Velid Bin Velid By: ayten Date: 03 Ekim 2010, 18:01:56
108)Kardeþleri tarafýndan iþkence gören sahâbî: VELÎD BÝN VELÎD
Hz.Velîd bin Velîd, meþhûr Hâlid bin Velîd'in kardeþiydi. Bedir gazâsýnda müþriklerin safýnda harbe katýldý. Müþrikler bu harpte yenilince, onu Abdullah bin Cahþ esir aldý. Medîne-i Münevvereye getirdi.
Kardeþlerinden henüz müþrik olan Hâlid bin Velîd ile Hiþâm bin Velîd, onu esâretten kurtarmak üzere Medîne'ye geldiler. Abdullah bin Cahþ kurtuluþ akçesi verilmedikçe býrakmak istemedi. Kardeþlerinden Hâlid râzý olduysa da, baba bir annesi ayrý kardeþi Hiþâm kabûl etmedi.
Zýrh Karþýlýðý Anlaþtýlar
Resûlullah efendimiz babalarýnýn silâh ve techizatýnýn verilmesini teklif etti. Bunu kabûl ederek babalarýnýn yüz dinar kýymetindeki kýlýcý, zýrhý ve miðferi karþýlýðýnda anlaþtýlar. Velîd'i esâretten kurtarýp, Mekke'ye yola çýktýlar.
Fakat Velîd, Mekke yolu üzerinde Medîne'ye dört mil mesafedeki Zü'l-Huleyfe'de onlardan ayrýlýp, Resûlullahýn yanýna geldi. Îmân edip, Ashâb-ý kirâmdan oldu.
Müslüman olduktan bir müddet sonra Mekke'ye kardeþlerinin yanýna gelmiþti. O zaman Hâlid bin Velîd sordu:
-Madem ki Müslüman olacaktýn, kurtuluþ fidyesi ödemeden olsaydýn ya. Babamýzdan kalan hâtýrayý elimizden çýkardýn. Niçin böyle yaptýn?
Velîd de þu cevabý verdi:
- Kureyþlilerin, esârete dayanamadý da Muhammed'e tâbi oldu demelerinden korktum.
Kardeþleri onu Mahzûmoðullarýndan ba'zý Müslümanlarla, Ayâþ bin Ebî Rebîa ve Ebû Seleme bin Hiþâm'ýn yanýna hapsettiler. Îmân ettiði için senelerce hapis yattý. Ýslâmiyet’in azýlý düþmanlarýndan amcasý Hiþâm ile müþrik akrabalarýndan çok zulüm ve iþkence gördü.
Resûlullah efendimiz müþriklerin zulmüne uðrayan Ayâþ bin Ebî Rebîa ile Ebû Seleme bin Hiþâm ve kendisi için þöyle duâ ettiler:
- Ýlâhî! Velîd bin Velîd'i, Seleme bin Hiþâm'ý, Ayâþ bin Ebî Rebîa'yý ve küffâr elinde bunalýp zayýf ve âciz görülen diðer mü'minleri kurtar.
Velîd Resûlullahýn duâsý bereketiyle bir fýrsatýný bulup, baðlý bulunduðu yerden kaçtý. Medîne-i Münevvereye gelip, Resûlullah efendimiz ile buluþtu. Resûlullah, Ayâþ bin Ebî Rebîa ile Ebû Seleme bin Hiþâm'ýn hâlini sorunca, onlarýn birbirlerine ayaklarý ile baðlý, þiddetli azap ve iþkenceler altýnda kývrandýklarýný haber verdi.
Ben Kurtarýrým
Resûlullah efendimiz onlarýn hâline çok üzülüp, kurtarýlma çârelerini aradý. Kimin kurtarabileceðini sorunca, senelerce iþkence altýnda kalmasýna raðmen, Velîd, büyük bir cesâret ve aþkla dedi ki:
- Yâ Resûlallah! Onlarý ben kurtarýr, Size getiririm.
Tekrar Mekke'ye gelip, iþkence gören Müslümanlarýn yerini onlara yiyecek götüren bir kadýný takip ederek öðrendi. Mazlûmlar, tavansýz bir binada hapisti.
Geceleyin, ölümü de göze alarak büyük bir cesâretle duvardan sýyrýlýp, mazlûmlarýn yanýna vardý. Îmân etmekten gayri bir suçlarý olmayan, müþriklerce bir taþa baðlanýp; Arabistan'ýn çöl havasýndaki yakýcý sýcaklýðýnda her türlü zulme uðratýlan mazlûmlarý kurtarýp, devesine bindirdi.
Medîne'ye aç, susuz, yalýn ayak üç günde geldiler. Parmaklarý taþlarýn tahribatýndan parça parça olmuþtu. Velîd bin Velîd kan revân içinde Resûlullaha kavuþmanýn verdiði sevinç ve huzûrla bütün sýkýntýlarýný bir bir unutuverdi.
Velîd'in kardeþi Hâlid bin Velîd, þöyle anlatýr:
"Allahü Teâlâ, benim hayrýmý dilediði zaman, kalbime Ýslâmiyet sevgisini düþürdü. Beni, hayýr ve þerri anlayacak hâle getirdi. Kendi kendime dedim ki:
- Ben, Muhammed'e karþý her savaþ yerinde bulundum. Bulunduðum savaþ yerlerinden hiçbiri yoktur ki, dönerken, aykýrý ve yanlýþ bir iþ üzerinde bulunduðumu ve Muhammed'in, muhakkak galip geleceðini içimde sezmiþ olmayayým!
Allah Tarafýndan Korunuyor
Resûlullah efendimiz, Hudeybiye'ye çýkýp geldiði zaman, ben de, müþrik süvarilerinin baþýnda yola çýktým. Usfan'da, Resûlullah efendimizle Ashâbýna yaklaþýp gözüktüm. Resûlullah efendimiz, bizden emîn bir sûrette Ashâbýna öðle namazýný kýldýrýyordu. Üzerlerine, birden baskýn yapmayý düþündükse de, gerçekleþmedi. Böyle olmasý da, hayýrlý oldu.
Resûlullah efendimiz, kalbimizden geçenleri sezmiþ olmalý ki ikindi namazýný, Ashâbýna korku namazý olarak kýldýrdý. Bu, bana çok tesîr etti. Kendi kendime, "Bu zât, herhalde, Allah tarafýndan korunuyordur" dedim. Mekke'ye döndüðümde çeþitli düþünceler hâlinde bocalar bir vaziyette idim.
"Necâþî'ye mi gideyim? Halbuki, kendisi, Muhammed'e baðlanmýþ bulunuyor! Ashâbý da, Onun yanýnda emniyet ve selâmet içinde barýnýp duruyorlar. Yoksa, Herakliüs'ün yanýna gideyim de dînimi býrakýp Hýristiyan mý olayým, ya da Yahûdîliðe mi gireyim? Yahut, kendilerine tâbi olarak Acemlerle birlikte mi oturayým?" diye kendi kendime söylendim, düþündüm durdum.
Ertesi sene, Resûlullah efendimiz umre için Mekke'ye gelip girince, O'ndan gizlendim. Kendisinin Mekke'ye giriþini görmedim.
Kardeþim, Velîd bin Velîd de umre için gelip Mekke'ye girmiþti. Beni, arayýp bulamayýnca, bana bir mektup yazmýþ ve mektubunda þöyle demiþti:
(Doðrusu, ben, senin Ýslâmiyet’ten böyle tedirgin olmak ve yüz çevirip gitmekteki görüþün kadar þaþýlacak bir görüþ görmedim! Halbuki, eðri yola gitmekten seni alýkoyacak bir aklýn da var! Aklýný kullansan ya! Ýslâmiyet gibi bir dîni, kim bilmez ve tanýmaz olabilir?!
Onun Gibi Bir Adam
Resûlullah efendimiz, seni, bana sordu. "Hâlid, nerededir?" dedi. Ben de, "Allah, onu getirir" dedim. Resûlullah efendimiz bunun üzerine buyurdu ki:
- Onun gibi bir adam, Ýslâmiyet’i bilmez ve tanýmaz olabilir mi? Keþki o, bütün savaþ ve çabalarýný Müslümanlarýn yanýnda, müþriklere karþý gösterseydi, kendisi için, ne kadar hayýrlý olurdu! Biz, kendisini baþkalarýna tercih eder, üstün tutardýk!
Ey kardeþim! En elveriþli, en yararlý yerlerde kaçýrmýþ bulunduðun fýrsatlara acele yetiþ!
Bana, kardeþimin bu mektubu gelince, gitmek için, acele ettim. Ýslâmiyet’e olan isteðim de arttý. Resûlullah efendimizin söyledikleri ise, beni çok sevindirdi, ferahlattý."
Hz.Hâlid bin Velîd daha sonra Medîne'ye gelerek Müslüman oldu.
Velîd, Medîne'de 629 senesinde vefât etti.