Konularýna Göre Ayetler
Pages: 1
Mallar By: meryem Date: 30 Eylül 2010, 09:45:48
Mallar

Andolsun, biz sizi biraz korku, açlýk ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceðiz. Sabýr gösterenleri müjdele. (2/155)
Yüzlerinizi doðuya ve batýya çevirmeniz iyilik deðildir. Ama iyilik, Allah´a, ahiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere iman eden; mala olan sevgisine raðmen, onu yakýnlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmýþa, isteyip-dilenene ve kölelere (özgürlükleri için) veren; namazý dosdoðru kýlan, zekatý veren ve ahidleþtiklerinde ahidlerine vefa gösterenler ile zorda, hastalýkta ve savaþýn kýzýþtýðý zamanlarda sabredenler(in tutum ve davranýþlarýdýr). Ýþte bunlar, doðru olanlardýr ve müttaki olanlar da bunlardýr. (2/177)
Birbirinizin mallarýný haksýzlýkla yemeyin ve bile bile günahla insanlarýn mallarýndan bir bölümünü yemeniz için onlarý hakimlere aktarmayýn. (2/188)
Onlara peygamberleri dedi ki: "Allah size Talut´u (melik olarak) gönderdi." Onlar: "Biz hükümdarlýða, ona göre daha çok hak sahibiyken ve ona bir mal (servet) bolluðu verilmemiþken, nasýl bizi (yönetmek üzere) hükümdarlýk (mülk) onun olabilir " dediler. O (þöyle) demiþti: "Doðrusu Allah size onu seçti ve onun bilgi ve bedenî gücünü arttýrdý. Allah, kime dilerse mülkünü verir; Allah (rahmeti ve gücü) geniþ olandýr, bilendir." (2/247)
Mallarýný Allah yolunda infak edenlerin örneði yedi baþak bitiren, her bir baþakta yüz tane bulunan bir tek tanenin örneði gibidir. Allah, dilediðine kat kat arttýrýr. Allah (ihsaný) bol olandýr, bilendir. (2/261)
Mallarýný Allah yolunda infak edenler, sonra infak ettikleri þeyin peþinden baþa kakmayan ve eziyet vermeyenlerin ecirleri Rableri katýndadýr, onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardýr. (2/262)
Ey iman edenler, Allah´a ve ahiret gününe inanmayýp, insanlara karþý gösteriþ olsun diye malýný infak eden gibi minnet ve eziyet ederek sadakalarýnýzý geçersiz kýlmayýn. Böylesinin durumu, üzerinde toprak bulunan bir kayanýn durumuna benzer; üzerine saðnak bir yaðmur düþtü mü, onu çýrýlçýplak býrakýverir. Onlar kazandýklarýndan hiçbir þeye güç yetiremez (elde edemez)ler. Allah, kâfirler topluluðuna hidayet vermez. (2/264)
Yalnýzca Allah´ýn rýzasýný istemek ve kendilerinde olaný kökleþtirip- güçlendirmek için mallarýný infak edenlerin örneði, yüksekçe bir tepede bulunan, saðnak yaðmur aldýðýnda ürünlerini iki kat veren bir bahçenin örneðine benzer ki ona saðnak yaðmur isabet etmese de bir çisintisi (vardýr). Allah, yaptýklarýnýzý görendir. (2/265)
Onlar ki, mallarýný gece, gündüz; gizli ve açýk infak ederler. Artýk bunlarýn ecirleri Rableri katýndadýr, onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardýr. (2/274)

Þüphesiz inkâr edenler, onlarýn mallarý da, çocuklarý da kendilerine Allah´tan (gelecek azaba karþý) hiçbir þey kazandýrmaz. Ve onlar ateþin yakýtýdýrlar. (3/10)

Gerçekten inkâr edenlerin ise, ne mallarý, ne çocuklarý, onlara Allah´tan yana bir þey saðlayamaz. Ýþte onlar, ateþin halkýdýrlar, onda temelli olarak kalacaklardýr. (3/116)

Andolsun, mallarýnýzla ve canlarýnýzla imtihan edileceksiniz ve sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve þirk koþmakta olanlardan elbette çok eziyet verici (sözler) iþiteceksiniz. Eðer sabreder ve sakýnýrsanýz (bu) emirlere olan azimdendir. (3/186)
Yetimlere mallarýný verin ve murdar olanla temiz olaný deðiþtirmeyin. Onlarýn mallarýný mallarýnýza katarak yemeyin. Çünkü bu, büyük bir suçtur. (4/2)
Allah´ýn sizin için (kendileriyle hayatýnýzý) kaim (geçiminizi saðlamaya destekleyici bir araç) kýldýðý mallarýnýzý düþük akýllýlara vermeyin; bunlarla onlarý rýzýklandýrýp giydirin ve onlara güzel (maruf) söz söyleyin. (4/5)
Yetimleri, nikaha eriþecekleri çaða kadar deneyin; þayet kendilerinde bir (rüþd) olgunlaþma gördünüz mü, hemen onlara mallarýný verin. Büyüyecekler diye israf ile çarçabuk yemeyin. Zengin olan iffetli olmaya çalýþsýn, yoksul olan da artýk maruf (ihtiyaca ve örfe uygun) bir þekilde yesin. Mallarýný kendilerine verdiðiniz zaman, onlara karþý þahid bulundurun. Hesap görücü olarak Allah yeter. (4/6)
Gerçekten, yetimlerin mallarýný zulmederek yiyenler, karýnlarýna ancak ateþ doldurmuþ olurlar. Onlar, çýlgýn bir ateþe gireceklerdir. (4/10)
Sað ellerinizin malik olduðu (cariyeler) dýþýndaki kadýnlardan ´evli ve özgür´ olanlarla da (evlenmeniz haramdýr.) Bunlar, Allah´ýn üzerinize yazdýðýdýr. Bunlarýn dýþýnda kalaný iffetlerini koruyup fuhuþta bulunmamak üzere mallarýnýzla (mehir vererek) evlenecek kadýn aramanýz size helal kýlýndý. Öyleyse onlardan hangi þeyle (veya ne kadar) yararlandýysanýz, onlara ücret (mehir)lerini tesbit edildiði miktarýyla ödeyin. Miktarýn tesbitinden sonra, karþýlýklý hoþnud olduðunuz bir þey konusunda üstünüze bir sorumluluk yoktur. Þüphesiz Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandýr. (4/24)
Ey iman edenler, mallarýnýzý, sizden karþýlýklý anlaþmadan (doðan) bir ticaretten baþka haksýz ´nedenler ve yollarla´ (batýlca) yemeyin. Ve kendi nefislerinizi öldürmeyin. Þüphesiz, Allah, sizi çok esirgeyendir. (4/29)

Allah´ýn, bazýsýný bazýsýna üstün kýlmasý ve onlarýn kendi mallarýndan harcamasý nedeniyle erkekler, kadýnlar üzerinde ´sorumlu gözeticidir.´ Saliha kadýnlar, gönülden (Allah´a), itaat edenler, Allah nasýl koruduysa görünmeyeni koruyanlardýr. Nüþuzundan korktuðunuz kadýnlara (önce) öðüt verin, (sonra onlarý) yataklarda yalnýz býrakýn, (bu da yetmezse hafifçe) vurun. Size itaat ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayýn. Doðrusu Allah yücedir, büyüktür. (4/34)
Ve onlar, mallarýný insanlara gösteriþ olsun diye infak ederler, Allah´a ve ahiret gününe de inanmazlar. Þeytan, kime arkadaþ olursa, artýk ne kötü bir arkadaþtýr o. (4/38)
Mü´minlerden, özür olmaksýzýn oturanlar ile, Allah yolunda mallarýyla ve canlarýyla cihad edenler eþit deðildir. Allah, mallarýyla ve canlarýyla cihad edenleri oturanlara göre derece olarak üstün kýlmýþtýr. Tümüne güzelliði (cenneti) va´detmiþtir; ancak Allah, cihad edenleri oturanlara göre büyük bir ecirle üstün kýlmýþtýr. (4/95)
Ondan nehyedildikleri halde faiz almalarý ve insanlarýn mallarýný haksýz yere yemeleri nedeniyle (öyle yaptýk.) Onlardan kafir olanlara pek acýklý bir azab hazýrlamýþýzdýr. (4/161)

Yetimin malýna, o erginlik çaðýna eriþinceye kadar -o en güzel (þeklin) dýþýnda- yaklaþmayýn. Ölçüyü ve tartýyý doðru olarak yapýn. hiçbir nefse, gücünün kaldýrabileceði dýþýnda bir þey yüklemeyiz. Söylediðiniz zaman -yakýnýnýz dahi olsa- adil olun. Allah´ýn ahdine vefa gösterin. Ýþte bunlarla size tavsiye (emr) etti; umulur ki öðüt alýp-düþünürsünüz." (6/152)

Bilin ki, mallarýnýz ve çocuklarýnýz ancak bir fitnedir (imtihan konusudur.) Allah yanýnda ise büyük bir mükafaat vardýr. (8/28)
Gerçek þu ki, inkâr edenler, (insanlarý) Allah´ýn yolundan engellemek için mallarýný harcarlar; bundan böyle de harcayacaklar. Sonra bu, onlara yürek acýsý olacaktýr, sonra bozguna uðratýlacaklardýr. Ýnkâr edenler sonunda cehenneme sürülüp toplanacaklardýr. (8/36)
Gerçek þu ki, iman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda mallarýyla ve canlarýyla cihad edenler ile (hicret edenleri) barýndýranlar ve yardým edenler, iþte birbirlerinin velisi olanlar bunlardýr. Ýman edip hicret etmeyenler, onlar hicret edinceye kadar, sizin onlara hiçbir þeyle velayetiniz yoktur. Ama din konusunda sizden yardým isterlerse, yardým üzerinizde bir yükümlülüktür. Ancak, sizlerle onlar arasýnda anlaþma bulunan bir topluluðun aleyhinde deðil. Allah, yaptýklarýnýzý görendir. (8/72)
Ýman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda mallarýyla ve canlarýyla cihad edenlerin Allah katýnda büyük dereceleri vardýr. Ýþte ´kurtuluþa ve mutluluða´ erenler bunlardýr. (9/20)

De ki: "Eðer babalarýnýz, çocuklarýnýz, kardeþleriniz, eþleriniz, aþiretiniz, kazandýðýnýz mallar, az kâr getireceðinden korktuðunuz ticaret ve hoþunuza giden evler, sizlere Allah´tan, O´nun Resûlü´nden ve O´nun yolunda cihad etmekten daha sevimli ise, artýk Allah´ýn emri gelinceye kadar bekleyedurun. Allah, fasýklar topluluðuna hidayet vermez. (9/24)
Ey iman edenler, gerçek þu ki, (Yahudi) bilginlerinden ve (Hýristiyan) rahiplerinden çoðu, insanlarýn mallarýný haksýzlýkla yerler ve Allah´ýn yolundan alýkoyarlar. Altýný ve gümüþü biriktirip de Allah yolunda harcamayanlar... Onlara acý bir azabý müjdele. (9/34)

Hafif ve aðýr savaþa kuþanýp çýkýn ve Allah yolunda mallarýnýzla ve canlarýnýzla cihad edin. Eðer bilirseniz, bu sizin için daha hayýrlýdýr. (9/41)
Allah´a ve ahiret gününe iman edenler, mallarýyla ve canlarýyla cihad etmekten (kaçýnmak için) senden izin istemezler. Allah takva sahiplerini bilendir. (9/44)
Þu halde onlarýn mallarý ve çocuklarý seni imrendirmesin; Allah bunlarla ancak onlarý dünya hayatýnda azablandýrmak ve canlarýnýn inkâr içindeyken zorlukla çýkmasýný ister. (9/55)
Sizden önceki (münafýklar ve kâfirler) gibi. Onlar sizden kuvvet bakýmýndan daha güçlü, mal ve çocuklar bakýmýndan daha çoktular. Onlar kendi paylarýyla yararlanmaya baktýlar; siz de, sizden öncekilerin kendi paylarýyla yararlanmaya kalkýþmalarý gibi, kendi paylarýnýzla yararlanmaya baktýnýz ve siz de (dünyaya ve zevke) dalanlar gibi daldýnýz. Ýþte onlarýn dünyada ahirette bütün yapýp-ettikleri (amelleri) boþa çýkmýþtýr ve iþte onlar kayba uðrayanlardýr. (9/69)
Allah´ýn elçisine muhalif olarak (savaþtan) geri kalanlar oturup-kalmalarýna sevindiler ve Allah yolunda mallarýyla ve canlarýyla cihad etmeyi çirkin görerek: "Bu sýcakta (savaþa) çýkmayýn" dediler. De ki: "Cehennem ateþinin sýcaklýðý daha þiddetlidir." Bir kavrayýp-anlasalardý. (9/81)
Onlarýn mallarý ve evlatlarý seni imrendirmesin; Allah bunlarla, ancak onlarý dünyada azablandýrmak ve canlarýnýn onlar inkâr içindeyken zorluk içinde çýkmasýný istiyor. (9/85)
Ama Resul ve onunla birlikte olan mü´minler, mallarýyla ve canlarýyla cihad ettiler; iþte bütün hayýrlar onlarýndýr ve kurtuluþa erenler onlardýr. (9/88)
Onlarýn mallarýndan sadaka al, bununla onlarý temizlemiþ, arýndýrmýþ olursun. Onlara dua et. Doðrusu, senin duan, onlar için ´bir sükûnet ve huzurdur.´ Allah iþitendir, bilendir. (9/103)
Hiç þüphesiz Allah, mü´minlerden -karþýlýðýnda onlara mutlaka cenneti vermek üzere- canlarýný ve mallarýný satýn almýþtýr. Onlar Allah yolunda savaþýrlar, öldürürler ve öldürülürler; (bu,) Tevrat´ta, Ýncil´de ve Kur´an´da O´nun üzerine gerçek olan bir vaaddir. Allah´tan daha çok ahdine vefa gösterecek olan kimdir Þu halde yaptýðýnýz bu alýþveriþten dolayý sevinip-müjdeleþiniz. Ýþte ´büyük kurtuluþ ve mutluluk´ budur. (9/111)
Musa dedi ki: "Rabbimiz, þüphesiz Sen, Firavun´a ve önde gelen çevresine dünya hayatýnda bir çekicilik (güç, ihtiþam) ve mallar verdin. Rabbimiz, Senin yolundan saptýrmalarý için (mi ) Rabbimiz, mallarýný yerin dibine geçir ve onlarýn kalblerinin üzerini þiddetle baðla; onlar acý azabý görecekleri zamana kadar iman etmeyecekler." (10/88)
Ey Kavmim, ben sizden buna karþýlýk bir mal istemiyorum. Benim ecrim, yalnýzca Allah´a aittir. Ben iman edenleri kovacak deðilim. Onlar gerçekten Rablerine kavuþacaklar. Ancak ben sizi, cahillik etmekte olan bir kavim görüyorum. (11/29)

Dediler ki: "Ey Þuayb, atalarýmýzýn taptýðý þeyleri býrakmamýzý ya da mallarýmýz konusunda dilediðimiz gibi davranmaktan vazgeçmemizi senin namazýn mý emrediyor Çünkü sen, gerçekte yumuþak huylu, aklý baþýnda (reþid bir adam)sýn." (11/87)

Bir yolcu-kafilesi geldi, sucularýný (kuyuya su almak için) gönderdiler. O da kovasýný sarkýttý. "Hey müjde... Bu bir çocuk." dedi. Ve onu (kuyudan çýkarýp) ´ticaret konusu bir mal´ olarak sakladýlar. Oysa Allah, yapmakta olduklarýný bilendi. (12/19)
Sonra onlara karþý size tekrar ´güç ve kuvvet verdik´, size mallar ve çocuklarla yardým ettik ve topluluk olarak sizi sayýca çok kýldýk. (17/6)
Erginlik çaðýna eriþinceye kadar, -o da en güzel bir tarz olmasý- dýþýnda yetimin malýna yaklaþmayýn. Ahde vefa gösterin. Çünkü ahid bir sorumluluktur. (17/34)
Onlardan güç yetirdiklerini sesinle sarsýntýya uðrat, atlýlarýn ve yayalarýnla onlarýn üstüne yaygarayý kopar, mallarda ve çocuklarda onlara ortak ol ve onlara çeþitli vaadlerde bulun." Þeytan, onlara aldatmadan baþka bir þey vadetmez. (17/64)
(Ýkisinden) Birinin baþka ürün (veren yer)leri de vardý. Böylelikle onunla konuþurken arkadaþýna dedi ki: "Ben, mal bakýmýndan senden daha zenginim, insan sayýsý bakýmýndan da daha güçlüyüm." (18/34)

Baðýna girdiðin zaman, ´Maþaallah, Allah´tan baþka kuvvet yoktur´ demen gerekmez miydi Eðer beni mal ve çocuk bakýmýndan senden daha az (güçte) görüyorsan." (18/39)

Mal ve çocuklar, dünya hayatýnýn çekici-süsüdür; sürekli olan ´salih davranýþlar´ ise, Rabbinin katýnda sevap bakýmýndan daha hayýrlýdýr, umut etmek bakýmýndan da daha hayýrlýdýr. (18/46)
Onlardan önce nice insan- nesillerini yýkýma uðrattýk, onlar mal (giyim, kuþam ve tefriþ) bakýmýndan da, gösteriþ bakýmýndan da daha güzeldiler. (19/74)

Ayetlerimizi inkar edip, bana: "Elbette mal ve çocuklar verilecektir" diyeni gördün mü (19/77)

Onlar sanýyorlar mý ki, kendilerine verdiðimiz mal ve çocuklarla (23/55)

Nikah (imkaný) bulamayanlar, Allah onlarý kendi fazlýndan zenginleþtirinceye kadar iffetli davransýnlar. Sað ellerinizin malik olduðu (köle ve cariyelerden) mükatebe isteyenlere -eðer onlarda bir hayýr görüyorsanýz- mükatebe yapýn. Ve Allah´ýn size verdiði malýndan onlara verin. Dünya hayatýnýn geçici metaýný elde etmek için -ýrzlarýný korumak istiyorlarsa- cariyelerinizi fuhþa zorlamayýn. Kim onlarý (fuhþa) zorlarsa, þüphesiz, onlarýn (fuhþa) zorlanmalarýndan sonra Allah (onlarý) baðýþlayandýr, esirgeyendir. (24/33)
´Malýn da, çocuklarýn da bir yarar saðlayamadýðý günde." (26/88)
(Elçi hediyelerle) Süleyman´a geldiði zaman: "Sizler bana mal ile yardýmda mý bulunmak istiyorsunuz Allah´ýn bana verdiði, size verdiðinden daha hayýrlýdýr; hayýr, siz, hediyenizle sevinip öðünebilirsiniz" dedi. (27/36)
Ýnsanlarýn mallarýndan artsýn diye, verdiðiniz faiz Allah katýnda artmaz. Ama Allah´ýn yüzünü (rýzasýný) isteyerek verdiðiniz zekat ise, iþte (sevablarýný ve gelirlerini) kat kat arttýranlar onlardýr. (30/39)
Ve sizi onlarýn topraklarýna, yurtlarýna, mallarýna ve daha ayak basmadýðýnýz bir yere mirasçý kýldý. Allah, herþeye güç yetirendir. (33/27)

Ve: "Biz mallar ve evlatlar bakýmýndan daha çoðunluktayýz ve bir azaba uðratýlacak da deðiliz" de demiþlerdir. (34/35)

Bizim katýmýzda sizi (bize) yaklaþtýracak olan ne mallarýnýz, ne de evlatlarýnýzdýr; ancak iman edip salih amellerde bulunanlar baþka. Ýþte onlar; onlar için yaptýklarýna karþýlýk olmak üzere kat kat mükafaat vardýr ve onlar yüksek köþklerinde güven içindedirler. (34/37)
O da demiþti ki: "Gerçekten ben, mal (veya at) sevgisini Rabbimi zikretmekten dolayý tercih ettim." Sonunda bu atlar (koþtular ve toz) perdesinin arkasýna saklandýlar. (38/32)
Gerçekten dünya hayatý, ancak bir oyun ve tutkulu bir oyalanmadýr. Eðer iman ederseniz ve sakýnýrsanýz, O, size ecirlerinizi verir ve mallarýnýzý da istemez. (47/36)

Bedevilerden geride býrakýlanlar, sana diyecekler ki: "Bizi mallarýmýz ve ailelerimiz meþgul etti. Bundan dolayý bizim için maðfiret dile." Onlar, kalplerinde olmayan þeyi dilleriyle söylüyorlar. De ki: "Þimdi Allah, size bir zarar isteyecek ya da bir yarar dileyecek olsa, sizin için Allah´a karþý kim herhangi bir þeyle güç yetirebilir Hayýr, Allah yaptýklarýnýzý haber alandýr." (48/11)
Mü´min olanlar, ancak o kimselerdir ki, onlar, Allah´a ve Resûlü´ne iman ettiler, sonra hiçbir kuþkuya kapýlmadan Allah yolunda mallarýyla ve canlarýyla cihad ettiler. Ýþte onlar, sadýk (doðru) olanlarýn ta kendileridir. (49/15)
Onlarýn mallarýnda dilenip-isteyen (ve iffetinden dolayý istemeyip de) yoksul olan için de bir hak vardý. (51/19)

Bilin ki, dünya hayatý ancak bir oyun, ´(eðlence türünden) tutkulu bir oyalama´, bir süs, kendi aranýzda bir övünme (süresi ve konusu), mal ve çocuklarda bir ´çoðalma-tutkusu´dur. Bir yaðmur örneði gibi; onun bitirdiði ekin ekicilerin (veya kafirlerin) hoþuna gitmiþtir, sonra kuruyuverir, bir de bakarsýn ki sapsarý kesilmiþ, sonra o, bir çer-çöp oluvermiþtir. Ahirette ise þiddetli bir azab; Allah´tan bir maðfiret ve bir hoþnutluk (rýza) vardýr. Dünya hayatý, aldanýþ olan bir metadan baþka bir þey deðildir. (57/20)
Ne mallarý, ne çocuklarý onlara Allah´a karþý hiçbir þeyle yarar saðlamaz. Onlar, ateþin halkýdýr, içinde süresiz kalacaklardýr. (58/17)

(Bundan baþka bu mallar,) Hicret eden fakirleredir ki, onlar, Allah´tan bir fazl (lütuf ve ihsan) arayýp, Allah´a ve O´nun Resûlü´ne yardým ederlerken yurtlarýndan ve mallarýndan sürülüp-çýkarýlmýþlardýr. Ýþte bunlar, sadýk olanlar bunlardýr. (59/8)
Allah´a ve O´nun Resulü´ne iman edersiniz, mallarýnýzla ve canlarýnýzla Allah yolunda cihad edersiniz. Bu, sizin için daha hayýrlýdýr; eðer bilirseniz. (61/11)

Ey iman edenler, ne mallarýnýz, ne çocuklarýnýz sizi Allah´ý zikretmekten ´tutkuya kaptýrarak-alýkoymasýn´; kim böyle yaparsa, artýk onlar hüsrana uðrayanlarýn ta kendileridir. (63/9)
Mallarýnýz ve çocuklarýnýz sizin için ancak bir fitne (bir deneme)dir. Allah ise, büyük ecir (en güzel karþýlýk) O´nun katýnda olandýr. (64/15)
Mal (servet) ve çocuklar sahibi oldu diye, (68/14)
Malým bana hiçbir yarar saðlayamadý." (69/28)
Ve onlarýn mallarýnda belirli bir hak vardýr: (70/24)
Size mallar ve çocuklarla yardýmda bulunsun. Size (ürün yüklü) baðlar-bahçeler versin, ýrmaklar da versin." (71/12)
Nuh: "Rabbim, gerçekten onlar bana isyan ettiler; mal ve çocuklarý kendisine ziyandan baþka bir þeyi arttýrmayan kimselere uydular." (71/21)

Ki Ben ona, ´alabildiðine geniþ kapsamlý bir mal´ (servet) verdim. (74/12)

Malý ´bir yýðma tutkusu ve hýrsýyla´ seviyorsunuz. (89/20)

O: "Yýðýnla mal tüketip-yok ettim" diyor. (90/6)

Tereddi edeceði (baþaþaðý düþüþe uðrayacaðý) zaman, malý ona hiç yarar saðlamaz. (92/11)

Ki o, malýný vererek temizlenip-arýnýr. (92/18)

Muhakkak o, mal sevgisinden dolayý (bencil ve cimri tutumundan) çok katýdýr. (100/8)

Ki o, mal yýðýp biriktiren ve onu saydýkça sayandýr. (104/2)

Gerçekten malýnýn kendisini ebedi kýlacaðýný sanýyor. (104/3)
Malý ve kazandýklarý kendisine bir yarar saðlamadý. (111/2)

Ynt: Mallar By: ceren Date: 28 Eylül 2017, 15:36:09
Esselamu aleykum.rabbimin bize verdiði verdiði mallarara binlerce kez subhanallah. Kazandýðýmýz elde ettiðimiz tüm nimetleri mallarý hakkiyla alýn teri ile kazanan kullardan olalim inþallah. ..

radyobeyan