Ashabý Kiram
Pages: 1
Tufeyl Bin Amr By: ayten Date: 03 Ekim 2010, 18:27:30
100)Iþýk Saçan Sahâbî: TUFEYL BÝN AMR


Tufeyl bin Amr, meþhur bir þâirdi. Misâfirperver ve cömert bir insan olduðu için, herkes tarafýndan sevilirdi. Yemen taraflarýnda mamur ve verimli bir beldede oturan Devs kabilesine mensuptu.

 
Peygamberimiz, Mekke'de Ýslâmiyet’i açýkça yaymaya baþladýðý yýllarda, gece gündüz insanlara nasîhat veriyor, onlarý Ýslâm dinine davet ediyordu. Mekke'li müþrikler ise, Resûlullahýn bu gayretini boþa çýkarmak için hiç durmadan uðraþýyorlardý.
 

O'na Tâbi Oluyorlar

Hattâ dýþarýdan Mekke'ye gelenleri Peygamberimizle görüþtürmemek için, ellerinden geleni yapmaktan geri durmuyorlardý. Ýþte böyle bir zamanda Tufeyl bin Amr, bir iþ için Mekke-i mükerremeye gelmiþti. Bunu gören müþriklerin önderleri, hemen onun yanýna gittiler dediler ki:

 
- Ey Tufeyl! Sen meþhur bir þâirsin, sözüne güvenilir, akýllý bir insansýn. Biliyorsun, aramýzdan çýkan Abdülmuttalib'in Yetîmi, putlarýmýzý kötülüyor, bizi kendi dînine çaðýrýyor. Babayý oðlundan, kadýný kocasýndan ayýrýyor, akrabâlarý birbirlerine düþman ediyor.

 
Onun sözünü iþiten oðul babasýna bakmýyor. O'na tâbi oluyor. Artýk kimse birbirini dinlemeyip, müslüman oluyor. Korkarýz ki, bizim baþýmýza gelen bu ayrýlýk belâsý, seninle kavminin baþýna da gelir. Sana nasihatýmýz olsun, O'nunla sakýn konuþma. Ne O'na bir söz söyle, ne de O'nun sözlerini dinle. Anlattýklarýna kulak asma! Çok dikkatli ol. Burada daha fazla da kalma. Hemen çekip git!

 
Bundan sonrasýný Tufeyl bin Amr þöyle anlatýyor:

-Bu sözü o kadar çok söylediler ki, artýk O'nunla konuþmamaya, O'nun sözünü aslâ dinlememeye kara verdim. Hatta Kâ'be'ye girdiðim zaman, ne olur ne olmaz belki sözlerini duyarým endiþesiyle kulaklarýma pamuk bile týkamýþtým.

 
Ertesigün, sabahleyin Kâ'be'ye gittim. Gördüm ki, Resûlullah efendimiz Kâ'be'nin yanýnda durmuþ namaz kýlýyordu. Ona yakýn bir yerde durdum. Cenab-ý Hakkýn hikmeti olarak Kur'ân-ý kerimden okuduklarýndan bazýsý kulaðýma gitti. Ýþittiðim sözleri, o kadar güzel buldum ki, kendi kendime:

 
"Ben, iyiyi kötüyü ayýrt edemeyecek bir adam deðilim. Hem de þâirim. Bunun söylediklerini ne diye dinlemeyeyim? Sözlerini güzel bulursam Onu kabul ederim, güzel gelmezse terk ederim" dedim.

 
Ve bir tarafa gizlenip, Resûlullah efendimiz namazýný kýlýp evine dönünceye kadar orada bekledim. Evine girinceye kadar peþinden gittim. Evine girince, ben de girdim.
 

Kulaklarýmý Týkadým

Yâ Resûlallah! Ben bu diyara geldiðimde senin kavmin, senden uzak durmamý istediler. Beni, o kadar korkuttular ki, ben de senin sözünü iþitmemek için kulaklarýma pamuk týkadým. Ama Allahü Teâlânýn hikmeti olacak ki, bana senin okuduklarýný iþittirdi. Onlarý pek güzel buldum. Bana yolunuzu anlatýr mýsýnýz?

 
Resûlullah efendimiz, bana Ýslâmiyet’i anlattýlar, Kur'ân-ý kerîm okudular ve îmân etmemi istediler.

 
- Vallahi ben bu zamana kadar, böyle güzel söz, böyle âdil bir din iþitmemiþtim. Huzûrunda hemen Müslüman oldum. Sonra:

 
- Yâ Resûlullah! Ben, kavmimde sözü dinlenen itibarlý bir kimseyim. Onlar benim sözümden dýþarý çýkmazlar. Gidip onlarý da, Ýslâm dinine davet edeyim. Duâ ediniz de, Allahü teâlâ benim için bir alâmet, bir kerâmet buyursun! Böylece o alâmet, kavmimi Ýslâmiyet’e davet ederken bana bir olaylýk, yardým olsun! dedim.


Bunun üzerine Resûlullah efendimiz:

 
- Ey Allahým! Onun için bir âyet, alâmet yarat! diye dua buyurdu.


Karanlýk Gece

Bundan sonra Mekke'den çýkýp kendi beldeme döndüm. Karanlýk bir gecede, kavmimin oturduðu su baþýna bakan tepeye vardýðým zaman, hemen alnýmda kandil gibi bir nûr peyda oldu. Çýra gibi ýþýk vermeye baþladý. O zaman duâ edip:

 
- Allahým! Bu nûru alnýmdan baþka bir yere naklet! Devs kabilesinin câhilleri görüp de, dîninden döndüðü için Allah, onun alnýnda ilâhi bir cezâ olarak bunu çýkardý, sanmasýnlar! dedim.

 
O nûr, hemen elimdeki kamçýnýn ucuna gelip kandil gibi asýldý. Kabilemin yurduna yaklaþýp da, yokuþtan aþaðýya inmeye baþladýðým sýrada orada bulunanlar, elimdeki kamçýnýn baþýnda kandil gibi parlayan, etrafa ýþýk saçan nûru birbirine gösteriyorlardý. Bu vaziyette yokuþtan aþaðýya inip evime geldim.
 

Yanýma ilk önce, ihtiyar olan babam gelip, beni bu hâlde gördü. Bana olan sevgisinden dolayý boynuma sarýldý. Babam çok yaþlýydý. Ona dedim ki:

 
- Ey babacýðým! Eðer evvelki hâl üzere kalýrsan, ne ben sendenim, ne de sen bendensin!

 
- Sebebi nedir?, Ey oðlum!

 
- Ben, artýk Muhammed aleyhisselâmýn dinine girip Müslüman oldum.
 

Bunun üzerine babam da:

 
- Oðlum, ben de senin girdiðin dine girdim. Senin dinin benim dinim olsun, deyip hemen Kelime-i þehâdet getirerek Müslüman oldu. Bundan sonra Ýslâm dininden bildiðimi ona öðrettim. Sonra yýkanýp temiz elbiseler giydi.

 
Daha sonra yanýma hanýmým geldi. Ona da ayný þeyleri söyledim. O da kabul edip Müslüman oldu.
 

Sabah olunca Devs kabilesinin içine çýktým. Bütün Devslilere Ýslâmiyet’i anlattým. Onlarý da bu dîne girmeye davet ettim. Fakat onlar, bu daveti kabullenmede aðýr davrandýlar. Hatta kaþ göz hareketleri yaparak benimle alay etmeye baþladýlar. Faiz ve kumara düþkünlüklerinden beni dinlemediler. Ýslâmiyet’e uymaktan kaçýndýlar. Allah’a ve Peygamberine âsi oldular.

 
Yumuþak Davran!

Bir müddet sona Mekke'ye gelip kavmimin durumunu Resûlullaha anlatarak:
 

- Yâ Resûlullah! Devs kabilesi Allah’a âsi oldular. Ýslâm’a girmeleri için yaptýðým davetimi kabul etmediler. Onlarýn aleyhinde bedduâ et de, helâk olsunlar, dedim.
 

Herkese þefkât ve merhameti çok olan Peygamberimiz, ellerini açýp kýbleye dönerek:

 
- Yâ Rabbi! Devs halkýna doðru yolu göster de, onlarý Ýslâm dînine getir, diye duâ buyurdu. Bana da:
 

- Kavmine dön! Onlarý güler yüzle ve tatlý dille Ýslâmiyet’e davet etmeye devam et! Kendilerine yumuþak davran! buyurdu.

 
Hemen dönüp memleketime geldim. Devs halkýný Ýslâm’a davetten hiç boþ kalmadým. Hz. Ebû Hureyre de dâhil bir çok kimse Müslüman oldu.
 

Tufeyl bin Amr, Peygamber efendimiz, Hayber'de bulunduðu sýrada, Devs kabilesinden kendisine tâbi olup, Müslümanlýðý kabul edenlerle birlikte Medine'ye geldiler. Sayýlarý 70 veya 80 civarýndaydý.

 
Resûlullah efendimizden, ordunun sað kanadýnda yer almalarýný rica ettiler. Kendilerine "Yâ Mebrûr" sözünü savaþ parolasý yapýlmasýný istediler. Peygamberimiz de bu isteklerini kabul etti. Ordunun sað kanadýnýn kumandanlýðýný Tufeyl bin Amr yürüttü. Hayberdeki ganîmetlerin hepsinden pay aldýlar.

 
Putu Yaktý

-Yâ Resûlullah! Beni, Huzâa ve Devs kabîlelerinin putu olan Zülkeffeyn'e gönder de, onu yakayým!" dedi.

 
Resûlullah efendimiz, bu putu yakýp, yok etmek için Onu görevlendirdi ve buyurdu ki:

 
- Zülkeffeyn'in iþini bitirdikten sonra, kavminle beraber Ýslâm ordusunu desteklemek üzere Tâif'e gelip, bize yetiþeceksin!"

 
Tufeyl bin Amr, derhal Devs kabilesinin putunu yakmak üzere hareket etti. Putun, bulunduðu yere gelip onu yýktý, kýrdý ve içine ateþ doldurup yaktý.

 
Devs kabilesi, Zülkeffeyn putu yakýlýp orada tapýlacak bir þey kalmayýnca, hepsi birden Ýslâmiyet’in bütün emirlerine tam olarak uymaya söz verip, Müslüman oldular. Puta tapmaktan vazgeçtiler.

 
Ondan sonra Tufeyl, kendi kabilesinden 400 kiþi alarak acele yola çýktý. 4 gün sonra Tâif'te Peygamber efendimize yetiþti. Yanýnda, aðýr savaþ aracý olarak Debbâbe ile mancýnýk da götürdü.

 
Hz. Ebû Bekir zamanýnda Mekke ve Medine'nin dýþýnda birçok kabile dinden ayrýlmaya baþlamýþlardý. Hz. Ebû Bekir, bunlarýn üzerine yürüdü. Hepsini maðlup etti. Yalancý peygamberlik iddia eden Tuleyhâ adýndaki kimsenin üzerine, Hz. Tufeyl bin Amr gönderildi.
 

Müjdeleyen Rüyâ

Tufeyl bin Amr, Mekke'nin fethinde de Resûlullahýn maiyetinde bulundu. Peygamberimiz Mekke'nin fethinden sonra Huneyn'de Hevâzinlileri bozguna uðratýp Tâif üzerine yürümek istediði sýrada, oðlu Amr ile giderken bir rüyâ gördü. Rüyâsýnda, baþý týraþ ediliyor, aðzýndan kuþ uçuyor ve bir kocakarý onu karnýna sokuyor, oðlu da onu arýyordu.
 

Bu rüyâsýný arkadaþlarýna anlattý. Onlarda:
 

- Hayýrdýr inþaallah, dediler.


- Bu rüyâyý kendim þöyle yorumladým:


Baþýn týraþ edilmesi, baþýn kesilmesi demektir. Aðýzdan kuþun çýkmasý rûhun çýkmasýdýr. Kocakarýnýn karnýna almasý, topraðýn içine gömülmektir. Oðlumun beni aramasý da savaþta yaralanacaðýna ve sonradan O'nun da þehîd olacaðýna alâmettir. Ben þehîd olacaðýmý umuyorum.


Gerçekten, Tufeyl bin Amr hazretleri Yemâme savaþýnda þehîd oldu. Oðlu da bu savaþta aðýr yaralandý. Yermuk savaþýnda da þehîd oldu.


radyobeyan