Ashabý Kiram
Pages: 1
Said Bin Amir By: ayten Date: 04 Ekim 2010, 00:55:08
89)Hz. Ömer'e benzeyen vâli: SAÝD BÝN ÂMÝR


Hz.Saîd bin Âmir hazretleri, Yermük savaþýndan sonra Abbâs bin Ganem'den boþalan Humus vâliliðine tayîn edildi. Vâli olmayý pek istemiyordu, ancak Hz. Ömer'in emrine itâ'at ederek Humus'a geldi. Vâliliði zamanýnda çok dikkatli ve âdil hareket eden Hz. Saîd, son derece fakir bir hayat yaþadý.

Rüþvet Alan Cehennemdedir

Herkes bu hayatýna þaþýrýp, hayret ediyordu. Hz. Ömer, Þam'a teþrif ettiði zaman oradan Humus'a geçti. Humus'ta fakirlerin bir listesinin çýkarýlmasýný isteyen Hz. Ömer, fakirlerin içerisinde Saîd bin Âmir hazretlerinin ismini görünce çok þaþýrdý. Listeyi hazýrlayanlara sordu:

- Saîd bin Âmir'i niçin listeye yazdýnýz?

- Vâlimiz fakirdir, devamlý "Rüþvet alan da veren de Cehennemdedir" hadîs-i þerîfini okur ve en küçük bir hediyeyi dahî kabûl etmez.

 
Hz. Ömer, Saîd bin Âmir'e bin dirhem tahsis etti. Hz. Saîd, bin dirhem ile hanýmýna geldi ve dedi ki:

- Hz. Ömer bize þu gördüðün bin dirhemi göndermiþ.

- Ondan bir miktar parayla yiyecek ve katýk alýp, kalanýný saklayalým, ileride lâzým olur.

Saîd hazretleri hanýmýna þöyle dedi:

- Ben bundan çok daha iyisini sana söyleyeyim mi? Biz bu malý çok iyi bir þekilde kullanacak, iþletecek bir kimseye ortaklýða verelim. Onun kâr ve gelirinden de yeriz.

Hanýmý, razý oldu:

- Peki, öyle olsun.

Saîd bin Âmir hazretleri bu parayla yiyecekler, iki deve, iki köle satýn aldý. Köleleri azâd ederek hürriyetine kavuþturdu. Aldýklarýný Humus'taki fakirlere ve ihtiyaç sahiplerine daðýttý. Kendine çok az birþey dýþýnda birþey kalmadý. Bir müddet sonra hanýmý kendisine dedi ki:

- Malý ortaklýða verdiðin kimseden paranýn kârýný al ve onunla þunlarý þunlarý satýn al.


Hz.Saîd sustu. Ertesi gün evine döndüðü zaman istedikleri þey olmayýnca hanýmý ayný istekleri yine tekrarladý. Hz.Saîd yine sustu. Birgün sonra hanýmý hâlleri ve sözleri ile Hz. Saîd'i çok üzdü. Saîd hazretleri ertesi gün eve hiç gelmedi. Akrabalarýndan birisi hanýmýna gelerek dedi ki:


- Sana ne oluyor ki kocana eziyet ediyorsun. O malýnýn tamamýný fakirlere daðýttý.

Hayýrlarý Terk Edemem

Kadýn üzüldü ve aðladý. Sonra Hz.Saîd geldi ve þöyle buyurdu:

- Allahü Teâlânýn râzý olduðu birþey, dünya ve dünyanýn içindeki her þeyden daha kýymetlidir. Eðer Allahü Teâlânýn râzý olduðu iyilik, hayýrlardan birisi gökyüzüne lâmba gibi asýlsaydý, onun nûru, yeryüzünü aydýnlatýr ve onun parlaklýðý yanýnda güneþ sönük kalýrdý.

Ýþte seni bu iyilikler için terkeder, senden ayrýlýrým. Fakat senin için bu hayýrlarý ve iyilikleri terkedemem. Her hal üzere hayýr ve hasenat yaparým...

Fakirlik ve sýkýntý içinde olduðu hâlde, parayý kendisi için harcamadýðýný soranlara þöyle buyurdu:

- Resûl (a.s)’dan iþittim buyurdular ki:

-Ümmetimin fakirleri zenginlerinden beþyüz sene önce Cennete girerler. Zenginlerden biri kendini onlarýn arasýna atar ve Cennete girmek ister. Melek onun elini tutar, fakirler arasýndan çýkarýr ve, "bekle, henüz senin Cennete girme zamanýn gelmedi" der. Beþyüz sene onu kýyâmetin kýzgýn sýcaðýnda hesap yerinde tutarlar. Malýnýn hesâbýný verir, sonra Cennete girer.

Hz. Ömer zamanýnda, Humus vâlisi olan, Saîd bin Âmir, Müslüman, gayrý müslim herkes tarafýndan çok sevilirdi.

Hz. Ömer, Saîd bin Âmir hazretlerinin, herkes tarafýndan çok sevilen bir kimse olduðunu öðrenince Humuslulardan bir cemâ'ata sordu:

- Peki vâlinin hiç kusuru yok mudur?

Onlar da bazý kusurlarý olduðunu söyleyip dört tanesini zikrettiler. Bunun üzerine Hz. Ömer, Saîd hazretlerini hemen Medîne-i Münevvereye çaðýrdý ve aralarýnda þu konuþma geçti:

Aslý nedir?

-Yâ Saîd, senin bazý kusurlarýn varmýþ. Bunlarýn aslý nedir?

- Bunlar neymiþ, ya Ömer?

- Vazîfene sabah namazýndan hemen sonra deðil, kuþluk vakti geliyormuþsun. Geceleri insanlar içerisine hiç çýkmaz, görünmezmiþsin. Haftada bir gün evine çekilir hiç kimseyi kabûl etmezmiþsin. Ashâb-ý kirâmdan, Hubeyb hazretlerinin þehîd edildiði söylenince bayýlýyor, kendinden geçiyormuþsun.

Bunun üzerine Hz. Saîd, þu cevâbý verdi:

- Yâ Emir-el mü'minin! Anlatýlanlar doðru. Þimdi bunlarý sana izâh edeyim:

1- Vazîfeme ancak kuþluk vakti, gelebiliyorum. Çünkü hanýmým hastadýr. Evde bütün hizmetleri kendim yapýyorum. Hamur yoðurur, ondan ekmek yapar, piþirir, abdest alýr öyle çýkarým. Geç kalýþým bundandýr.

2- Geceleri insanlarýn içerisinde görünmeyiþimin sebebi; gündüzleri halkýn hizmetleriyle meþgul olurum. Geceleri de Allahü teâlâya hizmet ve kulluk için ayýrdým. Böylece gündüzleri yaptýðým iþlerin, verdiðim hükümlerin muhâsebesini yapar, yanlýþ kararlarým varsa düzeltirim.

3- Haftada bir gün evime çekilip hiç kimse ile görüþmememin sebebi, baþka giyecek elbisem olmadýðýndan, yýkadýðým elbiselerim kuruyuncaya kadar kimseyi kabûl edemiyorum.

4- Hubeyb hazretlerinin þehâdetini hatýrlayýnca bayýlmamýn sebebi anlatýlacak þey deðildir. Çünkü Mekke müþrikleri Hubeyb hazretlerini asarlarken yanlarýnda idim. Belki mâni olabilirdim, fakat o zaman henüz îmân etmemiþtim. Seyirci kaldým. Onun gösterdiði cesâret ve celâdeti hatýrladýkça, ne kadar kuvvetli bir îmâna sahip olduðunu daha iyi anlýyorum. Niçin mâni olmadým diye üzüntümden bayýlýyorum.

Bunun üzerine Hz. Ömer:


- Yâ Saîd, Allahü teâlânýn korkusu seni ne kadar yüceltmiþ, millete faydalý hâle getirmiþ, dedi ve gözyaþý döküp aðladý.


Vâlilikten Affet

Sonra, Saîd bin Âmir Hz. Ömer'den ricâ etti:

- Yâ Ömer, bundan sonra beni vâlilikten affet.

Hz. Ömer bunu kabûl etmeyip yine vâli olarak býrakmýþtýr.


Hz. Saîd bin Âmir, Ýslâm’ýn korumasý ve emniyeti altýnda bulunan gayrý müslimlere karþý yumuþak davranýr ve çok ilgi gösterirdi.


Þam'daki zimmîler onun bu yüksek tavrýndan çok memnun idiler. Bir defa Hz. Ömer, onun zimmîler tarafýndan çok sevildiðini haber aldý ve oradakilere sordu:


- Neden ahâli bu kadar ona muhabbet gösteriyorlar?

- O, halkýn dert ortaðýdýr da ondan.


Hz.Ömer bu duruma sevindi ve memnuniyetini belli etti.

Hz.Saîd bin Âmir, muhâcir olan Ashâb-ý kirâmdan olup, Hayber'in fethinden önce Müslüman oldu. 641yýlýnda Rakka'da vefât etti.


radyobeyan