Din ve Samimiyet By: reyyan Date: 29 Eylül 2010, 17:09:24
DÝN VE SAMÝMÝYET (ÝYÝ NÝYET,ÝHLAS)
Dr. Ekrem KELEÞ
I- Konunun Plâný
A-Samimiyet Nedir?
1.Dini literatürümüzde Samimiyeti Anlatan Bazý Terimler
a-Nasihat
b-Ýhlas
c-Niyet
d-Sadakat
2.Dinimizin Samimiyete Verdiði Önem
3.Ýnançta Sözde ve Tutum ve Davranýþlarda Samimiyet
B-Samimiyetle Baðdaþmayan Bazý Nitelikler
1.Riya, Ýkiyüzlülük, Ýçi dýþý bir olmama
2.Aldatma, kandýrma
3.Nifak, münafýklýk
4.Yalan
C-Günümüzde Samimiyet Özlemi
D-Sonuç
II- Konunun Açýlýmý ve Ýþleniþi
Konuya, samimiyet kavramý açýklanarak baþlanabilir. Dini literatürümüzde samimiyeti ifade eden kavramlara geçilir. Bunlardan özellikle ihlas, nasihat, niyet ve sadakat üzerinde durulabilir.
Samimiyetin dinde temel deðerlendirme ölçüsü olduðu, kiþinin bütün yapýp ettiklerinin samimiyetine göre karþýlýk göreceði anlatýlmaya çalýþýlýr.
Daha sonra Ýslam dininin samimiyete verdiði önem anlatýlýr. Müslümanýn, iman, ibadet ve muamelat alanýnda yani hayatýnýn her alanýnda samimi olmasý gerektiði örneklerle açýklanabilir. Bu çerçevede özellikle samimiyetin zýttý olan riya, ikiyüzlülük, münafýklýk, yalan, aldatma ve kandýrma gibi niteliklerin samimiyetle baðdaþmayacaðý izah edilebilir. Bütün bu kötü niteliklerin Kur’an ve Sünnette nasýl yerildiði örneklerle anlatýlýr.
Netice itibariyle dinin özünün samimiyete dayandýðý Müslümanýn da her iþinde samimi olmasý gerektiði vurgulanýr.
III- Konunun Özet Sunumu
Peygamber Efendimiz bir hadislerinde dini, { الدِّينُ النَّصِيحَةُ } Din, samimiyettir.’ þeklinde tanýmlamýþlardýr. Bunun içindir ki Ýslam dini ihlasý, Müslümanlarýn ibadet ve davranýþlarýnýn Allah nezdindeki temel deðerlendirme kriteri olarak benimsemiþtir. {الدِّينُ النَّصيِحَةُ} Din, samimiyettir.’ Hadisi, mana ve muhteva bakýmýndan Ýslam’ýn temeli (medâr-ý Ýslam) olarak kabul edilen dört hadisten biri kabul edilmiþtir.
Samimiyetin zýttý olarak aldatma, kandýrma, iki yüzlülük gibi davranýþlar, zaten Ýslam ahlâkýyla asla baðdaþmayan niteliklerdir. Bu bakýmdan samimiyet ve ihlas, Müslümanlýðýn özünü oluþturmaktadýr. Bu sebeple Peygamber Efendimiz {اِنَّماَ الاعْمالُ بِالنِّيَّاتِ} “Ameller niyetlere göredir” buyurmuþtur. Dinin özünün samimiyet ve ihlas olduðunu gösteren pek çok ayet ve hadis bulunmaktadýr.
Dinin özü samimiyettir. Bunun içindir ki Hz. Peygamber dini samimiyet olarak tanýmlamýþtýr. Samimi olmayan iman, ibadet ve amellerin Allah yanýnda hiçbir deðeri olmaz.
IV- Konu Ýþlenirken Baþvurulabilecek Bazý Ayetler
Özellikle þu ayetlere yer verilebilir:
وَمَا أُمِرُوا إِلاَّ لِيَعْبُدُوا اللَّهَ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ حُنَفَاءَ وَيُقِيمُوا الصَّلاةَ وَيُؤْتُوا الزَّكَاةَ وَذَلِكَ دِينُ الْقَيِّمَةِ .
“Halbuki onlara, ancak dini Allah’a has kýlarak, hakka yönelen kimseler olarak O’na kulluk etmeleri, namazý kýlmalarý ve zekâtý vermeleri emredilmiþti. Ýþte bu dosdoðru dindir.”
لَنْ يَنَالَ اللَّهَ لُحُومُهَا وَلا دِمَاؤُهَا وَلَكِنْ يَنَالُهُ التَّقْوَى مِنْكُمْ .
“Onlarýn etleri ve kanlarý asla Allah’a ulaþmaz. Fakat ona sizin takvanýz (Allah’a karþý gelmekten sakýnmanýz) ulaþýr. Böylece onlarý sizin hizmetinize verdi ki, size doðru yolu gösterdiðinden dolayý Allah’ý büyük tanýyasýnýz. Ýyilik edenleri müjdele.”
قُلْ إِنْ تُخْفُوا مَا فِي صُدُورِكُمْ أَوْ تُبْدُوهُ يَعْلَمْهُ اللَّهُ .
“De ki: ‘Ýçinizdekini gizleseniz de, açýða vursanýz da Allah onu bilir. Göklerdeki her þeyi, yerdeki her þeyi de bilir. Allah her þeye hakkýyla gücü yetendir.’”
Ayrýca þu ayet-i kerimelere de bakýlabilir: 3/5; 7/29;15/39-42; 38/82-83; 39/2,11;14/40,65; 40/29;57/4; 89/14;
V- Konu Ýþlenirken Baþvurulabilecek Bazý Hadisler
عَنْ تَمِيمِ الدَّارِي أنَّ النَّبِيَّ صلى الله عليه وسلم قالَ: الدِّينُ النَّصِيحَةُ.قُلْناَ لِمَنْ؟ قالَ: لِلَّهِ وَلِكِتاَبِهِ وَلِرَسولِهِ وَلِأِئمَّةِ اْلِمُسْلِمِينَ وَعامَّتِهِمْ.
Temim ed-Dârî’den rivayet edildiðine göre, Hz. Peygamber : ‘Din, samimiyettir.’ Buyurmuþtur. (Ravi der ki:) “Biz, ‘Kime karþý’, diye sorduk. O da ‘Allah’a, Kitabýna, Rasulüne, Müslümanlarýn önderlerine ve bütün Müslümanlara karþý’, buyurdular.”
قالَ اللهُ عَزَّ وَ جَلَّ اَحَبُّ ماَ تَعَبَّدَنِى بِهِ عَبْدِى اِلىَّ النُّصْحُ لِى
“Allah buyuruyor ki; ‘Kulumun en çok sevdiðim ibadeti, bana karþý samimi olmasýdýr.”
عَنْ أَميرِ الْمُؤْمِنِينَ أبي حفْصٍ عُمرَ بنِ الْخَطَّابِِ رضي الله عنه ، قال:سَمِعْتُ رَسُولَ الله صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم يقُولُ « إنَّما الأَعْمالُ بِالنِّيَّاتِ ، وإِنَّمَا لِكُلِّ امْرِئٍ مَا نَوَى، فَمَنْ كانَتْ هِجْرَتُهُ إِلَى الله وَرَسُولِهِ فَهِجْرَتُهُ إلى اللهِ وَرَسُولِهِ ، وَمَنْ كاَنْتْ هجْرَتُه لِدُنْيَا يُصِيبُهاَ، أَو اِمرَأَةٍ يَنْكِحُهاَ فَهِجْرَتُهُ إلىَ ماَ هَاجَرَ إلَيْهِ »
Mü’minlerin emîri Ebû Hafs Ömer ibni Hattâb radýyallahu anh, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i þöyle buyururken dinledim, dedi:
“Yapýlan iþler niyetlere göre deðerlenir. Herkes yaptýðý iþin karþýlýðýný niyetine göre alýr. Kimin niyeti Allah’a ve Resûlü’ne varmak, onlara hicret etmekse, eline geçecek sevap da Allah’a ve Resûlü’ne hicret sevabýdýr. Kim de elde edeceði bir dünyalýða veya evleneceði bir kadýna kavuþmak için yola çýkmýþsa, onun hicreti de hicret ettiði þeye göre deðerlenir. ”
عَنْ أبي عَبْدِ اللَّهِ جابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ الأَنْصَارِيِّ رضِيَ الله عنْهُمَا قَالَ :كُنَّا مَع النَّبِيِّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم في غَزَاة فَقَالَ : «إِنَّ بِالْمَدِينَةِ لَرِجَالاً مَا سِرْتُمْ مَسِيراً ، وَلاَ قَطَعْتُمْ وَادِياً إِلاَّ كانُوا مَعكُمْ حَبَسَهُمُ الْمَرَضُ» وَفِي روايَةِ : «إِلاَّ شَركُوكُمْ فيِ الأَجْرِ» رَواهُ مُسْلِمٌ .
Ebû Abdullah Câbir Ýbni Abdullah el–Ensârî radýyallahu anhümâ þöyle dedi:
Bir defasýnda Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte bir gazvede bulunuyorduk. Buyurdu ki:
“Hastalýklarý yüzünden Medine’de kalan öyle kimseler var ki, siz bir yolda yürüdüðünüz veya bir vâdiyi geçtiðinizde, onlar da sizinle birlikte gibidir. ”
Bir baþka rivayete göre:
“Sevap kazanmada size ortak olurlar” buyurdu.
عَنْ أَنَسٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ :رَجَعْنَا مِنْ غَزْوَةِ تَبُوكَ مَعَ النَّبِيِّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم فَقَالَ: «إِنَّ أَقْوَامَاً خَلْفَنَا بِالمدِينةِ مَا سَلَكْنَا شِعْباً وَلاَ وَادِياً إِلاَّ وَهُمْ مَعَنَا،حَبَسَهُمْ الْعُذْرُ».
Enes radýyallahu anh þöyle dedi:
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ile Tebük Gazvesi’nden döndüðümüz sýrada þöyle buyurdu:
“Medine’de bizden geride kalan öyle kimseler vardýr ki, bir dað yoluna, bir vâdiye girdiðimizde onlar da bizimle yürüyormuþ gibi sevap kazanýrlar. Çünkü onlarý birtakým mâzeretleri alýkoymuþtur. ”
عَنْ أبي هُريْرة عَبْدِ الرَّحْمن بْنِ صخْرٍ رضي الله عَنْهُ قال : قالَ رَسُولُ الله صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم: «إِنَّ اللهَ لا يَنْظُرُ إِلى أَجْسامِكْم، وَلا إِلى صُوَرِكُمْ ، وَلَكِنْ يَنْظُرُ إِلَى قُلُوبِكُمْ وَأَعْماَلِكُمْ» رواه مسلم .
Ebû Hüreyre Abdurrahman Ýbni Sahr radýyallahu anh’den rivayet edildiðine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem þöyle buyurdu:
“Allah Teâlâ sizin bedenlerinize ve yüzlerinize deðil, kalblerinize bakar. ”
عَنْ أبي مُوسَى عبْدِ اللَّهِ بْنِ قَيْسٍ الأَشعرِيِّ رضِي الله عنه قالَ: سُئِلَ رسولُ اللهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم عَنِ الرَّجُلِ يُقاَتِلُ شَجَاعَةً ، ويُقاَتِلُ حَمِيَّةً ويُقاَتِلُ رِياَءً ، أَيُّ ذَلِكَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ؟ فَقَالَ رَسولُ اللهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : « مَنْ قاتَلَ لِتَكُونَ كَلِمَةُ اللَّهِ هِي الْعُلْيَا فَهُوَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ» مُتَّفَقٌ عليه
Ebû Mûsâ Abdullah Ýbni Kays el–Eþ`arî radýyallahu anh þöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e:
Biri cesaretini göstermek, diðeri milletini korumak, öteki kendine yiðit adam dedirtmek için savaþan kimselerden hangisi Allah yolundadýr? diye soruldu.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem þu cevabý verdi:
“Kim, Ýslâmiyet daha yüce olsun diye savaþýyorsa, o Allah yolundadýr. ”
عَنْ أبي الْعَبَّاسِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عبَّاسِ بْنِ عَبْدِ الْمُطَِّلب رَضِي الله عنهما، عَنْ رسول الله صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ، فِيما يَرْوى عَنْ ربِّهِ ، تَبَارَكَ وَتَعَالَى قَالَ : إِنَّ الله كتَبَ الْحسناتِ والسَّيِّئاتِ ثُمَّ بَيَّنَ ذلك : فمَنْ همَّ بِحَسَنةٍ فَلمْ يعْمَلْهَا كتبَهَا اللَّهُ عِنْدَهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى عِنْدَهُ حسنةً كامِلةً وَإِنْ همَّ بهَا فَعَمِلَهَا كَتَبَهَا اللَّهُ عَشْر حَسَنَاتٍ إِلَى سَبْعِمَائِةِ ضِعْفٍ إِلَى أَضْعَافٍ كثيرةٍ ، وَإِنْ هَمَّ بِسيِّئَةِ فَلَمْ يَعْمَلْهَا كَتَبَهَا اللَّهُ عِنْدَهُ حَسَنَةً كامِلَةً ، وَإِنْ هَمَّ بِها فعَمِلهَا كَتَبَهَا اللَّهُ سَيِّئَةً وَاحِدَةً.
Ebü’l–Abbâs Abdullah Ýbni Abbâs Ýbni Abdülmuttalib radýyal–lahu anhümâ’dan nakledildiðine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Allah Teâlâ’dan rivayet ettiði bir hadiste þöyle buyurdu:
“Allah Teâlâ iyilik ve kötülükleri takdir edip yazdýktan sonra bunlarýn iyi ve kötü oluþunu þöyle açýkladý:
Kim bir iyilik yapmak ister de yapamazsa, Cenâb–ý Hak bunu yapýlmýþ mükemmel bir iyilik olarak kaydeder.
Þayet bir kimse iyilik yapmak ister sonra da onu yaparsa, Cenâb–ý Hak o iyiliði on mislinden baþlayýp yedi yüz misliyle, hatta kat kat fazlasýyla yazar.
Kim bir kötülük yapmak ister de vazgeçerse, Cenâb–ý Hak bunu mükemmel bir iyilik olarak kaydeder.
Þayet insan bir kötülük yapmak ister sonra da onu yaparsa, Cenâb–ý Hak o fenalýðý sadece bir günah olarak yazar. ”
VI- Yararlanýlabilecek Bazý Kaynaklar
NEVEVÎ, Ebu Zekeriyya Yahya b. Þeref en-Nevevî(v.676/1277), Riyâzü’s-Salihîn, Ter. Hasan Hüsnü Erdem ve Kývâmüddin Burslan, Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý Yayýný, Ank. 1972, I/1-16
Türkçe Trecüme ve Þerhi: Riyâzü’s-Salihîn Peygamber Efendimizden Hayat Ölçüleri, Hazýrlayanlar: Prof. Dr. M. Yaþar kandemir, Prof. Dr. Ýsmail Lütfi Çakan, Doç Dr. Raþit Küçük, Erkam Yayýnlarý, Ýst. 1997, I-VIII C. Not: Bu projedeki Hadis Mealleri bu kitaptan iktibas edilmiþtir, I/89-140
GÖRMEZ, Mehmet, Hz. Peygamberin Bir Hadis-i Þerifinde Din Tanýmý, Diyanet Ýlmi Dergi(Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed –Özel sayý),Ankara 2000, s.331-338.
DAVUDOÐLU, Ahmet, Sahih-i Müslim Tercemesi ve Þerhi, Sönmez Neþriyat, Ýst 1977, I/298 vd.
Beyyine, 98/ 5]
Hac, 22/ 37
Âl-i Imran, 3/ 29]
Müslüm, Ýman 95 (Hadis No:55)
Ahmed b. Hanbel, V/254
Buhârî, Bed’ü’l–vahy 1, Îmân 41, Nikâh 5, Menâkýbu’l–ensâr 45, Ýtk 6, Eymân 23, Hiyel 1; Müslim, Ýmâret 155. Ayrýca bk. Ebû Dâvûd, Talâk 11; Tirmizî, Fezâilü’l–cihâd 16; Nesâî, Tahâret 60; Talâk 24, Eymân 19; Ýbni Mâce, Zühd 26
Müslim, Ýmâre 159
Buhârî, Megâzî 81, Cihâd 35. Ayrýca bk. Ebû Dâvûd, Cihad 19; Ýbni Mâce, Cihâd 6
Müslim, Birr 33. Ayrýca bk. Ýbni Mâce, Zühd 9
Buhârî, Ýlim 45, Cihad, 15, Farzu’l–humüs 10, Tevhîd 28; Müslim, Ýmâre 150, 151. Ayrýca bk. Tirmizî, Fezâilü’l–cihad 16; Nesâî, Cihad 21; Ýbni Mâce, Cihad 13
Buhârî, Rikâk 31; Müslim, Îmân 207, 259. Ayrýca bk. Buhârî, Tevhîd 35; Tirmizî, Tefsîru sûre (6), 10