Ashabý Kiram
Pages: 1
Ubeyy Bin Ka'b By: ayten Date: 03 Ekim 2010, 18:14:02
103)Kýrâati ile meþhûr sahâbî: ÜBEYY BÝN KÂ'B


Sahabe-i kiramýn büyüklerinden biri olup Rasûlüllah (a.s)’ýn vahiy kâtiplerindendir. Übey (r.a)'ýn babasýnýn adý Ka'b, annesinin ismi Suheyle'dir. Ýki künyesi vardýr: Ebu'l-Münzir ve Ebu't Tufeyl. Medineli olup Hazrec kabilesinin Neccâr oðullarý kolundandýr. Doðum tarihi kesin olarak bilinmemektedir.

 
Übey b. Ka'b'ýn Müslümanlýðý kabul etmesi Rasulüllah (a.s)'ýn Medine'ye hicret etmesinden önce, Akabe biatlarýnda olmuþtur. Übey b. Ka'b ikinci Akabe biatýnda Rasûlüllah (a.s)'e biat eden yetmiþ kiþi içerisinde idi. Rasûlüllah (a.s) Medineli Müslümanlar arasýnda yapmýþ olduðu kardeþlik antlaþmasýnda Übey b. Ka'b ile Aþere-i Mübeþþere (Cennetle müjdelenen on kiþi) den Said b. Zeyd'i kardeþ yaptý. Übey, Rasûl-i Ekrem ile Bedir, Uhud, Hendek ve diðer bütün muharebelere katýldý. Uhud muharebesinde kendisine bir ok isabet etmiþ, Rasûlüllah (a.s) ona bir tabib göndermiþ, tabib okun girdiði yerdeki damarý keserek üzerini daðlamýþtý. Bu suretle Übey b. Ka'b bu arýzadan kurtulmuþ oldu.[710]
 

Hz.Übey b. Ka'b cahiliyye döneminde de okuma yazma bilen az sayýdaki kimselerden biri idi. Rasulüllah (a.s) Medine'ye hicret edince, orada, ensar içerisinde yazýlarýný ilk yazan Übey b. Ka'b olmuþtur. Yazdýðý yazýlarýn sonuna "filan oðlu filan yazdý" diyenlerin de ilki idi.[711]
 

Þu halde Medine döneminde Rasulüllah (a.s)'e gelen vahyi ilk yazan Übey b. Ka'b olmuþtur. Übey b. Ka'b olmadýðý zaman Zeyd b. Sabit yazardý. Peygamber Efendimiz (a.s) ilahi vahyi Cebrail (a.s)'dan aldýðý zaman, Übey b. Ka'b onu daha yazýnýn ýslaklýðý üzerinde iken ezberler, Rasûlüllah (a.s)e okurdu. Übey ashabýn en alimlerindendi. Tabiinin büyük bilginlerinden olan Mesruk (663/683) þöyle derdi: "Rasûlüllah (a.s)'ýn ashabýyla görüþtüm. Ýlimlerinin þu altý kiþiye dayandýðýný gördüm: Ali, Abdullah b. Ömer, Zeyd b. Sabit, Übey b. Ka'b ve Ebu'd-Derdâ."[712]
 

Hz.Übey b. Ka'b, Kur'an-ý Kerîm'i en iyi okuyan sahabîlerden idi. Peygamber Efendimiz (a.s) "Ümmetimin en iyi okuyaný Übey'dir"[713] buyurmuþtur.


Bu sebeple Seyyidü'l-Kurra (okuyucularýn efendisi) lakabýyla tanýnmýþtý. Kur'an-ý Kerîm'i sekiz gecede hatmederdi. Rasulüllah(a.s)'ýn zamanýnda Kur'an'ý cem' ederek ona arzeden sayýlý sahabîlerden biri idi. Nitekim Enes b. Malik, "Rasûlüllah (a.s) zamanýnda Kur'an'ý dört kiþi hýfzetmiþ olup hepsi de ensardandý. Bunlar: Übey b. Ka'b, Muaz b. Cebel, Ebû Zeyd ve Zeyd b. Sabit'tir"[714] demiþtir.
 

Hz.Übey b. Ka'b, Rasûlüllah (a.s)'ýn ashabýna Kur'an'ý kendilerinden öðrenmelerini tavsiye ettiði dört kiþiden biridir. Abdullah b. Amr b. As'dan þöyle rivâyet edilmiþtir: Rasulüllah (a.s)'ýn þöyle buyurduðunu iþittim: "Kur'an'ý dört kiþiden alýn (öðrenin). Abdullah b. Mes'ud'dan,-Rasulüllah (a.s) önce bunu zikretti, Ebu Nuzeyfe'nin mevlasý Salim den, Muaz b. Cebel'den ve Übey b. Ka'b'dan"[715] Bu dört sahabîden Muaz ile Übey ensardan, Abdullah b. Mes'ud ile Salim ise muhacirlerdendir.
 

Rasûlüllah (a.s) Übey b. Ka'b'ý, Kur'an-ý Kerim'i iyi bilen bir sahabî olmasý sebebiyle öðretmen olarak tayin etmiþti. Mescid-i Nebevi'de Kur'an-ý Kerîm'i öðretirdi. Aralarýnda Ebu Hureyre ve Ýbn Abbas'ýn da bulunduðu bir çok sahabînin hocalýðýný yapmýþtýr. O, Kur'an-ý Kerîm'i öðretmesi karþýlýðýnda her hangi bir maddi þey de almazdý. Nitekim ondan þöyle rivâyet edilmiþtir: "Muhacirlerden birine Kur'an öðretmiþtim. Bu zat bana bir yay hadiye etti. Ben bunu Rasûlüllah (a.s)'e anlatýnca: "Onu alýrsan ateþten bir yay almýþ olursun" buyurdu. Ben de yayý sahibine geri verdim."[716]
 

Hz.Übey b. Ka'b, Kur'an'ýn lafýzlarýnýn eda keyfiyetini, kýraat vecihleriyle ilgili hususiyetlerini öðrenmeye özen gösterirdi. Allah Teâlâ, Peygamber Efendimiz (a.s)'e Übey'e Kur'an okumasýný emretmiþtir. Enes b. Malik (r.a)'dan þöyle rivâyet edildi: Rasulüllah (a.s) Übey b. Ka'b'n: "Âllah bana Lemyekünillezîne keferfi suresini sana okumamý emretti" buyurdu. Übey "Allah benim adýmý da andý mý?" dedi. Peygamber Efendimiz (a.s) "Evet" deyince Übey b. Ka'b sevincinden aðladý.[717]  
 

Bu hadis-i þerif sahabe içerisinde Übey b. Ka'b'ýn faziletine iþaret ettiði gibi, onun kýraat ilmindeki yerine de iþaret etmektedir.

 
Hz.Übey b. Ka'b, kýraatý bizzat Rasulüllah (a.s)'den almýþtýr. O, Hz. Ömer'e "Ben Kur'an-ý Kerîm'i daha taze iken bizzat Cebrail (a.s)'an alan zattan aldým" demiþtir.[718]
 

Kur'an-ý Kerîm'e karþý duyduðu raðbet ve arzu Übey b. Ka'b'ýn faziletini artýrmýþ, bu sebeple Rasûlüllah (a.s)'ýn takdirini, ashabýn saygýsýný kazanmýþtýr.

 
Hz.Übey b. Ka'b ayný zamanda Rasûlüllah (a.s) zamanýnda fetva veren az sayýda sahabîden biridir. Muhammed babasý Sehl'in þöyle dediðini nakletmiþtir: "Rasûlüllah (a.s) zamanýnda fetva veren, üçü muhacir ve üçü ensardan olmak üzere altý kiþi idi. Muhacirlerden olanlar Ömer, Osman, Ali; ensardan olanlar da Übey b. Ka'b, Muaz b. Cebel ve Zeyd b. Sabit'tir."[719]

 
Hz.Übey b. Ka'b, Rasûlüllah (a.s) zamanýnda idârî görevlerde de bulunmuþtur. Rasûlüllah (a.s) onu Belî, Uzre ve Benî Sa'd kabilelerinin zekâtlarýný toplamak üzere görevlendirmiþti. Übey b. Ka'b bu görevi esnasýnda karþýlaþtýðý bir vakayý þöyle anlatýr:

"Rasûlüllah (a.s) beni Belî, Uzre ve Benî Sa'd b. Huzeym b. Kadâa kabilelerinin zekatlarýný toplamak üzere gönderdi. Onlarýn zekatlarýný topladým. Nihayet onlardan sonuncu adamýn yanýna vardým. Ýçlerinde bu adamýn evi ve köyü Medine'de Rasûlüllah (a.s)'e yakýn olaný idi. Bu adam bana bütün malýný topladý.
 

Ben de zekat olarak almaya henüz iki yaþýna girmiþ bir diþi deveden baþkasýný bulamadým. Kendisine onu alacaðýmý söyledim. Mal sahibi, "Bunun sütü de yok, yük taþýmak için de elveriþli deðil. Allah'a yemin ederim ki senden önce zekat toplamaya gelen ne Rasûlüllah'a ve ne de onun elçisine malýmdan sütü olmayan ve yük taþýmaya da elveriþli olmayan bir deveyi vermedim. Ýþte genç, semiz diþi deve. Onu al." dedi.
 

Ben ona, "Bana emredilmeyen þeyi almam. Ýþte Rasûlüllah (a.s) sana yakýn, istersen ona gider, bana söylediklerini anlatýrsýn. Þayet o, kabul ederse, eder, etmezse reddeder" dedim.

Adam:

"Bunu yapacaðým" dedi ve benimle çýktý, bana vermek istediði deveyi de aldý. Rasulüllah (a.s)'e gelince:

"Yâ Rasûlüllah, malýnýn zekatýna almak için elçin geldi. Malýmý topladým. O, sütü olmayan ve yük taþýmaya da elveriþli olmayan henüz iki yaþýna girmiþ bir deveyi seçti. Ben kendisine almasý için genç, semiz bir diþi deve gösterdim, almaktan imtina etti. Ýþte o deveyi getirdim, al ya Rasûlüllah" dedi. Peygamber Efendimiz (a.s) "Senin üzerine borç olan Übey b. Ka'b'ýn ayýrdýðý devedir. Sen kendi rýzanla daha iyisini vermek istersen, onu kabul ederiz ve Allah bundan dolayý sana ayrýca mükafat verir," buyurdu.

Adam:

"Ben de bu maksatla onu getirdim, buyur al, yâ Rasûlüllah!" dedi.

 
"Hz. Peygamber (a.s) devenin alýnmasýný emretti ve malýnýn bereketlenmesi için dua etti."[720]

 
Hz.Übey b. Ka'b'ýn, Rasûlüllah (a.s)'ýn vefatýndan sonra ilk halife Hz. Ebû Bekir zamanýnda da mühim görevler yaptýðým görüyoruz. Hz. Ebû Bekir mühim bir mesele ile karþý karþýya gelip çözümünü Kur'an ve sünnette bulamadýðý zaman ashabýn seçkin alimlerini toplar, onlarla istiþarede bulunurdu. Übey b. Ka'b da Hz. Ebû Bekir'in danýþma meclisi üyelerinden idi. Ayný zamanda Hz. Ebû Bekir döneminde fetva vermekle görevli meþhur fakihlerden biri idi.[721] Bu dönemde onun Kur'an'ýn cem'i için kurulan komisyonda görev aldýðýný da görüyoruz.

 
Hz.Übey b. Ka'b, ikinci halife Hz. Ömer'in de teveccühünü kazanmýþtýr. Hz. Ömer, Übey b. Ka'b'a çok hürmet eder, ondan yararlanýr ve ona Seyyidü'l-Müslimin (Müslümanlarýn uluþu) derdi.[722] Hz. Ömer'in hilafeti döneminde onun þura meclisinde çalýþýr ve kabilesi Hazrec'i temsil ederdi. Ayný zamanda fetva iþlerine de bakardý. Hz. Ömer bir zaman halka hitabýnda þöyle demiþtir:

"Kur'an'dan sormak isteyen Übey b. Ka'b'a gelsin, feraizden sormak isteyen Muaz'a, mal isteyen de bana gelsin. Çünkü Allah beni hazinedar ve daðýtýcý kýldý."[723]
 

Hz. Ömer zamanýnda teravihi cemaatle ilk kýldýran da Übey b. Ka'b olmuþtur. Hz. Peygamber (a.s) zamanýnda, onun vefatýndan sonra ilk halife Hz. Ebû Bekr, daha sonra kýsmen de Hz. Ömer zamanýnda teravih namazý cemaatle deðil, münferid olarak kýlýnmýþtýr. Bir defa Hz. Ömer mescide gidince halkýn daðýnýk bir þekilde teravih namazý kýldýklarýný gördü. Kimi tek baþýna kýlýyor, kimi küçük bir cemaat oluþturmuþ kýlýyorlardý. Hz. Ömer bütün halký bir tek imamýn arkasýnda toplamayý düþündü ve ertesi gün Übey b. Ka'b'ý teravih imamý tayin edip cemaati onun arkasýna topladý. Böylece teravih namazý cemaatle kýlýnmaya baþlandý.[724]
 

Hz. Ömer, hilafeti zamanýnda fetva iþleri üzerinde hassasiyetle durur, ancak bu iþe ehil olanlarýn fetva vermesine müsaade ederdi. Onun zamanýnda ancak Hz. Osman, Hz. Ali, Muaz b. Cebel, Abdurrahman b. Avf, Übey b. Ka'b, Zeyd b. Sabit, Ebu Hureyre ve Ebu'd-Derdâ gibi tayin ettiði zatlar fetva verirdi.[725]

 
Hz.Übey b. Ka'b, Hz. Ebû Bekir döneminde olduðu gibi Hz. Ömer döneminde de danýþma meclisi üyesi idi. Çeþitli konularda fikri alýnýr, görüþlerine deðer verilirdi.[726]

 
Hz.Übey b. Ka'b tefsir sahasýnda da ashabýn önde gelenlerinden biri olup Medine tefsir ekolünün reisi olarak kabul edilmiþtir. Celaleddin es-Suyutî (ö. 911/1505) tefsir sahasýnda meþhur olan sahabîlerin on kiþi olduðunu belirtmiþ, bunlar içerisinde de kendilerinden en çok tefsir rivâyet edilenlerin Hz. Ali, Abdullah b. Mes'ud, Abdullah b. Abbas ve Übey b. Ka'b olduðunu belirtmiþtir.[727]

 
Hz.Übey b. Ka'b vahiy kâtibi olmasý sebebiyle Rasûlüllah (a.s)'ýn fiil ve hareketlerine muttali bir sahabî idi. Kütüb-i Sitte'de kendisinden altmýþ küsür rivâyet edilmiþtir. Bakiy b. Mahled (ö. 276/889)'in Müsned'inde Übey b. Ka'b'ýn yüz altmýþ dört hadisi vardýr. Bunlardan üçü hem Buhari'de ve hem de Müslim'de vardýr. Ayrýca Buhar-î üç hadisi tek baþýna rivâyet etmis ,yedi hadisi de yalnýz Müslim rivâyet etmiþtir.[728]
 

Hz.Übey b. Ka'b ýn rivayet etmiþ olduðu hadislerden birinin anlamý þöyledir: Rasulullah (a.s) þöyle buyurdu:

"Ademoðlunun bir vadi dolusu malý olsa, bir ikincisini ister. Ýki vadi dolusu malý olsa, bir üçüncüsünü de ister. Ademoðlunun içerisini topraktan baþka bir þey doldurmaz. Allah Teâlâ ise tevbe edenin tevbesini kabul eder."[729]
 

Hz.Übey b. Ka'b'ýn vefat tarihi ihtilaflýdýr. el-Vakýdî der ki, "Bir kýsým hadiseler onun Hz. Ömer'in hilafeti döneminde olduðuna delalet etmektedir.

 
Yakýnlarý ve baþkalarýnýn onun Medine'de hicri 22 senesinde öldüðü söylediklerini gördüm. Hz. Ömer "Bugün Müslümanlarýn ulusu öldü" demiþtir. Onun Hz. Osman'ýn hilafeti döneminde hicri 30'da öldüðünü söyleyenler de olmuþtur. Bize göre bu daha doðrudur. Çünkü Hz. Osman ona Kur'an'ý cem etmesini emretmiþtir."[730]


radyobeyan