Asrý Saadette Ýslam
Pages: 1
Yahudilik ve gelenekleri By: hafýz_32 Date: 04 Ekim 2010, 19:26:12
Üçüncü bölüm

YAHUDÝLÝK VE GELENEKLERÝ


A) Taharet:
 

Tevrattaki ifadelerden, Yahudiler'in ibadetleri yerine getir­mek için islâm'daki abdeste benzer uygulamalara sahip olduklarý anlaþýlmaktadýr.[425] Bu husus, su ile ellerin ve ayaklarýn yýkanmasý­ný da içine almaktaydý. Talmud'da su bulunmadýðý zaman kum kullanýlmasýna cevaz verildiðinden bahsedilmektedir. Bu da islâm' daki teyemmümü hatýrlatmaktadýr.[426] Yine Yahudiler ye­meklerden önce elleri yýkayarak, temizliðe riayet etmekteydiler.[427] Ayrýca, cünüplük, hayýz, lohusahk, özür ve murdarlýk hallerinden ötürü guslediyorlardý. Lohusahk müddetince kadýnlar murdar sa­yýlmýþ ve kutsal kabul edilen þeylere dokunmalarý yasaklanmýþtý. Tevrat'a göre erkek çocuk doðuran kadm yedi gün murdar olmak­ta, otuz üç gün de lohusalýk müddeti sürmekteydi. Kýz çocuk doðu­ran kadýn ise, iki hafta murdar olmakta ve altmýþ günde Lohusa­hk müddeti sürmekteydi.[428]

Yahudilerde hayýz halindeki kadýn murdar sayýlmaktaydý. Bu sebeple hayýzlý kadýnýn dokunduðu her þey murdar sayýlmak­taydý. Hayýzlý kadýna veya onun dokunduðu þeylere temas eden kimse de murdar sayýldýðý için, kendisini ve elbiselerini yýkamak zorundaydý. Bu kiþinin murdarlýðý akþama kadar devam etmek­teydi. Kadýnýn hayýz müddeti yedi gün kabul edilmiþti. Hayýzlý ka­dýnla yatan kimse de, kadýn gibi yedi gün murdar olmakta, dokun­duðu her þey murdar sayýlmaktaydý.[429] Hz. Peygamberin zamanýn­da Medine ve civarýnda yaþayan yahudiler, Tevrâtm bu hükmünden dolayý hayýzlý kadýnlarýyla bir arada bulunmuyorlar, onlarla birlikte yemek yemiyorlar, hayýzlý kadýnlarýný evlerinden çýkarý­yorlardý.[430] Yahudilik'te erkek olsun, kadýn olsun özürlü olanlar murdar sayýlmaktaydý. Bu durumdaki kadýn ve erkeðin kullandý­ðý eþyalar ve dokunduklarý þahýslar murdar kabul ediliyordu. Özürlü kimseye dokunan þahsýn elbisesini ve bedenini yýkamasý gerekmekteydi. Murdarlýðý ise akþama kadar sürüyordu. Tevrat, özürlü kadýn ile hayýzlý kadýn arasýnda fark gözetmiyordu.[431] Ayrýca elbiselerine idrar bulaþmasýndan da þiddetle sakýnýyorlardý. On­lardan herhangi birisinin elbisesine idrar bulaþsa, idrar bulaþan bu kýsmý makasla kesecek derecede titizlik gösteriyorlardý.[432]

Yahudiler, cünüblükten dolayý da yýkanýyorlardý. Yýkandýk­tan sonra murdarlýklarý akþama kadar devam etmekteydi. Tevrat meni bulaþan elbiselerin de yýkanmasýný emretmiþti. Cünüblük­ten dolayý murdar olan bir kimse mukaddes þeylerden yiyemezdi. Ekmek de mukaddes þeylerden sayýlmaktaydý.[433]

Murdarlýk ise; hayýz, nifaz, özür, cünüblük hallerinden birine sahip olan kadýn veya erkeðe, murdar sayýlan bir hayvana dokun­maktan meydana gelirdi. Böyle kimselerin, bedenlerini ve elbise­lerini yýkamalarý gerekirdi. Murdarlýklarý ise akþama kadar sü­rerdi. Bu kimseler de mukaddes þeylerden yiyemezlerdi.[434] Kendi­sine veya leþine dokunulduðu zaman murdar olunan hayvanlar ise þunlardý: Çatal týrnaklý olmayan, geviþ getirmeyen hayvanlar­la, dört ayaklýlardan pençesi üzerinde yürüyen hayvanlar, gelin­cik, fare, bukalemun bunlarýn içine dahildir.[435] Eti yenilebilen hay­vanlarýn leþinden yiyen, leþini taþýyan kimseler de murdar sayýlý­yordu.[436] Ayrýca zorunlu haller dýþýnda da gusletmek iyi bir davra­nýþ sayýlýyordu.[437]

 

B) Günlük Ve Haftalýk Ýbadetler:
 

Yahudiler, ibadetlerine niyet ederek (Kavvana) baþlýyorlar­dý.[438] Ýbadetlerde ise özel kýyafetler giymekteydiler. Sabah ibade­tinde Tallit denilen bir örtü örtünürler, diðer vakitlerde ise, Tzizith (Saçaklý) denilen bir dýþ elbise giymektedüer. Ayrýca sabah ibadeti esnasýnda iki tane dua kayýþý baðlarlar ve bu kayýþ­lara Tefîllin denilen hamayýllar asarlardý. Bunlarýn içinde Tev­rat'tan bazý bölümler bulunurdu.[439] îbadet esnasýnda erkekler ve kadýnlar baþlarým örterlerdi.

Günde beþ kere ibadet yapýlmaktaydý. Bunlar Þaharit (sa­bah), Musaf (öðle), Minha (ikindi), Neilat Þerarim (akþam üstü) ve Maarib (Akþam) ibadetleriydi. Aslýnda Yahudilik'te tayin edilmiþ üç ibadet vakti vardý. Bunlar, sabah, öðleden sonra ve akþamdý. Sabah ibadeti þafaðýn sökmesinden günün üçte bir vakti girinceye kadar, öðleden sonraki ibadet, güneþin batmasýndan biraz önceye kadar, Akþam ibadeti, akþam karanlýðýnýn biraz öncesinden þafa­ðýn sökmesine kadar ezberden okunarak yapýlýrdý.[440] Babil dönüþü Þaharit, Musaf, Minha ve Neilat Þerarim olarak, dört vakitte iba­det edilmeye baþlanmýþ, sonralarý Musaf yalnýz Sebt ve Bayram günlerinde, Neiîat ise yalnýz Keffaret Bayramýnda yapýlýr olmuþ­tur. Maarib adý verilen ve akþam evde yapýlan bir ibadet de bunla­ra eklenmiþtir.[441] Talmudda ise Þaharit'in Hz. ibrahim'den, Min-ha'nýn Hz. Ishak'dan Maarib'in de Hz. Yakub'dan kaldýðý zikredil­miþtir.[442]

Yahudilik'de günlük ibadetin özü dua ve niyazdan ibaretti. Günlük ibadette, namazdaki gibi kýyam (Amidah), rüku (Keria), secde bulunurdu. Sesli ve sessiz olarak dualar okunurdu. Dualar­da Allah'ýn senasý ve þükrü, ihtiyaçlar için yalvarýþ ve îsrailoðulla-rý'mn yeniden ihtiþamýna kavuþmasý için yapýlan yakarýþlar yer alýrdý.[443] Dini metinler haham tarafýndan makamla okunurdu. Bu dualarýn çoðu îbranice idi.[444] Toplu ibadetler Havralarda yapýlýr ve hahamlar tarafýndan idare edilirdi. Cemaatla ibadet edebilmek için en az on erkek bulunmasý (Minyan) gerekirdi. Erkek sayýlabil-mek için ise Bar Misva olmak (on üç yaþýný geçmiþ olmak) icabe-derdi.[445] Yahudiler, ibadet esnasýnda Kudüs'e dönerlerdi.[446] Yahu-dilerde haftalýk ibadet ise, Tevrat'ýn emri gereðince Sebt (Cumar­tesi) günü yapýlýrdý. Tevrat'a göre, Yahova dünyayý altý günde ya­ratmýþ ve yedinci günde istirahat etmiþti. Bunun için Sebt günü hiçbir þey yapmayarak ibadet edilmelidir.[447] Yahudiler Sebt günü­ne Cum'a'dan hazýrlanýrlardý. Sebt günü Cuma akþamý baþlardý. Bu sebeple Cuma akþamý Havraya gitmek zorundaydýlar. Sebt Günü yemek piþirmeleri de yasak olduðu için,[448] yiyecek ve ihtiyaç­larýný Cuma'dan hazýrlarlardý.[449]

 

C) Bayramlar:
 

Kaynaðýný Tevrat'tan ve eski çaðlardan alan, özel Yahudi tak­vimine göre düzenlenen bayram ve törenleri vardý. Israiloðullarý, 1 ve 2. tapmaklarýnýn yýkýlýþý dolayýsýyla Ab (Temmuz-Aðustos) ayýnýn 10. gününü Milli Yas Günü ilan etmiþlerdi. Bu gün, Ab ayý­nýn 9. günü güneþin batmasýyla baþlar, ertesi gün gece gökte üç yýldýz görününceye kadar devam ederdi. Bu süre içinde yiyip iç­mezler, Yeremya Kitabý'ndan aðýtlar okunurdu. Havralarda ise Eyüb Kitabý okunurdu. Bu tarihten üç hafta evvelinden itibaren oruç tutulur, bu süre zarfýnda düðün dernek, eðlence yapýlmaz, son dokuz günde et yenilmez, þarap içilmezdi.[450] Tiþrî ayýnýn birin­de ise Roþ Ha Þana adlý Yeni Yýl Bayramý kutlanýrdý. Bu gün, on keffaret gününün de birincisi sayýlýrdý. Dünyanýn bu günde yara­týldýðýna inanýlýr, dua edilir, ailecek Havraya gidilirdi. Bala batý­rýlmýþ ekmek gibi tatlý tatlý þeyler yenilir, Öðleyin yýkanýlýp Tevrat okunurdu.[451]

Týþri ayýnýn onuncu günü ise Yom Kippur denilen Büyük Kef­faret Bayramý kutlanýrdý. Yom Kippur günü oruç tutulur, arefe günü havraya gidilir, ölülerin ruhlarý için mum yakýlýrdý. Gün boyunca havrada ayin yapýlýr, I. Krallar Bölümünden parçalar okunarak oruç gününe son verilirdi. Yahudilerin altýn buzaðýya tapmalarý, bu sebeple Allah'ýn gazabýna uðramalarý ve bu suçtan baðýþlanmalarý sebebiyle kutlanmaktaydý.[452]

Purim Bayramý ise, Adar ayýnýn 14. günü kutlanmaktaydý. Bu bayram, Ester adlý bir yahudi kýzýnýn, yahudileri iranlýlarýn katliamýndan kurtarmasý dolayýsýyla kutlanmaktaydý. Bu günde Kitab-ý Mukaddes'in Ester bölümü okunur, þölenler düzenlenir, yoksullara baðýþta bulunulurdu. [453]Pessah (Hamursuz) bayramý ise Abib (Nisan 19) ayýnda baþlar ve bir hafta sürerdi. Bu bayram­da mayalý ekmek yenilmez, "Fýsýh" adýyla anýlan bir kurban kesi­lip eti sabaha kalmadan yenilirdi.[454] Hz. Peygamber Medine'ye hic­ret ettiði zaman, bir gün yahudilerin giyinip süslendiklerini ve oruç tutup bayram yaptýklarýný görmüþ ve bugünün ne olduðunu sormuþtu. Yahudiler de "Bugün, Allah'ýn Musa'yý ve kavmini Fi-ravun'dan kurtardýðý büyük gündür" diye cevap vermiþlerdi.[455] Asr-ý Saadette yahudilerin Medine ve civarýnda kutladýklarý bu­günün, îsrailoðullarý'nýn Mýsýr'dan çýkýþlarý dolayýsýyla düzenle­nen Pessah (Hamursuz) Bayramý olduðu onlaþýlmaktadýr.[456]

Yahudilerin kutladýðý diðer bir bayram, Kisler ayýnýn 25. günü baþlayýp bir hafta süren Hanukka Bayramý'ydý. Yeruþalim Tapmaðý'mn onarýlmasý hatýrasýna yalnýz evlerde kutlanýlýr, se­kiz kollu Hanukka þamdaný yakýlan mumlarla dolardý.[457] Sukkoth (Çardak) Bayramý ise Yom Kippur'dan sonar Tiþrî ayýnýn löinde kutlanýrdý. Bu bayramý kutlamak için gölgelik mahiyetinde çar­daklar hazýrlanýrdý. Bayram 7 gün sürer, ilahiler, Mezmurlar oku­nurdu. Yemekler bu çardaklarda yenir, bu bir ibadet sayýlýrdý. Çardaklar îsrailoðullarý'nýn çölü geçiþlerinde Tann'nm kendile­riyle beraber olduðunu simgelerdi. Ayrýca Hz. Musa'ya on emrin verildiði gün olan Þavvot (Gül) Bayramý da kutlanýrdý. Bu bayram Pessah'tan elli gün sonra yapýlmaktaydý.[458]

 

D) Yaðmur Duasý:
 

Yahudilerde de Yaðmur duasýna çakma geleneði vardý. Kur'ân-ý Kerim Hz. Musa'nýn Yaðmur duasýna çýktýðýndan bah­setmektedir.[459] Kitab-ý Mukaddes'te ise îsrailoðullan yaðmur dua­sýna çýkmadýklarý için kýnanmaktadýr.[460] Hadislerde ise, Hz. Sü­leyman'ýn Yaðmur duasýna çýktýðýndan söz edilmektedir.[461] Ayrý­ca, Yahudiler günlük ibadetlerinde günde üç defa bereketli yað­murlarýn yaðmasý için dua etmekteydiler. [462]

 

E) Cenaze:
 

Yahudilik'te ölü murdar sayýlmaktaydý. Kahin soyundan olanlar ise içinde ölü bulunan eve girmezlerdi. Ölen kimseye doku­nan da murdar olurdu.[463] Ölünün yakýnlarý cenaze ile ilgili iþlerle ilgilenmezler, bu iþle ilgilenen kadýn veya erkekler ölüyü soyar, yý­kar, kefenlerini giydirip tabuta koyarlardý. Ölünün üzerine usu­lünce bir ýlýk su dökülür, daha sonra bol su dökülür ve Tevrat'tan belirli bazý cümleler okunurdu.[464] Cenaze üstü örtülü olarak bir te­neþire yatýrýlýp yýkanýrdý. Cenaze kurulanýr, kefeni giydirilirdi. Elbise herkes için birdi ye beyaz bezden takke, gömlek, don, kuþak ve kemerden ibaretti. Ölünün baþýnda konuþulmazdý. Bu iþlem­lerden sonra kýsa bir dua yapýlýr ve ölü doðrudan doðruya topraða yatýrýlýrdý. Cenaze alayý yola çýkmadan Mezmur'dan bazý parçalar ile bazý dualar okunurdu. Cenazeler omuzlarda taþýnýrdý. Ölü me­zara indirilince Daniel Kitabý'ndan "Ve sen git, kendi sonuna" sözü söylenir, ölünün yüzü Yeruþalim Tapmaðý'nm bulunduðu ta­rafa çevrilirdi.[465] Cenaze kabre konuluncaya kadar cemaat otur­mazdý.[466] Sonra bir kürek toprak ölünün üstüne serpilir, gene dua edilir, sonra kürek elden ele geçerek defin iþlemi tamamlanýrdý. Cenaze törenine kadýnlar katýlmazlardý. Cenaze töreninden son­ra, cemaata yemek verilirdi.[467] Cenazenin defnedilmesinde acele edilir, mümkünse öldüðü gün kaldýrýlýrdý.[468] Ölünün arkasýndan yakýnlarýnýn matem tutarken aþýrýlýklara kaçmalarý, saç baþ yo­lup, üst baþ yýrtmalarý, vücudlarmda yaralar açmalarý ise Tevrat tarafýndan yasaklanmýþtý.[469]

 

F) Oruç:
 

Oruç ibadeti Yahudilerde de vardý. Hz. Peygamber Medine'ye hicret ettiði zaman, bir gün onlarýn giyinip süslenip, bayram ya­parak oruç tuttuklarýný görmüþ ve bugünün ne olduðunu sormuþ­tu. Onlar da "Bugün, Allah'ýn Musa'yý ve Israiloðullan'm Fira­vun'un zulmünden kurtardýðý büyük bir gündür" demiþlerdi.[470]

Yahudilik'te tutulmasý mecburi görülen yegane oruç Yom Kippur adý verilen Keffaret orucu olup, Tiþrî ayýnýn 10. günü tutu­lurdu. Tiþrî ayýnýn 10. günü Ekim ayýnýn sonuna rastlamaktadýr. Bu günde oruç tutmak farzdý. îmsak, Keffaret Gününden önceki Akþam güneþ batarken baþlar, o gece ve ertesi akþam ilk üç výldýz görününceye kadar sürerdi. Bu süre esnasýnda yemek içmek ya­saktý. Bu oruç esnasýnda Havra'ya gidilir, ibadetle meþgul olunur­du. Neilat denilen ve güneþ batarken yapýlan ayinden sonra Þofar denilen bir boynuz öttürülür ve oruç zamaný sona ererdi.[471] Tevrat, bugünde Yahudilerin iþ yapmalarýný yasaklamýþ, tevazu içinde bulunup ibadet etmelerini, onlarýn bugünde keffaret olunacakla­rýný bildirmiþtir.[472] Yom Kippur orucu, Hz. Musa'nýn Allah'tan buyruklarýný almaya gittiði zaman, yahudilerin altýndan bir bu­zaðýya tapmalarýndan dolayý tutulduðu kaydedilmektedir.[473]

Yahudilerin, Kudüs'ün tahribi ve diðer acýklý olaylar sebebiy­le benimsedikleri diðer bazý oruçlarý da vardý. Bunlar dört, beþ, ye­di ve onucu aylarda tutulurdu. Ancak bu ve benzeri oruçlar mecburî sayýlmamaktaydý. Tebet 10'da, Temmuz 17'de, Ab 9'da, Tiþrî 3'de tutulan oruçlar, Ester orucu, Küçük Yom Kippur Orucu bunlardandý.[474] Ayrýca Yahudi Zahidleri sukut orucu tutarlar, sa­bahtan akþama kadar konuþmayýp susarak nefislerini terbiyeye çalýþýrlardý. Hz. Musa ve Hz. Meryem'in bu orucu tuttuklarý haber verilmektedir.[475] Cahiliye dönemi Araplarýnda da tutulan bu oru­cun onlara, o dönem yahudilerinden geçtiði tahmin edilebilir. Yine Hz. Peygamber zamanýnda Arap Yarýmadasý'nda yaþayan yahudiler, oruç tuttuklarý zaman yatsý vaktinden sonra bir þey ye­mezlerdi. Bazý nýüslümanlar da onlarý taklid etmiþlerdi. Bunun üzerine Bakara 185 ile 187. ayetleri nazil olmuþtu.[476] Ayrýca Yahu­diler, oruç tuttuklarý zaman sahur yemeði de yemezlerdi. Hz. Pey­gamber müslümanlara sahur yemeði yiyerek onlara muhalefet etmelerini emretmiþti.[477]

Oruç tutma çaðý ise, Bar Misva (Þeriatýn oðlu) olunca, yani 12 yaþýnda baþlardý. Bazý oruç günlerinde et yenmez, içki içilmezdi.[478] Yahudilikte'de oruç ve bayram günlerini tesbit için ay gözlenirdi. Eskiden Kudüste Sanhedrin denilen (Büyük Meclis), her ay tanýk­larý dinleyerek ay baþým ilan ederdi. Tepelerde ateþ yakmak sure­tiyle yeni ay çevrede yaþayanlara haber verilirdi.[479]

 

G) Zekât-Sadaka:
 

Kur'ân-ý Kerim'de, zekât ibadetinin Yahudiler'e de emredildi-ði bildirilmektedir.[480] Ancak Yahudilere emredilen bu zekâtýn ma­hiyeti ve miktarý hakkýnda bir açýklýk yoktur. Kitab-ý Mukad-des'te ise Israiloðullan'na yýldan yýla mahsûllerin ve sürülerin on­dalýklarýnýn ayrýlýp, ilgili yerlere sarfedilmesi emredilmektedir. Bu açýdan Yahudiler, ziraî mahsûllerden, sýðýr ve koyun sürüle­rinden, diðer bütün gelirlerden ondalýk (Öþür) vermekteydiler. Bunlarý da Levili'ye, garib kimselere, öksüzlere, dul kadýnlara vs. daðýtýyorlardý. Bu husus da Tevrat'ýn emriydi.[481] Ondalýklarýn ve­rilmesinin vakti ise, ürünlerin toplanmasýndan sonra(Yedi Sayým Haftasý) idi.[482] Yine Kitab-ý Mukaddes'in çeþitli bölümlerinde sa­daka verilmesi teþvik edildiði için,[483] Yahudiler arasýnda fakir ve sadaka verme geleneði vardý. [484]

 

Ð) Hac:
 

Kitab-ý Mukaddes'in çeþitli bölümlerinde bir fariza olarak, Islâmdaki hac ibadetine benzer bir ayin (Hag) emredilmektedir.[485] Yahudilerin Kudüs'te bulunan Makdis'i ziyaret edip, mihrabýn et­rafýný tavaf ettikleri anlaþýlmaktadýr.[486] Vaktiyle Beytü'l-Makdis'e yapýlan hac, küçükler, körler, kadýnlar, akýl ve beden hastalarý dý­þýnda bütün yahudilere farz idi. Fakat Kudüs'teki Mabed'in yýkýl­masýndan sonra, Yahudilerde hac ibadeti sona ermiþti.[487] Tevrat'ýn buyruðuna göre Yahudilerin Pesah, Þavuot ve Sukkoth bayramlarýnda olmak üzere yýlda üç defa Mabed'e gidip ziyaret yapmalarý gerekirdi.[488] Günümüzde ise Doðu ülkelerinde oturan yahudilerle, Kuzey Afrikadakiler senenin belli günlerini hac için ayýrmýþlardýr. Süleyman Mabedi'nin batý duvarýnýn karþýsýnda, Temmuz'un 17. günü akþamýndan, Aðustos'un 19. gününe kadar 23 gün devamlý toplanmaktadýrlar. Vaktiyle yapýlan bu hac esna­sýnda, herkes, alî gücüne göre bir veya daha fazla kurban keser, fa­kirlere daðýtýrdý. Kurban derileri ise karþýlýksýz olarak ziyaretçile­rin hizmetinde olanlara verilirdi.[489]

 

H) Nesi Uygulamasý:

 

Nesi uygulamasý yahudilerde de mevcuttu. Yahudilerin 72 üyeli, din alimlerinden müteþekkil en yüksek dini kurulu ve mah­kemesi Sanhedrin'in baþkanýnýn unvaný, prens anlamýna gelen "Naþý" idi.[490] Nesi iþini bu kurul düzenlerdi. Yahudi takvimi, Arap takvimi gibi ay takvimiydi. Bir yýl 354 gün sürerdi. Tören ve bay­ram günleri güneþ takvimine göre düzenlenir, bu iki takvimi birbi­rine uydurmak için ise, Nesî'ye baþvurulurdu. Bu da her 19 yýlda bir kebîse (ek) yýl, her 7 yýlda da bir kebise ay eklenerek yapýlýrdý.[491] Cahiliye Araplarýmn, Nesî uygulamasýný yahudilerden aldýðý sanýlmaktadýr.[492] Yahudilerde seneye eklenen ay, Adar ayým takip eden ay olurdu. Yahudiler, nesîye Pesah bayramýný senenin mü­nasip bir zamanýna denk getirmek için baþvururlardý.[493]

 

I) Kurban:
 

Kurban kesme âdeti Yahudiler'de de mevcuttu. Vaktiyle Kudüs'te Süleyman Mabedinde Yahudiler, Keffaret, Þürkan vs. cinsinden kurbanlarýný keserlerdi. Ancak Kudüs Tapýnaðý'nm Roma imparatoru Titüs tarafýndan yýkýlmasýndan sonra, israil fa-kihlerinin içtihadýyla, artýk "Tapmak kalmadýðý için" kurban kes­me ve yakma geleneði býrakýlmýþtý.[494] Yahudilikte vaktiyle insan kurbaný yapýldýðýna dair bir âdetten de söz edilmektedir. Kitab-ý Mukaddes'te, Hakimlerden Yeftah'ýn kýzýný Yahova için kurban etmek maksadýyla boðazlayýp yaktýðýndan söz edilmektedir.[495]

Yahudilerde en meþhur kurban çeþidi "Fýsýh" kurbanýdýr. Fý-sýh, yahudilerin Mýsýrdan çýkýþýný sembolize etmek üzere Nisan ayýnda 7 gün süreyle kutlanýlan bir bayramdýr. Bu bayramda bir kuzunun kurban olarak kesilip yenilmesi âdettir. Fýsýh kurbaný, bir yaþýnda erkek kuzu veya keçiden, sýðýrdan seçilir, Fýsýh kurba­ný ailevi bir mahiyet taþýr, aile reisince kesilmesi gerekir. Sabaha kalan etler yakýlýr. Bu açýdan kuzunun büyüklüðü aile fertlerinin yiyeceði kadar olacaktýr. Fýsýh kurbaný güneþ battýðý zaman kesi­lir.[496] Kesilecek kurbanlar kusursuz olmak zorundadýr.[497] Tevrat'a göre kumru ve güvercin gibi hayvanlar da kurban olarak takdim edilebilirdi.[498] Ayrýca Yahudiler, etini yedikleri halde ineði kurban olarak kabul etmezler; karaca, geyik vs. av hayvanlarýnýn da etle­rini yerler ancak kurban olmalarýný benimsemezler. Kurbân kesi­lirken, kesen kimsenin elini kurbanýn baþýna koymasý gerekir. Bu âdet Hz. Musa ve Harun'dan kalmýþtýr.[499] Vaktiyle suç, hata, keffa­ret, þükran ve adak kurbanlarýnýn etleri, genellikle Yahudi din adamlarý olan kâhinlere verilirdi. [500]

 

Ý) Îsim Koyma:
 

Yahudilik'te, yeni doðan çocuklara Peygamber isimleri ver­mek, islâm'dan önce Ehl-i Kitab arasýnda âdet halindeydi. Erkek çocuklara isim, çocuk sünnet edildikten sonra sekizinci gün veri­lirdi. Bu uygulama, herkesin iþitebileceði bir sesle, çocuða verile­cek isim iki defa tekrarlanmak suretiyle yapýlýrdý. Ayrýca, atala­rýn, büyüklerin adlan, Tevrat'tan seçilen isimler çocuklara ad ola­rak konulurdu. Kýzlara verilen isimlerin ise pek azý Tevrat'tan alý­nýrdý.[501]

 

J) Sünnet Olma:
 

Sünnet, olma, Yahudilik'te Allah ile akdedilen çok önemli bir ahd niteliðindedir. Tevrat, Hz. ibrahim, ismail ve Ishak'm sünne­tinden bahsetmektedir.[502] Tevrat, her erkek çocuðun doðumunun sekizinci günü sünnet edilmesini emretmiþtir.[503] Bu sebeple Yahu­dilerde erkek çocuklarýn doðumlarýnýn sekizinci günü sünnet edil­mesi Hz. Ýbrahim'den kalma bir âdet olarak devam etmektedir. Onlarýn bu âdetleri Hz. Peygamber döneminde de sekizinci günde icra ediliyordu. Bu sebeple Hz. Peygamber, onlara muhalefet et­mek için torunlarý Hz. Hasan ve Hüseyin'i doðumlarýnýn yedinci günü sünnet ettirmiþti.[504] Buharî'nin kaydettiði bir haberden, Hz. Peygamber'in çaðýnda Bizans imparatoru Hirakl'm idaresi altýn­daki yahudilerin sünnet olma geleneðini sürdürdüklerini anla­maktayýz.[505] Yahudilerde doðumun 7. günü akþamý çalgýlý eðlence­ler düzenlenir ve bu geceye Arefe denilir. Ev halký çocuðun baþýn­da bulunur ve uyumazlar. Doðumun sekizinci günü sabah erken­den de sünnet yapýlýrdý. [506]

 
K) Nikâh:
 

Evlilik, Yahudiliðin büyük Önem verdiði konulardandýr. Tal-mud'un deðiþik yerlerinde evlenme için gerekil iþlemler belirtile­rek, kurallara baðlanmýþtýr. Evlenme bir Tanrý buyruðu niteliðin­dedir. Tevrat'a göre Allah, Hz. Adem ve Havva'ya evlenip çoðaldedir. Tevrat'a göre malarým emretmiþtir.[507] Yahudilikte nikah ancak hahamlar ya da onlarýn izin verdiði kimseler tarafýndan kýyýlýrdý. Evlenme töreni havralarda yapýlýrdý. Tören esnasýnda Mezmur'dan parçalar ila­hiler okunur, dualar edilirdi. Nikâh iki þahit huzurunda akdedi­lirdi. Haham nikâh sýrasýnda bir hitabede bulunurdu. Hz. Mu­sa'dan kalma bir gelenek olarak, gelin nikâhtan önce kadýnlarla hamama gider, bir çeþit gusul yapardý. Buna Mikve denilirdi. Çift­ler, "Sen benimle Musa ve îsrail yasalarýna göre bu yüzükle evlen­din" sözlerinin söylenmesinden sonra zifafa sokulurdu.[508] Düðün dolayýsýyle ziyafet verilirdi. Bu geleneðin Hz. Yakub'a kadar çýktý­ðý kaydedilmektedir.[509] Nikah esnasýnda erkek tarafýndan kadýna "Mohar" adý verilen bir miktar mal verilirdi. Tevrat, mehir konu­sunda sarih emirler koymuþtur. Buna göre evlenmek için bir kadý­na mehir vermek mecburidir.[510] Hz. Musa zamanýndan beri geçerli olan bir geleneðe göre, koca, karýsýna vereceði mehiri "Khetouba" adlý bir yazýlý belge vasýtasýyla tayin ederdi. Bu adet daha sonrala­rý iyice yaygýnlaþmýþ ve Miþna ile Talmud'a girmiþtir. Miþna ve Talmud'da, Khetouba, bakire kýz için en az iki yüz dinar, dul için yüz dinar olarak tesbit edilmiþti, ilk dönemlerde hanýmýnýn üzeri­ne bakire bir kýz olan kimsenin yeni evlendiði bu hanýmýnýn ya­nýnda yedi gün kalmasý âdetti.[511] Hz. Peygamberin çaðýnda da bu âdet Arabistan'da devam etmekteydi.[512] Hz. Peygamber dünyaya gelmeden bir müddet önce Medine'de yaþayan yahudilere baþkan­larý olan Fityun, evlenen genç kýzlarýn, kocalarýnýn yanma gitme­den evvel, ilk geceyi kendi yanýnda geçirmesini kabul ettirmiþ, bu­nu Evs ve Hazrec kabilelerine de tatbik etmiþti. Fityun'un bu âdeti,Malik b. Aclamn kýz kardeþine de yapmak istediði, fakat Malik'in kýzkardeþinin buna razý olmamasý sebebiyle, Fityun'un Malik b. Aclan tarafýndan öldürüldüðü kaydedilmektedir.[513]

Asr-ý Saadet'te yahudiler, Tevrat yasakladýðý için hayýzlý hanýmlarýna cinsel iliþki için yaklaþmazlar[514] ve onlarý murdar sayarak evden çýkarýrlardý.[515] Enes (r.a.), Medine ve civarýndaki yahudilerin bu adetini haber vermektedir.[516] Yine bu dönemde Me­dine yahudileri, hanýmlarýna helal yoldan olsa bile, arkadan yak­laþmazlar ve böyle cinsel iliþkiden doðacak çocuklarýn þaþý olaca­ðýna inanýrlardý.[517] Cinsel iliþkiyi de kadýn en örtülü bir haldeyken sadece önden yaparlardý. Medineli Cahiliye Araplarý da bu konu­da onlarý taklid etmekteydi.[518] Yine bu dönem yahudileri azil uygu­lamasýna karþý çýkýyorlar, bunu yapan Araplara "iþte küçük mevûde (Çocuklarý diri diri gömerek öldürmek) budur" diyorlar­dý.[519]

Tevrat'ýn yasaklamasý sebebiyle, yahudilerin kan baðý bulu­nan kimselerle evlenmeleri yasaktý. Buna göre bir kimse anne ba­basýyla, babasýnýn karýsýyla, kýz kardeþiyle, torunlarýyla, halasýy­la, teyzesiyle, amcasýyla, amcasýnýn karýsýyla, geliniyle, kayýn va-lidesiyle, iki kýz kardeþle ayný anda evlenemezdi.[520] Ölen kardeþin karýsýyla evlenmek ise bir gelenek olarak devam etmekteydi. Yine yahudiler, yabancý din mensuplarýyla evlenemezlerdi.[521] Çok ka­dýnla evlilik ise meþru ve yaygýn bir gelenek halindeydi.[522]

 

1) Talâk:
 

Talâk (boþama) uygulamasý Yahudilik'te de mevcuttu. Tev­rat'ta boþanmanýn caiz olduðunu gösteren ifadelere rastlanmak­tadýr.[523] Fakat bu iþ dince hoþ karþýlanmamýþtýr.[524] Boþanma ha­hamlarýn huzurunda gerçekleþtirilebilirdi. Haham huzurunda boþanmayan kadýn eski kocasýnýn nikahýnda sayýlýr, ikinci bir kocaya varamazdý. Boþanmada þahitler de hazýr bulunurdu. Bo­þama hakký yalnýz kocanýn olup, kadýnýn hiçbir þekilde boþama hakký yoktu.[525] Tevrat'ta, islâm'daki Han müessesesine benzer bir uygulamaya rastlanmaktadýr. Karýsýný Zina ile suçlayan ancak þahid gösteremeyen yahudi erkekleri buna baþvurmaktaydý.[526]

 

M) Miras:
 

Yahudilikte bir çocuðun mirasçý olmasý için nesebinin sahih olmasý gerekmekteydi. Bu sebeple zina mahsûlü çocuklar miras­tan pay alamazlardý. Erkek evladýn büyüðü babasýnýn terikesin-den, diðer kardeþlerine nisbetle iki kat hisse alýrdý.[527] Varaset sýra­sý Tevrat'ta belirtilmiþ, bu uygulama Miþna ve Talmud'da da deðiþmemiþti. Hz. Musa'dan önce kýz çocuklarýna mirastan pay verilmiyordu.[528] Hz. Musa'nýn þeriatýnda ise erkek çocuklar yoksa kýz çocuklarý mirasçý kýlýnmýþtý. Bu açýdan kýz çocuklarý, erkek kardeþiyle beraber bulunduðu zaman mirasçý olamazdý. Ancak bu durum kýzlara, "Cihaz" adý altýnda bir miktar mal-mülk veril­mesi âdetini ortaya çýkarmýþtýr.[529] Miþna ve Talmud döneminde baba mirasçý olarak kabul edilmiþ, anne ise mirasçý kýlýnmamýþ­týr.[530] Ölenin usulü yoksa, terike yan hýsýmlara geçerdi. Çocuðu ol­madan vefat eden kadýna da kocasý varis olurdu.[531] Vârisi kýzlar­dan ibaret olan kimse, malýnýn tamamýný bir baþkasýna vasýyyet edebilirdi. Asr-ý Saadette Araplar da, bu konuda yahudileri taklid etmekteydiler.[532]

 

N) Yemin:
 

Tevrat, yahudilere Allah'ýn adýyla yemin edilmesini emret­miþ,[533] yalan yere yemin etmeyi yasaklamýþtýr.[534] Yahudilerin Asr-ý Saadet'te nasýl yemin ettiklerine dair fazla bir bilgiye sahip deðiliz. Ancak bazý ferdî bilgilere rastlamaktayýz. Nitekim Medi­ne'de bir yahudinin, "Musa'yý âlemler üzerine seçen Allah'a andol-sun" diye yemin ettiðini görmekteyiz.[535] Yine bir yahudinin Hz. Peygamber'e gelerek, müslümanlann "Kabe hakký için" demeleri­nin Allah'a þirk koþmak olduðunu söylediði nakledilmektedir. Buradan o dönemde Ehl-i Kitabýn bilgili kimselerinin Allah'tan baþka þeylere yemin etmeyi doðru bulmadýklarý sonucunu çýkara­biliriz.

Tevrat'ta Kasâme ile ilgili hükümler de mevcuttur.[536] Kay­naklarýmýzda, Hz. Peygamber döneminde Hayber yahudilerinin ashâbtan Abdullah b. Sehl'i öldürdükleri, bu sebeple de Hz. Pey-gamber'in bu yahudilere kasâme uygulamak istediði nakledil­mektedir.[537]

 

O) Cezalar:
 

Yahudilik'te kýsas cezasý mevcut olup, Asr-ý Saadet'te Arabis­tan'da yaþayan yahudiler arasýnda da bu uygulama yürürlüktey­di.[538] Suçun þahsiliði prensibi vardý. Kýsas hakký, Veliyyüddem'e (öldürülenin yakýnlarý) aitti.[539] Eski îsrail Hukuku'nda kýsasýn diyete çevrilmesi de mümkün deðildi.[540] Ancak Asr-ý Saadet'te Medine ve civarýnda yaþayan yahudiler arasýnda kýsas, cana can, diþe diþ þeklinde bir ölçü içinde tatbik edilmez; insanlarýn canlarý ve kanlarý eþit sayýlmaz, bir cana karþý birçok can alýnabilirdi. Bu­nun sonucu olarak ancak güçlü olan kabile intikamýný alabilir, suçluyu ve etrafýndaki yakýnlarým ölçüsüzce cezalandýrabilirdi. Güçsüz kabile ve topluluklar ise, kendilerinden bir þahsýn güçlü kabileye mensup bir þahýs tarafýndan Öldürülmesi halinde, katili­ne kýsas uygulayamazlardý. Asr-ý Saadet'te Medine'de yaþayan Yahudi kabilelerinden Benî Kureyza ile Benî Nadr arasýnda böyle bir durum mevcuttu.[541]

Miþna ve Talmud devrinde kýsas, tazminata çevrilmiþti.[542] Ancak Hz. Peygamber döneminde yaþayan yahudiler arasýnda bu meseleler kuvvete dayanýlarak halledilmekteydi. Bu dönemde Beni Nadr kabilesi Beni Kureyza'dan daha üstündü. Bu sebeple Beni Kureyza'dan birisi, Beni Nadr'dan birisini öldürdüðünde kýsas yapýlarak öldürülür, Beni Nadr'dan birisi Beni Kureyza'dan birisini öldürdüðü zaman maktulün yakýnlarý diyet almak zorun­da kalýrlardý.[543] Bu dönemde Yahudi kabileleri cinayetlerden do­layý diyet de alýp veriyorlardý. Ancak Hz. Peygamber devrinde Me-dinedeki Yahudi kabileleri arasýnda öldürülen kimse için alman diyet miktarlarý da eþit deðildi. Kendi üstünlüðünü diðer yahudi kabilelerine kabul ettiren Beni Nadr yahudileri, içlerinden biri öl­dürüldüðünde tam diyet alýyorlar, fakat kendilerinden biri, diðer yahudi kabilelerinden birisini öldürecek olursa yarým diyet veri­yorlardý. Yahudi reislerinden Huyey b. Ahtab, Nadr'h bir kimse için iki, Kureyza'lý bir kimse için bir diyetle hükmediyordu. Yahu­diler arasýndaki diyet miktarý, 50 vesk'e karþý 100 vesk oranýnday­dý. Cahiliye döneminde bu yahudi kabileleri aralarýnda savaþmýþ, Beni Nadr kabilesi galip gelmiþti. Sonunda galip tarafýn, maðlub taraftan her maktul için yarým, maðlub tarafýn galib taraftan her maktul için tam diyet ödemesi için anlaþmýþlardý. Hz. Peygamber Medine'ye hicret ettikten sonra yahudiler arasýnda bir cinayet va­kasý meydana gelmiþ, maktul kendilerinden olan Beni Nadr iki misli diyet istemiþ, karþý taraf buna razý olmayarak Hz. Peygam-ber'in hakemliðine baþvurmuþtu.[544]

Yahudilik'te zina yasaktý ve cezasý idamdý.[545] Fakat Hz. Pey­gamber döneminde Medine yahudileri zinanýn Tevrat'taki cezasý­ný uygulamýyorlar di. Zanilerin yüzünü karartýp, teþhir ediyorlar, sopayla dövüyorlardý. Bunda, yahudilerin þeref ve mevki sahibi olan kimseleri arasýnda zinanýn yaygýnlaþmasýnýn rol oynadýðý nakledilmektedir.[546]

Yahudilik'te hýrsýzlýk da yasaktý. Ancak hýrsýzlýðýn cezasý taz­minata çevrilmiþti. Yahudilik'te sihirbazlýk da yasaktý. Tevrat'a göre bunun cezasý idamdý. Fakat Asr-ý Saadet'te Medine yahudile­ri arasýnda sihirbazlýk yaygýndý. Bazý hadislerde, onlarýn Hz. Pey-gamber'e sihir yapmaya kalkýþtýklarý nakledilmektedir.[547]

 

Ö) Yiyecek-Îçecekler:
 

Yahudiler leþ ve vahþi hayvanlarýn parçaladýðýný yemiyorlar-dý. Ayrýca kaný yemek de yasaktý.[548] iç yaðý yemeleri de haram ký­lýnmýþtý.[549] Ancak onlar bu yasaðý ihlal ederek, iç yaðýný eritip sat­maktaydýlar.[550] Ayrýca hayýz-nifas ve diðer kanamalý haldeki ha­nýmlarýnýn piþirdikleri yiyecekleri de yemiyorlar, hanýmlarýný bu hallerinde evden çýkarýyorlardý.[551] Domuz, tavþan ve deve etini yemek de yasaktý.[552] Çatal týrnaklý olmayan, geviþ getirmeyen hayvanlarla, kartal þahin, toy, vs. kuþlarý mekruh sayarak yemi-yorlardý.[553] Deniz hayvanlarýndan kanatsýz ve pulsuz olanlarýný haram sayýyorlardý.[554] Ibn Abbas'm naklettiðine göre, yukardaki tarife uymadýðý için yýlan balýðým da yemiyorlardý.[555] Ayrýca Tev­rat'ýn emri gereðince etli ile sütlülerin ayný kapta piþirilmesi, ayný dolapta saklanýlmasý, bulaþýklarýnýn ayný kapta yýkanmasý da yasaktý.[556] Tevratm çeþitli yerlerinde kötülüðü anlatýlmasýna raðmen, bu dönem yahudileri içki üretip, içiyorlardý. Ýçkiyi yasak kabul etmiyorlardý.[557]

 
P) Faiz:
 

Yahudiler arasýnda faiz kesin olarak yasaklanmýþtý. Ancak bir yahudinin, yahudi olmayanlara faizle borç vermesi yasak de­ðildi.[558] Hz. Peygamber Medine'ye hicret etmeden önce, Medine ve civarýnda bulunan yahudiler arasýnda faizcilik çok yaygýndý. Bu bölgede yaþayan yahudiler, etraflarýndaki kimselere faizle borç para vermiþler, borçlarým ödeyemeyenlerin mülk ve arazilerine el koyarak zenginleþmiþlerdi.[559]


[425] Çýkýþ, 30/17-21.

[426] A.J.Wensinck, Î.A., Teyemmüm Maddesi, XII/I, 223.

[427] Matta, 15/1-3.

[428] Levililer, 12/2-5.

[429] Levililer, 15/19-24.

[430] Müslim, Sahih, I, 246; Ebu Davud, Sünen, I,177-178.

[431] Levililer, 15/25-28.

[432] Buharý, Sahih, I, 62; Müslim, Sahih, I, 228; Nesaî, Sünen, III, 72; Ab.Han-bel, Müsned, V, 402.

[433] Levililer, 15/16-18, 22/4-7.

[434] Levililer, 22/5-7.

[435] Levililer, 11/26-31.

[436] Levililer, 11/39-40.

[437] Îbnü'l-Kesîr, Tefsîru'l-Kur'âni'l-Azîm, I, 363.

Yrd. Doç. Dr. Ali Osman Ateþ, Bütün Yönleriyle Asr-ý Saadet’te Ýslam, Beyan Yayýnlarý: 2/273-274.

[438] Wensinck, Ý.A., Niyet maddesi, IX, 307.

[439] Epstein, Judaism, s. 161; Örs, Musa ve Yahudilik, s.405.

[440] Estein, a.g.e., s. 161-162.

[441] Örs, a.g.e., s.399-400.

[442] Kuzgun, Hz. Ýbrahim ve Haniflik, s.117.

[443] Epstein, a.g.e., s.399-400.

[444] Dinler Tarihi Ansiklopedisi, II, 427.

[445] Örs, a.g.e., s.401.

[446] Örsa.g.e.,s.4O2, 406.

[447] Tekvin, 2/2-3; Çýkýþ 20/8-11; Sayýlar 28/25.

[448] Çýkýþ 16/22-23.

[449] Krþ. Ýbn Sa'd, Tabakat, III, 118.

Yrd. Doç. Dr. Ali Osman Ateþ, Bütün Yönleriyle Asr-ý Saadet’te Ýslam, Beyan Yayýnlarý: 2/275-276

[450] Örs, a.g.e., s.422-423.

[451] Örs, a.g.e., s.415-416.

[452] Çýkýþ, bab: 32; Levililer 16/29-31; 23/26-32; Örs, a.g.e., s.417-418.

[453] Örs, a.g.e., s.420.

[454] Çýkýþ, 23/5; 34/18, 25.

[455] Buharî, Sahih, II, 251; Müslim, Sahih, II, 796.

[456] A.O. Ateþ, Ýslâm Orucunun Menþei Ýle Ýlgili Olarak Bazý Ýddialarýn Tedki-ki, Diyanet Üç Aylýk Ýlmi Dergi, 1992, c:28, sayý:3; s.108.

[457] Örs, a.g.e., s. 419-420.

[458] Çýkýþ, 35/22; Tesniye 16/13-17; Örs, a.g.e., s.418-419.

Yrd. Doç. Dr. Ali Osman Ateþ, Bütün Yönleriyle Asr-ý Saadet’te Ýslam, Beyan Yayýnlarý: 2/276-277.

[459] Bakara, 2/60.

[460] Amos 4/7-8.

[461] Hakim, Müstedrek, I, 325-326.

[462] Yrd. Doç. Dr. Ali Osman Ateþ, Bütün Yönleriyle Asr-ý Saadet’te Ýslam, Beyan Yayýnlarý: 2/278.

[463] Levililer 21/1-3; Örs, a.g.e., s.391.

[464] Örs, Musa ve Yahudilik, s. 392-393.

[465] Örs, a.g.e., s. 394-395.

[466] Tirmizî, Sünen, III, 340.

[467] Örs, a.g.e., s'. 395.

[468] Örs, a.g.e., s. 392.

[469] Levililer 19/28, 21/5; Tesniye 14/1.

Yrd. Doç. Dr. Ali Osman Ateþ, Bütün Yönleriyle Asr-ý Saadet’te Ýslam, Beyan Yayýnlarý: 2/278-279.

[470] Buharý, Sahih, II, 251; Müslim, Sahih, II, 796.

[471] Örs, a.g.e., s,417-418.

[472] Levililer 16/29-31, 23/26-32.

[473] A.O. Ateþ, Cahiliye ve Ehli Kitab Örf ve Âdetleri, s. 63.

[474] A.O. Ateþ, a.g.e., s. 63-65.

[475] A.O. Ateþ, a.g.e., s. 67.

[476] A.O. Ateþ, a.g.e., s. 69.

[477] Müslim, a.g.e., s. 70.

[478] AO. Ateþ, a.g.e., s. 70.

[479] Örs, a.g.e., s. 409.

Yrd. Doç. Dr. Ali Osman Ateþ, Bütün Yönleriyle Asr-ý Saadet’te Ýslam, Beyan Yayýnlarý: 2/279-280.

[480] Bakara, 83; Mâide, 12.

[481] Levililer 27/30-32; TesnÝye 14/29; Luka 18/12.

[482] Tesniye 16/9; Örs, a.g.e., s.422.

[483] Tesniye 15/7-11; Süleyman'ýn Meselleri 21/13, 22/9, 28/27.

[484] Yrd. Doç. Dr. Ali Osman Ateþ, Bütün Yönleriyle Asr-ý Saadet’te Ýslam, Beyan Yayýnlarý: 2/280-281.

[485] Çýkýþ 23/14; Tesniye 16/16; Hakimler 21/19; I. Krallar 8/2, 65.

[486] Mezmurlar 26/6; Bubi, ÝA. Tavaf Maddesi XII/I, 65.

[487] Cilacý, Ýlahi Dinlerde Oruç Hac ve Kurban, s. 48.

[488] TesnÝye 16/16.

[489] Tesniye 16/16; Cilacý, a.g.e., s.46-47.

Yrd. Doç. Dr. Ali Osman Ateþ, Bütün Yönleriyle Asr-ý Saadet’te Ýslam, Beyan Yayýnlarý: 2/281.

[490] Örs, a.g.e., s.309-310.

[491] Örs, a.g.e., s. 408.

[492] A.O.Ateþ, a.g.e., s. 144.

[493] Moberg, ÎA, Nesi Maddesi, IX, 202.

Yrd. Doç. Dr. Ali Osman Ateþ, Bütün Yönleriyle Asr-ý Saadet’te Ýslam, Beyan Yayýnlarý: 2/281-282.

[494] Örs, a.g.e., s. 145.

[495] Hakimler 11/29-40.

[496] Çýkýþ 12/3-22; Tesniye 16/2-7.

[497] A.O. Ateþ, a.g.e., s.167.

[498] Levililer bab:4-5.

[499] Levililer 4/4,33, 8/14,24.

[500] Yrd. Doç. Dr. Ali Osman Ateþ, Bütün Yönleriyle Asr-ý Saadet’te Ýslam, Beyan Yayýnlarý: 2/282.

[501] A.O. Ateþ, a.g.e. s.200-201.

Yrd. Doç. Dr. Ali Osman Ateþ, Bütün Yönleriyle Asr-ý Saadet’te Ýslam, Beyan Yayýnlarý: 2/283.

[502] Tekvin 17/9-29, 21/4,5.

[503] Tekvin 17/2, 2165.

[504] Ýbn Hacer, Fethu'l-Bârî, X, 289.

[505] Buharî, Sahih, I, 6,7.

[506] Yrd. Doç. Dr. Ali Osman Ateþ, Bütün Yönleriyle Asr-ý Saadet’te Ýslam, Beyan Yayýnlarý: 2/283.

[507] Tekvin 1/28.

[508] A.O. Ateþ, a.g.e. s. 240-241.

[509] Tekvin 29/22-23.

[510] Çýkýþ 22/16,17.

[511] Tekvin 29/26-28.

[512] Buharî; Sahih VI, 154-155; Müslim, Sahih, II, 1084.

[513] Ýbnü'1-Esîr, el-Kamil, I, 656-657.

[514] Levililer 18/19.

[515] Taberî, Camiu'l-Beyan, II, 381.

[516] Ebu Davud, Sünen II, 620-621; Tirmizî, Sünen v, 214-215.

[517] Baharý, a.g.e., V, 160; Müslim, a.g.e., 11,1058

[518] Ebu Davud, a.g.e., II, 618-620.

[519] Ebu Davud, a.ge., II, 623-624; Tirmizî, III, 442-443.

[520] Levililer 18/6,8; Tesniye 22/30, 27/20-23.

[521] A.O. Ateþ, a.g.e. s. 272-273.

[522] A.O. Ateþ, a.g.e. s. 278-282.

Yrd. Doç. Dr. Ali Osman Ateþ, Bütün Yönleriyle Asr-ý Saadet’te Ýslam, Beyan Yayýnlarý: 2/283-285.

[523] Sayýlar 30/9; Tesniye 24/1-4.

[524] Malaki 2/15-16.

[525] A.O. Ateþ, a.g.e. s. 305-306.

[526] Sayýlar 5/1-13.

Yrd. Doç. Dr. Ali Osman Ateþ, Bütün Yönleriyle Asr-ý Saadet’te Ýslam, Beyan Yayýnlarý: 2/285-286.

[527] Tesniye 21/15-17; Hakimler 11/1,2.

[528] A.O. Ateþ, a.g.e. s. 327.

[529] A.O. Ateþ, a.g.e. s. 329.

[530] M. Es'ad, Tarih-i îlm-i Hukuk, s.216.

[531] Karaman, Mukayeseli Ýslâm Hukuku, s. 361.

[532] M. Es'ad, a.g.e., s. 216-217; Razî,MefaÜhu'l-Gayb, IX, 203.

Yrd. Doç. Dr. Ali Osman Ateþ, Bütün Yönleriyle Asr-ý Saadet’te Ýslam, Beyan Yayýnlarý: 2/286.

[533] Tesniye 10/20.

[534] Levililer 19/12.

[535] Buharý, Sahih, III, 88-89.

[536] Tesniye 21/1,9.

[537] Buharý, Sahih, VIII, 42-44; Müslim, Sahih, III, 1291-1295.

Yrd. Doç. Dr. Ali Osman Ateþ, Bütün Yönleriyle Asr-ý Saadet’te Ýslam, Beyan Yayýnlarý: 2/286-287.

[538] Çýkýþ 21/23-25; Tesniye 19/21.

[539] Sayýlar 35/19; Tesniye 24/16.

[540] Sayýlar 35/31.

[541] Ebu Davud, Sünen IV, 634-635; Nesaî, Sünen VIII, 18-19.

[542] M. Es'ad a.g.e., s.213-214.

[543] Ebu Davud, a.g.e., IV, 634-635; Nesaî, a.g.e., VIII, 18-19.

[544] Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 246.

[545] Levililer 20/10-12; Tesniye 22/21-26.

[546] Buharî, Sahih, VIII, 22; Müslim, Sahih, III, 1323-1327.

[547] Buharî, Bedü'l-Halk, 11, Týb 47; Müsum, Selam, -±3.

Yrd. Doç. Dr. Ali Osman Ateþ, Bütün Yönleriyle Asr-ý Saadet’te Ýslam, Beyan Yayýnlarý: 2/287-288.

[548] Çýkýþ 22/31; Levililer 7/26-27, 22/8.

[549] Levililer 7/22.

[550] Buharî, Sahih, III, 40; Müslim, Sahih III, 1207-1208.

[551] Tirmizî, Sünen V, 214-215.

[552] Levililer 11/4-8.

[553] A.O. Ateþ, a.g.e. s. 404-405.

[554] Levililer 11/9-12; Tesniye 14/10.

[555] Buharî, Sahih, VI, 223; Aynî Umdetü'l-Kârî, XXI, 105.

[556] Çýkýþ 23/19, 34/26.

[557] A.O. Ateþ, a.g.e. s. 418.

Yrd. Doç. Dr. Ali Osman Ateþ, Bütün Yönleriyle Asr-ý Saadet’te Ýslam, Beyan Yayýnlarý: 2/289.

[558] Çýkýþ, 22/25; Tesniye 23/19-20.

[559] HamÝdullah,Ýslâm Peygamberi, I, 616; Levvis, el-Arab fi't-Tarih, s. 52.

Yrd. Doç. Dr. Ali Osman Ateþ, Bütün Yönleriyle Asr-ý Saadet’te Ýslam, Beyan Yayýnlarý: 2/289.

Ynt: Yahudilik ve gelenekleri By: bahriþan 8/b Date: 24 Aralýk 2014, 18:34:23
bunlar çok önemli þeyler temizlik gibi allah razý olsun paylaþýmdan
Ynt: Yahudilik ve gelenekleri By: Rukiye Çekici Date: 12 Nisan 2015, 11:52:53
Bu yahudilik bizim dinimize gerçekten de benzemektedir.Ama ÝSLAM dini gibi hiç bir din yoktur...
Ynt: Yahudilik ve gelenekleri By: cansu8/D Date: 14 Nisan 2015, 14:38:30
Yahudiler, cünüblükten dolayý da yýkanýyorlardý. Yýkandýk­tan sonra murdarlýklarý akþama kadar devam etmekteydi. Tevrat meni bulaþan elbiselerin de yýkanmasýný emretmiþti. Cünüblük­ten dolayý murdar olan bir kimse mukaddes þeylerden yiyemezdi. Ekmek de mukaddes þeylerden sayýlmaktaydý.
ALLAH SÝZDEN RAZI OLSUN .
Ynt: Yahudilik ve gelenekleri By: burcu113 Date: 06 Mayýs 2015, 22:20:35
Yahudilik de Ýslama benzer þekilde abdest de alýnýyormuþ.
Allah razý olsun.
Ynt: Yahudilik ve gelenekleri By: Liyla Date: 11 Mayýs 2015, 17:00:10
Yahudilik biraz Ýslam 'a benziyor.Ama günümüzde bunlarý tam olarak uygulayan yahudi çok az

Ynt: Yahudilik ve gelenekleri By: ceren Date: 11 Mayýs 2015, 17:37:29
Aleykümselam.Rabbim razý olsun paylaþýmdan kardeþim.Yahudilerin gelenekleri ve dini yaþama biçimleri bazý yönleri ile Ýslamiyete benzerlik gösteriyor.Ama bu kadar katý ve dinine baðlý bu devirde yahudi bulmak zor.Bozulmuþ kitaplarý ve kendilerine uydurduklarý dinleri var.
Ynt: Yahudilik ve gelenekleri By: 8c nazlý Date: 11 Mayýs 2015, 17:43:39
bizim dinimizde olduðu gibi yahudilerde de namaz kýlýnýyor, hacca gidiliyor ,zekat sadaka veriliyor,ölü yýkanýp gömülüyor.
Yahudi dininin kutsal kitabý Tevrat  peygamberi de Hz. musa dýr.
Ynt: Yahudilik ve gelenekleri By: halim Date: 01 Eylül 2015, 19:20:04
Esselamu aleykum ; Üç semavi dinden birisi olan Musevilik inanç anlamýnda birçok yönüyle islamiyetle benzer yönleri vardýr ancak bozulmalar ve saptýrmalarý devre dþý býrakýrsak tabi olarak ve þimdi ki Yahudilik gelenekleri hakkýnda bilgiler ediniyoruz ve dinimizin deðerini daha iyi anlýyoruz
Allah razý olsun
Ynt: Yahudilik ve gelenekleri By: ikranur 7d Date: 01 Eylül 2015, 22:06:44
rabbim en guzel ve en mukemmel dinlerden bizim islam dinimizi kýlmýþ. allahým ne mutluki bizlere yahudi degiliz ermeni degiliz , kafir degiliz, sen bizi iyiki musluman olarak dunyaya getirmiþin. bizleride olurken musluman olarak oldur allahým. senn hazýnen çok geniþ bizlere lut feyle allahým. allahýma emanet olun.

radyobeyan