ilimdunyasi.com Haberleri
Pages: 12
Bediüzzaman'la helalleşme By: fakir Date: 23 Mart 2009, 06:17:50

Bir Zaman Küçükken Resmin Sað tarafýndaki Said Özdemir abiden Sohbet dinlerdim Çocukluðumda tek o degil Mustafa Sungur abi isa abi Hüsnü bayram abi hepsi ile bizzat görüþmüþlüðüm vardýr elhamdulillah ve onlardan aldýgým dersler ve sohbetler Asla ikinci aðýzdan rivayetle deðil bizzat onlarýn dizlerine kafamý yasladýðýmý hatýrlarým hatta said özdemir abinin göz yaþýnýn Kafama damlayacak kadar yakýn olduðum kiþilerdi   bunlar çok deðerli insanlardýr kýymetlerini bilmek gerek...

Sadece Nur Halkasýndan Deðil Nakþi Büyüklerin'den de ve Kaderi Büyüklerinin bizzat kendilerinden Sohbet ve ilim talebeliklerini yapmýþlýðým olmuþtur Elhamdulillah bir çok fayda ve yarar gördüm onlardan Neden Anlatýyorum !!! Buðün kendini gerçek manada bu yollara adamýþ insanlar kesinlikle Rabbul Alemi'nin hiç bir kapýsýna dil uzatamaz ben hepsininde yemeðini yemiþ acizane ilimleri ile ilimlenmiþ ve suanda bilmedigini ögrenmiþ hala birþeyler yapmaya çalýþan aciz kul o ben fakirullah duanýza muhtacým sevgi ve dua ile kalýnýz... Habibuddin





Bediüzzaman'la helalleþme
22/03/2009

Said Nursi, üç devri yaþamýþ bir ihtiyar: Meþrutiyet, Ýttihat ve Terakki ve Cumhuriyet. Bu üç devir büyük devriliþlerle dolu. Yýkýlmayan kalmamýþ. Yalnýz bir adam var, o ayakta!" Merhum Osman Yüksel Serdengeçti onu anlatan makalesine bu cümlelerle baþlýyor, sonra her üç devirde "kaya gibi iradesi", "þimþek gibi zekâsýyla" yaptýðý önemli çalýþmalarýný anýyordu.

Son dönem tarihini çalýþan bir baþka yazar, Kadir Mýsýroðlu dergisinin kapaðýna vurduðu resminin altýna, kitap çapýnda bir tespitle; "Dinsizlerin Türkiye'deki planlarýný altüst eden adam!" yazmýþtý. Ýslam'a karþý olanlarla mücadele eden baþka þahsiyetler de olmuþtur, fakat belli ki yazarýn maksadý, bu zatýn onlarýn baþýnda geldiðini vurgulamaktýr.

Gerçekten o, büyük olmanýn baþlýca ölçülerine sahip idi: Her þeyden önce alim idi. Alimliði Osmanlý Devleti'nin son döneminde kurulan Ýslam Ýlimleri Akademisi'ne (Daru'l-Hikmeti'l-Ýslamiyye) üye seçilmesi ile sabittir (Diyanet Ýslam Ansiklopedisi, c.35, s.566). Bu kurulda E.Þeyhülislam Mustafa Sabri, Elmalýlý M. Hamdi, Ýzmirli Ýsmail Hakký, Arapkirli Hüseyin Avni gibi zevatla çalýþmýþtý. Þeyhülislam Musa Kazým tarafýndan mahreç mevleviyetliði payesine yükseltilmiþ, Sultan M. Vahidüddin tarafýndan da onaylanmýþtýr (O dönemde bu makam kibar-ý müderrisînden (büyük profesörler) üstün olup bilad-ý hamse (Mýsýr, Þam, Bursa, Edirne, Filibe) kadýlýklarýndan hemen sonra gelen bir makam idi).

Sözle, kalemle yaptýðý cihadýn yanýnda fiilen de halkýn önüne geçmiþti: 1920'de Ýngilizlerin Ýstanbul'u iþgali döneminde, ses çýkarmanýn insanýn canýna mal olduðu sýrada, dikkat çeken bir sima olmasýna raðmen Hutuvat-ý Sitte adýyla yazýp bastýrdýðý, sonra fiilen daðýttýðý kitapçýðýnda sinsi Ýngiliz siyasetinin arkasýndaki gerçek hedefleri analiz ederek milleti uyarýyordu. Ýngiliz komutaný idam etmeyi düþünmüþ ise de nüfuzu ve Batý'da-Doðu'da çok sevilmesi sebebiyle halkýn büyük infialini hesaba katarak vazgeçmiþtir.

Mütareke sýrasýnda Þeyhülislam Dürrizade Abdullah Efendi, Anadolu'da baþlatýlan istiklal hareketi aleyhinde fetva vermiþti. Fakat Said Nursi düþmana karþý koyanlarýn asi olmadýklarýný, bunun baský altýnda verilmiþ olmasý sebebiyle geçerli fetva sayýlamayacaðýný ilan etti[1]. Kuvay-ý Milliye'de beraber çalýþma davetine karþý "avcý hattýnda mücadeleyi tercih etmesi sebebiyle" çalýþmasýný Ýstanbul'dan yürüteceðini bildirdi. Zaferden sonra, bu hizmetlerinden ötürü Türkiye Büyük Millet Meclisi 9 Kasým 1922'de "hoþamedi" (resmi karþýlama merasimi) programý ile Ankara'ya davet etti. Meclis'te milletvekillerine konuþma yapmasý rica edildi.

Ümmetten geleni yine ümmete iade...

Ýlmiyye sýnýfýnda olmasý hasebiyle askerlikten muaf olmasýna raðmen 1. Cihan Savaþý'nda, cepheye koþup kurduðu, 4.000 kadar askerden oluþan gönüllü milis alay komutaný olarak Van, Muþ, Bitlis bölgesinde vatan savunmasýnda yer aldý. Birçok yararlýk gösterdikten sonra Ruslara esir düþtü. Cihad esnasýnda at üstünde iken, düþmandan fýrsat bulduðu sýralarda Ýþaratu'l-Ý'caz tefsirini imla(dikte) tarzýnda talebesine yazdýrýyordu. Fatiha ile Bakara Sûresi'nin ilk kýsmýna dair olan bu tefsir kitabýný dikkatle okuyan her uzman, onun Kur'an ilimlerine ve i'cazýna Arap dili ve edebiyatý, Arap belagati çerçevesinde vukufunun pek üstün seviyede olduðunu teslim etmektedir.

Cumhuriyet'ten sonra devlet makamlarýný ele geçiren bir kýsým kimselerle görüþ ayrýlýðýnda olduðunu anlayýnca siyaset alanýnda hizmetin zorlaþtýðýný görerek memleketinde inzivaya çekilmeyi düþündü. Þeyh Said isyaný ile hiç ilgisi olmadýðý halde, o bahane ile -muhtemelen nüfuzu sebebiyle potansiyel tehlike olabilir vehmi ile- olaðanüstü hal yetkilileri onu, inzivasýndan çýkararak Van'dan, önce Burdur'a, sonra Isparta'nýn küçük bir dað köyü olan Barla'ya sürdüler.

Yeni nesillerin Ýslam'dan habersiz yetiþtirilme programýna karþý, irþad ve eðitim hizmetine aðýrlýk vermek üzere Risale-i Nur Külliyatý adý altýnda kitaplar yazmaya baþladý. Bu dað köyünde imla tarzýnda talebelerine yazdýrdýðý Sözler, Mektubat, Lem'alar, Þua'lar gibi kitaplar yayýnlanamýyor, el ile, zahmetle çýkarýlan nüshalar çok sýnýrlý þekilde daðýlabiliyordu. Yanýnda parmakla sayýlabilecek miktardaki talebeleri: "Hocam bunlar güzel, önemli kitaplar, ama ne yazýk ki basýlamýyor, yayýlamýyor." deyince: "Vakti gelince daha fazla yayýlacak, hatta radyoda da okunacak inþALLAH  ." diyordu. O zaman için radyo, dünyadaki en ileri yayýn ve iletiþim aracý idi. 1949'da Afyon Aðýr Ceza mahkeme savcýsýnýn beþ yüz bin Risale'nin yayýldýðý þeklindeki tespitine bakýlacak olursa, el ile çoðaltýlan bu kitaplarýn, bu baský ve takip döneminde bu derecede yayýlmasýnýn harikulade olduðunu söyleyebiliriz. Son dönemde kitap, dergi, radyo, TV kanallarý, MP3, MP4 gibi cihazlarla dünyanýn yedi kýtasýna nasýl bir að þeklinde yayýldýðýný gözlemliyoruz.

Ýhlas ve fedakârlýk açýsýndan bakacak olursak onun, din hizmeti karþýlýðýnda hiçbir maddî ücret veya yardým almadan ve beklemeden, tam bir istiðna ile, yoksul bir tarzda hizmetini sürdürdüðünü, meþru olan hediyeyi bile kabulden kaçýndýðýný herkes bilmektedir. Daru'l-Hikmet'te yüksek maaþ alýrken, gelirinin çok az kýsmý ile geçinip geri kalaný biriktirme cihetine gitmemiþ, yazdýðý bazý kitaplarý bastýrarak parasýz daðýtmýþ, böylece "Ümmetin parasýný, yine ümmete iade görevini" yerine getirdiðini ifade etmiþti. Ömrünün son döneminde Külliyatý, serbestçe basýlmaya baþlandý. Ýsteseydi onlardan meþru olarak alacaðý telif ücretiyle zengin olabilirdi. Fakat o , kanaatle yaþamaya devam etti. Urfa'da vefat ettiðinde tereke hakiminin tespitine göre üzerindeki saat, cübbe, seccade gibi zati eþyadan baþka mal býrakmadý, bunlara 551 TL deðer biçti ( Mary F.Weld (vefat tarihindeki gazetelerden naklen), Bediüzzaman Said Nursi, Ýstanbul, 2006, s.422). Dine ve millete hizmetten, evlenmeye, aile kurmaya bile fýrsat bulamadý. Müsamaha yönünden ona bakacak olursak, 50 yaþýndan ömrünün sonuna kadar 30 yýl boyunca sürgün ve zindan hayatý yaþattýlar. Þimdiki normal hapishanelerde deðil, en temel ihtiyaçlarý karþýlamaktan uzak hücre hapsinde tutukladýlar. Sonu beraatla neticelendi, ama mahkûm edilmiþ gibi çile çekti. Kendisine katil muamelesi yapanlara bile hakkýný helal etti (Dr. Tahsin Tola-Said Özdemir, B. Said Nursi'nin Tarihçe-i Hayatý, Eþref Edip'le Röportaj, Þahdamar Yay., Ýstanbul, 2007, s616). Bu, hoþgörünün zirvesidir ki ancak ahir zaman Peygamberi sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in vârisliðinden nasibi bol olan bir zat bu dereceye eriþebilir. O Mekke'yi fethettiði gün, kendisine ve Müslümanlara yapmadýklarý iþkenceyi býrakmayan Mekkelileri cezalandýrmamýþ, baðýþlayarak, en yüksek bir müsamaha örneði vermiþti. Hoþgörü, dile kolaydýr. Ýnsaný canýndan bezdiren 30 yýllýk iþkenceye maruz kalan milyonda bir insan bile bedduadan vazgeçmez, hele hakkýný helal etmez.

Müslümanlarýn birliðine son derece önem verirdi. Müslümanlardan, kendi hizmeti aleyhinde olanlar hakkýnda bile talebelerine tavsiyesi; "Onlara, bizim ehl-i imanla bir davamýz yok, biz sizinle kardeþiz, sadece dinsizlik akýmýna karþý Kur'an hizmeti ile meþgulüz." demeleri olmuþtur. Müslümanlarla ittifakýn, Cenab-ý ALLAH  'ýn tevfikinin (muvaffak kýlmasýnýn) þartý ve vesilesi olduðunu vurgulamýþtýr. Said Nursi, ölüm yýldönümünden yüz yýl önce Volkan gazetesinde, 23 Mart 1909 (11 Mart 1325) tarihinde "Bediüzzaman'ýn Fihriste-i Efkarýdýr" baþlýklý bir makale yayýnlamýþtý (B. Said Nursi, Asar-ý Bediiyye, Ýstanbul, Ýttihat Yay., 1999, s.819-820). (Makalenin tamamý bu eserin s.817-826 bölümünde iktibas edilmiþtir). Burada adeta hayat programýný özetlemiþti. Yazýnýn 2. maddesinde hülasa olarak þöyle diyordu: Müslümanlarýn belli baþlý ilim, fikir ve maneviyat merkezleri medrese, mektep ve tekkelerdir. Bunlardan her birinin kendisine mahsus çalýþma alanlarý vardýr. Fakat bir koordinasyon ile belirli zamanlarda bir araya gelip müþterek gayeye hizmet etmeleri gerekir. Bu koordinasyonu, üç ayrý odasýnýn ortadaki büyük salona açýldýðý bir eve benzetir. Muayyen zamanlarda dinî ilimler (medrese), modern bilimler (mektep) ve maneviyat eðitimi (tekke) mensuplarý orta salona çýkarak ortak hizmeti planlamalýdýr. Medresenin saðlam ilim ölçüleri, mektebin öðrettiði çaðdaþ bilimler, tekkenin iþlevi olan nefis terbiyesi ve manevî eðitim vazgeçilmez kurumlar olarak Müslüman toplum içinde yerlerini almalýdýr.

Telegrafik baþlýklarla, ciltlere sýðmayan bereketli bir ömrün faaliyetlerini özetlemeye çalýþan bu kýsa makalemizin sonuna doðru, merhumun çok önem verdiði bir prensibe daha deðinelim: O da bilimsel çevrelerde "hürriyet"i þart görmesidir. Az önce adý geçen programýn 3. maddesinde bunu vurgular ve hürriyetin, olmazsa olmaz bir ilke olduðunu bildirirken devam ve özetle þöyle der: "Yönetimde kuvvet kanunda olmalýdýr. Ýlimde de kuvvet, hakta ve hakikatte olmalýdýr. Yoksa istibdad (despotluk) hakim olur." Bu programýnýn baþ tarafýnda, ilim erbabýndan dikkatli okuma ve anlayýþ beklediðini söyler. "Yoksa sathi nazardan hasýl olan yanlýþ anlamanýzý ve su-i zannýnýzý helal etmem." der.

Aydýn olmak cesaret ister


Ýlim ve hizmet hayatýný özetlediðim bu alim, mütefekkir ve mücahidi, hiç kimsenin ilim adýna yok saymaya hakký olamaz. Ýlmi ve hizmeti Türkiye'ye sýðmayýp, Ýslam dünyasýna, hatta dünya ülkelerinin çoðuna ulaþan bu deðerimizi görmezden gelmek, kimseye bir þey kazandýrmaz. Takdir edenler ise aþikar bir fazileti kabul ettiklerini dile getirmiþ olur, yoksa ona bir deðer katmýþ olmazlar. Bu vesile ile yeri gelmiþken ÝSAM'ýn (Ýslam Araþtýrmalarý Merkezi) yayýnladýðý Ýslam Ansiklopedisi'nin 35. cildinde (2008) "Said Nursi" maddesinde, onun hayatýnýn, eserlerinin, þahsiyetinin ve hizmetlerinin objektif bir tarzda tanýtýlmasýný, acizane takdir ve tebrik etmekten kendimi alamadýðýmý belirtmek isterim. Bu kurumun, vazifesini yaptýðý, özel bir tebrike gerek olmadýðý söylenebilir ve doðrudur. Fakat bazý ilim çevrelerinde bu zatýn adýný tabu haline getirenlerin hâlâ bulunduðu göz önüne alýnacak olursa, ansiklopedinin bu yayýný oldukça önemsenmeye deðer. Zira 2003 yýlýnda yayýnladýðým "Oryantalistlerin Yanýlgýlarý" kitabýmda yazdýðým üzere bu ansiklopedi, ilmî yönden asrýmýz Müslümanlarýnýn yüz akýdýr ve Türkiye'deki ilahiyat fakültelerinin ve Ýslamî öðretimin ortak birikimidir. Dolayýsýyla, bu birikimin ve þahs-ý manevinin bu yayýnýnýn, bazý münferit yok saymalara yeterli bir cevap teþkil edeceðini umarým. Merhumun, tam yüz sene önce temenni ettiði hürriyet atmosferini uygulayan 'Ansiklopedi Kurulu'na "Barekallah!". Aydýn olmak, cesaret ister. Yoksa, fikri analiz etmeden, sadece isimlere takýlanlar, alim saymadýklarý kiþinin, yüzlerce yýl gerisinde kalýrlar. Kaldý ki bu zatýn eserleri defalarca Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý'ndan, bilirkiþilerden, yüzlerce mahkeme hey'etinden, zaman içinde hep olumlu kararlar almýþtýr. Bazý dindar ilim mensuplarý cesaretsizlikleri, bazý hissiyatlarý veya incelememeleri sebebiyle ondan uzak durmuþlardýr. Bu, iþin özel bir tarafýdýr. Ama bir de, hürriyet ve demokrasiyi, insan haklarýný hazmedemeyen ve aslýnda Ýslam aleyhinde olduklarýndan ona karþý çýkanlar vardýr. Ölümünden 50 yýl kadar geçtiði halde, bunlar hâlâ ona karþý kinlerini dýþa vururlar.

Merhumun bazý yönleri gibi, þu yönü ile de Bediüzzaman (yani zamanýn nadiratýndan) olduðunu, zaman gösterdi. Haklar ve hürriyetler asrýnda, 20. asrýn son yarýsýnda, güvenlik kuvvetlerinin müthiþ bir çemberi altýnda 12 Temmuz 1960'ta geceleyin Urfa'daki mezarý açýlarak cesedi meçhul bir yere götürüldü. ALLAH  'tan, 27 Mayýs 1960 darbesinden iki ay kadar önce vefat etmiþti. Ölüsüne tahammül edemeyenler, hayatta olsaydý kim bilir ne yaparlardý! Diriler, ölenlere haklarýný helal ederler. Evet þimdi helalleþme vakti. O mu bizden helallik istemeli, yoksa biz mi ondan helallik istemeliyiz? Herkesin bir mezarý varken, biz onun kabrini bile koruyamadýk. Mevlâ'mýz onu sonsuz rahmetinde saklasýn.


PROF. DR. SUAT YILDIRIM
Zaman


: Bediüzzaman'la helalleþme By: selsebil Date: 23 Mart 2009, 15:20:47
Amiin
ALLAH     razý olsun hocam fevkalade güzel bir makale dikkatle okudum
Maþaallah sizde Bediüzzaman Said Nursi 'nin en yakýn talabelerinden ders almýþsýnýz ne güzel bir mutluluk vesilesi
Bediüzzamaný anma haftasýnda onu anlamak için güzel bir yazý  tekrar teþekkür ediyorum
Selam ve dua ile...

Ynt: Bediüzzaman'la helalleþme By: akmina Date: 30 Kasým 2009, 18:56:42
Çok güzel bir makale bu bilgiler için teþekkürler.ALLAH razý olsun.
Ynt: Bediüzzaman'la helalleþme By: ehlidunya Date: 01 Aralýk 2009, 20:01:34
allah razý olsun hocam butür  makaleler yayýnlýyarak bu siteye daha da baðýmlýlýðým artýyor allah yar ve yardýmcýnýz olsun

Ynt: Bediüzzaman'la helalleþme By: zahdem Date: 11 Aralýk 2009, 00:52:51
o ve onun GÝBÝ mübareklerin mezarlarýný kaldýrmaya güç yetirebilirler;fakat o mübareklerin yaktýðý kandilleri söndüremezler BÝÝZNÝLLAH.
Ynt: Bediüzzaman'la helalleþme By: Sems Date: 13 Þubat 2010, 23:01:36
Risale-i Nur mükemmel bir külliyattýr. Allah'a giden her yol güzeldir. Hocamýn dediði gibi ona giden hiçbir kapýya dil uzatýlamaz hepsinde ilim vardýr. Teþekkürler Makalenizi için.
Ynt: Bediüzzaman'la helalleþme By: mehmed67 Date: 05 Mart 2010, 09:34:19
Said Nursi Hazretleri gibi deðerli bir alimin talebesi ve talebesinin talebesi olmak ne büyük bir þeref.Bu güzel makale paylaþýmýnýzdan dolayý teþekkürler Allah razý olsun..
Ynt: Bediüzzaman'la helalleþme By: hulya Date: 15 Mart 2010, 11:55:07
Allah razý olsun .Rabbim üstadýmýza nurlara talebe olma lutfunu ihsan etsin bizlere...
Ynt: Bediüzzaman'la helalleþme By: mebruka Date: 15 Mart 2010, 18:06:40
ALLAH RAZI OLSUN HOCAM.
Ynt: Bediüzzaman'la helalleþme By: ehlidunya Date: 13 Haziran 2010, 22:16:31
hocam allah razý olsun yine gözlerim yaþarýyor bu makaleyi  okurken bir daha hatýrlama hatýrlatma gibi hayýrlý bir iþi yapýyorsunuz kendi yazdýðý kitabý bile  defalarca okuyan bir mübareði hatýrlattýðýnýz allah yar ve yadýmcýnýz olsun ve bu ikinci mesajým olacak inþaallah inþallah bizlerde böyle mübarek insanlara ÜSTADIMIZA talebe olmayý nasip eylesin
Ynt: Bediüzzaman'la helalleþme By: ßü$rA-7E Date: 24 Mart 2011, 21:49:12
bediüzzaman said nursi(ra.)'nýn üstün zekasýný bende duymuþtum..! þu olaya çok þaþýrmýþtým;
"kuran'ýn sað sayfasýný okuken,ayný zamanda da sol tarafýný ezberleyebilme kabiliyetini sahipmiþ"
  :o :o :o
Ynt: Bediüzzaman'la helalleþme By: ceylannur Date: 24 Mart 2011, 22:03:57
Merhumun bazý yönleri gibi, þu yönü ile de Bediüzzaman (yani zamanýn nadiratýndan) olduðunu, zaman gösterdi. Haklar ve hürriyetler asrýnda, 20. asrýn son yarýsýnda, güvenlik kuvvetlerinin müthiþ bir çemberi altýnda 12 Temmuz 1960'ta geceleyin Urfa'daki mezarý açýlarak cesedi meçhul bir yere götürüldü. ALLAH  'tan, 27 Mayýs 1960 darbesinden iki ay kadar önce vefat etmiþti. Ölüsüne tahammül edemeyenler, hayatta olsaydý kim bilir ne yaparlardý! Diriler, ölenlere haklarýný helal ederler. Evet þimdi helalleþme vakti. O mu bizden helallik istemeli, yoksa biz mi ondan helallik istemeliyiz? Herkesin bir mezarý varken, biz onun kabrini bile koruyamadýk. Mevlâ'mýz onu sonsuz rahmetinde saklasýn.



Ynt: Bediüzzaman'la helalleþme By: saniyenur Date: 16 Nisan 2011, 12:42:31
Amin..
Davasý uðruna her þeyi göze alan hür adam Said Nursi..
Bediuzzaman:Zamanýn harikasý.
Ynt: Bediüzzaman'la helalleþme By: Canani Date: 23 Aðustos 2011, 19:49:55
Rabbim razý olsun hocam..Maþallah çok deðerli kiþilerden dersler almýþsýnýz onlarýn nazarýna mazhar olmuþsunuz maþallah tekrar. Rabbim maneviyatýnýzý doruklara çýkarsýn..Bedüüzzaman hzleri hakkýndaki makalede çok anlamlýymýþ ..Rabbim þefaatlerine nail eylesin inþallah amin selamtle...
Ynt: Bediüzzaman'la helalleþme By: nacar Date: 01 Mart 2012, 00:34:00
MUHTEREM VARÝS HOCAM,
ESERLERÝ ÝLE    BENÝM HAYATIMA ÞEKÝL VEREN ÜSDADI ANDIÐINIZ ÝÇÝN VE BÖYLE BÝR MAKALE ÝÇÝN
BURADA SÝZÝN ÞAHSINIZDA PROF.SUAT HOCAMADA SÝZEDE ÇOOK TEÞEKKÜR EDERÝM.

radyobeyan