Kafir By: meryem Date: 01 Ekim 2010, 17:07:06
Kafir
Ya da (bunlar) karanlýklar, gök gürültüsü ve þimþek(ler)le yüklü, ´gökten þiddetli bir yaðmur fýrtýnasýna tutulmuþ gibidirler ki, yýldýrýmlarýn saldýðý dehþetle´; ölüm korkusundan parmaklarýyla kulaklarýný týkarlar. Oysa Allah kafirleri çepeçevre kuþatýcýdýr. (2/19)
Ama yapamazsanýz -ki kesin olarak yapamayacaksýnýz- bu durumda kafirler için hazýrlanmýþ ve yakýtý insanlar ile taþlar olan ateþten sakýnýn. (2/24)
Ve meleklere: "Adem´e secde edin" dedik. Ýblis hariç (hepsi) secde ettiler. O ise, diretti ve kibirlendi, (böylece) kafirlerden oldu. (2/34)
Allah katýndan yanlarýnda olan (Tevrat)ý doðrulayan bir Kitap geldiði zaman, -ki bundan önce inkâr edenlere karþý fetih istiyorlardý- iþte bilip-tanýdýklarý gelince, onu inkâr ettiler. Artýk Allah´ýn laneti kafirlerin üzerinedir. (2/89)
Allah´ýn kullarýndan, dilediðine kendi fazlýndan (peygamberliði) indirmesini ´kýskanarak ve hakka baþ kaldýrarak´ Allah´ýn indirdiklerini tanýmamakla, nefislerini ne kötü þeye karþýlýk sattýlar. Böylelikle gazab üstüne gazaba uðradýlar. Kafirler için alçaltýcý bir azab vardýr. (2/90)
Her kim Allah´a, meleklerine, elçilerine, Cibril´e ve Mikail´e düþman ise, artýk þüphesiz Allah da kafirlerin düþmanýdýr." (2/98)
Ey iman edenler, "Raina-Bizi güt, bize bak" demeyin. "Unzurna-Bizi gözet" deyin ve dinleyin. Kafirler için acý bir azab vardýr. (2/104)
Kitap Ehlinden olan kafirler ve müþrikler, Rabbinizden üzerinize bir hayrýn indirilmesini arzu etmezler. Allah ise, dilediðine rahmetini tahsis eder. Allah büyük fazl sahibidir. (2/105)
Þüphesiz, inkâr edip kafir olarak ölenler, Allah´ýn, meleklerin ve bütün insanlarýn laneti bunlarýn üzerinedir. (2/161)
Onlarý, bulduðunuz yerde öldürün ve sizi çýkardýklarý yerden siz de onlarý çýkarýn. Fitne, öldürmekten beterdir. Onlar, size karþý savaþýncaya kadar siz, Mescid-i Haram yanýnda onlarla savaþmayýn. Sizinle savaþýrlarsa siz de onlarla savaþýn. Kafirlerin cezasý iþte böyledir. (2/191)
Sana haram olan ayý, onda savaþmayý sorarlar. De ki: "Onda savaþmak büyük (bir günahtýr). Ancak Allah katýnda, Allah´ýn yolundan alýkoymak, onu inkâr etmek, Mescid-i Haram´a engel olmak ve halkýný oradan çýkarmak daha büyük (bir günahtýr). Fitne, katilden beterdir. Eðer güç yetirirlerse, sizi dininizden geri çevirinceye kadar sizinle savaþmayý sürdürürler; sizden kim dininden geri döner ve kafir olarak ölürse, artýk onlarýn bütün iþledikleri (amelleri) dünyada da, ahirette de boþa çýkmýþtýr ve onlar ateþin halkýdýr, onda süresiz kalacaklardýr. (2/217)
Onlar, Calut ve ordusuna karþý meydana (savaþa) çýktýklarýnda, dediler ki: "Rabbimiz, üzerimize sabýr yaðdýr, adýmlarýmýzý sabit kýl (kaydýrma) ve kâfirler topluluðuna karþý bize yardým et." (2/250)
Ey iman edenler, hiçbir alýþ-veriþin, hiçbir dostluðun ve hiçbir þefaatin olmadýðý gün gelmezden evvel, size rýzýk olarak verdiklerimizden infak edin. Kâfirler... Onlar zulmedenlerdir. (2/254)
Ey iman edenler, Allah´a ve ahiret gününe inanmayýp, insanlara karþý gösteriþ olsun diye malýný infak eden gibi minnet ve eziyet ederek sadakalarýnýzý geçersiz kýlmayýn. Böylesinin durumu, üzerinde toprak bulunan bir kayanýn durumuna benzer; üzerine saðnak bir yaðmur düþtü mü, onu çýrýlçýplak býrakýverir. Onlar kazandýklarýndan hiçbir þeye güç yetiremez (elde edemez)ler. Allah, kâfirler topluluðuna hidayet vermez. (2/264)
Allah, faizi yok eder de, sadakalarý arttýrýr. Allah, günahkar kâfirlerin hiçbirini sevmez. (2/276)
Allah, hiç kimseye güç yetireceðinden baþkasýný yüklemez. (Kiþinin nefsinin) Kazandýðý lehine, kazandýrdýklarý aleyhinedir. "Rabbimiz, unuttuklarýmýzdan veya yanýldýklarýmýzdan dolayý bizi sorumlu tutma. Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediðin gibi aðýr yük yükleme. Rabbimiz, kendisine güç yetiremeyeceðimiz þeyi bize taþýtma. Bizi affet. Bizi baðýþla. Bizi esirge, Sen bizim mevlamýzsýn. Kâfirler topluluðuna karþý bize yardým et." (2/286)
Karþý karþýya gelen iki toplulukta, sizin için andolsun bir ayet (ibret) vardýr. Bir topluluk, Allah yolunda çarpýþýyordu, diðeri ise kafirdi ki göz görmesiyle karþýlarýndakini kendilerinin iki katý görüyorlardý. Ýþte Allah, dilediðini yardýmýyla destekler. Þüphesiz bunda, basiret sahipleri için gerçekten bir ibret vardýr. (3/13)
Mü´minler, mü´minleri býrakýp da kafirleri veliler edinmesinler. Kim böyle yaparsa, Allah´tan hiçbir þey (yardým) yoktur. Ancak onlardan korunma gayesiyle sakýnma(nýz) baþka. Allah, sizi kendisinden sakýndýrýr. Varýþ Allah´adýr. (3/28)
De ki: "Allah´a ve elçisine itaat edin." Eðer yüz çevirirlerse þüphesiz Allah, kafirleri sevmez. (3/32)
Þüphesiz küfredip kafir olarak ölenler, bunlarýn hiçbirisinden, yeryüzü dolusu altýný olsa -bunu fidye olarak verse de- kesin olarak kabul edilmez. Onlar için acý bir azab vardýr ve onlarýn yardýmcýlarý yoktur. (3/91)
Ve kafirler için hazýrlanmýþ olan ateþten sakýnýn. (3/131)
Onlarýn söyledikleri: "Rabbimiz, günahlarýmýzý ve iþimizdeki aþýrýlýklarýmýzý baðýþla, ayaklarýmýzý (bastýklarý yerde) saðlamlaþtýr ve bize kafirler topluluðuna karþý yardým et" demelerinden baþka bir þey deðildi. (3/147)
Onlar, cimrilikte bulunurlar, insanlara da cimriliði emreder (önerir)ler. Allah´ýn fazlýndan kendilerine verdiðini gizli tutarlar. Biz o kafirlere aþaðýlatýcý bir azab hazýrlamýþýzdýr. (4/37)
Yeryüzünde adým attýðýnýzda (yolculuða ya da savaþa çýktýðýnýzda), kafirlerin size bir kötülük yapmalarýndan korkarsanýz, namazý kýsaltmanýzda sizin için bir sakýnca yoktur. Þüphesiz kafirler, sizin apaçýk düþmanlarýnýzdýr. (4/101)
Ýçlerinde olup onlara namazý kýldýrdýðýnda, onlardan bir grup, seninle birlikte dursun ve silahlarýný (yanlarýna) alsýn; böylece onlar secde ettiklerinde, arkalarýnýzda olsunlar. Namazlarýný kýlmayan diðer grup gelip seninle namaz kýlsýnlar, onlar da ´korunma araçlarýný´ ve silahlarýný alsýnlar. Küfredenler, size apansýz bir baskýn yapabilmek için, sizin silahlarýnýzdan ve emtianýz (erzak ve mühimmatýnýz)dan ayrýlmýþ olmanýzý isterler. Yaðmur dolayýsýyla bir güçlüðünüz varsa veya hastaysanýz, silahlarýnýzý býrakmanýzda size bir sorumluluk yoktur. Korunma tedbirlerinizi alýn. Þüphesiz, Allah kafirler için aþaðýlatýcý bir azab hazýrlamýþtýr. (4/102)
Onlar, mü´minleri býrakýp kafirleri dostlar (veliler) edinirler. ´Kuvvet ve onuru (izzeti)´ onlarýn yanýnda mý arýyorlar Þüphesiz, ´bütün kuvvet ve onur,´ Allah´ýndýr. (4/139)
O, size Kitapta: "Allah´ýn ayetlerinin inkâr edildiðini ve onlarla alay edildiðini iþittiðinizde, onlar bir baþka söze dalýp geçinceye kadar, onlarla oturmayýn, yoksa siz de onlar gibi olursunuz" diye indirdi. Doðrusu Allah, münafýklarýn ve kafirlerin tümünü cehennemde toplayacak olandýr. (4/140)
Onlar sizi gözetleyip-duruyorlar. Size Allah´tan bir fetih (zafer ve ganimet) gelirse: "Sizinle birlikte deðil miydik " derler. Ama kafirlere bir pay düþerse: "Size üstünlük saðlamadýk mý, mü´minlerden size (gelecek tehlikeleri) önlemedik mi " derler. Allah, kýyamet günü aranýzda hükmedecektir. Allah, kafirlere mü´minlerin aleyhinde kesinlikle yol vermez. (4/141)
Ey iman edenler, mü´minleri býrakýp kafirleri veliler (dostlar) edinmeyin. Kendi aleyhinizde Allah´a apaçýk olan kesin bir delil vermek ister misiniz (4/144)
Ýþte bunlar, gerçekten kafir olanlardýr. Kafirlere aþaðýlatýcý bir azab hazýrlamýþýzdýr. (4/151)
Ondan nehyedildikleri halde faiz almalarý ve insanlarýn mallarýný haksýz yere yemeleri nedeniyle (öyle yaptýk.) Onlardan kafir olanlara pek acýklý bir azab hazýrlamýþýzdýr. (4/161)
Gerçek þu ki, biz Tevratý, içinde bir hidayet ve nur olarak indirdik. Teslim olmuþ peygamberler, Yahudilere onunla hükmederlerdi. Bilgin-yöneticiler (Rabbaniyun) ve yüksek bilginler de (Ahbar), Allah´ýn kitabýný korumakla görevli kýlýndýklarýndan ve onun üzerine þahidler olduklarýndan (onunla hükmederlerdi.) Öyleyse insanlardan korkmayýn, benden korkun ve ayetlerimi az bir deðere karþýlýk satmayýn. Kim Allah´ýn indirdiðiyle hükmetmezse, iþte onlar, kafir olanlardýr. (5/44)
Ey iman edenler, içinizden kim dininden geri döner (irtidat eder)se, Allah (yerine) kendisinin onlarý sevdiði, onlarýn da kendisine sevdiði mü´minlere karþý alçak gönüllü, kafirlere karþý ise ´güçlü ve onurlu,´ Allah yolunda cihad eden ve kýnayýcýnýn kýnamasýndan korkmayan bir topluluk getirir. Bu, Allah´ýn bir fazlýdýr, onu dilediðine verir. Allah (rahmetiyle) geniþ olandýr, bilendir. (5/54)
Ey iman edenler, sizden önce kendilerine kitap verilenlerden dininizi, alay ve oyun (konusu) edinenleri ve kafirleri dostlar (veliler) edinmeyin. Ve eðer inanýyorsanýz, Allah´tan korkup-sakýnýn. (5/57)
Ey peygamber, Rabbinden sana indirileni teblið et. Eðer (bu görevini) yapmayacak olursan, O´nun elçiliðini teblið etmemiþ olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktýr. Þüphesiz, Allah, kafir olan bir topluluðu hidayete erdirmez. (5/67)
De ki: "Ey Kitap Ehli, Tevrat´ý, Ýncil´i ve size Rabbinizden indirileni ayakta tutmadýkça hiçbir þey üzerinde deðilsiniz." Andolsun, Rabbinden sana indirilen, onlardan çoðunun tuðyanlarýný ve inkârlarýný arttýracaktýr. Sen de kafirler topluluðuna karþý üzüntüye kapýlma. (5/68)
Sizden önce bir topluluk onu sormuþtu da sonra kafirler olmuþlardý. (5/102)
Hayýr, önceden saklý tuttuklarý kendilerine açýklandý. Þayet (dünyaya) geri çevrilseler bile, kendisinden sakýndýrýldýklarý þeylere þüphesiz yine döneceklerdir. Çünkü onlar, gerçekten kafirlerdir. (6/28)
Ölü iken kendisini dirilttiðimiz ve insanlar içinde yürümesi için kendisine bir nur verdiðimiz kimsenin durumu, karanlýklarda kalýp oradan bir çýkýþ bulamýyanýn durumu gibi midir Ýþte, kafirlere yapmakta olduklarý böyle ´süslü ve çekici´ gösterilmiþtir. (6/122)
Öyleyse, Allah´a karþý yalan uydurup iftira düzenden veya ayetlerini yalanlayanlardan daha zalim kimdir Kitap´tan kendilerine bir pay eriþecek olanlar bunlardýr. Nihayet elçilerimiz, hayatlarýna son vermek üzere kendilerine gittiklerinde onlara diyecekler ki: "Allah´tan baþka taptýklarýnýz nerede " "Onlar bizi (yüzüstü) býrakýp-kayboldular" diyecekler. (Böylelikle) Bunlar, gerçekten kâfirler olduklarýna kendi aleyhlerinde þehadet ettiler. (7/37)
Ey iman edenler, toplu olarak kâfirlerle karþýlaþtýðýnýz zaman, onlara arka çevirmeyin (savaþtan kaçmayýn). (8/15)
Ýþte size böyle� Gerçekten Allah, kâfirlerin hileli-düzenlerini boþa çýkarýcýdýr. (8/18)
Eðer fetih istiyor idiyseniz (ey kâfirler,) iþte size fetih; ama eðer (inkârdan ve eski yaptýklarýnýzdan) vazgeçerseniz bu sizin için daha hayýrlýdýr. Yok, geri dönerseniz biz de döneriz. Topluluðunuz çok da olsa, size bir þey saðlayamaz. Çünkü Allah mü´minlerle beraberdir. (8/19)
Ey Peygamber, mü´minleri savaþa karþý hazýrlayýp-teþvik et. Eðer içinizde sabreden yirmi (kiþi) bulunursa, iki yüz (kiþiyi) maðlub edebilirler. Ve eðer içinizden yüz (sabýrlý kiþi) bulunursa, kâfirlerden binini yener. Çünkü onlar (gerçeði) kavramayan bir topluluktur. (8/65)
Aðýzlarýyla Allah´ýn nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa kâfirler istemese de Allah, kendi nurunu tamamlamaktan baþkasýný istemiyor. (9/32)
(Haram aylarý) Ertelemek ancak inkârda bir artýþtýr. Bununla kâfirler þaþýrtýlýp-saptýrýlýr. Allah´ýn haram kýldýðýna sayý bakýmýndan uymak için, onu bir yýl helal, bir yýl haram kýlýyorlar. Böylelikle Allah´ýn haram kýldýðýný helal kýlmýþ oluyorlar. Yaptýklarýnýn kötülüðü kendilerine ´çekici ve süslü´ gösterilmiþtir. Allah, inkârcý bir topluluða hidayet vermez. (9/37)
Siz O´na (peygambere) yardým etmezseniz, Allah O´na yardým etmiþtir. Hani kâfirler ikiden biri olarak O´nu (Mekke´den) çýkarmýþlardý; ikisi maðarada olduklarýnda arkadaþýna þöyle diyordu: "Hüzne kapýlma, elbette Allah bizimle beraberdir." Böylece Allah O´na ´huzur ve güvenlik duygusunu´ indirmiþti, O´nu sizin görmediðiniz ordularla desteklemiþ, inkâra edenlerin de kelimesini (inkâr çaðrýlarýný) alçaltmýþtý. Oysa Allah´ýn kelimesi, yüce olandýr. Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (9/40)
Allah, erkek münafýklara da, kadýn münafýklara da ve (bütün) kâfirlere, içinde ebedi kalmak üzere cehennem ateþini vadetti. Bu, onlara yeter. Allah onlarý lanetlemiþtir ve onlar için sürekli bir azab vardýr. (9/68)
Sizden önceki (münafýklar ve kâfirler) gibi. Onlar sizden kuvvet bakýmýndan daha güçlü, mal ve çocuklar bakýmýndan daha çoktular. Onlar kendi paylarýyla yararlanmaya baktýlar; siz de, sizden öncekilerin kendi paylarýyla yararlanmaya kalkýþmalarý gibi, kendi paylarýnýzla yararlanmaya baktýnýz ve siz de (dünyaya ve zevke) dalanlar gibi daldýnýz. Ýþte onlarýn dünyada ahirette bütün yapýp-ettikleri (amelleri) boþa çýkmýþtýr ve iþte onlar kayba uðrayanlardýr. (9/69)
Ey Peygamber, kâfirlerle ve münafýklarla cihad et ve onlara karþý sert ve caydýrýcý davran. Onlarýn barýnma yerleri cehennemdir, ne kötü bir yataktýr o!.. (9/73)
Medine halkýna ve çevresindeki bedevilere, Allah´ýn elçisinden geri kalmalarý, kendi nefislerini onun nefsine tercih etmeleri yakýþmaz. Bu, gerçekten onlarýn Allah yolunda bir susuzluk, bir yorgunluk, ´dayanýlmaz bir açlýk´ (çekmeleri), kâfirleri ´kin ve öfkeyle ayaklandýracak´ bir yere ayak basmalarý ve düþmana karþý bir baþarý kazanmalarý karþýlýðýnda, mutlaka onlara bununla salih bir amel yazýlmýþ olmasý nedeniyledir. Þüphesiz Allah, iyilik yapanlarýn ecrini kaybetmez. (9/120)
Kalblerinde hastalýk olanlarýn ise, iðrençliklerine iðrençlik (murdarlýk) ekleyip-arttýrmýþ ve onlar kâfir kimseler olarak ölmüþlerdir. (9/125)
Ve bizi, kâfirler topluluðundan rahmetinle kurtar." (10/86)
(Gemi) Onlarla daðlar gibi dalga(lar) içinde yüzüyorken Nuh, bir kenara çekilmiþ olan oðluna seslendi: "Ey oðlum, bizimle birlikte bin ve kâfirlerle birlikte olma." (11/42)
Ey Nuh" denildi. "Sana ve seninle birlikte olan ümmetler üzerine bizden selam ve bereketlerle (gemiden) in. (Sizden türeyecek diðer kâfir) Ümmetleri de yararlandýracaðýz, sonra onlara bizden acý bir azab dokunacaktýr." (11/48)
Oðullarým, gidin de Yusuf ile kardeþinden (duyarlý bir araþtýrmayla) bir haber getirin ve Allah´ýn rahmetinden umut kesmeyin. Çünkü kâfirler topluluðundan baþkasý Allah´ýn rahmetinden umut kesmez." (12/87)
Sonra (Allah) kýyamet günü onlarý aþaðýlýk kýlacak ve diyecek ki: "Haklarýnda (mü´minlere karþý) düþman kesildiðiniz ortaklarým hani nerede " Kendilerine ilim verilenler, dediler ki: "Bugün, gerçekten aþaðýlanma ve kötülük kafirlerin üstünedir." (16/27)
Umulur ki, Rabbiniz size merhamet eder, fakat siz (bozgunculuða) dönerseniz biz de (sizi aþaðýlýk kýlmaya ve cezalandýrmaya) döneriz. Biz, cehennemi kafirler için bir kuþatma yeri kýldýk. (17/8)
Ýnkâr edenler, Beni býrakýp kullarýmý veliler edindiklerini mi sandýlar Gerçekten Biz cehennemi kafirler için bir durak olarak hazýrlamýþýz. (18/102)
Görmedin mi, biz gerçekten þeytanlarý, kafirlerin üzerine gönderdik, onlarý tahrik edip kýþkýrtýyorlar. (19/83)
Öyleyse kafirlere itaat etme ve onlara (Kur´an´la) büyük bir cihad ver. (25/52)
Allah´ý býrakýp kendilerine yarar ve zarar saðlayamayacak þeylere ibadet ediyorlar. Kafir, (asýl) kendi Rabbine karþý (þeytana) arka çýkandýr. (25/55)
Kitabýn sana (kalbine vahy ile) býrakýlacaðýný umud etmezdin; (bu,) Rabbinden ancak bir rahmettir. Öyleyse sakýn kafirlere arka olma. (28/86)
Kýyamet-saatinin kopacaðý gün, (mü´minlerle kafirler birbirlerinden) ayrýlýrlar. (30/14)
(Bu, Allah´ýn) Kendi fazlýndan iman edip salih amellerde bulunanlarý ödüllendirmesi içindir. Þüphesiz O, kafirleri sevmez. (30/45)
Ey Peygamber, Allah´tan sakýn, kafirlere ve münafýklara itaat etme. Þüphesiz Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. (33/1)
Doðru olanlara doðruluk (ve baðlýlýk)larýný (Allah´ýn) sormasý için. Kafirlere ise acý bir azab hazýrlamýþtýr. (33/8)
Kafirlere ve münafýklara itaat etme, eziyetlerine aldýrma ve Allah´a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter. (33/48)
Gerçekten Allah, kafirleri lanetlemiþ ve onlar için ´çýlgýn bir ateþ´ hazýrlamýþtýr. (33/64)
Yeryüzünde sizi halifeler kýlan O´dur. Öyleyse kim inkâr ederse, artýk inkârý kendi aleyhinedir. Rableri katýnda kafir olanlara kendi inkârlarý gazabtan baþkasýný arttýrmaz ve kafir olanlara kendi inkârlarý kayýptan baþkasýný arttýrmaz. (35/39)
(Kur´an,) Diri olanlarý uyarýp korkutmak ve kâfirlerin üzerine sözün hak olmasý için (indirilmiþtir). (36/70)
Bu, sizin yalanladýðýnýz (mü´mini kafirden, haklýyý haksýzdan) ayýrma günüdür." (37/21)
Doðrusu biz, onu kâfirler için bir fitne (bir imtihan konusu) kýldýk. (37/63)
Ýçlerinden kendilerine bir uyarýcýnýn gelmesine þaþtýlar. Kâfirler dedi ki: "Bu, yalan söyleyen bir büyücüdür." (38/4)
Yalnýz Ýblis hariç. O büyüklük tasladý ve kafirlerden oldu. (38/74)
Haberin olsun; halis (katýksýz) olan din yalnýzca Allah´ýndýr. O´ndan baþka veliler edinenler (þöyle derler:) "Biz, bunlara bizi Allah´a daha fazla yaklaþtýrsýnlar diye ibadet ediyoruz." Elbette Allah, kendi aralarýnda hakkýnda ihtilaf ettikleri þeylerden hüküm verecektir. Gerçekten Allah, yalancý, kafir olan kimseyi hidayete erdirmez. (39/3)
Allah´a karþý yalan söyleyenden ve kendisine geldiðinde doðruyu (Kur´an´ý) yalanlayandan daha zalim kimdir Kafirler için cehennemde bir konaklama yeri mi yok (39/32)
Hayýr, Benim ayetlerim sana gelmiþti, fakat sen onlarý yalanladýn, büyüklüðe kapýldýn ve kafirlerden oldun." (39/59)
Ýnkâr edenler, cehenneme bölük bölük sevkedildiler. Sonunda oraya geldikleri zaman, kapýlarý açýldý ve onlara (cehennemin) bekçileri dedi ki: "Size Rabbinizin ayetlerini okuyan ve bugünle karþýlaþacaðýnýzý (söyleyip) sizi uyaran elçiler gelmedi mi " Onlar: "Evet." dediler. Ancak azab kelimesi kâfirlerin üzerine hak oldu. (39/71)
Senin Rabbinin kafirler üzerindeki: "Gerçekten onlar ateþin halkýdýr" sözü böylece hak oldu. (40/6)
Öyleyse, dini yalnýzca O´na halis kýlanlar olarak Allah´a dua (kulluk) edin; kafirler hoþ görmese de. (40/14)
Böylece, o, katýmýzdan kendilerine bir hak ile geldiði zaman, dediler ki: "Onunla birlikte iman edenlerin erkek çocuklarýný öldürün; kadýnlarýný ise sað býrakýn." Ancak kafirlerin hileli-düzeni boþa çýkmakta olandan baþkasý deðildir. (40/25)
(Bekçiler:) "Size kendi Resulleriniz açýk belgelerle gelmez miydi " dediler. Onlar: "Evet" dediler. (Bekçiler:) "Þu halde siz dua edin" dediler. Oysa kafirlerin duasý, çýkmazda olmaktan baþkasý deðildir. (40/50)
Allah´ýn dýþýnda (taptýklarýnýz)." Dediler ki: "Bizi býrakýp-kayboluverdiler. Hayýr, biz önceleri (meðer) hiçbir þeye tapar deðilmiþiz." Ýþte Allah, kafirleri böyle þaþýrtýp-saptýrýr. (40/74)
Ama Bizim dayanýlmaz-azabýmýzý gördükleri zaman, imanlarý kendilerine hiçbir yarar saðlamadý. (Bu,) Allah´ýn kullarý arasýnda sürüp-giden sünnetidir. Ýþte kafirler burada hüsrana uðramýþlardýr. (40/85)
Oysa ona dokunan bir zarardan sonra tarafýmýzdan bir rahmet taddýrsak, mutlaka: "Bu benim (hakkým)dýr. Ve ben kýyamet-saatinin kopacaðýný da sanmýyorum; eðer Rabbime döndürülsem bile, muhakkak O´nun katýnda benim için daha güzel olaný vardýr." der. Ama andolsun biz, o kâfirlere yaptýklarýný haber vereceðiz ve andolsun onlara, en kaba bir azabtan taddýracaðýz. (41/50)
O, iman edip salih amellerde bulunanlara icabet eder ve onlara kendi fazlýndan arttýrýr. Kafirlere gelince; onlara þiddetli bir azap vardýr. (42/26)
(O peygamberlerden her biri de þöyle) Demiþtir: "Ben size atalarýnýzý üstünde bulduðunuz þeyden daha doðru olanýný getirmiþ olsam da mý " Onlar da demiþlerdi ki: "Doðrusu biz, kendisiyle gönderildiðiniz þeye kafir olanlarýz." (43/24)
Ancak kendilerine hak gelince, dediler ki: "Bu bir büyüdür, doðrusu biz ona (karþý) kafir olanlarýz." (43/30)
Onlar, yeryüzünde gezip dolaþmýyorlar mý ki, kendilerinden öncekilerin nasýl bir sona uðradýklarýný görsünler. Allah, onlarý yerle bir etti. O kafirler için de bunun bir benzeri vardýr. (47/10)
Ýþte böyle; çünkü Allah, iman edenlerin velisidir; kafirlerin ise, velisi yoktur. (47/11)
Kim Allah´a ve Resûlü´ne iman etmezse, (bilsin ki) gerçekten Biz, kafirler için çýlgýnca yanan bir ateþ hazýrlamýþýzdýr. (48/13)
Kafir olanlar, sizinle savaþmýþ olsalardý, arkalarýný dönüp kaçarlardý; sonra, ne bir veli (koruyucu dost), ne bir yardýmcý bulamazlardý. (48/22)
Muhammed, Allah´ýn elçisidir. Ve onunla birlikte olanlar da kafirlere karþý zorlu, kendi aralarýnda ise merhametlidirler. Onlarý, rüku edenler, secde edenler olarak görürsün; onlar, Allah´tan bir fazl (lütuf ve ihsan) ve hoþnutluk arayýp-isterler. Belirtileri, secde izinden yüzlerindedir. Ýþte onlarýn Tevrat´taki vasýflarý budur: Ýncil´deki vasýflarý ise: Sanki bir ekin; filizini çýkarmýþ, derken onu kuvvetlendirmiþ, derken kalýnlaþmýþ, sonra saplarý üzerinde doðrulup-boy atmýþ (ki bu,) ekicilerin hoþuna gider. (Bu örnek,) Onunla kafirleri öfkelendirmek içindir. Allah, içlerinden iman edip salih amellerde bulunanlara bir maðfiret ve büyük bir ecir va´detmiþtir. (48/29)
Hayýr, onlara kendilerinden bir uyarýcý gelmesine þaþtýlar da, o kafirler: "Bu þaþýlacak bir þey" dediler. (50/2)
Boyunlarýný çaðýrana doðru uzatmýþ olarak koþarlarken, kafirler derler ki: "Bu, zorlu bir gün." (54/8)
Sonunda Rabbine dua etti: "Gerçekten ben, yenik düþmüþ durumdayým. Artýk Sen (bu kafir toplumdan) intikam al." (54/10)
Sizin kafirleriniz onlardan daha hayýrlý mýdýr Yoksa sizin için Kitaplarda bir beraat mi var (54/43)
Bilin ki, dünya hayatý ancak bir oyun, ´(eðlence türünden) tutkulu bir oyalama´, bir süs, kendi aranýzda bir övünme (süresi ve konusu), mal ve çocuklarda bir ´çoðalma-tutkusu´dur. Bir yaðmur örneði gibi; onun bitirdiði ekin ekicilerin (veya kafirlerin) hoþuna gitmiþtir, sonra kuruyuverir, bir de bakarsýn ki sapsarý kesilmiþ, sonra o, bir çer-çöp oluvermiþtir. Ahirette ise þiddetli bir azab; Allah´tan bir maðfiret ve bir hoþnutluk (rýza) vardýr. Dünya hayatý, aldanýþ olan bir metadan baþka bir þey deðildir. (57/20)
Ancak buna (imkan) bulamayanlar (için de) birbirleriyle temas etmeden önce, kesintisiz iki ay oruç (yüklenmiþtir); buna güç yetiremeyenler altmýþ yoksulu doyursun. Bu (kolaylýk), Allah´a ve O´nun Resûlü´ne iman etmeniz dolayýsýyladýr. Bunlar, Allah´ýn sýnýrlarýdýr. Kafirler içinse acý bir azab vardýr. (58/4)
Gerçekten Allah´a ve Resûlü´ne karþý (onlarýn koyduklarý sýnýrlarý tanýmayýp kendileri sýnýr koymaya kalkýþmakla) baþkaldýranlar, kendilerinden öncekilerin alçaltýlmasý gibi alçaltýlmýþlardýr. Oysa biz apaçýk ayetler indirdik. Kafirler için küçültücü bir azap vardýr. (58/5)
Ey iman edenler, mü´min kadýnlar hicret ederek size geldikleri zaman, onlarý imtihan edin. Allah, onlarýn imanlarýný daha iyi bilendir. Þayet (gerçekten) mü´min kadýnlar olduklarýný bilip-öðrenirseniz, artýk sakýn onlarý kafirlere geri çevirmeyin. (Çünkü) Ne bunlar onlara helaldir, ne onlar bunlara helaldir. Onlara (kafir kocalarýna kendileri için) harcadýklarýný verin. Onlara (hicret eden mü´min kadýnlara) ücretlerini (mehirlerini) verdiðiniz takdirde onlarý nikahlamanýzda size bir güçlük yoktur. Kafir (kadýn)larýn ismetlerini (nikahlarýný) tutmayýn ve (onlar için) harcadýklarýnýzý isteyin. Onlar da (mü´min kadýnlara) harcadýklarýný istesinler. Bu, Allah´ýn hükmüdür; sizin aranýzda hükmeder. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. (60/10)
Ve eðer eþlerinizden (kafirlere kaçmalarýndan dolayý) herhangi bir þey kafirlere geçer, böylece siz de (savaþta onlarý yenip) ganimete kavuþursanýz, eþleri (kaçýp) gidenlere (mehir olarak) harcama yaptýklarýnýn bir mislini verin. Kendisine iman ettiðiniz Allah´tan sakýnýn. (60/11)
Ey iman edenler, Allah´ýn kendilerine karþý gazablandýðý bir kavmi veli (dost ve müttefik) edinmeyin; ki onlar, kafirlerin mezar halkýndan umut kesmeleri gibi ahiretten umut kesmiþlerdir. (60/13)
Onlar, Allah´ýn nurunu aðýzlarýyla söndürmek istiyorlar. Oysa Allah, kendi nurunu tamamlayýcýdýr; kafirler hoþ görmese bile. (61/8)
Sizi yaratan O´dur; buna raðmen sizden kiminiz kafirdir, kiminiz mü´min, Allah, yaptýklarýnýzý görendir. (64/2)
Ey Peygamber, kafirlere ve münafýklara karþý cihad et ve onlara karþý ´sert ve caydýrýcý´ davran. Onlarýn barýnma yeri cehennemdir. Ne kötü bir dönüþ yeridir o. (66/9)
Rahmana karþý size yardým edecek olan kimmiþ Þu sizin ordunuz mu Kafirler yalnýzca bir gurur (kesin bir aldanýþ) içindedirler. (67/20)
De ki: "Haber verir misiniz; eðer Allah, beni ve benimle birlikte olanlarý yýkýma uðratýr ya da bizi esirgerse, (peki) bu durumda kafirleri acý bir azabtan kurtaracak olan kimdir " (67/28)
Gerçekten o (Kur´an), kafirler için bir hasrettir. (69/50)
Kafirler için olan bu (azabý) geri çevirecek yoktur. (70/2)
Nuh "Rabbim, yeryüzünde kafirlerden yurt edinen hiç kimseyi býrakma." dedi. (71/26)
Çünkü Sen onlarý býrakacak olursan, Senin kullarýný þaþýrtýp-saptýrýrlar ve onlar, kötülükten sýnýrý aþan (facir´den) kafirden baþkasýný doðurmazlar." (71/27)
Ýþte o gün, zorlu bir gündür; (74/9)
Kafirler içinse hiç kolay deðildir. (74/10)
Biz o ateþin koruyucularýný meleklerden baþkasýný kýlmadýk. Ve onlarýn sayýsýný inkâr edenler için yalnýzca bir fitne (konusu) yaptýk ki, kendilerine kitap verilenler, kesin bir bilgiyle inansýn, iman edenlerin de imanlarý artsýn; kendilerine kitap verilenler ve iman edenler (böylece) kuþkuya kapýlmasýn. Kalplerinde bir hastalýk olanlar ile kafirler de þöyle desin: "Allah, bu örnekle neyi anlatmak istedi " Ýþte Allah, dilediðini böyle þaþýrtýp-saptýrýr, dilediðini böyle hidayete erdirir. Rabbinin ordularýný kendisinden baþka (hiç kimse) bilmez. Bu ise, beþer (insan) için yalnýzca bir öðüttür. (74/31)
Doðrusu biz kafirlere zincirler, demir halkalar (tomruklar) ve çýlgýnca yanan bir ateþ hazýrladýk. (76/4)
Gerçekten Biz sizi yakýn bir azab ile uyardýk. Kiþinin kendi ellerinin önceden takdim ettiklerine bakacaðý gün, kafir olan da: "Ah, keþke ben bir toprak oluverseydim" diyecek. (78/40)
Ýþte onlar da, kafir, facir olanlardýr. (80/42)
Artýk bugün, iman edenler, kafir olanlara gülmektedirler. (83/34)
Nasýl, kafir olanlar, iþlediklerinin ´feci karþýlýðýný gördüler mi ´ (83/36)
Sen kâfirlere bir mühlet ver, az bir süre taný. (86/17)
De ki: "Ey kafirler." (109/1)
Ynt: Kafir By: ceren Date: 28 Eylül 2017, 16:22:17
Esselamu aleykum.rabbim bizleri ona inanan onun yolunda giden ve onun rahmetine kazanan kullardan eylesin inþallah. Kafirleri de kahhar ismi ile kahir etsin inþallah. ..
Ynt: Kafir By: Bilal2009 Date: 28 Eylül 2017, 21:10:26
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri kâfirlere karþý muzaffer eylesin Rabbim paylaþým için razý olsun
Ynt: Kafir By: Sevgi. Date: 29 Eylül 2017, 03:05:16
Aleyküm Selâm. Mevlam bizlere Kur'an-ý Kerim'i kendine rehber edinenlerden ve kafirlere karþý muzaffer olmayý nasip etsin inþaAllah.
🌹 LÂ ÝLÂHE ÝLLALLAH MUHAMMED'EN RESÛLULLAH 🌹
radyobeyan