Kuran ve Sünnette Evlilik
Pages: 1
Uygulamaya Dair Misaller By: Hadice Date: 27 Eylül 2010, 13:36:34
                                                            Uygulamaya Dair Misaller:
 


Bu talimatlarýn tatbikatýna gelince, mukaddime de belirttiðimiz gibi, Ümmü Hâni' bint Ebî Talib'e Rasûlüllah (s.a.v.) talip olmuþtu. Ümmü Hâni': Ya Rasûlallah, sen bana canýmdan daha deðerlisin, ne var ki ben yaþlý bir kadýným, çocuklarým da küçük, ayrýca kocanýn hakký da büyüktür; korkarým ki, kocama kendimi fazla kaptýrýr ve çocuklarýmý ihmal ederim ya da çocuklanma yönelir, kocamý ihmal ederim.

Bunun üzerine Rasûlüllah (s.a.v.) þöyle buyurdu: "Deveye binen kadýnlarýn en hayýrlýlarý, Kureyþ'li kadýnlardýr. Çünkü onlar çocuklarýna daha çok þefkat gösterir ve kocalarýnýn malýný daha çok gözetirler. Meryem bint Ýmran'ýn deveye bindiðini bilsey­dim, kimseyi ondan üstün tutmazdým. [848]

Ayrýca rivayet edilir ki, Rasûlüllah (s.a.v.), babasýnýn zorlamasýyla evlendirilen Hansa bint Hazzâm el-Ensârîye'nin nikahým bozmuþtur.

Hansâ'ya iki kiþi talip olmuþtu. Bunlardan biri; Rasûlüllah'ýn (s.a.v.) ashabýnýn kahramanlarýndan olan Ebu Lübabe b. el-Münzir, diðeri ise, -Hansâ'mn akrabalarýndan- Avf oðullarýndan bir adam idi. Hansa, Ebu Lübabe'yi istiyordu. Ancak babasý, buna aldýrýþ etmeden onu, amcasýoðlu ile evlendirdi.

O da Peygambere (s.a.v.) gelerek: Babam bana haksýzlýk etti ve benden habersiz beni evlendirdi, dedi. Peygamber (s.a.v.), ona: "Onun nikahý yoktur, sen, dilediðinle evlen" buyurdu. Bunun üzerine, Ebu Lübabe ile evlendi.

Mebsut'un müellifi, bu olayý basit bir farklýlýkla rivayet etmekte­dir. Bu rivayet þöyledir: Hansa: Babam, istemediðim halde beni kardeþi oðlu ile evlendirdi, dedi. Rasûlüllah (s.a.v.): Babanýn yaptýðýný hoþ görüp kabul et, buyurdu. Hansa: Babamýn yaptýðýna rýzam yok, dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah (s.a.v.): Git, onun nikahý yoktur, dilediðini nikahla, buyurdu. O zaman Hansa: Babamýn yaptýðýný kabul ettim, la­kin herkesin, babalarýn kýzlarý üzerinde bir tahakkümlerinin olamaya­caðýný Öðrenmesini istedim, dedi. [849]

Mebsut'un müellifi, bunu naklettikten sonra þöyle demektedir: Rasûlüllah (s.a.v.), Hansâ'mn bu söylediðine karþý çýkmadý. [850]

Atabe b. Ebî Leheb'in Berire isminde bir cariyesi vardý. Atabe onu Muðire'nin kölelerinden biriyle evlendirdi. Ama Berire; yetkisi elinde ol­saydý buna rýza göstermeyecekti. Nitekim isteksiz olduðu ve nefreti yüzünden okunuyordu. Mü'minlerin anasý Aiþe (r.a.) onun bu durumu­na acýdý, onu satýn alýp azat etti. Bunun üzerine Rasûlüllah (s.a.v.) ona: 'Yetkini eline aldýn, artýk dilediðini seç" buyurdu.

Kocasý peþinden koþarak ona yalvarýyor ve aðlýyordu. Ama Berire, onun yalvarmasýna ve döktüðü gözyaþlarýna aldýrýþ etmeden yoluna de­vam etti. Bunun üzerine Rasûlüllah (s.a.v.), ashabýna: "Þu adamýn sev­gisine ve þu kadýnýn ona duyduðu nefrete bakýn, hayret, deðil mi?" de­dikten sonra Berire'ye: "ALLAH'tan kork, o senin kocan, çocuklarýnýn babasý" dedi. Berire: Bana, ona dönmemi mi emrediyorsun, dedi. Rasûlüllah: "Hayýr, sadece aracýlýk etmek istiyorum" buyurdu. Berire: O halde benim ona ihtiyacým yok, dedi. [851]

Bununla ilgili olarak Buharî senediyle Ibnu Abbas'tan þöyle dediðini rivayet ediyor: Berire'nin kocasý Muðis isminde bir köle idi. Arkasýndan koþusunu, aðlayarak gözyaþlarýnýn sakalý üzerine boþandýðýný görüyor gibiyim. Peygamber (s.a.v.), Abbas'a: Ya Abbas, Muðis'in Berire'ye olan sevgisine ve Berire'nin de ona olan bu nefretine þaþmýyor musun?" buyurdu.

Rasûlüllah (s.a.v.), Berire'ye: "Ona geri dönsen" buyurdu. Berire: Ya Rasûlallah, ona dönmemi mi emrediyorsun? dedi. Rasûlüllah: "Hayýr, sadece aracýyým" buyurdu. Berire: O halde benim ona ihtiyacým yok, dedi.

Evet... Peygamber (s.a.v.) ona yüce þanýna raðmen, Berire'yi seven Muðis için Berire'nin indinde aracý olmakta bir sakýnca görmüyor!

Her ikisi de köle idiler, ama bununla birlikte her ikisi ayný zaman­da insan idiler, islâm'a göre kölelik, hürriyete, özellikle ifade hürriyetine ve seçme hakkýna ne zaman engel oldu ki!

O yüce peygamber, o yüce insan, insanlýkta derin izleri ve büyük önemi olan bir hususta ikisinin arasýna aracý olarak giriyor! Onun gibi büyük birine yaraþan da buydu! [852]

Onun aracýlýðý -o kudret ve heybetine raðmen mutlaka yerine get­irilmesi gereken bir emir ya da kesin bir görüþ þeklinde deðildi. Bu ne­denle hak sahibi olan o kadýnýn, hakkýndan vazgeçmesini ondan istediði halde vazgeçmemesinde bir sakýnca görmedi. Hatta aracýlýðýný reddet­mesini hoþ karþýlamama gibi bir tavýr da takýnmadý.

Bu durum, islâm'ýn müsamahasýný gayet güzel gözler önüne ser­mektedir.[853]


radyobeyan