Kader By: meryem Date: 02 Ekim 2010, 19:53:08
Kader
Allah´ýn izni olmaksýzýn hiçbir nefis için ölmek yoktur. O süresi belirtilmiþ bir yazýdýr. Kim dünyanýn yararýný (sevabýný) isterse ona ondan veririz kim ahiret sevabýný isterse ona da ondan veririz. Biz þükredenleri pek yakýnda ödüllendireceðiz. (3/145)
Sonra kederin ardýndan üzerinize bir güvenlik (duygusu) indirdi bir uyuklama ki içinizden bir grubu sarýveriyordu. Bir grup da canlarý derdine düþmüþtü; Alah´a karþý haksýz yere cahiliye zannýyla zanlara kapýlarak: "Bu iþten bize ne var ki " diyorlardý. De ki: "Þüphesiz iþin tümü Allah´ýndýr." Onlar sana açýklamadýklarý þeyi içlerinde gizli tutuyorlar "Bu iþten bize bir þey olsaydý biz burada öldürülmezdik" diyorlar. De ki: "Evlerinizde olsaydýnýz da üzerlerine öldürülmesi yazýlmýþ olanlar yine devrilecekleri yerlere gidecekti. (Bunu) Allah sinelerinizdekini denemek ve kalplerinizde olaný arýndýrmak için (yaptý). Allah sinelerin özünde saklý duraný bilendir. (3/154)
Sizi çamurdan yaratan sonra bir ecel belirleyen O´dur. Adý konulmuþ ecel O´nun katýndadýr. Sonra siz (yine) kuþkuya kapýlýyorsunuz. (6/2)
Eðer onlarýn yüz çevirmeleri sana aðýr geldiyse onlara bir ayet getirmek için yerde bir tünel açmaya veya göðe bir merdiven dayamaya gücün yetiyorsa (yap). Eðer Allah dileseydi onlarýn tümünü hidayet üzere toplardý. Öyleyse sakýn cahillerden olma. (6/35)
Her ümmet için bir ecel vardýr. Onlarýn ecelleri gelince ne bir saat ertelenebilirler ne de öne alýnabilirler (tam zamanýnda çökerler.) (7/34)
Eðer Allah´ýn geçmiþte bir yazmasý (söz vermesi) olmasaydý aldýklarýnýza karþýlýk size gerçekten büyük bir azab dokunurdu. (8/68)
De ki: "Allah´ýn bizim için yazdýklarý dýþýnda, bize kesinlikle hiçbir þey isabet etmez. O bizim mevlamýzdýr. Ve mü´minler yalnýzca Allah´a tevekkül etmelidirler." (9/51)
Ýnsanlar tek bir ümmetten baþka deðildi; sonra anlaþmazlýða düþtüler. Eðer Rabbinden geçmiþ (verilmiþ) bir söz olmasaydý anlaþmazlýða düþtükleri þey konusunda mutlaka aralarýnda hüküm verilmiþ olurdu. (10/19)
De ki: "Allah´ýn dilemesi dýþýnda kendim için zarardan ve yarardan (hiçbir þeye) malik deðilim. Her ümmetin bir eceli vardýr. Onlarýn ecelleri gelince artýk ne bir saat ertelenebilirler ne öne alýnabilirler. (10/49)
Yeryüzünde hiçbir canlý yoktur ki rýzký Allah´a ait olmasýn. Onun karar (yerleþik) yerini de ve geçici bulunduðu yeri de bilir. (Bunlarýn) Tümü apaçýk bir kitapta (yazýlý)dýr. (11/6)
Andolsun, onlardan azabý sayýlý bir topluluða (veya belirli bir süreye) kadar ertelesek, mutlaka: "Onu alýkoyan nedir " derler. Haberiniz olsun; onlara bunun geleceði gün, onlardan geri çevrilecek deðildir ve alaya almakta olduklarý þey de kendilerini çepeçevre kuþatacaktýr. (11/8)
"Bizim gözetimimiz altýnda ve vahyimizle gemiyi imal et. Zulmedenler konusunda bana hitapta bulunma. Çünkü onlar suda- boðulacaklardýr." (11/37)
"Ben gerçekten, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah´a tevekkül ettim. O´nun, alnýndan yakalayýp-denetlemediði hiçbir canlý yoktur. Muhakkak benim Rabbim, dosdoðru bir yol üzerinedir (dosdoðru yolda olaný korumaktadýr.)" (11/56)
Onlar, Rabbinin dilemesi dýþýnda gökler ve yer sürüp gittikçe, orada süresiz kalacaklardýr. Çünkü Rabbin, gerçekten dilediðini yapandýr. Mutlu olanlar da, artýk onlar cennettedirler. Rabbinin dilemesi dýþýnda gökler ve yer sürüp gittikçe, orada süresiz kalacaklardýr. (Bu) kesintisi olmayan bir ihsandýr. (11/107-108)
Andolsun Musa´ya kitabý verdik onda anlaþmazlýða düþüldü. Eðer Rabbinden bir söz geçmiþ (verilmiþ) olmasaydý mutlaka aralarýnda hüküm verilmiþ olacaktý. Gerçekten onlar bundan (Kur´an´dan) yana kuþku verici bir tereddüt içindedirler. (11/110)
O´nun (insanýn) önünden ve arkasýndan izleyenleri vardýr, onu Allah´ýn emriyle gözetip-korumaktadýrlar. Gerçekten Allah, kendi nefis (öz)lerinde olaný deðiþtirip bozuncaya kadar, bir toplulukta olaný deðiþtirip-bozmaz. Allah bir topluluða kötülük istedi mi, artýk onu geri çevirmeye hiçbir (biçimde imkan) yoktur; onlar için O´ndan baþka bir veli yoktur. (13/11)
Eðer kendisiyle daðlarýn yürütüldüðü, yerin parçalandýðý veya ölülerin konuþturulduðu bir Kur´an olsaydý (yine bu Kur´an olurdu). Hayýr, emrin tümü Allah´ýndýr. Ýman edenler hâlâ anlamadýlar mý ki, eðer Allah dilemiþ olsaydý, insanlarýn tümünü hidayete erdirmiþ olurdu. Ýnkâr edenler, Allah´ýn va´di gelinceye kadar, yaptýklarý dolayýsýyla ya baþlarýna çetin bir bela çatacak veya yurtlarýnýn yakýnýna inecek. Þüphesiz Allah, verdiði sözden dönmez. (Veya miadýný þaþýrmaz.) Andolsun, senden önceki elçilerle de alay edildi, bunun üzerine Ben de o inkâra sapanlara bir süre tanýdým, sonra onlarý (kýskývrak) yakalayýverdim. Ýþte nasýldý sonuçlandýrma (13/31-32)
Andolsun, senden önce de elçiler gönderdik, onlara eþler ve çocuklar verdik. Allah´ýn izni olmaksýzýn (hiç) bir elçiye herhangi bir ayeti (mucizeyi) getirmek olacak iþ deðildi. Her ecel (tesbit edilmiþ süre) için bir kitap (yazý, hüküm, son) vardýr. Allah, dilediðini ortadan kaldýrýr ve býrakýr. Kitabýn anasý O´nun katýndadýr. (13/38-39)
Biz kendisi için bilinen (takdir edilmiþ) bir kitap olmaksýzýn hiçbir ülkeyi yýkýma uðratmadýk. (15/4)
Eðer Allah, insanlarý zulümleri nedeniyle sorguya çekecek olsaydý, onun üstünde (yeryüzünde) canlýlardan hiçbir þey býrakmazdý; ancak onlarý adý konulmuþ bir süreye kadar ertelemektedir. Onlarýn ecelleri gelince ne bir saat ertelenebilirler, ne de öne alýnabilirler. (16/61)
hiçbir ülke (veya þehir) olmasýn ki kýyamet gününden önce biz onu (ya) bir yýkýma uðratacaðýz veya onu þiddetli bir azabla azablandýracaðýz; bu (muhakkak) o kitapta yazýlýdýr. (17/58)
Hani kýz kardeþin gezinip; "Onu(n bakýmýný) üstlenecek birini size haber vereyim mi " demekteydi. Böylece, seni annene geri çevirmiþ olduk ki, gözü aydýn olsun ve hüzne kapýlmasýn. Sen bir insan öldürmüþtün de, biz seni tasadan kurtarmýþ ve seni ´esaslý bir denemeden geçirip-denemiþtik.´ Medyen halký arasýnda da yýllarca kalmýþtýn, sonra bir kader üzerine (buraya) geldin ey Musa." (20/40)
Eðer Rabbinden geçmiþ bir söz ve adý konulmuþ (belirlenmiþ) bir süre (ecel) olmasaydý muhakkak (yýkým azabý) kaçýnýlmaz olurdu. (20/129)
Ümmetlerden hiçbiri, kendisine tesbit edilmiþ eceli ne öne alabilir, ne erteleyebilir. (23/43)
Görmedin mi ki Allah bulutlarý sürmekte sonra aralarýný birleþtirmekte sonra da onlarý üst üste yýðmaktadýr; böylece yaðmurun bunlarýn arasýndan akýp-çýktýðýný görürsün. Gökten içinde dolu bulunan daðlar (gibi bulutlar) indiriverir onu dilediðine isabet ettirir de dilediðinden onu çevirir; þimþeðinin parýltýsý neredeyse gözleri kamaþtýrýp götürüverecektir. (24/43)
Ve þüphesiz senin Rabbin sinelerinin gizli tuttuklarýný ve açýða vurduklarýný kesin olarak bilmektedir. (27/74)
Gökte ve yerde gizli olan hiçbir þey yoktur ki apaçýk olan bir kitapta (Levh-i Mahfuz´da) olmasýn. (27/75)
Azab konusunda senden acele (davranmaný) istiyorlar. Eðer adý konulmuþ bir ecel (tayin edilmiþ bir vakit) olmasaydý, herhalde onlara azab gelmiþ olurdu. Fakat kendileri þuurunda olmadan, onlara kuþkusuz apansýz geliverecektir. (29/53)
Kýyamet saatinin bilgisi, þüphesiz Allah´ýn katýndadýr. Yaðmuru yaðdýrýr; rahimlerde olaný bilir. Hiç kimse, yarýn ne kazanacaðýný bilmez. Hiç kimse de, hangi yerde öleceðini bilmez. Hiç þüphesiz Allah bilendir, haberdârdýr. (31/34)
Gökten yere her iþi O evirip düzene koyar. Sonra (iþler,) sizin saymakta olduðunuz bin yýl süreli bir günde yine O´na yükselir. (32/5)
Allah´ýn kendisine farz kýldýðý bir þey(i yerine getirme)de peygamber üzerine hiçbir güçlük yoktur. (Bu,) Daha önce gelip geçen (ümmet)lerde Allah´ýn bir sünnetidir. Allah´ýn emri, takdir edilmiþ bir kaderdir. (33/38)
Ýnkâr edenler dediler ki: "Kýyamet-saati bize gelmez." De ki: "Hayýr gaybý bilen Rabbime andolsun o muhakkak size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre aðýrlýðýnca hiçbir þey O´ndan uzak (saklý) kalmaz. Bundan daha küçük olaný da daha büyük olaný da istisnasýz mutlaka apaçýk bir kitapta (yazýlý)dýr." (34/3)
De ki: "Sizin için belirlenmiþ bir gün vardýr ki, ondan ne bir an ertelenebilirsiniz, ne de (bir an) öne alýnabilirsiniz. (34/30)Allah sizi topraktan yarattý sonra bir damla sudan. Sonra da sizi çift çift kýldý. O´nun bilgisi olmaksýzýn hiçbir diþi gebe kalmaz ve doðurmaz da. Ömür sürene ömür verilmesi ve onun ömründen kýsaltýlmasý da mutlaka bir kitapta (yazýlý)dýr. Gerçekten bu Allah´a göre kolaydýr. (35/11)
Eðer Allah, kazandýklarý dolayýsýyla insanlarý (azab ile) yakalayýverecek olsaydý, (yerin) sýrtý üzerinde hiçbir canlýyý býrakmazdý, ancak onlarý, adý konulmuþ bir süreye kadar ertelemektedir. Sonunda ecelleri geldiði zaman, artýk þüphesiz Allah kendi kullarýný görendir. (35/45)
Andolsun Musa´ya kitabý verdik fakat onda anlaþmazlýða düþüldü. Eðer Rabbinden (daha önce) bir söz geçmiþ (verilmiþ) olmasaydý mutlaka aralarýnda hüküm verilmiþ (iþ bitirilmiþ)ti. Gerçekten onlar bundan yana kuþku verici bir tereddüt içindedirler. (41/45)
Kýyamet-saatinin ilmi O´na döndürülür. O´nun ilmi olmaksýzýn, hiçbir meyve tomurcuðundan çýkmaz, hiçbir diþi gebe kalmaz ve doðurmaz da. Onlara: "Benim ortaklarým nerede" diye sesleneceði gün, dediler ki: "Sana arzettik ki, bizden hiçbir þahid yok." (41/47)
Onlar kendilerine ilim geldikten sonra yalnýzca aralarýndaki ´tecavüz ve haksýzlýk´ dolayýsýyla ayrýlýða düþtüler. Eðer Rabbinden adý konulmuþ bir ecele kadar geçmiþ (verilmiþ) bir söz olmasaydý muhakkak aralarýnda hüküm verilmiþ (iþ bitirilmiþ)ti. Þüphesiz onlarýn ardýndan Kitaba mirasçý olanlar ise her halde ona karþý kuþku verici bir tereddüt içindedirler. (42/14)
Þu halde bil; gerçekten, Allah´tan baþka ilah yoktur. Hem kendi günahýn, hem mü´min erkekler ve mü´min kadýnlar için maðfiret dile. Allah, sizin dönüp-dolaþacaðýnýz yeri bilir, konaklama yerinizi de. (47/19)
Hiç þüphesiz, biz herþeyi kader ile yarattýk. (54/49)
Andolsun Biz sizin benzerlerinizi yýkýma uðrattýk. Fakat öðüt alýp-düþünen var mý (54/51)
Onlarýn iþlemiþ olduklarý herþey kitaplarda (yazýlý)dýr. (54/52)
Küçük büyük herþey satýr satýr (yazýlý)dýr. (54/53)
Yeryüzünde olan ve sizin nefislerinizde meydana gelen herhangi bir musibet yoktur ki Biz onu yaratmadan önce bir kitapta (yazýlý) olmasýn. Þüphesiz bu Allah´a göre pek kolaydýr. (57/22)
Eðer Allah onlara sürgünü yazmamýþ olsaydý muhakkak onlarý (yine) dünyada azablandýrýrdý. Ahirette ise onlar için ateþ azabý vardýr. (59/3)
Allah´ýn izni olmaksýzýn hiçbir musibet (hiç kimseye) isabet etmez. Kim Allah´a iman ederse, onun kalbini hidayete yöneltir. Allah, herþeyi bilendir. (64/11)
Ve onu hesaba katmadýðý bir yönden rýzýklandýrýr. Kim de Allah´a tevekkül ederse O ona yeter. Elbette Allah kendi emrini yerine getirip-gerçekleþtirendir. Allah herþey için bir ölçü kýlmýþtýr. (65/3)
"Ki günahlarýnýzý baðýþlasýn ve sizi adý konulmuþ bir ecele kadar ertelesin. Elbette Allah´ýn eceli geldiði zaman o ertelenmez. Bir bilmiþ olsaydýnýz." (71/4)
De ki: "Bilmiyorum size vadedilen (kýyamet ve azab) yakýn mý yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koymuþtur " (72/25)
Öyle ki onlarýn Rablerinden gelen risaleti (insanlara gönderilenleri) teblið ettiklerini bilsin. (Allah) onlarýn nezdinde olanlarý sarýp-kuþatmýþ ve herþeyi sayý olarak da sayýp-tesbit etmiþtir. (72/28)
Ynt: Kader By: ceren Date: 03 Ekim 2017, 19:43:11
Esselamu aleykum.rabbimin bize yazmýþ olduðu tüm kadere inanan ve tevekkul içinde yaþayan kullardan olalim inþallah. ....
Ynt: Kader By: Sevgi. Date: 04 Ekim 2017, 03:05:30
Aleyküm Selâm. Bilgiler için Allah Razý olsun.
Ynt: Kader By: Bilal2009 Date: 04 Ekim 2017, 07:40:39
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri doðru yoldan giden ve cennete girenlerden eylesin Rabbim paylaþým için razý olsun
radyobeyan