Helaktan korkar insan By: sidretül münteha Date: 02 Ekim 2010, 11:51:10
Helaktan Korkar insan
Âlemde herþey helâk olup dururken, güzel de çirkin de yok olacakken, bâkî bir âlemle, el-Bâkî olan Rab ile irtibatý bulunmayan þeylerin ne kýymeti vardýr?...
HELÂKTAN KORKAR insan, yok olmaktan.
Yok olmak bilinmez birþeydir, ve bilinmezlik korku vericidir çoðu zaman.
Herþey deðiþmekte, herþey yitip gitmekteyken, güzelliklere sýmsýký sarýlmak istenir. Mutluluk verilen þeyler kaydedilir.
Bir ânýn güzelliðinin kaydýný yapmak isteyen kimse, varsa elinde bir fotoðraf makinesi, deklanþöre basar durmadan. Dijital kamera ekranýnda, güzel çýkmayan resimler özenle yok edilir. En güzel olanlar bâki kalsýn istenir.
Çizilen resimlerin, yazýlan þiirlerin en güzelleri saklanýr hep ve en güzelleri baþkalarýyla paylaþýlýr.
Güzelliðe hayran olduðu kadar, bu güzelliklerin kendisi üzerindeki yansýmalarýna da meftûndur insan. Kendi güzelliðinin, baþkalarý üzerinde yansýmasýnýn teveccüh, takdir ve tebrik olarak geri dönmesine de müþtâktýr.
Ýnsan nasýl olmak isterse, insanlarýn hâfýzalarýnda da öyle yer almak ister. Kusursuz, takdire þâyan, farklý, baþarýlý... Ýmzasýný böyle atmak ister gittiði, yaþadýðý yerlere...
Ýmzalarýný takip eder özenle, görülmeyenleri görünür kýlmaya gayret eder..
Bir kaðýt üzerinde oyalanan kalemin ilkin kalem sahibinin ismini yazmasý düþündürür beni.
Bu bilinçaltýndan gelen bir þey olabilir, yahut nefsin benlik özelliðinden bir iþaret olabilir...
Kýrtasiyelerde kalemleri denemek için koyulan kaðýtlarýn üzerlerinde insanlarýn isimleri yazýlýdýr. Kazýnmýþ aðaçlarýn, banklarýn, masalarýn, koltuklarýn üzerlerinde de... Boþ kaðýtlarda da...
Beðeni toplamýþ bir çalýþmanýn sahibi ister istemez o çalýþmayý kendisinin yaptýðýný ifade eder. Þevk için, gayret için takdir edilme duygusu gerekiyordur muhakkak; hem bu belki de fýtrî bir duygudur.
Ancak herþeyin bir dozu-derecesi olduðu gibi, bu duygunun da narsistliðe çevrilmemesi gerektiðini düþünüyorum.
Ýnsanlarýn takdir edilmek, onaylanmak için çaba sarfetmeleri, imzalar, hayranlýklar, hevesler, beðeniler.. fotoðraf çekmeyi çaðrýþtýrýyor bana.
Fotoðrafçýlar üç þeyin peþindedirler bana göre; güzel’i çekmek, farklý’yý çekmek, ‘güzel’ çekmek..
Çekilen fotoðrafýn ilgi uyandýrýp beðenilmesi için ya sahiden güzel birþey olmasý ya da her zaman görülenlerden farklý olmasý gerekir. Yahut, her zaman görüldüðü halde hiç ‘böylesi’ görülmemiþ, fotoðrafçý tarafýndan ustaca bir kompozisyon ve teknik kullanýmý sonucu ortaya çýkmýþ olmalýdýr.
Demek ki, insanýn dikkatini çeken ‘farklý’ veya ‘güzel’ olmak. Böylece baþkalarýnýn hayranlýðýný celbetmek mümkün demek.
Bunun için pek çok kimse güzel olmaya çalýþýyor; eðer güzel olmaya, iyi olmaya gücü yetmiyor ise ‘farklý’ olmaya çalýþýyor sanýrým.
Ýþte bahsettiðimiz doz-derece kavramý bu noktada da kendini hatýrlatýyor. Geçenlerde okuduðum bir anket sonucunda, bir yýl içerisinde Amerika’da toplam nüfusun yüzde yetmiþinin depresyon ilacý kullandýðýný okumuþtum. Depresyon nedenlerinin biri de kendilerini ‘güzel’ hissetmeyen insanlarýn kapýldýðý kompleks duygusuydu.
Kimileri garip yollarla kendini güzel ya da farklý arzetmeye çalýþýrken, kimileri de çareyi haplarda buluyordu…
Aslýnda bir fotoðrafa atfedilen kýymetlerin kendinde tezahürünü arzulayan insan sadece ‘deðerli’ olmak ve bunu hissetmek istiyor…
Dikkate deðer, sevgiye deðer, saygýya deðer, övgüye deðer olmak istiyor.
Bunun için ise, önce kendisinin dikkate ve sevgiye deðmesi gerekiyor.
Deðmesi ve hissetmesi...
Sonra saygý ya da övgü gelmese de olur, zira üstü örtülü gaye olan ‘mutluluk’ gelecek, yetmez mi? Hem öyle bir mutluluk ki, bu dünya ile sýnýrlý kalmayacak.
Bâki bir kare, unutulmaz bir baþarý, hayranlýk uyandýrýcý bir yetenek için fýtratý zorlamanýn, ahlâkî deðerlerin dýþýna çýkmanýn lüzumu yoktur zaten.
Hakiki mânâda güzel olan þeyler zaten yok olmaz, yansýr, görünür, baþka bir âleme giderler. Güzel eylemler, yazýcý meleklerce kaydedilir.
Âlemde herþey helâk olup dururken, güzel de çirkin de yok olacakken, bâkî bir âlemle, el-Bâkî olan Rab ile irtibatý bulunmayan þeylerin ne kýymeti vardýr?
Övünçler de, mükemmellikler de, baþarýlar da bir gün elbet yok olur.
Herþey ve her kimse, ancak Cenab-ý Hakk’a bakan vecihte, üzerinde yansýyan esmâ-i bâkiye ile hiçlikten kurtulup varlýða eriþebilir. Çünkü:
“O’nun zâtýndan (ve rýzâsýna uygun olandan) baþka herþey, helâk olucudur.” (Kasas sûresi, âyet: 88’den)
Helâktan, yok olmaktan, deðersiz atfedilmekten korkan, hayata imzasýný atmaya çalýþan insanýn ise tek kurtuluþu, ‘Tek helak olmayacak olan’a yönelmek, O’na sýðýnmaktýr.Rabia Nazik Kaya
Ynt: Helaktan korkar insan By: manas Date: 02 Ekim 2010, 14:23:04
Faniyim..fani olaný istemem.Acizim..aciz olaný istemem.Ruhumu Rahmana teslim eyledim..gayr istemem.Ýsterim..fakat bir Yar ý Baki isterim.Zerreyim..fakat bir Þemsi Sermed isterim.Hiç ender hiçim..fakat bu mevcudatý umumen isterim..Bu da baska bir pencereden görünenler ..Allah razý olsun.