Kader ve planlama By: sidretül münteha Date: 02 Ekim 2010, 20:21:15
Kader ve planlama
Vaktinizi nasýl kullanýyorsunuz? Neyi ne zaman yapacaðýnýza nasýl karar veriyorsunuz? Öncelikleriniz ne? Günlerinizi neye göre planlýyorsunuz? Bugünün insaný buna benzer birçok soru/sorun taþýyor zihninde. Hepsine bir cevap arýyor. Çünkü ona "kiþisel geliþim" denen bir þey için vaktini çok iyi kullanmasý gerektiði öðretildi. Nedir "kiþisel geliþim" denen þey? Bir tür yaþam ve kariyer planlamasý, kiþiyi baþarýya götürecek çeþitli yöntemler ve ilkeler... Neden gerekiyor bütün bunlar? Ýnsanýn "yaþam kalitesi"ni yükseltmek için... Peki ya "yaþam kalitesi" nedir? Ýyi bir eðitim, iyi bir iþ, iyi bir kazanç, mutlu bir yuva, aktif bir sosyal hayat, konforlu bir ev, jilet gibi bir araba, çok kanallý bir televizyon sistemi, çok becerikli bir cep telefonu, cins bir köpek... Liste uzayýp gidiyor böyle. Paranýz bu listenin neresine kadar yetiyorsa, yaþamýnýz da o kadar kaliteli... Yani hesabýn sonu kazanabileceðiniz paranýn size saðlayabileceklerine gelip dayanýyor. Ama dikkatinizi çekerim; "kiþisel geliþim"den "yaþam kalitesi"ne uzanan merdivenin ilk basamaðý da aslýnda cebinizdeki paranýn miktarýna dayanýyor. Yani cebinizde kiþisel geliþiminizi baþlatmaya yetecek paranýz yoksa, hiç boþuna debelenmeyin, sizin zaten kaliteli bir yaþam edinme þansýnýz yok!
Bakmayýn siz zenginlerin bu neviden tuzu kuru muhabbetinin züðürdün gündemini boydan boya doldurduðuna ve onu meþgul ettiðine; aslýnda bu modernlik çorabýný baþýmýza örenlerin bütün bunlardan muradý baþýndan sonuna göz boyamaktýr. Vitrinlere konan donuk suratlý mankenler ne kadar insan sayýlýrsa, bütün bu planlama mavralarý da o kadar hayat!
Bunlarý ifade ederken akýntýya kürek çektiðimi elbette biliyorum. Bugün beþ yaþýna gelmiþ her çocuðun önüne, iyi ihtimalle 25-30 yaþýna, kötü ihtimalle emekliliðine kadar uzanacak bir planlama yönergesi koyuyor ebeveyni. Fikirlerimiz, inançlarýmýz, dünyaya bakýþýmýz farklý olsa da bu noktada hepimiz aynýyýz, doðan her çocuðun sýrtýna yaþý geldiðinde bu 'kariyerist' kamburu sorgusuz sualsiz koyuyoruz. Bunu çocuðumuzun geleceði için yapýyoruz aklýmýzca. Böyle bir þeye inanmanýn, inandýðýmýzý söylediðimiz diðer hakikatlerle nasýl baðdaþacaðýný, bir kalbin içinde nasýl uyuþacaðýný hiç düþünmeden... Hayatý planlamak diyoruz buna kolayca; sanki geleceðin ipleri bizim elimizdeymiþ gibi...
Bir yandan hayatýn bir sahibi olduðuna, baþýmýza gelenin kazadan ve kaderden olduðuna, rýzký verenin ALLAH olduðuna inanacaðýz; bir yandan ipleri elimizde olmayan bir geleceðe dair kendi zavallý senaryolarýmýzý yazmaya kalkýþacaðýz. Bu olacak iþ deðil! Dilimiz kalbimizi, kalbimiz dilimizi yalanlarken, biz nasýl bir bütünlük kurabiliriz kiþiliðimizde?
Belki de herkesin bildiði bir þeyi yazýyorum uzun uzadýya. Ama þundan eminim, uzun uzadýya düþündüðümüz bir þey deðil bu ayný zamanda. Korkarým ki; dilimizdeki ile kalbimizdeki arasýndaki farký görmemek, görememek üzere ayarlýyoruz biz zihinlerimizi! Böyle olmasaydý; dillerimiz bu kadar baþýboþ, kalplerimiz bu kadar tutsak olur muydu hiç!
Gökhan Özcan