Ashabý Kiram
Pages: 1
Ebu Seleme By: ayten Date: 05 Ekim 2010, 01:59:33
48)Tek baþýna hicret eden sahâbî: EBÛ SELEME


Allahü teâlânýn emriyle sevgili Peygamberimiz, Müslümanlara Medîne'ye hicret için izin verdiler. Bunun üzerine birçok sahâbî hicret hazýrlýklarýna baþladýlar.
 

Hz.Hz. Ebû Seleme de devesini getirip, hanýmýný bindirdi. Oðlunu, kucaðýna oturttu. Hayvanýn yularýný çekip, kaldýrmaya çalýþýyordu. O sýrada bazý öfkeli adamlar gelerek, elindeki yularý aldýlar.

 
Hz. Ebû Seleme, ne olduðunu anlayamadý. Adamlar, hanýmýna baðýrýyorlardý:

 
- Ýn deveden aþaðý! Çabuk ol!

 
Kabîlemizin Kýzýdýr

Bunlar, Muðîreoðullarý olup hanýmýnýn akrabalarý idiler. Bir yandan zorla kadýncaðýzý çekiyorlar, öbür yandan da kocasýna:

 
-Sen kendin, bizi dinlemedin! Putlarýmýzý býrakýp, Müslüman oldun. Þimdi de kabîlemizin kýzýný, kaçýrmaya çalýþýyorsun! Onu daha nerelere götüreceksin? Buna aslâ müsaade edemeyiz, diye çýkýþýyorlardý.
 

Tabii oðlu da, annesiyle birlikte deveden indirildi. Zâten O'nun elini sýký sýký tutuyordu. Muðîreoðullarý, kalabalýk idiler. O zorbalarla baþa çýkmak mümkün deðildi. Buna raðmen münâkaþa çok uzadý. Olayý iþiten, Esedoðullarý da oraya koþtular. Bunlar da, Hz. Ebû Seleme'nin kabîlesinden idiler. Ne olduðunu sordular. Onlarýn da çoðu, Müslüman deðildi. Fakat buna raðmen direttiler:
 

-Mâdem ki sizler, bizim akrabamýzýn hanýmýný býrakmýyorsunuz; biz de onun oðlunu size býrakmayýz!

 
Anasýnýn elinden kopmak istemeyen yavrucaðýzý, çekiþtiriyorlardý. Ýtiþme, kakýþma arasýnda küçük çocuk aðlamaya baþladý. Çünkü, kolu çýkmýþtý. Bu kadar zorbalýk sonunda; çocuðu Esedoðullarý, Anasýný da Muðîreoðullarý alýp, uzaklaþtýlar. Hz. Ebû Seleme oracýkta, sâdece devesiyle kalakaldý.

 
Ýlk Müslümanlar buna benzer eziyet, iþkence ve felâketlere artýk alýþmýþlardý. Olaylar karþýsýnda, sabýr ve metânet göstermeye çalýþýyorlardý. Çünkü sevgili Peygamberimizin emirleri öyle idi.
 

Hz.Ebû Seleme de iþte bu yüzden, Hicrete tek baþýna devam etmeye katlandý. Allah rýzâsýný kazanmak ümidiyle, yollara düþtü. Gözyaþlarý arasýnda nihâyet Medîne'ye vardý. Mekke'de kalan hanýmý ise her sabah, þehir dýþýndaki Ebtah mevkiine çýkýyordu. Orada, Medîne'den gelen yolcularý bekliyor ve kocasýndan haber almaya çalýþýyordu.


Hiç Ýnsanlýk Yok Mu?

Yanýnda kimse olmadýðý zamanlar, uzun uzun aðlýyordu. Zorla ayýrdýklarý oðlu ve eþi için gözyaþý döküyordu. Amcaoðullarýndan birisi, O'nu o vaziyette gördü. Periþân hâline acýdý. Doðruca, kendi kabîlesinin zorbalarýna giderek baðýrmaya baþladý:
 

- Bu zavallýya, daha ne kadar zulmedeceksiniz? Onu hem kocasýndan, hem oðlundan kopardýnýz. Sizde hiç insanlýk yok mudur? Üstelik kendi akrabanýza iþkence ediyorsunuz.

 
Bu sözler üzerine, Zorbalar insâfa geldiler. Sonra da kederli kadýncaðýza:

 
- Ýstersen, gidip kocana kavuþabilirsin, dediler.


O'nun Medîne'ye yollanacaðýný öðrenen, Esedoðullarý da dayanamadýlar. Getirip, oðlunu teslim ettiler.

 
Allah ve Resûlullah yolunun yolcularý, ýþýklý günlere doðru yürüyorlardý. Hz. Seleme'nin ana-babasýnýn, duâlarý kabûl olmuþtu. Uzun ayrýlýk ve hasretten sonra nihâyet, Kubâ'da hepsi birbirlerine kavuþtular.

 
Hicretten sonra mübârek Medîne'de, Ýslâm’ýn ve Ebû Seleme ailesinin, güzel günleri baþladý. Bütün Mü'minler Ýslâmiyeti yaymak için, canla-baþla çalýþýyorlardý. Bedir'de Mekkelilere karþý ilk zafer kazanýldý. Bu zaferi kazanan mücâhidlerden biri de, Hz. Ebû Seleme idi.
 

Hz. Ebû Seleme sevgili Peygamberimizin yakýn akrabasý idi. Hz. Ebû Seleme'nin annesi, Peygamber efendimizin halalarý idi. Ebû Seleme, cihâd ve gazâ olmadýðý zamanlar, daha çok ibâdet etmeye çalýþýyordu.


Sevindirici Söz

Bir gün Mescîd-i Nebevîden, sevinçle evine geldi. Kendisini karþýlayan hanýmýna dedi ki:

 
- Þimdi, Allahü teâlânýn Resûlünden çok sevindirici bir söz duydum.

 
Hanýmý merakla sordu:

 
- Hayýrdýr inþâallah! Ne duydunuz?

- Peygamber efendimiz "Müslümanlar, herhangi bir belâya uðrar da; إِنَّا لِلَّهِ وَإِنَّا إِلَيْهِ رَاجِعُونَ  “Ýnnâ lillah ve innâ ileyhi râciûn”[587] dedikten sonra; yâ Râbbi! Bu uðradýðým musîbetin ecrini ihsân eyle. Beni, ondan daha hayýrlýsýna eriþtir diye duâ ederse; Cenâb-ý Hak, onun duâsýný kabûl eder" buyurdular.

 
Epeyce daha konuþtular. Bir ara hanýmý dedi ki:

 
- Yâ Ebâ Seleme!.. Gel, seninle bir sözleþme yapalým.

 
Kocasý hayretle sordu:

 
- Hayrola! Nasýl bir sözleþme istiyorsun?

- Ýkimizden hangimiz önce ölürsek, geriye kalanýmýz; bir daha evlenmesin!. Buna, söz verebilir misin?

 
Hz.Ebû Seleme biraz düþündü ve sordu:


- Ey hanýmcýðým! Sen, beni dinler ve itâat eder misin?

- Evet! Dinlerim ve itâat ederim.

- Sen, sözümü dinle ve ben ölürsem, evlen!

 
Hz. Ebû Seleme böyle söyledikten sonra ellerini kaldýrýp, o büyük îmânlý hanýmýna ve bütün Müslümanlara duâlar etti.

 
Bedir'deki yenilginin ateþiyle yanan Kureyþ müþrikleri, bütün hýnçlarýyla Uhud'da saldýrdýlar. Medîne civârýndaki Yahûdileri de kýþkýrtýyorlardý. O gazânýn gerçek kahramanlarýndan birisi, yine Hz. Ebû Seleme idi. Olanca îmâný ve olanca gücüyle savaþýyordu. Asýl gâyesi þehîd olmaktý. Fakat sâdece kolundan, pâzusundan yaralandý. Yarasý küçük olmasýna raðmen, kan kaybediyordu.

 
Müþrikleri Daðýttýlar

Gazâdan sonra bile, uzun zaman evinde yattý. Hanýmý onu, güzelce tedâvi ediyordu. Bir ay sonra iyileþti, ayaða kalktý.

 
Ýslâm’ýn hudutlarý geniþledikçe, düþmanlarý da çoðalýyordu. Kutn bölgesindeki bazý kabîle reisleri, hâlâ kibir ve azamet peþindeydiler. Orada baþlayan kýþkýrtma olaylarý üzerine Peygamber Efendimiz, bir ihtar hareketini uygun gördüler. Hz. Ebû Seleme ile bazý arkadaþlarýný, bu iþ için vazîfelendirdiler.

 
Onlar da kýsa zamanda, Kutn civârýndaki âsî ve müþrikleri daðýttýlar. Pek çok ganîmet alarak, Medîne'ye döndüler. Dönüþte, Hz. Ebû Seleme fenâlaþtý. Çünkü Uhud'da aldýðý yara yeniden açýlmýþtý. Bütün gayretlere raðmen, fazla kan kaybýndan vefât etti.

 
Ümmü Seleme, kocasý Ebû Seleme'nin þehîd olmasý üzerine, إِنَّا لِلَّهِ وَإِنَّا إِلَيْهِ رَاجِعُونَ  "Ýnnâ lillah ve innâ ileyhi râciun"[588] dedikten sonra, duâ etti.

 
Sonra da doðruca sevgili Peygamberimizin huzûrlarýna giderek dedi ki:

 
- Yâ Resûlallah! Ebû Seleme vefât eyledi.

 
Peygamber efendimiz kalktýlar ve halalarýnýn oðlunu görmeye gittiler. Mübârek elleriyle hâlâ açýk bulunan gözlerini kapattýlar ve buyurdular ki:

 
- Hakikaten, rûh kabzolunurken göz; rûhun peþinden baka kalýr!

 
Melekler Amin Demektedir

Resûlullah efendimiz o sýrada aðlaþýp, sýzlanan kadýnlara ve diðer ev halkýna da:

 
-Sizler þimdi kendinize, hayýrdan baþka duâda bulunmayýnýz. Çünkü Melekler þu anda, duâlarýnýza âmin demektedirler, îkazýnda bulundular.
 

Daha sonra da þöyle duâda bulundular:

 
- Ey Allahým! Ebû Seleme'yi rahmetine kavuþtur! Doðru yola ermiþ kullarýn arasýnda, derecesini yücelt! Geride kalanlardan O'na, iyi bir halef ihsân eyle! Bize ve O'na maðfiret kýl. O'nu kabirinde, ferahlandýr ve nûrlandýr.
 

Hz. Ebû Seleme Medîne'de Bâki' Kabristanýna defnolundu. Muhterem hanýmý, her zaman olduðu gibi sabretti, duâlar etti. Onun yetîm kalan yavrularýyla, geçim derdini halletmeye çalýþtý.

 
4-5 ay kadar sonra Peygamberimiz, bir arkadaþlarýný ona yolladýlar. Gelen zât dedi ki:

 
- Müjdeler olsun, ey Ümmü Seleme! Resûlullah efendimiz, Allahýn emriyle seni nikâhlamak istiyorlar.

 
Bu büyük müjdeye raðmen Hz. Ümmü Seleme, düþünceli görünüyordu. Az sonra, cevap olarak dedi ki:

 

- Ey Resûlullahýn elçisi! Hoþ geldin, sefâlar getirdin! Yalnýz þu husûslarý, Efendimize arz etmelisin ki:

 
1) Ben yaþlý ve kýskanç bir kadýným. Olabilir ki, aksi bir davranýþta bulunurum da; o yüzden, Allahýn gazâbýna uðramaktan korkarým.

2) Yetîm çocuklarým mevcuttur. Bir de onlarýn bakýmý, kendilerine yük olmaz mý?

3) Nikâhýmý yapacak velîlerim, yanýmda deðildirler.
 

Elçi bunlarý, aynen sevgili Peygamberimize arz etti.

 
Biz de Yaþlýyýz

Birkaç gün sonra iki cihânýn Sultâný bizzat, teþrîf buyurdular. Çok heyecanlanan Hz. Ümmü Seleme'ye, tekliflerini Kendileri tekrarladýlar. Ve buyurdular ki:
 

- Biliyorsun ki, biz de yaþlýyýz. Sonra senin, o kýskançlýk hâlini gidermesi için, Allah’a duâ ederiz. Çocuklarýna gelince onlar, bizim de çocuklarýmýzdýr. Velîlerin arasýnda, bizim evlenmemizi istemiyen kimse çýkmaz.

 
Ve Allah’ýn emriyle, nikâhlarý kýyýldý. Böylece, Hz. Ebû Seleme'nin muhterem hanýmýna ettiði vasiyeti de, yerine getirilmiþ oldu.

 
Ebû Seleme'nin asýl adý, Abdullah; babasý, Abdülesed; annesi, Abdülmuttalib'in kýzý Berre idi. Gâyet iyi okuma-yazma bilir ve her isteyene öðretirdi...

 
Hz. Ebû Seleme (r.a)’ýn Rivayet Ettiði Bazý Hadisler

 
ـ وعن أبى سلمة ]أنَّ عُمَرَ رَضِيَ اللّهُ عَنْه: صَلّى بِالنَّاسِ المغْرِبَ فَلَمْ يَقْرأ فِيهَا فَلَمّا انْصَرَفَ قِيلَ لَهُ مَا قَرَأتَ؟ قالَ: كَيْفَ كَانَ الرُّكُوعُ وَالسُّجُودُ؟ قَالُوا: حَسَناً. قالَ َ بَأسَ إذاً[. أخرجه رزين .
 

- Ebû Seleme anlatýyor: "Hz. Ömer (r.a), halka akþam namazý kýldýrmýþtý. Namazda kýrâatte bulunmadý. Namazdan çýkýnca kendisine: "Kur'ân okumadýn!" dendi."Rükû ve secdeler nasýl oldu?" diye sordu."Ýyi oldu!" dediler."Öyleyse, tamamdýr!" dedi."[589]

 
ـ وعن أبى سلمة قال: ]سَمِعَ قَوْمٌ ا“قَامَةَ فَقَامُوا يُصَلُّونَ. فَخَرَحَ عَلَيْهِمُ النَّبىُّ # فقَالَ: أصََتَانِ مَعاً؟ أصََتَانِ مَعاً؟ وَذلِكَ في صََةِ الصُّبْحِ[ .


- Ebû Seleme (r.a) anlatýyor: "Ashabtan bir cemaat ikâmeti iþitmiþti, hemen (sünnet) namaza kalktýlar. Resûlullah (a.s) onlara:"Ýki namazý beraber mi kýlýyorsunuz? Ýki namazý beraber mi kýlýyorsunuz?" diye çýkýþtý. Bu (hâdise) sabah namazý sýrasýnda cereyan etmiþti."[590]

radyobeyan