Karadeniz de Nur ordusu By: ehlidunya Date: 28 Eylül 2010, 22:38:09
Karadeniz'de "Nur ordusu" seferde
Ellerinde nur, gönüllerinde nur olduðu halde Bediüzzaman Tanýtým ve Hizmet Týrý'na eþlik eden "Nur ordusu", Çarþamba, Ünye, Fatsa ve Ordu'dan geçerek, Trabzon'a doðru yol alýyor ve Karadeniz'i nurlandýrýyor.
"Bediüzzaman Türkiye yollarýnda" sloganýyla Edirne'den baþladýðý bir aylýk Türkiye turunda Karadeniz Bölgesi'ne doðru yönelen Bediüzzaman Tanýtým ve Hizmet Týrý Çorum duraðýnýn ardýndan Amasya'nýn Merzifon ilçesinden geçerek Samsun'un Çarþamba ilçesine ve oradan da Ordu iline geldi.
Merzifon'un cadde ve sokaklarýnda boy gösteren Hizmet Týrý, buradaki Yeni Asya Okuyucularýnýn yoðun ilgi ve muhabbetleri sebebiyle 1 saate yakýn bir süre Merzifon'da kaldý. Merzifonlular adeta Hizmet Týrý'ný býrakmak istemedilerse de týrýmýz programýnýn devamlýlýðý gereði Samsun Çarþamba'ya doðru yoluna devam etti.
Çarþamba ilçesi giriþinde konvoylarla karþýlanan Bediüzzaman Tanýtým ve Hizmet Týrý, Çarþamba Carrefour marketi yanýndaki alanda, Çevikel Petrol tesislerinin misafiri olarak konakladý.
Çarþamba'da Hizmet Týrý'na yoðun ilgi
Yeni Asya Medya Grubu'nun düzenlemiþ olduðu ve Bediüzzaman Said Nursi'nin fikir, eser ve davasýný anlatmak maksadýyla yola çýkan Bediüzzaman Tanýtým ve Hizmet Týrý Çarþamba'da yoðun ilgi gördü. Samsun il merkezinden ve çevre il ve ilçelerden gelen vatandaþlar, Hizmet Týrý'nýn daðýtmýþ olduðu kitap, broþür, poster gibi hediyelerden aldýlar.
Bediüzzaman Tanýtým ve Hizmet Týrý'nýn ilçelerine gelmesiyle ilgili gazetemize konuþan Yeni Asya Gazetesi Çarþamba Ýlçe Temsilcisi Baki Çimiç, "Bediüzzaman Tanýtým ve Hizmet Týrý'nýn ilçemize gelmesinden ötürü sevinç ve memnuniyet duygularýný bir arada yaþýyoruz. Gerçekten beklediðimizin ötesinde bir sevgi ve alaka ile karþýlandýk. Çevre il ve ilçelerden de insanlar Hizmet Týrý'ný ziyarete geldiler. Týrýn geliþi ile ilgili 5 bin adet el ilaný daðýtmýþ, radyolardan da anonslar verdirmiþtik. Dolayýsýyla Bediüzzaman Hizmet Týrý Çarþamba ilçesinin gündeminde önemli bir yer teþkil etti diyebiliriz. Bediüzzaman Said Nursi'nin fikirlerini ve davasýný anlatmayý gaye edinerek ilçemize gelen ve bundan sonra da onlarca il ve ilçeyi dolaþacak olan Hizmet Týrý'na teþekkür ediyor ve yollarýnýn açýk olmasýný diliyoruz" dedi.
Çarþamba'da yerel gazeteler Bediüzzaman Tanýtým ve Hizmet týrý ile ilgili haberler yayýnladýlar. Çarþamba'daki programa Samsun il merkezinden, Terme'den, Alaçam'dan ve çevre il ve ilçelerden de katýlým oldu. 120 km uzaklýktaki Alaçam'dan gelen gençler Bediüzzaman Tanýtým ve Hizmet Týrý'ný yalnýz býrakmak istemeyerek, hep beraber doluþtuklarý eski model bir araçla Ordu'ya kadar týrýmýza eþlik ettiler. Hizmet Týrý Çarþamba ilçesinde en az bir ildeki programlarýmýz kadar ilgi gördü.
Üstadýmýz Fatsa'ya hoþgeldin
Yol üzerinde Ünye ve Fatsa ilçelerinden geçen Hizmet Týrý neredeyse her köþe baþýnda bir iki okuyucunun konvoya katýlmasýyla birlikte uzun bir konvoyla Karadeniz Sahil Yolu'nda seyrine devam etti. Artýk Karadeniz'in "hýrçýn sularý" karþýsýnda seyrine devam edecek olan Hizmet Týrý, bir yanda yemyeþil daðlar öteki yanda ise Karadeniz olduðu halde tünellerden geçerek yoluna devam etti. Fatsa ilçesinin giriþinde
bekleyen okuyucular ellerinde "Üstadýmýz Fatsa'ya hoþgeldin" yazýlý pankartlarla bekliyorlardý. Bu manzara konvoydaki insanlarý oldukça duygulandýrmýþtý. Sanki Bediüzzaman Hazretleri vefatýnýn 50. yýlýnda tekrar bir Türkiye turu yaparak, saðlýðýnda gelemediði yerlere de geliyor gibiydi. Ýnsanlar bu þuurla týrýmýzý karþýlýyor ve baðýrlarýna basýyorlardý.
Fatsa'da Mehmet Özkurt'un, sahibi olduðu Kader Pastanesi'nde týr ekibimize ve konvoya katýlan bütün Yeni Asya okuyucularýna verdiði ikram davetinin ardýndan yolculuðumuz Ordu'ya doðru devam etti.
Said Nursi Þeyh Said ile karýþtýrýlýyor
Ordu'ya öðleden sonra adeta ellerinde nurdan baþka birþey olmayan bir "Nur Ordusu ile" ulaþan týrýmýza ve týr ekibimize týpký her yerde olduðu gibi büyük bir muhabbet gösterildi. Burada Cumhuriyet Meydaný'nda konaklayan týrýmýz ordunun yemyeþil daðlarý ve deniz kokusuyla birlikte tanýtým programýna hazýrlandý. Öðleden sonra baþlayan tanýtým programýnda ilk olarak Faik Altun konuþtu. Altun, buraya geliþ maksatlarýnýn Bediüzzaman Said Nursi'yi doðru tanýtmak olduðunu söyledi. Said Nursi'nin Þeyh Said ile karýþtýrýldýðýný hatýrlatan Altun, "Bütün dünyanýn tanýdýðý ve okuduðu Said Nursi'nin kendi memleketinde yanlýþ tanýnýyor olmasý oldukça düþündürücüdür. Bizler iþte hiç tanýmayanlarý ya da yanlýþ tanýyanlarý doðru bilgilendirmek amacýndayýz. Zira Said Nursi Þeyh Said'in isyanýna katýlmak bir yana bu isyaný engellemek için elinden geleni yapmýþtýr" dedi. Altun'un ardýndan bir konuþma yapan Harran Üniversitesi Eðitim Bilimleri Öðretim Üyesi olan ve aslen bir Ordulu olan Þemseddin Çakýr ise Ordulu hemþehrilerine seslendiði konuþmasýnda, Bediüzzaman Said Nursi'nin burada olmasýndan dolayý bir Ordulu olarak iftihar duyduðunu dile getirdi. Bediüzzaman Said Nursi'nin çaðýmýzýn en büyük Ýslam alimi olduðunu hatýrlatan Çakýr, "Ben bir eðitim uzmaný olduðum halde, Bediüzzaman Said Nursi'nin eserlerini okuduðumda eðitim konusunda ne kadar yetersiz olduðumuzu ve Said Nursi'nin ne kadar çaðýnýn ilerisinde olduðunu müþahade ediyorum. Bediüzzaman Hazretleri 83 yýllýk ömrünü mukaddesat uðruna harcamýþtýr. Bediüzzaman Hizmet Týrý geliyor deyince heyecanlandýk. Þu anda görünce "Ehlen Sehlen Merhaba Ey Aziz Üstad, buyurun kuþeyi þeref sizindir" demek geldi içimden. Çünkü bizim davamýzý, iman davamýzý, dillere destan bir þekilde, en mukni deliller ve ispatlar ile en iyi misaller ile, kahramanca hiç sözünü esirgemeden, meydanlarda, hapishanelerde, kahvehanelerde, mahkemelerde, eserlerinde bütün hayatý boyunca dile getirmiþ mümtaz bir insandýr. Dalalet vadilerinde hayrete düþen insanlar için Bediüzzaman gerçekten yanýlmaz yanýltmaz bir rehberdir. Fahri kainat efendimizin müjdelediði her asýr gelecek müceddidlerinin sonuncusu ve hani ekabir bezm-i ahirde gelir derler, yani en büyük en son gelir derler. Bu bir kaidedir. Nasýl ki Peygamberlerin en büyüðü Fahri Kainat Efendimiz Peygamberimiz (asm)'dir. Evliyalarýn en büyüðü de en son gönderilen olmalýdýr. Sizleri 130 parçalýk Risale-i Nur Külliyatý adlý hakikatler manzumesine davet ediyorum"
Daha sonra Ordu il temsilciliði adýna kýsa bir konuþma yapan Turgay Namdar, Bediüzzaman Tanýtým ve Hizmet Týrý'nýn illerine gelmiþ olmasýndan ve Ordulularýn Hizmet Týrý'na göstermiþ olduðu ilgiden dolayý teþekkürlerini takdim etti.
Bekir Berk rahmetle anýldý
Risale-i Nur'un meþhur avukatý Bekir Berk, Ordulu bir nur talebesiydi. 1926 yýlýnda Ordu'da dünyaya gelmiþ ve 1992 yýlýnda vefat etmiþti. Bediüzzaman’ýn hayatta iken vekâletname verdiði tek avukat olan Bekir Berk, Üstadýnýn kendisine verdiði görevi lâyýkýyla yerine getirdi. 1958’den 1972’ye kadarki en buhranlý dönemlerde girdiði mahkemelerden, bini aþkýn beraat kararý aldý. Bu sebeple bütün Ordulularýn nurun fahri bir avukatý olmasý kaçýnýlmaz olacaktýr. Nitekim Ordulularýn Bediüzzaman Hizmet Týrý'na sahip çýkmalarý da buna liyakatleri olduðunu gösteriyordu. Bu vesileyle Risale-i Nur'un avukatý Bekir Berk de rahmetle anýldý.
Bediüzzaman'ý tanýmamak mümkün mü?
Týr programýný genç yaþlý, kadýn erkek bir çok Ordulu takip etti. Bunlardan biri de ilköðretim talebesi Mehmet Alp Müezzinoðlu idi. Bediüzzaman Said Nursi'yi tanýyýp tanýmadýðýný sorduðumuz Müezzinoðlu, "Tabii ki tanýyorum, onu tanýmamak mümkün mü?" dedi. Yaþý küçük olmasýna raðmen olgun cevaplar veren Müezzinoðlu, "Risale-i Nur okumayý ve Bediüzzaman'ý takip etmeyi asla býrakmayacaðýný" söyledi.
Cumhuriyet Meydaný'ndaki programda kitap, broþür, poster daðýtýmý yapýlýrken, Yeni Asya Gazetesi'nin o günkü nüshasý da daðýtýldý. Ordu Radyo Televizyonu (ORT), Kanal 52, Canik TV gibi televizyon kanallarý da týr programý ile ilgili çekimler ve röportajlar gerçekleþtirdi.
Gece geç saatlerde çýktýðýmýz Ordu'nun Boztepe mevkiinden Ordu gerçek manada nurlanmýþ gibi görünüyordu. 530 metre gibi çok yüksek bir mevkiden þehre ve denize bakan tepeden Ordu þehri oldukça ihtiþamlý ve ýþýklý görünüyordu. Gökyüzünde bütün parlaklýðýyla asýlý duran ay da oldukça nurlu bir þekilde denizi aydýnlatýyor, Karadeniz üzerinde adeta "nurdan bir yol" oluþturuyordu...
Ordu Cumhuriyet Meydaný'nda sabaha kadar konaklayan týrýmýz, öðleden sonra Trabzon'da geniþ katýlýmlý bir program yapmak üzere sabah saatlerinde tekrar yollara koyuldu.
Þeref Çetintaþ: Gazetemizin ehemmiyeti büyük
Samsunlu Yeni Asya okuyucularýndan olan ve týrýmýzla beraber Samsun'dan Ordu ve Trabzon'a kadar bize eþlik eden Þeref Çetintaþ ile bir söyleþi yaptýk. Çetintaþ askerlikten sonra yaþadýðý deðiþim üzerine Risale-i Nurlar ile tanýþmýþ. Ýþte Çetintaþ'ýn hikayesi: "1964 yýlýnda vatani vazifemi Kars'ýn Pazarcýk hudut taburunda komünist Rusya'ya karþý yapýyordum. O Sovyet rejimini gördükten sonra benim dünyamda bir deðiþiklik olmaya baþladý. Terhis olduktan 6 ay geçtikten sonra çok samimi bir arkadaþým "Sen birþeyler yapmaya çalýþýyorsun ama en baþta kendini kurtar" dedi. Önce ben kýzdým bu lafýna. Sen bana ne demek istiyorsun dedim. Zira ben komünizmle mücadele derneklerine gidip geliyorum, birþeyler yapmaya çalýþýyorum, dedim. Meðer komünizmin aðýna düþmüþüz de haberimiz yokmuþ... O arkadaþým benle biraz konuþtuktan sonra "sana bir kitap vereceðim ama bu kitap yasaktýr" dedi. Ben de "neyden bahsediyor bu kitaplar" dedim. O da "dinden, imandan" deyince ben yine öfkelendim. "Nasýl olur da bu kitaplar yasak olur? Esas gayri meþru hayat tarzýný anlatan kitaplarý yasaklasýnlar, din kitaplarý nasýl yasak olabilir" dedim. Elinden kitabý alýp karakola gidecektim ve bu kitaplarý nasýl yasaklýyorsunuz diye itiraz edeektim. Bana sarýldý, þimdi dur, git evine oku, dedi. O zaman eve gittim ve 1. Söz "Bismillah her hayrýn baþýdýr" bölümünden okumaya baþladým. Ama aradan yarým saat geçmiþti ve ben hala birinci sayfasýnda bir üstüne, bir altýna bakarak tekrar tekrar okuyordum. Bir türlü ikinci sayfaya geçmedim. Sonra kanaatim geldi ki bu kitap benim için yazýlmýþtýr. Sonradan haberim oldu ki, benim babam Risale-i Nurlardan zaten haberdarmýþ ve hatta Bediüzzaman'ý Ýstanbul'dayken 1915 yýlýnda görmüþ. Ama bizlere hiç bahsetmemiþ endiþe ettiði için. Benim de o zaman dinden imandan pek bir nasibim yoktu. Ben o arkadaþýma sordum, dedim kesin bu kitaplarý bir yerde okuyanlar vardýr. Beni oraya götür dedim. Öylece tanýþtýk... Sonra sene 1968'de ben kesin bu insanlarýn bir yayýný olmasý lazým dedim. Nitekim Ýttihad gazetesi çýkmaya baþladý haftalýk olarak. O zaman Bekir Berk abi bu gazetenin ehemmiyetini anlatmak için Samsun'a geldi. Bekir Berk abi bize Ýttihad'ýn yani þimdiki Yeni Asya'nýn tahþidatýný yapýyor, Zübeyr abi gemilerde satýyor, Sadullah Nutku abi Beyazýt Camii'nde gazete satýyor. Hatta Sadullah Abi'ye diyorlarmýþ, abi siz zahmet etmeyin, baþkalarý satsýn. O da "siz karýþmayýn, bu gazete benim gazetemdir" diye mukabele ediyormuþ. Sonra bir gün Üstad hazretlerini rüyamda gördüm. Yeþil bir elbise içindeydi. Rüyada bana kýzýyordu. Ben de ona yalvarýyordum affetmesi için. Sonra birden hafif tebessüm etti. Ben uyandýðýmda hemen gittim 10 tane gazete istedim. Onlarý sattým. Ertesi gün 50 tane daha aldým. Cuma namazý çýkýþýnda sattým. Böyle böyle arttýrarak Ýttihad haftalýk çýktýðý sürece 1250 adet haftalýk satýyordum. Ta ki günlük çýkana kadar bu hal devam etti. Sonra günlük satmaya baþladýk. Bugün halen buralara koþuyor, gidiyor geliyorsam, o günkü þevk ve heyecanýn tesirindendir. Ben esasýnda son zamanlarda yaþananlardan, bazý arkadaþlarýmýzýn inhirafýndan dolayý yeis ve ümitsizlik yaþamýþ evime çekilmiþtim. Gazetemizde bu týr meselesini görünce bana tekrar heyecan geldi, bütün yeisim daðýldý. O sebeple bu tür hizmetlerin zamanlamasý çok önemlidir. Ben bu hizmeti yapanlara minnettarým. Allah hizmetlerini daim eylesin. Þimdi ben sanki bu hizmet yeni baþladýðý günlerdeymiþ gibi bir hisse kapýlýyorum. Sanki Üstad bunlarý yeni yazýyor ve bizler neþretmeye çalýþýyoruz. Bu týr bende bu haleti ruhiyeyi yeniden uyandýrdý. Þimdi Risale-i Nur'u yeniden okumak, yeniden okutmanýn zamanýdýr. Kaybettiðimiz bazý deðerleri yeniden kazanmak için buna ihtiyacýmýz var.
radyobeyan