Vaaz Projeleri
Pages: 1
Bidat ve Hurafeler By: reyyan Date: 01 Ekim 2010, 12:27:24
BÝDAT VE HURAFELER


Mustafa KILIÇ


I- Konunun Plâný

   A-Bidat ve hurafe kavramlarý
   B-Yenilikler ve bidatlar arasýndaki farklar
   C-Kur’an’ýn bidat ve hurafelere bakýþý
   D-Hadislerde bidat ve hurafe
   E-Bidat ve hurafelerin çeþitleri  ve kaynaklarý
      1-Uluhiyetle ilgili hurafeler
      2-Gayb bilgisi
      3-Uður ve uðursuzluk
      4-Ölülerden medet ummak
      5-Cinlerle ilgili hurafeler
6-Bazý eski kültürlerin islâmî kimliðe bürünmesi
7-Diðer ilahi dinlerin etkisiyle yerleþen bidat ve hurafeler
      8-Gayr-i ilahi dinlerden kalma inanç ve düþünceler
9-Çeþitli siyasi olaylardan sonra üretilmiþ bidat ve hurafeler
F-Bidat ve hurafelerin zararlarý ve onlardan korunma çareleri
      1- Bidat ve hurafeler tevhid inancýna zarar verirler
2-Bidat ve hurafeler insanlarý yanlýþ kararlara ve yanlýþ uygulamalara sevk ederler
3-Bidat ve hurafeler birkaç nesil sonra deðiþmez dini kurallar olarak algýlanmaya baþlarlar
4-Bidatlara karþý yeterli dînî eðitim verilmesi

II- Konunun Açýlýmý ve Ýþleniþi

Bidat ve hurafe  kavramlarý açýklanarak konuya  baþlanýr. Daha sonra ilgili ayet ve hadislerle dinin bidat ve hurafelere bakýþ açýsý izah edilir. Hurafeye yakýn bir anlam ifade eden esatir kavramý ve Kur’an’daki esatir ile ilgili ayetler deðerlendirilir. Bidat ve hurafelerin  çeþitleri, kaynaklarý ve onlardan korunma çareleri anlatýlýr. Va’zýn sonuna doðru konunun özeti verilir ve alýnacak en önemli önlemler bir kere daha vurgulanýr. 

III- Konunun Özet Sunumu

Ýcat etmek,  örneði olmaksýzýn yapýp ortaya koymak, inþa etmek anlamarlýna gelen  bid’at kelimesi; “Hz. Peygamberden sonra ortaya çýkan ve dini olan her þeydir.”  diye tarif edilmiþtir. Rasul-ü Ekrem, Ýslam’da güzel  bir çýðýr açana, o çýðýra uyanlar bulunduðu sürece sevap verileceðini, kötü bir çýðýr açana da, ayný þekilde günah yazýlacaðýný ifade etmiþ, Hz.  Ömer de  teravih namazýný topluca kýlanlarý görünce,  “Bu ne güzel bir bidattir”   demiþtir. Bidat; yapýlmasýnda mahzur bulunmayan  “iyi bidat” ve yapýlmasý yasaklanan  “kötü bidat olmak üzere ikiye ayrýlýr. Peygamberimiz zamanýnda yazýlmýþ olan Kur’an sayfalarýný bir mushafta toplamak, teravih namazýný cemaatle kýlmak, minare ve okullar inþa etmek iyi bidate, kabirlerin üzerine türbe yapmak ve buralara mum dikmek,   kötü bidate örnek olarak gösterilebilir. Dini görünümlü olmayan ve dini telakki edilmeyen hususlar bidat sayýlmazlar. Mesela bir kimsenin helal olan bir þeyi kendisine yasaklamasý bidat deðildir; ancak bu yasaklamayý dindarlýk vesilesi yapmasý bidattir.   
Akla ve gerçeðe aykýrý düþen aldatýcý sözlere hurafe denir. Masal, efsane ve genel olarak gerçek dýþý olduðu kabul edildiði halde hoþa giden nakil ve rivayetlere de hurafe denilmiþtir. Kur’an-ý Kerim; hurafe kelimesi yerine daha çok esâtîr ve esâtiru’l-evvelîn tabirlerini kullanmýþtýr.
Hurafe tabiri mantýkî tabaný olmayan, gerçek hayatla iliþkisi bulunmayan inanç ve uygulamalar, iyilik veya kötülük getireceðine inanýlan kuvvetler için de kullanýlýr. Genellikle sihir,  büyü ve bunlarýn ürünü olan þeylerle ilgili  inançlar da hurafe terimiyle ifade edilir.
Toplumu hurafe ve batýl inançlardan korumak için özellikle anne babalarýn ve bulunduklarý mahallelerde etkili olan yaþlý kadýnlarýn bilgilendirilmesi gereklidir.

IV- Konu Ýþlenirken Baþvurulabilecek Bazý Ayetler

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ إِنَّمَا الْخَمْرُ وَالْمَيْسِرُ وَالأَنصَابُ وَالأَزْلاَمُ رِجْسٌ مِّنْ عَمَلِ الشَّيْطَانِ فَاجْتَنِبُوهُ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ

“Ey iman edenler! (Aklý örten) içki (ve benzeri þeyler),  kumar,  dikili taþlar ve fal oklarý ancak, þeytan iþi birer pisliktir. Onlardan kaçýnýn ki kurtuluþa eresiniz.”
أَمْ يَقُولُونَ تَقَوَّلَهُ بَل لاَ يُؤْمِنُونَ فَلْيَأْتُوا بِحَدِيثٍ مِّثْلِهِ إِنْ كَانُوا صَادِقِينَ
“Yoksa, “O Kur’an’ý kendisi uydurup söyledi” mi diyorlar? Hayýr, (sýrf inatlarýndan dolayý) iman etmiyorlar.Eðer doðru söyleyenler iseler, haydi onun gibi bir söz getirsinler!”
وَمَا هُوَ بِقَوْلِ شَاعِرٍ قَلِيلًا مَا تُؤْمِنُونَ  ولاَ بِقَوْلِ كَاهِنٍ قَلِيلًا مَا تَذَكَّرُون تَنزِيلٌ مِّن رَّبِّ الْعَالَمِينَ وَلَوْ تَقَوَّلَ عَلَيْنَا بَعْضَ الاَ َقَاوِيلِ لاَخَذْنَا مِنْهُ بِالْيَمِينِ
“O, bir þâirin sözü deðildir. Ne de az inanýyorsunuz! Bir kâhinin sözü de deðildir. Ne de az düþünüyorsunuz! O, âlemlerin Rabbi tarafýndan indirilmedir. Eðer (Peygamber) bize isnat ederek bazý sözler uydurmuþ olsaydý mutlaka onu kudretimizle yakalardýk.”
وَإِذَا قِيلَ لَهُم مَّاذَا أَنزَلَ رَبُّكُمْ قَالُواْ أَسَاطِيرُ الأَوَّلِينَ لِيَحْمِلُواْ أَوْزَارَهُمْ كَامِلَةً يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَمِنْ أَوْزَارِ الَّذِينَ يُضِلُّونَهُم بِغَيْرِ عِلْمٍ أَلاَ سَاء مَا يَزِرُونَ

“Onlara “Rabbiniz ne indirdi?” denildiði zaman, “Öncekilerin masallarý” dediler. Böylece kýyamet gününde kendi günahlarýný tam olarak, bilgisizce saptýrdýklarý kimselerin günahlarýnýn da bir kýsmýný yüklenirler. Dikkat et, yüklendikleri ne kötüdür.” 

V- Konu Ýþlenirken Baþvurulabilecek Bazý Hadisler

مَنِ اقْتَبَسَ عِلْماً مِنَ النُّجُومِ اقْتَبَسَ شُعْبَةً مِنَ السِّحْرِ، زَادَ مَا زَادَ
"Kim müneccimlikle ilgili bir bilgi iktibas etmiþse sihirden bir þûbe iktibas etmiþ demektir. Müneccimlik  arttýkça sihirbazlýk ta artar." 
Hadislerde yasaklanan ilim, bugünün tabiriyle astronomi denen yýldýzlar ilmi deðil, astroloji denen falcýlýktýr.
وعن عروة بن عامر القرشى رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال:  ذُكِرَتِ الطِّيَرَةُ عِنْدَ رَسُولِ اللّهِ
:فقَالَ: أحْسَنُهَا الْفَألُ، وَلآ تَرُدُّ مُسْلِماً. فَإذَا رَأى أحَدُكُمْ مَا يَكْرَهُ فَلْيَقُلِ: اللَّهُمَّ لاَ يَأتِي بِالْحَسَنَاتِ إّلاَ أنْتَ، وََلاَ يَدْفَعُ السَّيّآتِ إَّلاَ أنْتَ وَلاَ َ حَوْلَ وَلاَ َ قُوَّةَ إَّلاَ بِكَ.

“Urve Ýbnu Âmir el-Kureþî radýyallahu anh anlatýyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ýn yanýnda uðursuzluktan bahsedilmiþti. Buyurdular ki:
"Bunun en iyisi fe'l (uður çýkarma)dýr. (Uðursuzluk inancý) bir müslümaný yolundan alýkoymasýn. Biriniz, hoþlanmadýðý bir þey görecek olursa þu duayý okusun: "Allahümme la ye'ti bi'lhasenâtý illâ ente ,ve lâ yedfe'u's-Seyyiâti illâ ente velâ havle ve lâ kuvvete illâ bike. (Allahým! Hayrý ancak sen verebilirsin, kötülüðü de ancak sen defedebilirsin. (Ýbadet, çalýþma, korunma vs. için muhtaç olduðumuz) güç ve kuvvet de ancak sendendir.)"
وعن زيد بن خالد رَضِيَ اللّهُ عَنه قال: صَلّى لَنَا رَسُولُ اللّهِ الصُّبْحَ بِالْحُدَيْبِيَةِ في إثْرِ سَمَاءٍ كَانَتْ مِنَ اللّيْلِ. فَلَمَّا انْصَرَفَ أقْبَلَ عَلى النَّاسِ فَقَالَ: هَلْ تَدْرُونَ مَاذَا قَالَ رَبُّكُمْ؟ قَالُوا: اللّهُ وَرَسُولُهُ أعْلَمُ. قَالَ، قَالَ: أصْبَحَ مِنْ عِبَادِي مُؤْمِنٌ بِي وَكَافِرٌ؛ فأمَّا مَنْ قَالَ: مُطِرْنَا بِفَضْلِ اللّهِ وَرَحْمَتِهِ فذلِكَ مُؤْمِنٌ بِي كَافِرٌ بِالْكَوْكَبِ؛ وَمَنْ قَالَ: مُطِرْنَا بِنَوْءٍ كَذَا وَكَذَا فذلِكَ كَافِرٌ بِي مُؤْمِنٌ بِالْكَوْكَبِ

“Zeyd Ýbnu Halid (radýyallahu anh) anlatýyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Hudeybiye'de, bize geceleyin yaðan yaðmurun peþinden sabah namazý kýldýrmýþtý. Namazý bitirince cemaatýn önüne geçti ve:"Rabbiniz ne dedi biliyor musunuz?" buyurdu. Cemaat: "Allah ve Resulü bilir!" dediler."Allah Teala hazretleri: "Kullarýmdan bir kýsmý bana mü'min, bir kýsmý da kâfir olarak sabahladý. "Allah'ýn fazlý ve rahmetiyle bize yaðmur yaðdýrýldý" diyen bana mü'min,  yýldýzlarý da inkar edici olarak sabahladý. Kim de: "Falanca falanca yýldýz sayesinde bize yaðmur yaðdýrýldý"  dediyse o da bana kâfir, yýldýza mü'min olarak sabaha erdi" dedi!"  buyurdular." 

VI- Yararlanýlabilecek Bazý Kaynaklar

Buhari, Sahih,  Et’ime, 70/ 8, (VI, 199);  Teravih, 31/1  (II, 251);  Týp, 76/19,  (VII,  3);   Büyû’ 34/25,  (III, 11) ,  34/113,   (III, 43); 
Müslim,  Sahih, Cuma,  7/43, (I,592);  Ýlim, 47/15,  (III, 2059);  Zekat,  12/69 (I, 705);  Akdiye,   30/17, (II, 1343);    Selam, 39/102,   (II, 1743);  Mesacid, 5/33, (I, 382);   
Ebu Davud,  Sünen,  Týp, 22/17,  (IV, 212),   Sünnet, 34/6,  (V, 10),
Tirmizi,   Sünen, Ýlim,  42/16,  (V, 44),   Et’ime,  26/1, (IV, 250); Nesâî,  Sünen, Zekat, 23/64, (V, 75),  ‘Ý deyn,  19/22,  (III, 188);   
Ýbn-i Mace,  Sünen, Mukaddime,  2,(I, 3) 7,(I, 5) 67, (I, 27),   Et’ime, 29/20, (II, 1095);   
Ahmed b. Hanbel,  Müsned,  I,  180,  II, 68, 381, 408, 429, 476, III, 477, IV, 357, 359, 361, V, 60, VI, 157; 
Bekir Topaloðlu, Kelam Ýlmine Giriþ,  Ýstanbul 1981, s. 245; 
Mehmet Sofuoðlu, Bid’atlar ve Korunma Yollarý,  Ýstanbul  Yüksek Ýslam Enstitüsü  Ýstanbul 1964, s. 72-93;
Diyanet Ýslam Ansiklopedisi, “Bidat” Maddesi,VI/129-131, “Hurafe” Maddesi, XVIII/381;
Katib Çelebi,  Mizânü’l-hak fî Ýhtiyâri’l- ehak (nþr. Orhan Þaik Gökyay) Ýstanbul 1980, s. 72-73;
Ýsmail Lütfi Çakan, Hurafeler ve Batýl Ýnanýþlar, Ýstanbul, 1981; Recep Aktaþ,  Batýl Ýnançlar, Adana 1965,
Mustafa Uysal, Bid’at ve Hurafeler, Konya, 1969;
Abdülkadir Ýnan, Hurafeler ve Menþeleri, Ankara, 1962.



  Ahkaf,  46/9;  Hadid,  57/27
  Müslim, Sahih, ‘Ýlim, 47/15, (III, 2059);  Zekat 12/69, (I, 705);   / Nesai,  Sünen, Zekat, 23/64,  (V, 75) Ýbn   Mace,  Sünen, Mukaddime  14,  (I, 7);   Ahmed b. Hanbel,  Müsned,  IV, 357, 359, 361,   Buhârî, Sahih, Teravih,  31/1  (II,  52);  Malik b. Enes,  Muvatta’,  Ramazan, 6/3, (I, 114)
  Buhârî, Sahih, Teravih,  31/1  (II,  52);  Malik b. Enes,  Muvatta’,  Ramazan, 6/3, (I, 114)
  En’am, 6/25, Enfal, 8/31, Nahl, 16/24, Mü’minûn, 23/83, Furkan, 25/5, Neml, 27/68, Ahkaf, 46/17, Kalem, 68/15
  Maide,  5/90
  Tur, 52/33-34
  Hâkka,  69/41-45
  Nahl, 16/24-25
  Ebu Davud, Sünen, Týbb,  22/22, (IV, 227)
  Ebu Dâvud, Sünen,  Týbb 22/24, (IV, 230-235)
  Buharî,  Sahih, Ezan,  10/156, (I, 205);  Ýstiska,  15/28, (II, 23);  Megazi,  64/35,  (5/61)   Tevhid,  97/35, (VIII, 196);  Müslim,  Sahih,  Ýman,  1/125,  (I, 84);  Malik  b. Enes,  Muvatta,  Ýstiska,  13/4,  (I,  192);  Ebu Davud, Sünen,  Týbb,  22/22,  (IV, 227);   Nesâî,  Sünen,  Ýstiska, 17/ 16,  (III, 165)


radyobeyan