Sehl Bin Sa'd By: ayten Date: 04 Ekim 2010, 00:45:28
93)Medîne'de en son vefât eden sahâbî: SEHL BÝN SA'D
Hz.Sehl bin Sa'd çok genç yaþta olduðundan Peygamberimizle hiçbir savaþa katýlamadý, ama ondan, çok ilim öðrendi. Hz. Sehl'in babasý Sa'd bin Mâlik, Bedir savaþýnda çok yararlýklar gösterdi. Müslümanlar arasýnda kahramanca savaþýrken ansýzýn yemiþ olduðu bir darbe ile þehîd oldu. Peygamberimizin duâsýný alarak, "Ashâb-ý Bedir" sýfatýný kazandý. Bu sýrada Sehl bin Sa'd sekiz yaþlarýnda idi. Peygamberimiz yetim kalan Sehl'e Bedir savaþýnda kazanýlan ve daðýtýlan ganimetlerden babasýnýn hissesini ayýrarak verdi.
Hz.Sehl bin Sa'd, Uhud savaþý sýrasýnda yaþý küçük olduðu için bu savaþa da katýlamamýþtý. Diðer yaþý küçük sahâbîler gibi Medîne'de kalmýþtý. Ancak Peygamberimiz yaralandýðý haberi Medîne'ye ulaþtýðý zaman, herkes gibi O da çok üzülmüþtü.
Hasýr Parçasý
Bu arada Peygamberimizin sevgili kerîmeleri Hz. Fâtýma'nýn, babasýnýn yaralanma haberini duyar duymaz hemen O'nun yanýna koþtuðunu ve yardým etmeye baþladýðýný, Sehl bin Sa'd, þöyle bildirmektedir:
- Resûlullah efendimizin Uhud savaþýnda yaralandýðý haberini duyduðumuz zaman çok üzüldük. Kýzý Hz. Fâtýma'nýn bir kalkan içinde su getirerek Peygamberimizin yaralarýndan akan kanlarý temizlediðini, bir hasýr parçasýný yakarak küllerini Peygamberimizin yaralarýnýn üzerine sürdüðünü bizzat gördüm.
Hz.Sehl bin Sa'd, Hendek savaþýna da yaþý küçük olduðu için katýlamadý. Çünkü bu sýrada on-onbir yaþlarýnda idi. Fakat hendeðin kazýlmasýnda sahâbilere çok yardýmcý oldu. Bütün sahâbilerin hizmetlerinin hepsine koþardý. Ayrýca hendek kazýmýnda da yardýmcý olur, Peygamberimizin yanýndan hiç ayrýlmazdý. Her an O'nun hizmetinde bulunurdu.
Hz.Sehl bin Sa'd, Hendek'te gördüklerini anlatýrken der ki:
- Hendek'te Peygamberimiz ile hep beraber idim. Onlar hendek kazýyor, biz küçük yaþtakiler omuzlarýmýz üzerinde toprak taþýyorduk. Bu sýrada Resûlullahýn þöyle duâ buyurduðunu iþittim:
"Yâ Rabbî! Bütün hayat, âhiret hayatýdýr. Muhâcir ile Ensârý magfiretine (afvýna) nâil eyle."
Cemâ'at Çoðaldý
Hz.Sehl bin Sa'd, Peygamberimizin bir emir ve isteði olduðu zaman hemen yerine getirir, hiç bir zaman geciktirmezdi. O'nun bu durumunu Hz. Sehl'in oðlu Abbâs þöyle anlatmaktadýr:
"Peygamberimiz hutbe okuyacaðý zaman hurma aðacýndan bir direðe yaslanýr öyle okurlarmýþ. Bir gün Resûl-i ekrem buyurur ki:
- Artýk cemâ'at çoðaldý, bir þey yapýlsa da üzerine otursam.
Bunu duyan babam (Sehl bin Sa'd) hemen, okun yaydan fýrladýðý gibi kalkmýþ ve gitmiþ.
Kýsa bir zaman sonra minberin direklerini getirmiþ. Yalnýz babamýn getirdiði bu direklerin kendisinin veya bir baþkasýnýn hazýrladýðý hakkýnda bilgim yoktur."
Daha sonra Sehl bin Sa'd'a, Peygamberimizin minberi hakkýnda suâl sorulduðunda þöyle cevap vermiþtir:
- Ben minberin hangi aðaçtan, hangi tarihte, hangi gün yapýldýðýný, hangi gün kurulduðunu, Peygamberimizin ilk defa o minberden hangi gün hutbe okuduðunu ve oturduðunu bilirim.
Hz.Sehl bin Sa'd, Peygamber efendimizin cömertliðini, kendi ihtiyacý olan bir malý isteyen herkese verdiðini þöyle anlatmaktadýr:
Kadýnýn birisi Peygamberimize gelir, yanýnda getirdiði ve kendi eli ile dokumuþ olduðu güzel bir elbiseyi uzatarak der ki::
- Ey Allahü teâlânýn Resûlü, bunu sizin için bizzat kendi elimle dokudum, ne olur onu kabûl ediniz.
Peygamberimizin de bu þekilde bir elbiseye ihtiyacý vardý. Bu hediyeyi kabûl ederek içeri girdi ve hemen giydi. Daha sonra dýþarý çýktý.
Giymek Ýçin Ýstemedim
Bu sýrada Peygamberimizin ziyâretine gelenlerden birisi, bu elbiseyi görerek:
- Ey Allahü teâlânýn Resûlü! Bu ne kadar güzel bir elbise, bunu bana verseniz, dedi.
Peygamberimiz hemen içeri girerek elbiseyi çýkardý ve isteyen sahâbîye verdi. Diðer ziyâretçiler, elbiseyi isteyen adama sitem ederek:
- Hiç de iyi etmedin, Peygamberimizin bu elbiseye çok ihtiyâcý vardý. Sen onu istemekle doðru bir hareket yapmadýn. Bilirsin ki, Hz. Peygamber kendisinden birþey isteyenleri hiç reddetmez ve geri çevirmez, dediler.
Elbiseyi isteyen kiþi ise þöyle cevap verdi:
- Ben bu elbiseyi giymek için istemedim. Aksine, o benim öldüðüm zaman kefenim olacaktýr.
Sonra öldüðü zaman bu elbiseyle kefenlendi ve gömüldü. Bunun üzerine Peygamberimiz þöyle buyurdu:
- Mü'minin; îmân sahibine karþý vaziyeti, bir kafanýn vücuda karþý vaziyeti gibidir. Îmân sahibinin her derdi diðer bir mü'mine ýzdýrap verir. Nasýl ki kafanýn her derdi bütün vücudu üzüntüye uðrattýðý gibi.
Sehl bin Sa'd diyor ki:
Birgün birisi Peygamberimize gelerek dedi ki:
- Ey Allahýn Resûlü! Allahü teâlânýn ve insanlarýn, beni sevecekleri bir iþi bana öðretir misin?
Bunun üzerine, Resûlullah efendimiz buyurdu ki:
- Dünyadan yüz çevir ki, Allahü teâlâ da seni sevsin. Ýnsanlarýn eline bakma ki, onlar da seni sevsin.
Dünyanýn Kýymeti
Hz.Sehl bin Sa'd þöyle anlatýyor:
Peygamberimiz, birgün bir topluluða dünyanýn boþ, gerçek hayatýn âhirette olduðunu anlatmak için onlarý bir koyun ölüsünün baþýna götürerek buyurdu ki:
-Þu gördüðünüz koyun ölüsünün, sahibi yanýnda bir kýymeti var mý?
Ashâb-ý Kirâm:
- Onun bir kýymeti olmadýðý için onu buraya attý, diye arz ettiler.
Bunun üzerine Peygamberimiz buyurdular ki:
- Nefsim yed-i kudretinde olan Allahü teâlâya yemîn ederim ki, bu dünya, koyunun sahibi yanýnda olan kýymetinden ziyâde Allahü teâlâ katýnda deðerli deðildir. Eðer dünyanýn Allahü teâlâ katýnda bir sivrisinek kanadý kadar kýymeti olsaydý, Allahü teâlâ ondan (dünyadan) kâfire bir yudum su içirmezdi.
Hz. Sa'd, Ensârýn Hazrec kabîlesi kolundandýr. Babasýnýn ismi Sa'd bin Mâlik olup, hicretten önce Müslüman olmuþtur. Sa'd, dört halîfe devrinde çeþitli savaþlara katýldý. Gittiði þehirlerde yeni Müslüman olanlara dîn bilgilerini öðretti. 712 yýlýnda Medîne'de vefât etti.