözün hülasasý: Resûlullah (s.a.v.) Medine'ye geldiði zaman Ensardan yazýsýný ilk yazan Übey b. KaVdýr. Bunu tbn Cerîr et-Taberî'nin (Ö.310/922) "Târih" indeki þu sözü de teyid eder: "Ali b. Ebû Tâlib ve Osman b. Affan vahyi yazarlardý. Onlar olmazlarsa Übey b. Ka'b ve Zeyd b. Sabit yazar­dý."[178]

Bundan anlaþýlmaktadýr ki Resûlullah'm yazý iþlerini yükle­nen Muhacirler idi. Onlardan biri olmadýðý zaman diðerleri yazar­dý. Ensardan bu görevi ilk yapan Übey b. Kal) (r.a.) olmuþtur. Di­ðer taraftan, Mekke döneminde de Kur'âný yazan katipler vardý. Durum böyle olunca Resûlullah'ýn huzurunda vahyi ilk yazanýn Übey olduðunu söylemek doðru deðildir

Yazýlarýnýn sonuna ilk olarak "filan oðlu filan yazdý." diyen Übey'dir.[179]

Muhammed Hamidullah'ýn "el-Vesâiku's-siyâsiyye" isimli eserine baktýðýmýz zaman oradaki 63, 64, 76,120,121,124,163, 173, 206, 244 nolu vesikalarýn Übey tarafýndan yazýlmýþ olduðunu görürüz.

Tarihçiler Übey'in vefat tarihinde ihtilaf etmiþlerdir. Ibn Mam onun hicrî 20 veya 19 da vefat ettiðini söylemiþ, el-Vâkýdî de diðerlerinden onun 22 de vefat ettiðini nakletmiþtir. Kimisi de 30 da vefat ettiðini yazmýþtýr. Diðer bazý rivayetlerden de onun, Hz.Osman'm þehadetinden bir cuma önce vefat ettiði anlaþýlmak­tadýr.[180]

 
10- EL-ERKAM B. EBl'L-ERKAM (R.A.)
 

el-Erkam ilk müslümanlardandýr. Onun yedinci veya on bi­rinci olarak müslüman olduðu söylenir. Safa yakýnlarýndaki evi islam davetinin merkezi idi. Resûlullah müslümanlarla orada bu­luþur, davetini orada yayardý. Müslümanlarýn sayýsý kýrk kiþi oluncaya kadar Resûlullah kendisine inananlarla beraber orada gizlenmiþtir. Davetin gizli yapýldýðý dönemde bu mübarek evde son müslüman olan Ömer b. el-Hattâb olmuþtur. Onun müslüman olmasýyle müslümanlar gizlilikten çýkmýþlar, ibadetlerini açýkça yapmaya baþlamýþlardýr.

el-Erkam Medine'ye ilk hicret edenlerdendir. Bedir Gazvesin­de bulunmuþ, Resûlullah kendisine bir kýlýç vermiþtir. Uhud ve diðer bütün gazvelerde bulunmuþtur. [181]Resûlullah onu zekat toplamak için görevlendirmiþtir.[182] Medine'de kendisine ikta yo­luyla bir ev vermiþtir.[183]

el-Erkam, Hz.Peygamber (s.a.v.)'in katiplerindendir. Ibn Kesîr [184], el-Irâkî [185], Muhammed b. Ali el-Ensârî el-Hazrecî [186], Ibn Seyyidünnâs [187]ve diðerleri onu Resûlulah'm katipleri içeri­sinde zikretmiþlerdir.

Ibn Kesîr: "Resülullah'ýn emri ile Azîm b. el-Hâris el-Muhâribî'nin Fah ve diðer yerlerdeki iktaýný o yazmýþtýr."[188] de­miþtir.

Muhammed Hamidullah'm "el-Vesâiku's-siyâsiyye" isimli eserine müracaat ettiðimizde bir çok belgenin altýnda el-Erkam'ýn ismini buluruz. Misal olarak 84, 88» 176, 212 holü belgeleri zikre­debiliriz.

el-Erkam'ýn vefat tarihi hakkýnda ihtilaf edilmiþtir. Kimisi Ebû Bekir es-Sýddîk'm vefat ettiði günde vefat ettiðini söylemiþ, kimisi de Medine'de hicretin 55. yýlýnda 80 küsur yaþýnda iken ve­fat ettiðini ve cenaze namazýný vasýyyeti üzerine Sa'd b. Ebû Vak-kas'ýn kýldýrdýðýný söylemiþtir.[189]

 
11- ÜSEYD B. HUDAYR (R.A.)
 

isim ve nesebi þöyledir: Üseyd b. Hudayr b. Semmâk b. Atak b. Rafý' b. îmrulkays b. Zeyd b. Abdüleþhel.[190]

Üseyd hem câhiliyye döneminde hem de islam döneminde kavmi içerisinde itibarlý bir kimse idi.[191]

Üseyd ve Sa'd b. Muaz, Mus'ab b. Umeyr'in vasýtasýyle ayný günde müslüman olmuþlardýr. Üseyd 70 Ensar'la birlikte   son Akabe Bey'atýnda bulunmuþ olup on iki nakîbden (reisden) biri idi.[192]

Üseyd, Bedir Gazvesinde bulunmadý. Çünkü o, Bedir'de sa­vaþ olacaðýný zannetmiyordu. Bu konuda tbn Sa'd kendi isnadiyle þöyle nakleder: "Üseyd, Resûlullah ile Bedir'den dönünce karþý­laþtý ve ona:

"- Seni muzaffer kýlan ve gözlerim aydýn eden Allah'a hamdol-sun. Yâ Resûlallah, benim Bedir'den geç kalmamýn sebebi savaþ olacaðýný bilmediðim içindir. Ben sizin kervanla karþýlaþacaðýmzý zannediyordum, þayet düþmanla karþýlaþacaðýnýzý bilseydim, geri kalmazdým." dedi. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v.):

"- Doðru söyledin." Buyurdu.[193]

Ibn Seken: 'Üseyd Bedir ve Akabe'de bulundu. O, nakîblerden biri idi." demiþtir. Fakat diðerleri onun Bedir ehlinden olduðunu reddetmiþtir.[194]

Uhud'da bulunmuþ ve Resûlullah ile beraber yerini terketme-miþtir. Hendek ve diðer bütün gazvelerde de bulunmuþtur.[195]

Ibn Sa'd demiþtir ki: "Üseyd câhilliye döneminde Arapça ya­zardý.[196] Babasý Hudayr da yazý biliyordu."[197]

el-Bâkýllânî, Üseyd'i Resûlullah'ýn katipleri içerisinde zikret­miþtir.[198]

Üseyd b. Hudayr hicretin 20. senesinde Þaban ayýnda vefat et­miþ, Hz.Ömer cenazesini Abdüleþhel oðullarý yurdundan alarak Bakî mezarlýðýna taþýmýþ ve cenaze namazýný kýldýrnýýþtýr.[199] Al­lah kendisinden razý olsun ve kendisini razý etsin.

 
12- EVSB. HAVLI (R.A.)
 

isim ve nesebi þöyledir: Evs b. Havlî b. Abdullah b. el-Hâris b. el-Ensârî (r.a.). Annesi Übey b. Mâlik'in kýzý Cemile olup Abdullah b. Übey b. Selûl'ün kýz kardeþidir.

Evs, Resûlullah (s.a.v.) ile beraber Bedir, Uhud, Hendek ve di­ðer bütün gazvelerde bulunmuþtur.[200] Resûlullah Evs ile Þücâ' b. Evs el-Esedî'yi kardeþ yapmýþtýr.[201] Resûlullah (s.a.v.) kaza um­resi için Mekke'ye girdiði zaman silahlarýn üzerinde 200 kiþi bý­raktý. Baþlarýnda Evs vardý.[202] Bu, Tuva denilen yerde oldu. Gaye müþriklerden gelebilecek bir tuzaðý önlemekti.[203]

Evs b. Havlý câhiliyye döneminde Arapça yazan, yüzme ve atý­cýlýðý iyi bilen kâmillerden idi.[204] Câhilliyye döneminde bu üç þeyi bilene "el-Kâmil" diyorlardý. el-Bâkýllânî onu Resûlullah (s.a.v.)'in katipleri içerisinde zikretmiþtir.[205]

Resûlullah vefat edince onu yýkayan, ve ehl-i beyti ile beraber kabrine inip koyan da Evs olmuþtur.[206]

Evs, Medine'de Hz.Osman'ýn hilafeti döneminde vefat etmiþ­tir.[207]

 
13- BÜREYDE B. EL-HASlB (R.A.)
 

Büreyde b. el-Hasîb b. Abdullah b. el-Hâris el-Eslemî (r.a.), Resûlullah (s.a.v.) hicret ederken el-Gamîm'de yanýna uðra­yýnca müslüman olmuþtur.[208] Uhud Gazvesi'nden sonra Medi­ne'ye hicret etmiþ [209] ve Resûlullah (s.a.v.) ile beraber on altý gaz­vede bulunmuþtur.[210]

Medine'de oturuyordu. Sonra Basra'ya gitti, orada ev yaptý. Daha sonra cihad için Horasan'a gitti, ölünceye kadar Merv'de ikamet etti ve oraya defnedildi.

Büreyde Hz.Peygamber (s.a.v.)'in katiplerindendir. ibn Seyyidünnâs [211], el-Irâkî [212]ve el-Ensârî [213]onu Hz.Peygamber (s.a.v.)'in katipleri içerisinde zikretmiþlerdir.

Hilal, babasý Sirac b. Müccâa'dan rivayet ettiðine göre, Resûlullah (s.a.v.) kendisine Yemen'de bir arazi vermiþ ve bunu þöyle bir yazý ile bildirmiþtir:

"Allah'ýn Elçisi Muhammed'den Eþlem Oðullarý'ndan Müccâa b. Mürâre'ye: Ben sana el-Avra verdim, kimin ona ihtiyacý olursa bana gelsin. Büreyde yazdý."[214]

 
14- BEÞÎR B. SA'D B. SA'LEBE (R.A.)

 
isim ve nesebi þöyledir: Beþîr b. Sa'd b. Salebe b. Hýlâs el-Hazrecî el-Ensârî (r.a.).

ikinci Akabe'de, Bedir, Uhud ve ondan sonraki gazvelerde bu­lunmuþtur.[215]

el-Vakýdî: "Resûlullah (s.a.v.) onu hicretin yedinci senesinde bir seriyye ile Fedek'e gönderdi. Sonra Þevval ayýnda Vadi'1-kurâ istikametine gönderdi." demiþtir.[216] Sakîfe günü Ebû Bekir'e En-sardan ilk bey'at edenin o olduðu söylenmiþtir.[217]

Numan ve Übeyye isminde iki çocuðu vardý. Anneleri, Revâha kýzý Amre-olup Abdullah b. Revâha'nýn kýz kardeþi idi.[218]

Hicretin on ikinci senesinde Yemame'den dönerken Aynü't-temr denilen yerde Þehid olmuþtur.[219]

îbn Sa'd: "Beþîr câhiliyye döneminde Arapça yazardý. O za­man Araplar içerisinde yazý bilen azdý." demiþtir.[220]

el-Bâkýllânî, Beþîr'i Resûlullah'm katipleri içerisinde zikret­miþtir.[221]

 
15-SÂBlT B. KAYS (R.A.)

 
Sabit b. Kays b. Þemmâs b. Züheyr (r.a.) Ensardan olup Haz-rec kabîlesindendir. Hassan b. Sabit Resûlullah'm þairi olduðu gi­bi, Sabit de Resûlullah'm ve Ensarm hatibi idi.[222]

Sabit, Resûlullah (s.a.v.) Medine'ye gelince Ensar adýna ona hitaben:

"- Kendimizi ve çocuklarýmýzý koruduðumuz þeyden sizi de ko­ruyacaðýz. Buna mukabil bize ne vardýr?" demiþ, Resûlullah da:

"- Cennet var." buyurmuþtur. Bunun üzerine Ensar:

"- Razý olduk." demiþlerdir.[223]

ilk bulunduðu gazve Uhud olmuþ, ondan sonraki gazvelere de iþtirak etmiþtir.[224]

"Ey inananlar! Seslerinizi Peygamberin sesinin üzerine yük­seltmeyin. Farkýna varmadan iþlediklerinizin boþa gitmemesi için Peygamber'e, birbirinize çaðýrdýðýnýz gibi yüksek sesle baðýr­mayýn."165 mealindeki âyet inince Resûlullah (s.a.v.) Sâbit'i göre­mez oldu ve:

"- Sabit hakkýnda kim bana bilgi verecek?" buyurdu. Bir adam:

"- Ben." dedi ve Sâbit'in evine gitti. Onun, baþýný önüne eðmiþ mahzun bir vaziyette oturduðunu görünce:

"- Durumun nasýl?" dedi. Sabit:

"- Kötü! Se-simi Resûlullah'm sesini bastýrýyordu. Yaptýkla­rýný boþa gitti, ben cehennem ehlinden oldum " diye cevap verdi.

Adam Resûlullah'a döndü, Sâbit'in söylediklerini haber verdi. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v.):

"- Git, ona: Sen cehennem ehlinden deðilsin, sen cennetliksin, de." buyurdu.[225]

Sabit b. Kays, Hz.Peygamber (s.a.v.)'in katiplerinden idi. Îbn Sa'd [226], el-Mizzî[227], îbn Kesîr [228], el-Irâkî[229], îbn Seyyidünnâs[230] ve el-Ensârî[231] onu Resûlullah'm katipleri içerisinde zikretmiþler­dir.

Muhammed Hamidullah'm "el-Vesâiku's-siyâsiyye" isimli eserinde 157. vesikanýn yazarýnýn ismi Kays b. Þemmas b. er-Rûyân olarak zikredilmiþtir. Ben sahabe içerisinde bu isimde biri­ni bulamadým. Herhalde o, Sabit b. Þemmâs b. Kays olmalýdýr.

Sabit hicretin on birinci senesinde Yemâme vak'asmda þehid olmuþtur. Þehadetinden sonra bir kimse rüyasýnda onun kendisi­ne bir takým þeyleri vasiyet ettiðini görmüþ, gördüðü bu rüyayý Hâlid b. Velîd ile Hz.Ebû Bekir'e anlatmýþ, bunun üzerine Ebû Be­kir onun vasiyetini yerine getirmiþtir.[232]

 
16- CAFER B. EBU TALÎB (R.A.)
 

Beyhakî'nin îbn îshak'tan naklinin dýþýnda Cafer'i Resûlullah'm katipleri içerisinde zikreden kimseyi bulamadým. Beyhakî, îbn îshak tarikiyle Muhammed b. Cafer b. ez-Zü-beyr'den, o da Abdullah b. ez-Zübeyr (r.a.)'dan rivayet ettiðine gö­re Resûlullah (s.a.v.) Abdullah b. Erkam'dan yazýlarýný yazmasýný istedi, o da yazýyordu. Resûlullah adýna hükümdarlara cevap veri­yordu. Resûlullah ona o kadar güvenmiþti ki ona hükümdarlar­dan birine yazmasýný emrediyor, o da yazýyordu, sonra þöyle yaz­masýný ve mühürlemesini emrediyordu, ona güvendiðinden dolayý okumuyordu. Sonra Zeyd b. Sâbit'e de yazmasýný emretti. O da hem vahyi yazar ve hem de hükümdarlara yazardý. Abdullah b. Erkam ile Zeyd b. Sabit bulunmayýp da Ecnâd emirlerine veya hü­kümdarlara mektup yazýlmasýna ya da bir kimseye yazýp ikta'da bulunulmasýna ihtiyaç duyunca Cafer'e emreder, o da yazardý. Ömer ve Osman da Resûlullah'm yazýlarýný yazmýþtýr. Zeyd, Mugîre, Muâviye, Hâlid b. Saîd b. el-As ve Araplardan isimleri zikredilen diðerleri de Resûlullah'm yazýlarýný yazmýþlardýr." [233]Beyhakî burada Cafer'in ismini zikretme mistir. Ancak îbn Hacer Fethul-bârî (XIII, 184) de þöyle kaydetmiþtir: "Beyhakfnin hasen senedle Abdullah b. ez-Zübeyr'den naklettiðine göre Hz.Peygamber (s.a.v.) Abdullah b. Erkam'dan yazýlarýný yazmasý­ný istedi, o da hükümdarlara olan yazýlarým yazýyordu. Resûlullalj ona o kadar güvenmiþti, ona yazmasýný ve mühürlemesini emredi­yor, okumuyordu. Sonra Zeyd b. Sâbit'e de yazmasýný emretti. O da hem vahyi yazýyor ve hem de hükümdarlara yazýyordu. Bunlar olmadýklarý zaman Cafer b. Ebû Tâlib'e yazmasýný emrediyordu. Resûlullah'm katipliðim ashabýndan bunlarýn dýþýnda bir cemaat da yapmýþtýr.

 
17-CEHMB. SAD(R.A.)
 

Ibn Hacer demiþtir ki: "el-Kudâî, Cehm'i Hz.Peygamber (s.a.v.)'in katipleri içerisinde zikretti. Cehm ve ez-Zübeyr zekat mallarýný yazarlardý. Müfessir el-Kurtubî de "el-Mevlidü'n-nebevî" isimli eserinde onu zikretmiþtir."[234]

el-Irâkî[235] ve el-Ensârî[236] de onu Resûlullah'm katipleri içeri­sinde zikretmiþlerdir.

 
18- CÜHEYM B. ES-SALT

 
ismi ve nesebi þöyledir: Cüheym b. es-Salt b. Mahreme b. el-Muttalib b. Abdümenaf el-Kuraþî el-Muttalibî.

Cüheym henüz müþrik idi. Kureyþ, Bedir gazvesinnin sebebi olarak gösterilen kervaný korumak için gitmek üzere iken bir rüya görmüþtü. Rüyasýnda baþýnda bir atlý vardý, Kureyþ'ten ileri gelenlerin Ölüm haberlerini bildiriyordu. Ebû Cehil bunu iþitince: "îþte bu da Muttalib oðullarýndan bir baþka peygamber! Þayet karþýlaþýrsak yarýn kimlerin öldürülmüþ olacaðýný görecek." de­di.[237]

Alimler Cüheym'in ne zaman müslüman olduðu konusunda ihtilaf etmiþlerdir. Ibn Abdülber onun H^yber'in fethi yýlýnda müslüman olduðunu ve Resûlullah'm kendisine Hayber ganime­tinden otuz vesk verdiðini söylemiþtir.[238] Îbnü'1-Esîr de bu görüþ­tedir.[239] Ibn Sa'd ise onun Mekke'nin fethinden sonra müslüman olduðunu söylemiþtir.[240]

Belâzurî: "Cüheym câhiliyye döneminde Arap yazýsýný bili­yordu. Ýslam geldiði zaman o yazýyordu. Resûlullah (s.a.v.)'in ka­tipliðini yapmýþtýr." demiþtir.[241]

el-Mes'ûdî de: "ez-Zübeyr b. el-Awâm ve Cüheym b. es-Salt zekat mallarýný yazýyorlardý." demiþtir.[242]

Ömer b. Þebbe [243], Belâzurî[244], el-YaTtÛbî[245], îbn Abdülber[246], îbn Miskeveyh,[247] îbn Seyyidünnâs [248], el-Irâkî[249], îbn Hacer[250] ve el-Ensârî[251] Cüheym'i Hz.Peygamber (s.a.v.)'in katipleri içerisin­de zikretmiþlerdir.

Muhammed Hamîdullah'm el-Vesâikus-siyâsiyye isimli ese­rine baktýðýmýz zaman 82 inci vesikanýn Cüheym b. ee-Salt tara­fýndan yazýlmýþ olduðunu görürüz.[252]

19- HÂTIB B. AMR (R.A.)

 
Hâtýb b. Amr b. Abdüþems b. Abdûd el-Kureþî el-Amirî (r.a.), Süheyl b. Amr ve Süleyt b. Amr'in kardeþleridir.

îbn Abdülber: "Resûlullah (s.a.v.) Erkam'ýn evine girmeden önce müslüman oldu[253] ve Habeþistan'a yapýlan her iki hicrette de bulundu."[254] damiþtir.

el-Vâkýdî ve diðerleri de: "Birinci Habeþistan hicretinde oraya ilk gelen Hâtýb oldu[255] ve Bedir gazvesinde de bulundu."[256] demiþ­lerdir.

Hâtýb, Resûlullah (s.a.v.)'in katiplerindendir. îbn Miskeveyh[257], îbn Seyyidünnâs,[258] el-Irâkî[259] ve el-Ensârî[260] onu Resûlullab'm katipleri içerisinde zikretmiþlerdir.

 
20- HUZEYFE B. EL-YEMAN EL-ABSî (R.A.)
 

Aslen Yemenlidir. Hz.Peygamber (s.a.v.) ile beraber Bedir gazvesinde bulunmadý. Çünkü müþrikler ondan kendileriyle savaþmayacaðýna dair söz almýþlardý. Huzeyfe, Resûlullah'dan savaþýp savaþamayacaðýný sordu. Resûlullah (s.a.v.) de onlara karþý sözümüzde vefa gösteririz ve onlarý yenmek için Allah'tan yardým dileriz, buyurdu.[261] Hz.Peygamber (s.a.v.) ile beraber Uhud Gazvesi'nde bulundu. Babasý müslümanlar tarafýndan ha-taen öldürüldü.[262] Peygamber efendimiz (s.a.v.) Hendek Gazve­si'nde geceleyin müþriklerden haber getirmesi için gönderdi.

Huzeyfe münafýklarý bilme hususunda Resûlullah'm sýrdaþý idi. Resûlullah münafýklarýn isimlerini ona söylemiþti. Ashab içe­risinde münafýklarý ondan baþka bilen yoktu.[263]

Bir kimse öldüðü zaman Hz.Ömer, Huzeyfe'den sorardý. Hu­zeyfe cenaze namazýnda bulunursa Hz.Ömer de namazýný kýlardý. Huzeyfe bulunmazsa Hz.Ömer de bulunmazdý.[264]

Hz.Ömer bir defa ashaba temenni ediniz, demiþ, onlar da Al­lah yolunda sadaka olarak daðýtmak için içerisinde bulunduklarý ev dolusu mal ve cevher temenni etmiþlerdi. Bunun üzerine Ömer: "Fakat ben Ebû Ubeyde, Muaz b. Cebel ve Huzeyfe b. el-Yeman gi­bi adamlarýmýn olmasýný ve onlara Allah yolunda görev vermeyi arzu ederdim." demiþtir.[265]

Resûlullah (s.a.v.) onu Diba'ya vali olarak görevlendirdi. îbn Sa'd: "Resûlullah (s.a.v.) vefat ettiðinde Huzeyfe b. el-Yeman onun Diba'da valisi idi." demiþtir.[266]

Huzeyfe b. el-Yemân Nihavend Muharebesinde bulunmuþ, Hemedan, Rey ve Dînever onun eliyle fethedilmiþtir.[267] Bunlarýn fethi hicretin 22. yýlýnda gerçekleþmiþtir.[268] Huzeyfe el-Cezîre'nin fethinde de bulunmuþ, daha sonra Nusaybin'e gelerek orada ev­lenmiþtir.[269]

Hz.Ömer de Huzeyfe'yi Medâin'e vali olarak göndermiþtir, îbn Þîrîn demiþtir ki: "Hz.Ömer birini vali olarak görevlendirdiði zaman onun ahidnamesine: "Ben falam gönderdim, ona þöyle þöy­le emrettim." diye yazardý. Huzeyfe'yi Medâin'e gönderdiði zaman onun ahidnamesine: "Onu dinleyiniz, itaat ediniz ve sizden ne is­terse ona veriniz." diye yazdý. Huzeyfe Medâin'e gelince kendisini þehrin ileri gelenleri ve idarecileri karþýladýlar. Bunun üzerine on­lara ahidnamesini okudu. Onlarda «Bize ne emrediyorsan söyle» dediler. Huzeyfe «sizinle beraber olduðum müddetçe kendi yiyece­ðim ile, hayvanýmýn yiyeceði kadar ot-yem istiyorum, baþka bir-þey istemiyorum» demiþtir. Huzeyfe Medâin'de vali olarak göreve devam etmiþ, sonra bir ara Hz. Ömer, Medine'ye gelmesi için ona mektup yazmýþ, Huzeyfe hemen Medine'ye hareket etmiþ. Hz. Ömer durumunu kontrol etmek için geleceði yola çýkýp gizlenmiþ, Medine'den ayrýldýðý gibi gelmekte olduðunu görünce hemen ona

sarýlýp: «Sen benim kardeþimsin ben de senin kardeþinim demiþ­tir. [270]

Huzeyfe (R.A) Hz. Peygamberin katiplerinden idi. Onu Resûlullah'ýn katipleri içerisinde el-Kurtubi,[271] es-Seâlebi,[272] el Râbi [273]ve el_ Ensâri zikretmiþlerdir. el-Ensâri: «Huzeyfe aðaç-daki hurmalarý tahmin edip yazýyordu.» [274]demiþtir. Mes'udi ise: Hicaz hurmalarýný tahmin edip yazýyordu» demiþtir.[275] Huzeyfe Hz. Osman'ýn þehid edilmesinden sonra hicri 36 da Hz. Ali'nin hi­lafetinin ilk yýlýnda vefat etmiþtir.[276]

 
21- el-HUSAYN B. NÜMEYR (R.A.)


Cehþiyârî demiþtir ki: "el-Mugîre b. Þu*be ve el-Husayn b. Nü-meyr insanlar arasýnda dolaþýp yazarlardý."[277]

el-Ensârî: "el-Mugîre b. Þul)e ve el-Husayn b. Nümeyr insan­lar arasýnda borçlanmalarý ve muameleleri yazarlardý." demiþ­tir.[278]

îbn Miskeveyh de onu Hz.Peygamber (s.a.v.)'in katipleri içe­risinde zikretmiþ: "el-Mugîre b. Þube ve el-Husayn b. Nümeyr in­sanlar arasýndaki muameleleri-yazarlar, Hâlid ve Muâviye bulun­madýklarýnda onlara vekalet ederlerdi." demiþtir.[279]

îbn Hacer de demiþtir ki: "el-Abbas b. Muhammed el-Endelûsî, el-Mu'tasým b. Sumâdih için yazmýþ olduðu "et-Târîh" isimli kitabýnda onu zikrederek: "el-Mugîre b. ÞuTse ve el-Husayn b. Nümeyr, Resûlullah'm ihtiyaç duyduðu þeyleri yazardý. Daha sonra gelenlerden müfessir Kurtubî "el-mevlidü'n-nebevî" isimh eserinde, el-Kutub el-Halebî "Þerhu's-sîra" sinde zikretmiþ ve bunun, el-Kudâî'nin Hz.Peygamber (s.a.v.)'in katipleriyle ilgili

olarak yazmýþ olduðu eserinde olduðunu kaydetmiþtir.[280] el-Irâkî [281]ve el-Ya'kûbî [282] de onu Resûlullah'ýn katipleri içerisinde zik­retmiþlerdir, îbn Hacer "el-îsâbe" sinde el-Husayn'm þahsiyyetin-den bahsetmemiþtir.

 
22- HANZALA B. ER-RABÎ' (R.A.)

 
isim ve nesebi þöyledir. Hanzala b. er-Rabî b. Sayfî b. Riyâh [283]et-Temîmî. el-Kâtib lakabýyle tanýnýr. Ekseni b. Sayfî'nin kardeþi­nin oðludur.

Hanzala bir defa aðlayarak Hz.Ebû Bekir'in yanýna gelmiþti. Hz.Ebû Bekir ona:

"- Ey Hanzala sana ne oluyor?" demiþ, o da:

"- Ey Ebû Bekir, Hanzala münafýk oldu. Biz, Resûlüllah (s.a.v.)'in yanýnda bulunup da bize cennet ve cehennemi hatýrlat­týðý zaman sanki gözlerimizle görüyoruz gibi oluyoruz. Yanýndan dönünce aile ve mallarýmýzla meþgul oluyoruz, Resûlullah'ýn söy­lediklerini çoðukez unutuyoruz." dedi. Hz.Ebû Bekir de:

"- Vallahi biz de böyleyiz. Resûlüllah (s.a.v.)'e gidelim, duru­mu anlatalým." dedi.

Hemen Resûlüllah (s.a.v.)'e gittiler. Resûrullah, Hanzala'yý görünce:

"- Ey Hanzela ne var?" buyurdu. Hanzala:

"- Yâ Resûlellah! Hanzala münank oldu. Senin yanýnda oldu­ðumuz zaman bize cehennemi ve cenneti hatýrlatýyorsun, sanki gözlerimizle görüyor gibi oluyoruz. Yanýndan çýktýðýmýz zaman eþlerimiz ve mallarýmýzla meþgul oluyoruz ve bunlarý çoðukez unutuyoruz." dedi.

Bunun üzerine Resûlüllah (s.a.v.):

"- Benim yanýmda olduðunuz hal üzere devam etmiþ olsanýz o zaman melekler meclislerinizde, yollarýnýzda ve yataklarýnýzda sizinle musafaha ederdi. Fakat ey Hanzala, insan bazen böyle olur, bazen öyle. insanýn durumu her zaman ayný olmaz." buyur­du.[284]

Resûlullah (s.a.v.) Hanzala'yý sulh isteyip istemediklerini öðren­mek için Tâif halkýna göndermiþti. Hanazala Taife doðru hareket edince Resûlullah (s.a.v.) orada bulunanlara: "Bu ve benzerlerine uyunuz." buyurdu.[285]

Hanzala Resûlullah (s.a.v.)Jin katiplerindendir. Cehþiyârî: "Hanzala b. er-Rabf b. el-Murakka' b. Sayfî, Eksem b. Sayfî'nin kardeþinin oðlu olup Resûlullah'ýn katiplerinden her hangi biri olmadýðý zaman onun vekili idi. Bu yüzden kendisine "el-kâtib" lakabý verilmiþti. Resûlullah (s.a.v.) mührünü onun yanýnda býra­kýr ve ona: "Benden ayrýlma ve her þeyi bana üçüncü gününde hatýrlat." derdi. Hanzala demiþtir ki: "Mal ve yemek üzerinden üç gün geçmeden ona hatýrlatýrdým. Resûlullah yanýnda ondan bir þey olduðu halde sabahlamazdý.[286]

Hanzala Resûlullah (s.a.v.)'in meþhur katiplerinden idi. îmam Buhârî "et-Târîhu'1-kebîr" inde: "Hanzala Hz.Peygamber (s.a.v.)'in katibidir."[287] demiþ, imam Müslim de: "Hanzala b. er-Rabî' Hz.Peygamber (s.a.v.)'in katibidir."[288] demiþtir, tbn Sa'd, el-Vâkýdî'den naklen: "Bir defa Resûlullah (s.a.v.)'in yazýþým yazdý, bu sebeple kendisine "el-kâtib" denildi. Ozaman Araplar içerisin­de yazý bilen azdý."[289] demiþtir. el-Mes'ûdî [290], el-Ya'kûbî[291]  îb-nü'1-Esîr [292], el-Mizzî [293], îbn Seyyidünnâs [294], el-Irâkî [295], Ibn Þebbe[296], Halîfe b. Hayyât[297], îbn Kesîr[298], Ibn Hacer[299] ve el-Ensârî[300] onu Resûlullah'm katipleri içerisinde zikretmiþlerdir.

Huzeyfe Kâdisiye savaþýnda bulunmuþ, sonra Kûfe'ye yerleþ­miþ, Cemel Vakasýnda Hz.Ali ile beraber bulunmamýþ ve daha sonra Karkýsya'ya yerleþerek Muâviye zamanýnda orada vefat et­miþtir.[301]

 
23- HUVEYTIB B. ABDÜLUZZA (R.A.)

 
isim ve nesebi þöyledir: Huveytýb b. Abdüluzzâ b. Kays el-Kureþî el-Amirî (r.a.).

Huveytýb çok yaþamýþtýr, islam dini geldiði zaman yaþý 60 civarýnda idi.[302] Mekke'nin fethi yýlýnda müslüman olmuþtur. Müellefe-i kulûb'den idi.[303] Hz.Peygamber (s.a.v.) ona Huneyn ganimetlerinden 100 deve vermiþtir.[304] Huveytýb samimi bir müs­lüman olmuþtur, imam Ahmed imam Þafiî'nin þöyle dediðini nak-letmiþtir: "Huveytýb b. Abdüluzzâ övgüye layýk bir müslüman idi.

Cahiliyye döneminde Mekke'de Kureyþ'in en çok yeri olan idi.[305]

Hz.Ömer ona bir grup cemaatle beraber Harem'in direklerini yenilemesini emretti.[306]

Huzeyfe Hz.Peygamber (s.a.v.)'in katiprerindendir. Onun is­mini Hz.Peygamber (s.a.v.)'in katipleri içerisinde tbn Miskeveyh,[307] el-Irâkî [308], Ibn Seyyidünnâs [309]ve el-Ensârî[310] zikretmiþler­dir.

Huveytýb'm ne zaman vefat ettiðinde ihtilaf edilmiþtir. Doðru olan görüþe göre Muâviye'nin hilafeti döneminde hicretin 54. se­nesinde vefat etmiþtir.[311]

 
24- HÂLÝD B. SAîD B. EL-AS (R.A.)
 

îsmi ve nesebi þöyledir; Hâlid b. Saîd b. el-As b. Ümeyye b. Ab-diþems (r.a.).

Hâlid ilk müslümanlardandýr. Hz.Ebû Bekir es-Sýddîk'dan sonra müslüman olduðu söylenmiþtir. Islama girenlerin üçüncü­sü veya dördüncüsü ya da beþincisidir.[312] îslama girmesine gör­müþ olduðu bir rüya sebep olmuþtur. Þöyle ki: Rüyasýnda bir ate­þin kenarýnda durmakta olduðunu, babasýmn kendisini ateþe itti­ðini, Hz.Peygamber (s.a.v.)'in de belinden tutarak ateþe düþmesi­ne engel olmaya çalýþtýðýný görmüþtür. Sabah olunca rüyasýný Hz.Ebû Bekir'e anlatmýþ, o da müslüman olmasýný söylemiþtir. Bunun üzerine Hâlid Ecyad'da Hz.Peygamber (s.a.v.) ile karþýlaþ­mýþ ve müslüman olmuþtur. Hz.Peygamber Hâlid'in müslüman olmasýndan dolayý çok sevinmiþtir.[313] Babasý Saîd ise oðlunun müslüman olmasýna çok kýzmýþ, onu dövmüþ ve kötü sözler söyle­miþ, diðer oðullarýna da: "Onunla kim konuþursa ona yaptýðým þeyi konuþana da yaparým." demiþtir. Sonra Hâlid'i hapsetmiþ, dininden dönmesi için baský yapmýþ, günlerce aç ve susuz býrak­mýþ, hatta Mekke'nin taþlýklarýnda üç gün bir yudum su tatmadan beklemiþtir. Neticede Hâlid babasýndan ayrýlýp Hz.Peygamber (s.a.v.)'in yanýna gitmiþtir. Artýk Hz.Peygamber'den hiç ayrýlma­mýþ, devamlý onunla beraber olmuþtur.[314]

Habeþistan'a ikinci hicrette Hz.Peygamber'in ashabý içerisin­de ilk giden Hâlid olmuþtur. Hanýmý Hâlid kýzý Ümeyme el-Huzâýyye de kendisi ile beraber Habeþistan'a hicret etmiþ ve ora­da on küsur sene kamuslardýr. Daha sonra Cafer b. Ebû Tâlib ile beraber iki gemi ile Medine'ye gelmiþlerdir. Bu arada Resûlullah (s.a.v.) Hayber'in fethi ile meþgul olduðu için hemen Hayber'e git­miþler, Resûlullah, ashabý ile konuþtuktan sonra bunlara da gani­met malýndan hisse vermiþlerdir.[315]

Hâlid, Hayber'den Resûlullah ile beraber Medine'ye dönmüþ, daha sonra Kaza Umresinde, Mekke'nin Fethinde, Huneyn, Tâif ve Tebuk gazvelerinde Hz.Peygamber'le beraber bulunmuþtur.[316]

Hz.Peygamber (s.a.v.)'in Hâlid'e idarî görevler verdiðini de görüyoruz. Önce onu Mezhic'ýn zekatýný toplamak üzere görevlen­dirmiþ, sonra da SanVya vali olarak tayin etmiþtir. Hâlid, Resûlullah vefat edinceye kadar San'a'da kalmýþtýr.[317]

Hz.Peygamber ile Tâif halký arasýnda sulh yapmak için çalý­þan ve Tâif halkýndan Sakîf heyetine yazan da Hâlid olmuþtur.[318]


[66] Bkz. el-îstîâb, I, 74. Üsdü'1-gâbe, I, 35 ve el-îsâbe, 1,13 de iae es-Sarîme, yerine ez-Zarîbe kelimesi zikredilmektedir.

[67] Bkz. el-îstîâb, I, 75. el-îsâbe, 1,14 de esbil ve ekbil þeklindedir.

[68] Üsdü'l-gâbe, I, 36.

[69] Bkz. Halife b. Hayyât, Târih, 50.

[70] Siyeru a'lâmi'n-nübelâ', 1,189.

[71] el-Ýstîâb, I, 75.

[72] el-Bidâye ve'n-nihâye, V, 340.

[73] el-Kâmil, II, 313

[74] el-Bidâye ve'n-nihâye, V, 340.

[75] Uyûnü'1-Eser, II, 315.

[76] el-Ucâletü's-seniyye, 246.

[77] el-Misbâhu'1-mudf, 18.

[78] et-Tenbîh ve'1-iþrâf, 246.

[79] el-Misbâhu'1-mudî' 18; Üsdü'1-gâbe, I, 37 (8)el-Misbâhu'l-inudî'18.

[80] el-lstîâb, I, 77; Üsdü'1-gâbe, I, 37; el-Misbâhu'1-mudf, 18.

[81] el-tsâbe,1,14.

[82] Ýbn Sa'd, III/2,138-139; el-Ýsâbe, I, 34.

[83] îbn Sa'd, III/2,138-140.

[84] el-Ýsâbe, I, 34.

[85] Üsdü'1-gâbe, I, 71; el-îsâbe, I, 34.

[86] Üsdü'1-gâbe, I, 71.

[87] Ýbn Sa'd, III/2,140.

[88] Ýbn Sa'd, III/2,141.

[89] el-Ýntisâr, 138.

[90] el-îsâbe,I,405.

[91] tbn Hiþâm, es-Sîra, I, 496-497.

[92] îbn Hiþâm, es-Sîra, I, 498; el-îstîâb, I, 404; el-Ýsâbe, I, 405.

[93] îbn Hiþâm, es-Sîra, I, 498.

[94] el-îsâbe, I, 405; Üsdü'I-gâbe, II, 81.

[95] Bkz. el-Ucâletü's-seniyye, 246.

[96] Þerhu Elfiyeti'l-Irâkî, 246.

[97] Uyûnü'1-eser, II, 316.

[98] el-Misbâhu'1-Mudî', 21.

[99] el-îstîâb, I, 404; el-lsâbe, I, 405.

[100] Bkz. ez-Zehebî, Tezkiretü'l-huffâz, I, 2.

[101] Ayný eser, I, 5.

[102] Buhârî, Fedâilu's-sahâbe, 3; Müslim, Fedâilu's-sahâbe, 2.

[103] Tirmizî'den naklen Fethu'l-bârî, VII, 13.

[104] er-Ravdu'1-Enf, II, 230 da: "Bazý vakitler Ebû Bekir, Ömer, Osman ...Resûlullah'ýn katipliðini yapmýþlardýr." denir.

[105] Tehzîbü'l-Kemâl, 4 b.

[106] el-Bidâye ve'n-nihâye, V, 339, 351.

[107] Uyûnü'1-eser, II, 315.

[108] Þerhu Elfîyeti'l-Irâkî, 245.

[109] el-Misbâhul-mudî', 8b.

[110] Mekâtîbü'r-Resûl, I, 26.

[111] Mekâtîbü'r-Resûl, I, 29.

[112] Bkz. Fütûhu'l-büldân, 580.

[113] bk el-Bidâye ve'n-nihâye, V, 351; el-Vesâiku's-siyâsiyye, 36.

[114] Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 176.

[115] el-Bidâye ve'n-nihâye, V, 351.

[116] Bkz. Buhârî, Zekat, 33, 37.

[117] Tecrîdü esmâi's-sahâbe, II, 158.

[118] îbnSa'd, 111/1,59.

[119] el-lsâbe, IV, 42.

[120] îbn Sa'd, 111/1,59.

[121] ÝbnSa'd,m/l,59.

[122] el-lsâbe, IV, 43; Îbn Sa'd, III/l, 59.

[123] el-întisâr, 138a.

[124] îbn Sa'd, III/l, 60.

[125] el-lsâbe, II, 179.

[126] Târîhu Halîfe, I, 60; el-îsâbe, II, 179.

[127] Üsdü'l-gâbe,V,316.

[128] Îbn Hiþâm, es-Sîra, II, 430; el-lsâbe, II, 179.

[129] el-îsâbe, 11,179.

[130] el-îstîâb, II, 190; el-lsâbe, II, 179.

[131] Târîhu Halîfe, I, 73.

[132] Fütûhu'i-büldân, 580.

[133] Þerhu Elfiyetil-Irâkî, 246

[134] Uyûnü'-eser,II,316.

[135] Tecârübü'1-ümem, I, 291.

[136] el-Misbâhu'1-mudî', 25b, 28a.

[137] el-lstîâb, II, 191; el-lsâbe, II, 180.

[138] el-îsabe, II, 335.

[139] Üsdü'1-gâbe, III, 195; el-îsabe, II, 335.

[140] îbn Hiþam, es-Sîra, I, 252; el-lsabe, II, 335.

[141] el-îsabe, II, 335.

[142] el-îstîâb, II, 338.

[143] Üsdü1-gâbe,III,196.

[144] Üsdü'1-gâbe, III, 196.

[145] Üsdü'1-gâbe, III, 196.

[146] Tecârübü'1-ümem, I, 291.

[147] el-Misbâhu'1-mudî', 34b.

[148] Þerhu Elfýyeti'Urâkî, 246..

[149] Uyûnü'l-eser,II,316.

[150] el-Ucâletü's-seniyye þerhu Elfýyetil-Irâkî, 246.

[151] el-Misbâhu'1-mudî', 34a.

[152] el-Ýsabe, II, 335.

[153] el-lsabe, II, 335.

[154] Ýbn Sa'd, III/2, 24.

[155] Ýbn Sa'd, III/2, 24.

[156] Ýbn Sa'd, III/2, 24.

[157] Ibn Sa'd, III/2, 24; el-Ýsâbe, IV, 130. Burada Ebû Abs ile Huneys'de tashîf ve tahrif vardýr.

[158] Ýbn Sa'd, III/2, 24; ei-Müstedrek, III, 350; Üsdü'1-gâbe, V, 247.

[159] el-Müstedrek, III, 351.

[160] Ýbn Sa'd, III/2, 24; Üsdü'1-gâbe, V, 248.

[161] îbn Sa'd, III/2, 24.

[162] el-Ýntisâr, 138a.

[163] Ýbn Sa'd, 111/2,24.

[164] Buhârî, Tefsîr sûreO, 2.

[165] el-Misbâhu'l-mudî\ 18.

[166] el-Misbâhu'1-mudr, 8b.

[167] Târîhu't-Taberî, VI, 179.

[168] Tecârübü'1-Ümem, I, 291.

[169] Târîhu'l-Ya'kûbî, II, 80.

[170] el-Vüzerâü ve'1-kuttâb, 12.

[171] Üsdü'l-gâbe,I,50.

[172] Tehzîbü'l-Kemâl, 4b.

[173] Þerhu Elfýyeti'Hrâkî, 245.

[174] el-Misbâhu'1-mudî', 18a.

[175] Bkz. el-Bidâye ve'n-nihâye, V, 341.

[176] el-Kamil, 11,313.

[177] Uyûnü'1-Eser, II, 315.

[178] Târîhu't-Taberî, VI, 179; îbn, Miskeveyh, Tecârübü'1-ümem, I, 291.

[179] el-Isâbe, 1,19; el-îstîâb, I, 50-51 (Vâkýdî'den naklen).

[180] Bkz. el-îsâbe, 1,19-20 (120)Üsdü'l-gâbe,I,60.

[181] el-îsâbe,I,28.

[182] Üsdül-gâbe, 1,60.

[183] el-Ýsâbe, I, 28.

[184] Bkz. el-Bidâye ve'n-nihâye, I, 60.

[185] el-Ucâletü's-seniyye þerhu'l-Elfiye, 247.

[186] el-Misbâhu'1-mudî', 18b.

[187] Uyûnü'1-eser, II, 316.

[188] el-Bidâye ve'n-nihâye, V, 341.

[189] Üsdü'1-gâbe, I, 60; el-Ikdü's-semîn, III, 281; el-îsâbe, I, 28.

[190] Hâkim, el-Müstedrek, III, 287.

[191] Ibn Sa'd, Tabakât, III/2,136.

[192] Hâkim, el-Müstedrek, III, 287.

[193] Ýbn Sa'd, Tabakât, III/2,136.

[194] el-Isâbe, 1,49.

[195] Hâkim, el-Müstedrek, III, 287.

[196] Ýbn Sa'd, III/2,136; Hâkim, el-Müstedrek, III, 287.

[197] Ýbn Sa'd, IH/2,136; Hâkim, el-Müstedrek, III, 287.

[198] el-întisar, 138a.

[199] îbn Sa'd, IH/2,137.

[200] Ýbn Sa'd, III/2, 91; Üsdü'1-gâbe, 1,145.

[201] el-Ýsâbe, I, 84; îbn Sa'd, III/2, 91.

[202] Ýbn Sa'd, III/2, 91.

[203] el-îsâbe, I, 84.

[204] Ýbn Sa'd, III/2, 91; Üsdü'1-gâbe, 1,145.

[205] el-întisâr, 138a.

[206] Geniþ bilgi için Bkz.îbn Sa'd, III/2, 91; el-îsâbe, I, 84.

[207] Ýbn Sa'd, IIV2, 91; Üsdü'1-gâbe, 1,145.

[208] Üsdü'1-gâbe, 1,175-176.

[209] Bkz. Üsdü'1-gâbe, 1,175-176.

[210] el-Ýsâbe, 1,146.

[211] Uyûnü'1-eser, II, 316.

[212] el-Ucâletü's-seniyye þerhu Elfiyeti'î-Irâkýyye, 246.

[213] el-Mîsbâhu1-mudî', 18b.

[214] el-Miþbâhu'1-mudî', 18a.

[215] Üsdü'1-gâbe, 1,195.

[216] îbn Sa'd, Tabakât, IH/2, 83-84.

[217] Üsdü1-gâbe,I,395.

[218] Ýbn Sa'd, Tabakât, IH/2, 83.

[219] Üsdü'1-gâbe, 1,159; el-îsâbe, I, 58; îbn Sa'd, Tabakât, III/2, 83-84.

[220] îbn Sa'd, Tabakât, III/2, 83.

[221] el-Bâkýllânî, el-tntisâr, 138a.

[222] Üsdü'1-gâbe, I, 229.

[223] el-îsâbe, 1,195.

[224] Üsdü'1-gâbe, I, 229; el-lsâbe, 1,195 Hucurât sûresi: 49/2.

[225] el-îstîâb, 1,193-194; Üsdü'1-gâbe, I, 229; el-Ýsâbe, I, 195.

[226] îbn Sa'd, Tabakât, 1/2, 82.

[227] Tehzîbü'l-Kemâl, 4b.

[228] el-Bidâye ve'n-nihâye, V, 341.

[229] el-Ucâletii's-seniyye þerhu Elfiyeti'l-Irâkýyye, 245.

[230] Uyûnü'l-eser,II,315.

[231] el-Misbâhu'1-mudf, 19a.

[232] el-Ýstîâb, 1,195; Üsdü'1-gâbe, 1, 229-230; el-Ýsâbe, I, 195-196.

[233] Beyhakî, es-Stinenü'1-kübrâ, X, 126. Ibn Hacer de" el-îsâbe", II, 273 de: "Resûlullah(s.a.v-) bir kimseye bir þey yazdýrmak istediði zaman Abdul­lah b. Erkam ve Zeyd b. Sabit bulunmazsa, orada bulunanlardan birine yazmasýný emrederdi. Bunlar Ömer, Ali......idi." Bu iki rivayetten hangisi­nin daha doðru olduðunu bilemiyorum. Çünkü bu kitaplar zamanýmýza kadar tahkikli bir þekilde basýlmamý þtýr.

[234] el-îsâbe, 1,255.

[235] Þerhu Elfiyeti'l-Irâkî, 246.

[236] el-Misbâhu'1-mudî', 19b.

[237] Ýbn Hiþam, es-Sîra, I, 618.

[238] el-Ýstîâb, I, 247; el-Ikdu's-semîn, III, 445.

[239] Üsdü'l-gâbe,I,311.

[240] Bkz. el-lsâbe, I, 255.

[241] Bkz. el-îsâbe, I, 255.

[242] Bkz. et-Tenbîh ve'1-îþrâf, 245.

[243] Bkz. el-Misbâhu'1-mudî', 8b.

[244] Ensâbü'l-eþrâf, I, 532.

[245] Târîhu'l-Ya'kûbî, II, 80.

[246] el-îstîâb, I, 51.

[247] Tecârübü'1-ümem, I, 291.

[248] Uyûnü'1-eser, II, 315.

[249] Þerhu Elfiyeti'l-Irâkî, 247.

[250] el-lsâbe, I, 255.

[251] el-Misbâhu'1-mudî', 19b.

[252] Bkz. el-Vesâiku's-siyâsiyye, vesika no: 82.

[253] el-îstîâb, I, 347.

[254] el-îstîâb, I, 347-348; el-Ikdü's-semîn, IV, 45; Üsdü'1-gâbe, I, 363.

[255] el-îsâbe, I, 301; el-Ikdü's-semîn, IV, 45.

[256] el-Ýsâbe, I, 301; Üsdü'1-gâbe, I, 363.

[257] Tecârübü'1-Ümem, I, 291.

[258] Uyûnü'l-eser,H,316.

[259] Þerhu Elfýyeti'l-Irâkî, 246.

[260] el-Misbâhu'1-mudî', 20b.

[261] Üsdü'1-gâbe, I, 391; Olay Sahîh-i Müslim'de geniþ olarak anlatýlmýþtýr. Ayrýca Bkz. el-Ýsâbe, I, 331.

[262] el-îsâbe, I, 331-332.

[263] Üsdü'1-gâbe, I, 391.

[264] el-îstîâb, I, 278; Üsdü'1-gâbe, I, 391.

[265] Üsdü'1-gâbe, I, 391-392.

[266] îbn Sa'd, V, 385.

[267] Üsdü'1-gâbe, I, 391.

[268] el-îstîâb, I, 278.

[269] Üsdü'1-gâbe, I, 391.

[270] Üsdü'1-gabe, I, 392.

[271] Bkz. el-Misbahul-Mudî, 21a.

[272] Bkz. el-Ucaletü's-Seniyye ala el-Fiyeti's-Sira, 246.

[273] Bkz. Ayný eser, gösterilen yer.

[274] el-mýsbahu'l-Mudî\ 21 ab.

[275] el-Tenbih ve'1-îþraf, 245.

[276] el-îstiab, I, 278.

[277] el-Vüzerâu ve'1-küttâb, 12; Mes'ûdî, et-Tenbîh ve'1-iþrâf, 245.

[278] el-Misbâhu'1-mudî', 20b.

[279] Tecârübü'1-ümem, I, 291.

[280] el-Ýsâbe, I, 339.

[281] Þerhu Elfýyeti'l-Irâkî, 247.

[282] Târîhu'l-Ya'kûbî, II, 80.

[283] Bunun telaffuzunun Riyah veya Rebah olduðu ihtilaflýdýr. îbn Sa'd(V, 55) "Riyan" olarak belirtirken, lbnü'l-Esîr(Bkz. Üsdü'1-gâbe, II, 65) "Rebâh" in daha doðru olduðunu belirtmiþtir.(Mütercim).

[284] Üsdü'1-gâbe, II, 58(Tirmiâ'den nalden). Ayrýca Bkz. Müslim, Tevbe, 12,13.

[285] Üsdü'l-gâbe>II,58.

[286] el-Vüzerâ' ve'1-küttâb, 12-13.

[287] et-Târîhul-kebîr, II/l, 36.

[288] Müslim b. Haccâc, et-Tabakât, 280b.

[289] Ýbn Sa'd, et-Tabakât, VI, 36.

[290] et-Tenbîh ve'1-iþrâf, 282.

[291] Târîhu'l-Ya'kûbî, II, 80.

[292] Üsdü'1-gâbe, II, 58.

[293] Tehzîbü'l-Kemâl, 4b.

[294] Uyûnü'1-eser, II, 315.

[295] Þerhu Elfiyeti'l-Irâkî, 245.

[296] Bkz. el-Misbâhu'1-mudî', 8b.

[297] Târîhu Halîfe, I, 77.

[298] el-Bidâye ve'n-nihâye, V, 242.

[299] el-îsâbe, I, 359-360.

[300] el-Misbâhu'1-mudî', 20a.

[301] el-îsâbe, I, 360; Üsdü'1-gâbe, II, 58.

[302] el-Ýstîâb, I, 384.

[303] el-îstîâb, I, 384; el-tsâbe, I, 364; Üsdü'1-gâbe, II, 67.

[304] el-tstîâb, I, 384; Üsdü'1-gâbe, II, 67.

[305] el-Ikdü's-semîn, IV, 253.

[306] el-tstîâb, I, 384; el-îsâbe, I, 364.

[307] Tecârubü'1-ümem, I, 291.

[308] Þerhu Elfýyeti'l-Irâkî, 246.

[309] Uyûnü'1-eser, II, 316.

[310] el-Misbâhu'1-mudf, 20b.

[311] Bkz. el-Ikdü's-semîn, IV, 253.

[312] el-îstîâb, I, 399.

[313] îbn Sa'd, et-Tabakât, IV/1, 67-68; el-îstîâb, 1,402; Üsdü'1-gâbe, II, 83.

[314] Îbn Sa'd, et-Tabakât, IV/1, 68.

[315] el-Ikdü's-semîn, IV, 266.

[316] el-Ikdü's-semîn, IV, 266.

[317] el-îstîâb, I, 400; el-Ikdü's-semîn, IV, 266.

[318] îbn Sa'd, et-Tabakât, IV/1, 69; el-Bidâye ve'n-nihâye, V, 343.

Dr. Mustafa el-Azamî, Bütün Yönleriyle Asr-ý Saadet’te Ýslam, Beyan Yayýnlarý: 1/ 381-409.

Ynt: Vahiy katipleri By: yagmur_7-c Date: 31 Ocak 2014, 21:26:10
SELAMÜNALEYKÜM;
- Seni muzaffer kýlan ve gözlerim aydýn eden ALLAH'a hamdol-sun. Yâ Resûlallah, benim Bedir'den geç kalmamýn sebebi savaþ olacaðýný bilmediðim içindir. Ben sizin kervanla karþýlaþacaðýmzý zannediyordum, þayet düþmanla karþýlaþacaðýnýzý bilseydim, geri kalmazdým." dedi Bizlerde onlar gibi olsaydýk keþke Peygameber efendimizi görürdük. :(

Ynt: Vahiy katipleri By: esratüz zehra 2 Date: 01 Þubat 2014, 00:13:53
Maþallah biraz uzun bir metindi asrý saadete yolculuk yaptýrdý çok da güzel oldu .... :)
Ynt: Vahiy katipleri By: cerendemir Date: 01 Þubat 2014, 01:34:40
Paylaþan kardeþimizden Allah razý olsun inþallah.Çok güzel bilgiler oldu bizim için.

radyobeyan