Ashabý Kiram
Pages: 1
Ebu Sa'id Hudri By: ayten Date: 05 Ekim 2010, 02:02:19
47)Çok hadîs rivâyet eden yedi sahâbîden: EBÛ SA'ÎD-Ý HUDRÎ


Ashâb-ý Kirâmýn fakihlerinden biri. Sa'd b. Mâlik b. Sinan b. Ubeyd, Adiyy b. Neccâr kabilesindendir. Babasý, Medine'de Ýslâm'ýn tebliði baþladýðýnda müslüman olmuþ, Ebû Said müslüman bir ailede dünyaya gelmiþtir.
 

Hz.Ebû Said el-Hudrî, Rasûlullah'ýn hadislerinden binden fazla rivayet eden Ebû Hureyre, Abdullah b. Ömer, Enes b. Mâlik, Ümmü'l-Mü'minin Âiþe, Abdullah b. Abbâs, Cabir b. Abdillah el-Ensârý, ile birlikte Muksirun adý verilen sahâbelerden biridir. Bu yedi sahâbî, onaltýbinden fazla hadis rivâyet etmiþtir. Ebû Saîd el-Hudrî bin yüz yetmiþ hadis rivâyet etmiþtir. Bunlardan kýrküç tanesi Buhâri ve Müslim'de yirmi altýsý yalnýz Buhâri'de, elliikisi yalnýz Müslim'de, diðerleri öteki hadis kitaplarýnda bulunmaktadýr.[578]

 
Hz.Ebû Saîd, Medine'de Mescid'i Nebevî'nin inþasýna katýlmýþ, Bedir gazasýnda küçük olduðundan bulunamamýþ, onüç yaþýnda Uhud gazasýna babasý ile katýlmýþ ve bu savaþta babasý Mâlik þehid olmuþtur. Babasýnýn ölümünden sonra ailesinin geçimi ona kalmýþ ve önceleri açlýk çekmiþ, karnýna taþ bâðlamýþtýr. Ailenin kadýnlârý, "Kâlk dâ Râsûlullâh'â git, ondan bir þey iste, herkes istiyor" dediklerinde önce gitmemiþ, sonra Rasûlullah'ýn huzuruna gittiðinde onun þu hutbeyi irâd ettiðini görmüþtür: ''Ýstiðna gösteren ve iffeti muhâfaza eden insanlarý Cenâb-ý Hak âlemden müstaðni kýlar."

 
Bu sözü duyduktan sonra bir þey istemeye cesaret edemeden dönmüþtür. Bunun sonrasýný kendisi þöyle anlatýr: "Rasûl-i Ekrem'den bir þey dilemeyerek döndüðüm halde Cenâb-ý Hak bize rýzkýmýzý gönderdi. Ýþimiz o kadar yoluna girdi ki, Ensar içinde bizden daha zengin bir kimse yoktu."[579]

 
Hz.Ebû Said, Benû Mustalik ve Hendek gâzâlarýna da katýlmýþ, seferlere çýkmýþtýr. Hudeybiye, Hayber, Mekke'nin fethi, Huneyn, Tebük gazalarýnda bulunmuþtur. Rasûlullah'ýn on iki gazasýnda yer almýþtýr. Hz. Ömer ve Osman devirlerinde Medine'de fetvâ vermiþ, Hz. Ali devrinde Nehrevan savaþýnda bulunmuþtur. Haricilere iliþkin þu rivâyeti vârdýr:
 

Bir gün Rasûlullah bir þeyleri taksim ederken bir adam geldi ve ona: "Yâ Râsûlullâh, âdalet üzere hareket et" dedi. Râsûlullâh, "Ben adalet etmezsem kim eder?'' buyurdu. Hz. Ömer âdâmýn kellesini uçurmak istedi. Rasûlullah buyurdu ki: "Hayýr býrak. Onun öyle arkadaþlarý olacak ki, onlar sizin namazlarýnýzý, oruçlarýnýzý beðenmeyecek, fakat onlar bir ok yayýndan nasýl çýkarsa dinden öyle çýkacaklar. Bunlarýn içinde öyle bir adam bulunacak ki, memelerinden biri kadýn memesi gibidir. Bunlar, insanlar bir fetret içinde iken zuhur edeceklerdir." Ve o sýradâ bu adam hâkkýnda þu âyet nâzil oldu::

 
وَمِنْهُمْ مَنْ يَلْمِزُكَ فِى الصَّدَقَاتِ فَاِنْ اُعْطُوا مِنْهَا رَضُوا وَاِنْ لَمْ يُعْطَوْا مِنْهَا اِذَا هُمْ يَسْخَطُونَ (*) وَلَوْ اَنَّهُمْ رَضُوا مَا اتيهُمُ اللّهُ وَرَسُولُهُ وَقَالُوا حَسْبُنَا اللّهُ سَيُؤْتينَا اللّهُ مِنْ فَضْلِه وَرَسُولُهُ اِنَّا اِلَىاللّهِ رَاغِبُونَ

 
''Adamlar içinde öyleleri vardýr ki, sen sadakayý daðýtýrken seni kaþla gözle muâheze ederler:” "Sadakalar hakkýnda sana dil uzatanlar vardýr. Onlara verilirse hoþnut olurlar, verilmezse hemen öfkeleniverirler. Eðer onlar Allah ve Rasûlü'nün kendilerine vermiþ olduklarý þeylere razý olsalar ve 'Allah bize yeter; O ve Rasûlü bol nimetinden bize verecektir; doðrusu biz Allah'a gönül baðlayanlardanýz' deselerdi daha hayýrlý olurdu."[580]
 

Hz.Ebû Said bu hadisi naklettikten sonra þöyle demiþtir: "Þehâdet ederim ki, Rasûl-i Ekrem bu sözleri söylemiþ, yine þehâdet ederim ki, bu adamý Hz. Ali katletmiþti. Bu adam teþhis olunurken vakta yerinde bulundum, onun Rasûl-i Ekrem'in tarif ettiði gibi olduðunu gördüm." Hicretin 36. yýlýnda olan bu olaydan sonrâ Ebû Sâid 60. yýlda Kerbelâ faciasýna þâhit olmuþtur. 63. yýlda Medine halký isyan edince ve Yezid'e karþý çýkârak Abdullah b. Hanzala'yâ bey'at edince Ebû Said de bu harekete, kâtýlmýþtýr.

 
Ancak Yezid'in kuvvetleri ile Medineliler çarpýþýrken iki tarafýn da bu savaþtan bezgin olmasý ve Ebû Said el-Hudri'nin silahýný býrakmasý ve esir olarak Þam'â götürülerek orada Yezid'e bey'at etmesi, Abdullah b. Ömer ile arasýnýn açýlmasýna yol açmýþtýr. Abdullah ona: 'Sen iki emire mi bey'at ettin?' demiþ, Ýbn Ömer buna müteessir olmuþ ve, "Nass, bir emir etrafýnda toplanmadan iki emire bey'at doðru deðildir" demiþtir.[581]

 
Hz.Ebû Said, H. 74 yýlýnda seksenbir yaþýnda vefât etmiþtir. Ashâbýn fakih ve âlimlerinden olan Ebû Said'in Abdurrahman, Hâmza ve Sâîd adýnda üç çocuðu olmuþtur. Ebû Saîd'in rivâyetlerini nakledenler arasýnda Zeyd b. Sâbit, Abdullah b. Abbâs, Enes b. Mâlik, Ýbn Ömer, Ebû Katâde, Ebû Tufâyl, Saîd b. el-Müseyyeb, Târýk b. Þihâb, Atâ, Mücâhid... bulunmaktadýr. Talebelerinden Kuz'a Ebû Saîd'e, Rasûlullah'ýn namaz kýlma þeklini sorduðunda Ebû Said þöyle demiþtir: "Rasûl-i Ekrem öðle namazýna durduklarý zaman birimiz kalkar, Baki'ye gider, ne iþi varsa görür, ondan sonra evine gelir, abdestini tazeler, sonra mescide döner, Resul-i Ekrem'i birinci rekâtta bulurdu."[582]

 
Hz.Ebû Said'e, "Siz bu hadisi bizzat Rasûl-i Ekrem'den mi duydunuz? " diye soran Kuz'a'ya o þöyle cevap verir: "Ben Rasûl-i Ekrem'den duymadýðým þeyi nasýl naklederim? Evet, bizzat Rasûl-i Ekrem'den duydum." Medine valisi Mervân'ýn bir gün bayram namazýnda, namazdan evvel hutbe okumasýna cemaatten biri "sünnete muhâlefet ediyorsun" diye karþý çýkmýþ, Ebû Said de þöyle demiþtir: "Bu zat vazifesini ifa etmiþtir. Rasûl-i Ekrem efendimizden duydum: 'Ýçinizden biri bir kötülüðü görür ve onu eliyle yok edebilirse hemen onu yok etsin; eliyle yok edemezse diliyle yok etsin, o da olmazsa kalbi ile yapsýn. Bu da imanýn en zayýfýdýr."[583]


Hz.Ebû Saîd, Rasûlullah'tan her duyduðunu her zaman rivâyet etmemiþ, ihtiyaç duyduðu zamanlarda, sünnetin yanlýþ uygulandýðýný gördüðünde hadis rivâyet etmiþtir. O, yoksullara, öksüzlere yardým etmiþ, onlarý evine alarak barýndýrmýþ ve terbiye etmiþtir. Leys, Süleyman b. Amr bunlardandýr.

 
Ebû Said el-Hudrî (r.a)'ýn Rivayet Ettiði Bazý Hadisler
 

ـ وَعَنْ أبى سعيدٍ الخدرى رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قال: قال رسولُ اللّهِ #: ]إذا رأيتمُ الرجلَ يعتادُ المسجدَ فاشهدُوا لهُ بِا“يمَانِ، فإنّ اللّهَ تعالى يقُولُ: إنما يَعْمُرُ مَساجِدَ اللّهِ مَنْ آمَنَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ اخِرِ[. اية. أخرجه الترمذى .

 
- Ebu Saîdi'l-Hudrî (r.a) Hz. Peygamber (a.s)'in þöyle dediðini rivayet etti:"Bir kimsenin mescide alâkasýný görürseniz, onun mü'min olduðuna þehâdet edin, zira Cenâb-ý Hakk þöyle buyuruyor: "Allah'ýn mescidlerini ancak Allah'a ve âhiret gününe inananlar imar ederler."[584]

 
ـ عن أبى سعيد الخدرى رضى اللّه عنه قال: قالَ رَسُولُ اللّهِ #: ]التّاجِرُ ا‘مِينُ الصَّدُوقُ مَعَ النَّبِييِّنَ والصِّدِّقِينَ والشُّهَدَاءِ والصَّالِحِينَ[. أخرجه الترمذى .

 
- Ebu Sa'îd el-Hudrî (r.a) anlatýyor: Resûlullah (a.s) þöyle buyurdu: "Emin ve doðruluktan ayrýlmayan ticaret ehli (ayette sýrat-ý müstakim ashabý olarak zikredilen) peygamberler, sýddikler, þehidler ve sâlihlerle beraberdir."[585]

 
ـ وعن أبى سعيد الخدرىّ رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]قالَ رَسُولُ اللّهِ #: إذَا شَكَّ أحَدُكُمْ في صََتِهِ فَلَمْ يَدْرِكمْ صَلّى ثََثاً أوْ أرْبَعاً، فَلْيَطْرَحِ الشَّكَّ وَلْيَبْنِ عَلى مَا اسْتَيْقَنَ، ثُمَّ يَسْجُدُ سَجْدَتَيْنِ قَبْلَ أنْ يُسَلِّمَ، فإنْ كَانَ صَلَّى خَمْساً شَفَعْنَ لَهُ صََتَهُ، وَإنْ كَانَ صَلّى تَمَاماً ‘رْبَعٍ كَانَتَا تَرْغِيماً لِلشَّيْطَانِ[. أخرجه الستة إ البخارى.»تَرْغِيمُ الشَّيْطَانِ«: إلصاق أنقه بالرّغام، وهو التراب ذ .


- Ebû Saîdi'l-Hudrî (r.a) anlatýyor: "Resûlullah (a.s) buyurdular ki: "Biriniz namazýnda, iki mi kýldým, üç mü  kýldým diye þekke düþerse, þekki atsýn, yakîn kesbettiði hususu esas alsýn, sonra da selam vermezden önce iki secdede bulunsun. Eðer (bu kýldýðý ile) beþ rek'at kýlmýþsa, namazýný onunla (sehiv secdesiyle) çift yapmýþ olur. Dördü tam kýlmýþ idiyse, o iki secdesi, þeytanýn  burnunu sürtme olur."[586]


radyobeyan