Vaaz Projeleri
Pages: 1
Adalet By: reyyan Date: 01 Ekim 2010, 17:00:00
ADALET



Tahir Tural


I- Konunun Plâný

A- Adaletin manasý
B- Kavram olarak adalet
C- Kur’ân’da Adalet
D- Sünnette adalet
E-  Ýslam tarihinde adalet olgusu
F-  Sosyal hayatta adaletin önemi ve çeþitleri
1-Kurumsal adalet (Devlet ve organlarýnda adalet)
2-Ferdi adalet;
a-kendisine karþý,
b-aile ve çocuklarýna karþý,
c-çevresinde var olan insan, hayvan ve doðaya karþý adalet

II- Konunun açýlýþý ve iþleniþi

Adaletin mana ve kavramý aktarýlarak konuya giriþ yapýlýr. Sonrada Kur’ân ve sünnette adaletin açýlýmý misallerle izah edilir. Sosyal hayatta adalet ve önemi, adaletin gösterilmesi gerekli olan alanlar maddeler halinde kýsaca arz edilir. Adaletin hayatýn bütün alanlarýnda lazým olduðunu gösteren birkaç hadisle konu özetlenerek sunuma son verilir.

III- Konunun özet sunumu

Adalet: Düzenli ve dengeli davranma, her þeyin ve herkesin hakkýný verme, haksýzlýklardan uzaklaþarak orta yolu tutma, bir þeyi yerli yerine koyma, insaf ve eþitlik anlamlarýndadýr.  Geniþ kapsamlý bir kavram olan adâletin zýttý zulüm, hýyanet ve insafsýzlýktýr.
Adalet, sadece devlete ve yöneticilere has bir olgu deðildir. Adalet, hukuki, içtimai ve ahlaký alanlarýn hepsini kapsar. Bu baðlamda adalet “kiþinin kendine, ailesine ve çevresinde yer alan insan, doða ve hayvanlara karþý görevlerini ve haklarýný yerine getirmesidir. Peygamberimiz (s.a.)’in hadislerinde “Hükmünde, ailesine karþý ve velayeti altýnda olanlar hakkýnda adil davrananlar, kýyamet gününde nurdan minberler üzerindedirler”  geçen adalet, bu geniþ boyutuyla ele alýnan adalettir. Çünkü adalet, kiþinin görevlerini yerine getirmesi ve haklarýný almasýdýr. Bu itibarla kiþi hem kendine karþý hem de aile efradýna karþý, ayrýca yöneticiler emri altýnda olan memur, iþçi ve halklara karþý görevlerini adil ve dengeli bir þekilde yerine getirmek zorundadýrlar. Aksi takdirde kendisine emanet edilen “nefsi, ailesi ve emri altýnda bulunanlara” zulmetmiþ olurlar.
Ýslam Dini’nde adalet: Ýslam dininin her alandaki temel kaynaklarýndan olan, Kur'an-ý Kerim ve hadis-i þeriflerde bu konuda bir çok emir ve tavsiyeler bulunmaktadýr. Allâh Teâlâ þöyle buyurmaktadýr:  "De ki, Rabbin adaleti emretti." (7/29), "Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliði, akrabaya yardým etmeyi emreder." (16/90), "Allah size, mutlaka emanetleri (görev ve vazifeleri) ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasýnda hükmettiðiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder." (4/58), "Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan kendiniz, ana - babanýz ve akrabanýz aleyhinde olsa da Allah için þahitlik eden kimseler olun." (Nisa, 4/135)
Bunlar ve bunlara benzer daha birçok ayet-i kerimede adalet kavramýnýn sadece müslüman olanlara deðil, kültür, bilgi, mevki, cinsiyet, ýrk, dil ve din farký gözetmeden bütün insanlara, sadece insan olduklarý için, ayný deðer ve ölçüde uygulanmasý emredilmiþtir. Allâh Teâlâ þöyle buyurmuþtur:”Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, kendiniz, ana-babanýz ve akrabanýz aleyhinde de olsa, Allah için þahitlik eden kimseler olun. (Haklarýnda þahitlik ettikleriniz) zengin olsunlar, fakir olsunlar Allah onlara (sizden) daha yakýndýr. Hislerinize uyup adaletten sapmayýn, (þahitliði) eðer, büker (doðru þahitlik etmez), yahut sâhidlik etmekten kaçýnýrsanýz (biliniz ki) Allah yaptýklarýnýzdan haberdardýr.”Nisa, 4/135
Ýslam tarihinin her safhasý ve dönemi, Resûlüllah'ýn, sahabelerinin ve onlar gibi dini doðru anlamýþ ve hayatýna tatbik etmiþ kiþi ve toplumlarýn bu tarz düþünce ve uygulamalarýnýn örnekleri ile doludur. Öyle ki, Adalet kavramý, islam toplumuna, "Adalet Mülkün Temelidir. " özdeyiþi ile mal olmuþtur. Resûlüllah'ýn ikinci halifesi olan Hz. Ömer, bu anlamda adalet ile sembolleþmiþ bir þahsiyet olmuþtur. Ýslâm bu anlamda her ferdin ve her toplumun karþýlýklý olarak iþlerinde deðiþmez bir ölçü þeklinde yerini almýþ, istek ve heveslere yer vermemiþ, sevgi ve nefretlere uymamýþ, akrabalýk ve yakýnlýk gözetilmemiþ, zengin-fakir, kuvvetli - zayýf ayýrýmý yapýlmamýþtýr.
Bir gün Kureyþ kabilesinden asil bir kadýn hýrsýzlýk yapmýþtý. 0 kadýný cezalandýrmamasý için Ashabdan Üsameyi Peygamberimize gönderdiler. Bu duruma kýzan ve üzülen Hz. Peygamber (s.a.v.) þöyle buyurdular: “Nasýl oluyor da bazý kimseler, Allah’ýn kanunu karþýsýnda aracý olmaya kalkýþýyorlar. Sizden öncekilerin mahvolmasýnýn sebebi þudur: Ýçlerinden asil, ileri gelen birisi hýrsýzlýk yapýnca, onu serbest býrakýyor, zayýf ve fakir bir kimse hýrsýzlýk yapýnca, onu cezalandýrýyorlardý. Allah’a yemin ederim ki Muhammed’in kýzý Fatýma hýrsýzlýk yapsaydý, onun da cezasýný verirdim.”   Görüldüðü üzere, Hz. Peygamber, adalet konusunda aracý olmak isteyenleri çok yakýný da olsa sert bir þekilde reddetmiþ, suçluya layýk olduðu cezasýný vermekte en ufak bir tereddüt göstermemiþtir. Zira adalet dünyadan kalkarsa, insan hayatýna deðer verecek bir þey kalmaz. Ayrýca ülkeler kýlýçla alýnýr ama adaletle korunur. "Allah insanlar arasýnda hüküm verdiðiniz zaman, adaletle hükmetmenizi emreder." (en-Nisâ, 4/58) Ýlâhî emrinin hikmeti gayet açýktýr.
Adaletin Ýslâm toplumunda, yönetimde, muhakemelerde ve insanlar arasý iliþkilerde tam anlamýyla uygulanmasý zorunludur. Çünkü adalet mülk'ün temelidir. Adaletin olmadýðý cemiyetlere zulüm, anarþi ve terör hâkim olur. Toplumsal isyanlar çýkar, mahkemelere, devlete hatta fertlerin birbirlerine olan güveni kaybolur. Kendilerini koruma ve haklarýný elde etme peþine düþeceklerdir. Kan davalarý ve ihkaký hak peþinde koþan bu cemiyetlerde yýkýlýp tarihe karýþacaktýr. Bu hususta peygamberimiz bizleri uyarmýþtýr. “Bir kavmin (devlet, mahkeme, aile ve fertleri arasýnda) hak ve adaletten uzak hükümler verilirse, o kavimde mutlaka kan dökümü yaygýnlaþýr”.
Hz. Peygamber (s.a.)’in adalet ve adaletle hükmedenler hakkýnda birçok hadîs buyurmuþlardýr: "Adil devlet baþkaný ve idareciler mahþer yerinde Allah'ýn yüce lûtfuna ve himâyesine mazhar olacaklarýn öncüleridir." 
Hz. Ömer, hilâfeti döneminde ashaptan Übey b. Ka'b ile aralarýnda bir konuda anlaþmazlýk meydana gelmiþ ve bu anlaþmazlýðý çözmek üzere o dönemin Medine kadýsý olan Zeyd b. Sâbit'e gitmiþlerdi. Kadý olan Zeyd hemen devlet baþkaný olan Hz. Ömer'e karþý saygýlý davranýp ona oturmasý için yere bir minder sermiþti. Fakat adil insan Hz. Ömer bu davranýþ karþýsýnda þöyle demiþti:"Ýþte bu davranýþýn, þimdi vereceðin hükümde yaptýðýn ilk adaletsizliktir. Ben davacýmla beraber ayný yerde oturacaðým." Sonra davacý Übey b. Ka'b davasýný ileri sürünce Hz. Ömer bu iddiayý kabul etmedi. Bu durum karþýsýnda Hz. Ömer'in yemin etmesi gerekiyordu. Kadý Zeyd Ýbn Sâbit, Übey'e þöyle dedi: "Gel Halife'ye yemin ettirme, onu bundan muaf tut. Davacý olduðun kiþi bir baþkasý olsaydý sana böyle bir feragatten söz etmezdim." Bu teklifi duyan Hz. Ömer son derece kýzarak böyle bir ayrýcalýðý kabul etmeyip derhal yemin etti. Sonra da Zeyd b. Sâbit hakkýnda þöyle dedi:"Halife ile herhangi bir müslüman hakkýnda eþit davranmasýný öðrenmedikçe ona dava götürülmemelidir."
Ýslâm'da adaleti gerçekleþtirmek için çeþitli müesseseler kurulmuþtur. Rasulullah davalara bizzat kendisi bakmýþtýr. Bu durum ikinci halife Ebu Bekir (rh.a.) zamanýnda da böyle devam etmiþ, Hz. Ömer zamanýnda ise Ýslâm topraklarý oldukça geniþlediðinden bazý sahâbiler kaza iþleriyle görevlendirilmiþ ve birer kadý olarak vazife görmüþlerdi.
Divânü'l-Mezâlim, Þurta ve Hisbe gibi teþkilâtlarla haksýzlýklar önlenmeye ve adalet daðýtýlmaya çalýþýlmýþtý. Eyyubiler Mýsýr'da "Dâru’l Adl"adýyla bir adalet dairesi meydana getirmiþler ve yanlarýna bazý müþavirler de alarak bu mahkemeye bizzat baþkanlýk etmiþlerdir. Osmanlýlar zamanýnda 'adliye teþkilatý' ise düzenli bir þekilde kurulup yaygýnlaþtýrýlmýþtýr.

IV- Konu iþlenirken baþvurulabilecek bazý ayetler
 
إِنَّ اللّهَ يَأْمُرُ بِالْعَدْلِ وَالإِحْسَانِ وَإِيتَاءِ ذِي الْقُرْبَى وَيَنْهَى عَنِ الْفَحْشَاءِ وَالْمُنْكَرِ وَالْبَغْيِ يَعِظُكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ

“Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliði, akrabaya yardim etmeyi emreder, çirkin isleri, fenalýk ve azgýnlýðý da yasaklar. O, düþünüp tutasýnýz diye size öðüt veriyor.”   
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ كُونُواْ قَوَّامِينَ بِالْقِسْطِ شُهَدَاء لِلّهِ وَلَوْ عَلَى أَنفُسِكُمْ أَوِ الْوَالِدَيْنِ وَالأَقْرَبِينَ إِن يَكُنْ غَنِيًّا أَوْ فَقَيرًا فَاللّهُ أَوْلَى بِهِمَا فَلاَ تَتَّبِعُواْ الْهَوَى أَن تَعْدِلُواْ وَإِن تَلْوُواْ أَوْ تُعْرِضُواْ فَإِنَّ اللّهَ كَانَ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرًا
“Ey iman edenler adaleti ayakta tutarak Allah için þahitlik* edenler olun. Kendinizin, ana ve babanýzýn aleyhinde bile olsa (þahitlik ettiðiniz kimseler) zengin veya fakir de olsalar (adaletten ayrýlmayýn). Çünkü Allah ikisine de daha yakýndýr. Adaleti yerine getirebilmek için hevâ ve hevesinize uymayýn. Eðer eðri davranýr veya yüz çevirirseniz, Allah yaptýklarýnýzdan haberdardýr."
 
V- Konu iþlenirken baþvurulabilecek bazý hadisler

قال رسُولُ اللَّهِ صلَّى اللَّهُ عليهِ وسَلَّم " إنَّ أحبَّ النَّاسِ إلى اللهِ يَوْمَ القِياَمةِ، وأدْناهُم منهُ مَجْلِساً، إمامٌ عادلٌ. وأبْغضَ النَّاسِ إلى اللهِ، وأبْعدَهُم منهُ مجلِساً إمامٌ جائِرٌ".

Peygamber (s.a.s.):"Kýyâmet gününde insanlarýn Allah'u Teâlâ'ya en sevgili olaný ve Allah'a en yakýn bulunaný adil devlet baþkanýdýr. "  buyurmuþlardýr. 
عَنْ اِبْنِ عَباَّسٍ قاَلَ: قالَ النَِّبيُّ عليه الصلاة والسلام: وَلآ حَكَمَ قَوْمٌ بِغَيْرِ الْحَقِّ إِلاَّ فَشَا فِيهِمُ الدَّمُ

“Bir kavmin (devlet, mahkeme, aile ve fertleri arasýnda) hak ve adaletten uzak hükümler verilirse, o kavimde mutlaka kan dökümü yaygýnlaþýr”.
‏عَنْ‏عَبْد ِاللَّهِ بْنِ عَمْرِو بْنِ الْعَاصِ ‏عَنْ النَّبِيِّ ‏ ‏صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ‏ ‏قَالَ ‏ ‏إِنَّ ‏ ‏الْمُقْسِطِينَ ‏ ‏عِنْدَ اللَّهِ تَعَالَى عَلَى مَنَابِرَ مِنْ نُورٍ عَن يَمِينِ الرَّحْمَنِ الَّذِينَ يَعْدِلُونَ فِي حُكْمِهِمْ وَأَهْلِيهِمْ وَمَا وَلُوا ‏
 ‏“Peygamberimiz (s.a.)’in hadislerinde “Hükmünde, ailesine karþý ve velayeti altýnda olanlar hakkýnda adil davrananlar, kýyamet gününde nurdan minberler üzerindedirler” 
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ‏ ‏صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ‏ ‏إِنَّ أَحَبَّ النَّاسِ إِلَى اللَّهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ ‏ ‏وَأَدْنَاهُمْ ‏ ‏مِنْهُ مَجْلِسًا إِمَامٌ عَادِلٌ وَأَبْغَضَ النَّاسِ إِلَى اللَّهِ وَأَبْعَدَهُمْ مِنْهُ مَجْلِسًا إِمَامٌ ‏ ‏جَائِرٌ
Peygamber (s.a.s.):"Kýyâmet gününde insanlarýn Allah'u Teâlâ'ya en sevgili olaný ve Allah'a en yakýn bulunaný adil devlet baþkanýdýr. Kýyâmet gününde insanlarýn Allah'a en sevimsizi ve makamca da Allah'tan en uzak bulunaný zalim devlet baþkanýdýr. 
‏‏عَنْ‏ عَائِشَةَ  ‏أَنَّ  ‏أُسَامَةَ ‏ ‏كَلَّمَ النَّبِيَّ‏ ‏صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ‏ ‏فِي‏ ‏امْرَأَةٍ ‏ ‏فَقَالَ ‏ ‏إِنَّمَا هَلَكَ مَنْ كَانَ قَبْلَكُمْ أَنَّهُمْ كَانُوا يُقِيمُونَ الْحَدَّ عَلَى ‏ ‏الْوَضِيعِ ‏ ‏وَيَتْرُكُونَ الشَّرِيفَ وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ لَوْ أَنَّ ‏ ‏فَاطِمَةَ ‏ ‏فَعَلَتْ ذَلِكَ لَقَطَعْتُ يَدَهَا ‏
“Bir gün Kureyþ kabilesinden asil bir kadýn hýrsýzlýk yapmýþtý. 0 kadýný cezalandýrmamasý için Ashabdan Üsameyi Peygamberimize gönderdiler. Bu duruma kýzan ve üzülen Hz. Peygamber (s.a.v.) þöyle buyurdular: [Nasýl oluyor da bazý kimseler, Allah’ýn kanunu karþýsýnda aracý olmaya kalkýþýyorlar. “Sizden öncekilerin mahvolmasýnýn sebebi þudur: Ýçlerinden asil, ileri gelen birisi hýrsýzlýk yapýnca, onu serbest býrakýyor, zayýf ve fakir bir kimse hýrsýzlýk yapýnca, onu cezalandýrýyorlardý. Allah’a yemin ederim ki Muhammed’in kýzý Fatýma hýrsýzlýk yapsaydý, onun da cezasýný verirdim.”]

IV- Yaralanýlabilecek bazý kaynaklar

1- Konu aktarýlýrken baþvurulacak bazý ayetler: Nisa, 4/135; en-Nisâ, 4/58; Maide, 5/42; Maide, 5/8; Nisa, 4/58
2-Türkiye Diyanet Vakfý Ýslam Ansiklopedisi
3-Þamil Ýslam Ansiklopedisi
4-Ý. Canan, Hadis Ansiklopedisi
5-Macid Hadduri ; trc. Selahattin Ayaz, Ýslamda adalet kavramý



  Türkiye Diyanet Vakfý Ýslam Ansiklopedisi, 1/341; Þamil Ýslam Ansiklopedisi, Md. Adalet
  Müslim, Sünen, Ýmare 5 (1827) c. 2 s.1458
  Buhari, Hudud 11,12 c.8 s. 16;  Müslim, Hudud, 8-9 c.2 s. 1315.
  Muvatta, Cihad, 26 (II, 460)
  Müslim, Sahih, Ýmare 5, 18 (1828) c.2 s.148
  Þamil Ansiklopedisi, Md. “Adalet”
  Nahl, 16 /90
  Nisa, 4/135
  Tirmizî, Ahkâm, 4 (1329) c.3 s.617
  Muvatta, Cihad 26 (2, 460)
  Müslim, Sahih, Ýmaret 5 (1827) c.2 s. 1458
  Tirmizi, Sünen, Ahkam 4 / 1344 c.3 s.617
  Buhari, Sahih, Hudud 11 c.8 s. 16


radyobeyan